Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/18 E. 2022/865 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/18 Esas
KARAR NO : 2022/865

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 07/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkili aleyhine … Bankası A.Ş. … Şubesinde …, …. 28.09.2008 keşide tarihli … seri numaralı 7.950 TL bedelli 1 adet sahte çek düzenlenmek suretiyle … 2. İcra İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini (EK-1), müvekkilinin rızası hilafından davaya konu çek elinden çıktığını, sahte imza ve yazılar yazılarak keşide edildiğini, ve düzenlendiğini, davalı tarafça işbu çeke ilişkin olarak karşılıksız çek şikayeti yapıldığını, müvekkilinin ilk önce … 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …esas-karar sayılı dosyasında yargılandığını, işbu dosyada alınan bilirkişi raporunda çek altındaki imza ile yazıların müvekkiline ait olmadığı ortaya çıktığını, müvekkilin bu dosyada beraat ettiğini, yine davalı tarafça ve mezkur mahkemece dolandırıcılık ve evrakta sahtelikle ilgili olarak suç duyurusundan bulunulduğunu, işbu yargılamada dilekçe ekinde yer alan … 1. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas, … karar no’lu gerekçeli kararından ve tüm dosya mündericatından anlaşılacağı üzere müvekkilin davalı gibi şikayetçi ve mağdur olarak bulunulduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile çekte yazılı miktar olan 7950 TL’nin % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı dosya aslı, çek aslı, … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları, banka kayıtları, davacının ıslak imza örnekleri, Milli Savunma Bakanlığı yazı cevabı, … Kaymakamlığı yazı cevabı dosya arasında delil olarak mevcuttur.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… 6.Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen …esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, davacı … hakkında … Bankası … şubesindeki hesabından 25/09/2008 tarih 7.950,00 TL tutarlı … seri numaralı çeki karşılıksız olarak keşide ettiği iddiasıyla 3167 Sayılı Yasanın 16 maddesi gereğince cezalandırılması talebi ile dava açılmış, çekin sanık adına Ziraat Bankası Horasan şubesindeki hesaptan alınan bir çek olduğu ve süresinde bankaya ibraz edildiği, karşılıksız olduğunun çek arkasına yazıldığı müştekinin de yasal hamil olduğu, çek örneği ve incelenen aslından anlaşılmış ise de, çek sanık adına olmakla birlikte sanığın da belirttiği gibi ilk cirantanın … isimli şahıs olduğu ancak bu şahsın açık kimlik ve adres bilgilerine ulaşılamadığı, davacının imza inkarında bulunmakla davacının imza örnekleri temin edilmiş, bankadan mukayese için iade edilmiş çek asılları, kredi sözleşmesi ve imza onaylamasına ait belgeler ve …. Mal Müdürlüğünden temin edilen davacının imzası bulunan belgeler temin edilerek çek aslı ile birlikte dosya bilirkişiye verilerek inceleme yaptırılmış, keşideci imzasının davacıya ait olmadığı bilirkişi raporuyla tespit eğdilmiş olduğu gibi ilk bakışta da çekteki keşideci imzasının sanığın temin edilen mukayasede kullanılan imzalarına kıyasla davacının imzasından farklı olduğu, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığı anlaşılmakla davacı yönünden çek keşide etmek suçundan beraatine ancak sahtecilik yada dolandırıcılık suçlarından sanık ya da gerçek sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
… 1.Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen …esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, davacı …’ın kayınbiraderi olduğu anlaşılan dava dışı …’ın davacı …’un askere gitmesinden de yararlanarak, davacının …Bankası … Şubesindeki çek hesabına ait boş çek yaprağını davacının bilgisi dışında ele geçirerek, çeki 28/09/2008 keşide tarihli ve 7.950 TL bedelli olarak doldurup, keşideci imzasını da 3. bir şahsa attırmak suretiyle oluşturduğu sahte çeki yaptığı alışveriş karşılığı davalı …’a verdiği, çek keşidecisi olarak görünen … hakkında … 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …esas, …karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu; Adli emanetin … sırasında kayıtlı olan çekteki keşideci imzasının … eli ürünü olmadığının tespit edildiği, dava dışı … aşamalarda atılı suçu işlemediği, suça konu çekteki imzaların kendisine ait olmadığı yönünde savunmada bulunmuş ise de, davacı …’ın aşamalardaki birbirlerine paralel ve mahkememizce samimi olduğu değerlendirilen iddia beyanı, davalı …’un aşamalardaki anlatımları, mahkememizce yapılan yargılama sırasında düzenlenen 10/03/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; çekteki ilk ciro imzasının …’ın eli ürünü olduğunun tespit edilmiş bulunması, yine … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas-karar sayılı dava dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu ile suça konu çekteki keşideci imzasının mağdur … eli ürünü olmadığının belirlenmiş olması karşısında …’ın suçlu olduğundan bahisle ceza verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, ceza hukuku suç oluşturan eylemin cezalandırılmasında kamu yararı arar. Özel hukuk ise haksız eylemin kişilere verdiği maddi ve manevi zararlarla uğraşır. Ceza hukukunda eylemin “kast” ve “taksir” öğeleri araştırılır. Tazminat davalarında ise “kusur” ve “sorumluluk” aranır. Bu nedenlerle, her iki hukuk düzeni birbirlerinden farklı hükümler içerirler ve farklı amaçlar güderler. Bununla birlikte çoğu yerde kesişirler ve birbirlerini etkilerler. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi, TBK.m.74’te düzenlenmiş olup, bu maddede ceza-hukuk ilişkisinin tümü değil, yalnızca haksız eylemden doğan tazminat davaları yer almış bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK. 74.maddesine göre; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” Yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamışsa, hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisi tanınmıştır. Ancak suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin bir kararı varsa, verilen karardaki maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacaktır. Yine aynı şekilde hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ve zarar tutarına ilişkin kararlarıyla bağlı değil ise de, kesin hüküm durumlarına uymak ve ceza davasının bazı kararlarını “kesin delil” olarak dikkate almak zorundadır. Ayrıca, ceza davasında toplanan deliller, özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hakimini bağlayacaktır. Nitekim iki ayrı ceza yargılamasında dava konusu çekteki imzanın davacıya ait olmadığı, dava dışı …’ın eli ürünü olduğu tespit edilmiş ve kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraflar davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Bu kapsamda menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak, takip alacaklısı davalıya aittir. (TMK 6, HMK 190) Ancak davacı hukuki ilişkinin maddi hukuk bakımından hiç doğmadığını değil de sona erdiğini (ödeme yapıldığını) veya yerine getirilmesinden kaçınabileceğini (zamanaşımına uğradığını, ödeme yapıldığı, başkaca bir hukuki ilişkiye dayandırma) ileri sürüyorsa, bu iddiasını borçlu davacı ispat edecektir. Ancak davacı, dava konusu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmekte ve bu hususun ceza yargılamasında kesinleştiği görülmekle, usul ekonomisi gereği yeniden imza incelemesi yapılmayarak davanın kabulü ile davacının Davacı/Borçlu …’ın, Davalı/Alacaklı …’a … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 28/09/2008 keşide tarihli, … seri numaralı ve 7.950,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminat talebinin ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı/Borçlu …’ın, Davalı/Alacaklı …’a … 2. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına konu 28/09/2008 keşide tarihli, … seri numaralı ve 7.950,00 TL bedelli çekten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının kötüniyet tazminat talebinin ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 543,06 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 135,77 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 407,29‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 431,22‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)