Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/166 E. 2023/790 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166 Esas
KARAR NO : 2023/790

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin müvekkili ile çeşitli tarihlerde “… ” imzalandığını, sözleşme gereğince davalı tarafın aktif olarak telefonları kullandığını, davalı tarafın üzerine tanımlanan telefon hatlarına ait kullanım ücretlerini ödemediğinden aleyhine Merkezi Takip Sistemi … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı-borçlunun borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibi durduğunu bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davacı arasında akdedilen 13.12.2019 tarihli Faturalı Dijital Mesajlaşma Taahhütnamesi ile dava dışı …Tic Ltd Şti., “…” ismiyle …’in toplu mesajlaşma hizmetlerinde servis aldığı iş ortağı firma olarak yer aldığını, dava dışı firmanın resmi olarak davacının toplu SMS çözüm ortağı olması sebebiyle davanın işbu firmaya ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkilinin, dava dışı “…” firmasının müvekkil şirketin “…” olması sebebiyle … Servisleri Taahhüdünü imzaladığını ve taahhüt tarihi olan 13.12.2019 tarihinden itibaren on iki ay geçerli olmak üzere toplam 15.000.000 adet toplu mesaj göndermeyi taahhüt ettiğini, müvekkili ile davacı arasında akdedilen “Faturalı Dijital Mesajlaşma Servisleri Taahhütnamesi”, “…” ile “…” 13.12.2019 tarihinde akdedildiğini ve akabinde tüm dünyayı kasıp kavuran COVİD 19 salgını 11.03.2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandeminin ilan edildiğini ve Sağlık Bakanlığı tarafından da gerekli önlemler alındığını, meydana gelen durumun, huzurdaki uyuşmazlık nezdinde “mücbir sebep” hali teşkil ettiğini, Objektif ifa imkânsızlığı yaratan bu durumun, müvekkili tarafından öngörülebilir olmamaklabirlikte huzurdaki uyuşmazlık nezdinde müvekkilinin kendi borcun ifasının imkânsız hale gelmesinde de herhangi bir kusuru bulunmadığını, taraflar arasından akdedilen sözleşmelerin 11.03.2020 tarihinden itibaren müvekkili bakımından söz konusu sözleşmesel ilişki, objektif ifa imkânsızlığı sebebiyle kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenlerle öncelikle huzurdaki davanın HMK nın 61.maddesi uyarınca dava dışı …Tic Ltd Şti. ‘ne ihbar edilmesine, mücbir sebep koşullarına riayet edilmeksizin Tbk 136.maddesinde yer alan objektif ifa imkansızlığına aykırı ikame edilen işbu haksız davanın reddine, davacının somut uyuşmazlık nezdinde objektif ifa imkansızlığını bilmesine rağmen salt haksız ve kötü niyetli takipte bulunması sebebiyle %20’den aşağı olmayacak miktarda kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Şti.’ye dava dilekçesi ve ihbar dilekçesi ekli davetiyenin tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın 05/07/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imza edilen hizmet sözleşmeleri kapsamında tarfların üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirip getirmedikleri, davalının mücbir sebep objektif ifa imkansızlığı itirazlarının yerinde olup olmadığı, davacının takip konusu miktar bakımından davalıdan alacaklı olup olmadığı, tenkis gerekiyorsa miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu Merkez Takip Sisteminin …Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 56.613,84-TL asıl alacak, 9.379,65-TL işlemiş yıllık faiz, 1.634,12-TL işlemiş faizin KDV’si, 635,49-TL işlemiş faizin OIV’si olmak üzere toplam 68.263,10-TL’lik takip talebinde bulunduğu,ödeme emrinin borçluya 10/06/2021 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu tarafça 15/06/2021 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 13/12/2022 tarihli celse ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, ekonomi finans alanında uzman ve telekomünikasyon uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 04/05/2023 tarihli raporda özetle;
“Taraflar arasında 24.06.2011 tarihinde “… imzalandığı görülmüş olup sözleşme kapsamında 3 adet mobil telefon hattının davalı adına tahsis edildiği görülmüştür. Taraflar arasında ayrıca 08.01.2014 tarihinde Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi imzalanmış – olup taahhütname ile 24 aylık taahhüt kapsamında 1 GB lık internet tarifesinin VINN 21 6mpps cihaz ile birlikte satışının gerçekleştiği görülmüştür.
Taraflar arasında ayrıca 13.12.2019 tarihinde Toplu Mesajlaşma hizmetine yönelik Faturalı Dijital Mesajlaşma Servisleri Taahhütnamesi imzalandığı görülmektedir. Tahhütname ekinde yer alan Aktivasyon ve Alfanumerik Başlık Talep Formu ile … numaralı hat üzerinden Toplu Mesajlaşma hizmeti sunulacağının belirlenmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu taahhütnamenin eki niteliğinde olan … boyunca 15.000.00 adet mesaj gönderileceğinin taahhüt edildiği ve taahhütlü ve taahhütsüz fiyatlara yer verildiği görülmüştür. …
Görüleceği üzere taraflar arasında imzalanmış olan taahhütnamede; taahhütün, bitiminden önce sona ermesi durumunda taahhütlü birim bedel 0,008 TL ile taahhütsüz birim bedel 0,15TL arasındaki fark olan 0,142 TL’nin sona erme tarihi itibariyle Taahhüt formu kapsamında gönderilen mesaj âdeti ile çarpılması suretiyle bulunacak tutar ve taahhüt kapsamında gönderilmeyen mesaj âdeti ile 0,008 TL çarpılması suretiyle elde edilen tutardan hangisi abone lehine ise o tutarın faturaya vansıtılacağı belirtilmistir. …
Sözleşmenin somut davamız açısından önem arz eden hükümleri aşağıdaki şekildedir.
Sözleşmenin 5.6. maddesi “..fatura ödemeleri … belirleyeceği yöntemlerle ve duyurduğu anlaşmalı kurumlara yapılır. Faturada belirtilen son ödeme tarihini geçen ödemeler için … tarafından günlük bazda gecikmeli gün sayısı kadar faiz uygulanır.
Uygulanacak faiz oranları düzenlenen faturalarda ve ilgili hizmet kanallarından bilgi verilir…” hükmü bulunmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan takibe dayanak fatura içerikleri incelendiğinde;
* 18.01.2021 son ödeme tarihli 48.637,90 TL tutarlı faturada; Taahhüt erken iptal/tamamlamama ceza bedeli olarak 38.753,00 TL, KDV 6.975,54 TL, ÖİV 2.906,48 TL ücret yansıtıldığı görülmüştür.
* 17.02.2021 son ödeme tarihli 651,10 TL tutarlı faturada; gecikme faizi 518,80 TL, KDV 93,38TL, ÖİV 38,90 TL yansıtıldığı,
* 17.05.2021 son ödeme tarihli 7.324,84 TL tutarlı faturada; gecikme faizi 5.836,55 TL, KDV 1.050,58 TL, ÖİV 437,72 TL yansıtıldığı,
Tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere 18.01.2021 son ödeme tarihli faturaya aylık hizmet bedeli yansıtılmamış olup, faturaya taahhüt kapsamında cayma bedeli yansıtılmıştır. Taraflar arasında imzalanmış olan taahhütnamede cayma durumunda faturaya bedel yansıtılacağı belirlenmiş olup, yansıtılacak tutarın ne şekilde hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır. Taahhüt süresi boyunca sağlanan indirim tutarı ile henüz ödenmemiş tutarların abone lehine olanının faturaya yansıtılacağı taahhütnamede belirlenmiştir. Abone adına düzenlenen takibe dayanak faturaların öncesindeki dönemlere ilişkin faturalarda taahhüt kapsamında sağlanan indirim tutarlarına ve toplam kullanılan mesaj sayılarına yer verildiği görülmüştür. Diğer iki faturaya gecikme faizi ve vergilerin yansıtıldığı görülmüştür.
17.03.2021 son ödeme tarihli fatura dikkate alınarak bir hesaplama yapıldığında; faturada davalı abonenin toplam 2.819.800 mesaj gönderimi yaptığının belirtildiği görülmekte olup, sağlanan indirim tutarı 2.819.800*0,142-400.411,60 TL olarak hesaplanmıştır. Henüz tahakkuk etmemiş tutar hesaplandığında ((15.000.000-2.819.800)*0,008)-97.441,60 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı tarafça cayma bedelli faturanın 48.637,900 TL olarak düzenlendiği görülmektedir.
Davalı tarafça taraf şirketlerin yetkilileri arasında yapılan e-posta yazışmalarının sunulduğu görülmekte olup e-postalar incelendiğinde;
*26.01.2021 tarihli davacı tarafça gönderilen e-postada;
2021 yılı için yeni bir SMS sözleşmesi alınması ve taahhüt edilen sms tutarı gerçekleşmez ise taahhüt farkı yansıması şartı ile gelen fatura tutarının silineceği, bununla birlikte pandemi koşullarında yarısı silinen fatura için müdahale şanslarının bulunmadığının belirtildiği,
*27.01.2021 tarihli davalı tarafından gönderilen e-postada özetle;
Covid-19 sebebi ile 2021 yılında 15 milyon SMS göndermelerinin mümkün olmadığı, 01 Ocak 2021 ile 31 aralık 2022 tarihleri arasında “pandeminin sona ermesi, sınırların açılması ve konsoloslukların vize vermeye başlaması durumunda” 15 milyon SMS göndermeyi “2019 yılına ait kesmiş olduğunuz faturayı iptal etmeniz” şartı ile taahhüt edilebileceğinin belirtildiği,
* 12.02.2021 tarihli davacı tarafça gönderilen e-postada;
Kalan tutarın silinmesinin mümkün olmadığı, kalan tutar için ödeme yapılması durumunda pandemi süreci bitip gönderim yapılmaya başlandığında tutar karşılığı ücretsiz SMS tanımlaması yapılabileceğinin belirtildiği görülmüştür.
Sayın Mahkemece davalının taahhüte aykırı davrandığının kabulü halinde; 17.03.2020 son ödeme tarihli faturada yer verilen indirim tutarları ve mesaj kullanımları dikkate alındığında faturaya yansıtılan tutarların davacı tarafça talep edebileceği değerlendirilmektedir.
Mücbir Sebep Yönünden İncelemeler
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçerliliği yönünde herhangi bir – ihtilaf bulunmamakla birlikte, uyuşmazlığın sözleşmenin 9.3.maddesinde yer alan “mücbir sebep”in gerçekleşip gerçekleşmediği özelinde şekillendiği görülmektedir.
Davalı taraf, sözleşme ile kararlaştırılan hizmetlerden faydalanamadığını iddia etmekte, bunun gerekçesi olarak da mücbir sebep niteliğinde Covid-19 Pandemisi’nin gerçekleştiğini belirtmektedir.
Mücbir sebep gerek doktrin gerekse Yargıtay kararlarında;
1- Tarafların kontrolü dışında gerçekleşen,
2- Mücbir sebebin, sözleşmenin kurulduğu tarihte öngörülemeyen,
3- Her türlü önlemin alınmasına rağmen mücbir sebebin edimleri ifayı imkansız hale getirmesinin önlenemediği,
4- Yahut sözleşmede açıkça mücbir sebep olarak belirlenmiş,
Olgulardır.
Somut uyuşmazlık bakımından yapılan değerlendirmelerde, Covid-19 Pandemisi’nin tarafların kontrolü dışında gerçekleştiği ve sözleşmenin kurulduğu esnada öngörülmesinin mümkün olmadığı açıktır. Bununla birlikte taraflar arasında akdedilen sözleşme ile yalnızca toplu sms gönderimi hususunda anlaşmaya varılmadığı, 3 adet mobil hat, VINN internet cihazı hizmeti de sunulduğu görülmüştür.
Bu yönüyle mücbir sebep gerekçesiyle tüm sözleşmelerin bir bütün halinde sona erdirilmesi mümkün değildir. Yalnızca yararlanılamayan ve dünya genelinde yaşanan kapanmalar sebebiyle yararlanılması da mümkün olmayan toplu SMS ile reklam hizmetlerinden doğan sözleşmelerin feshi mümkündür. Diğer taraftan pandemi koşullarında da olsa, hizmetin ve kullanımın devam ettiği 3 mobil hat ve 1 VİNN İnternet paketi yönünden sözleşmenin feshi kanımızca haklı bir sebebe dayanmamaktadır.

1-Taraflar arasında 24.06.2011 tarihinde “…” imzalandığı ve bahse konu sözleşme kapsamında 3 adet mobil telefon hattının davalı adına tahsis edildiği,
2-Taraflar arasında ayrıca 08.01.2014 tarihinde Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi” imzalandığı ve taahhütname ile 24 aylık taahhüt kapsamında 1 GB lık internet tarifesinin VINN 21 6mpps cihaz ile birlikte satışının gerçekleşti.
3- Taraflar arasında ayrıca 13.12.2019 tarihinde Toplu Mesajlaşma hizmetine yönelik “Faturalı Dijital Mesajlaşma Servisleri Taahhütnamesi” imzalandığı ve Tahhütname ekinde yer alan Aktivasyon ve Alfanumerik Başlık Talep Formu ile … numaralı hat üzerinden Toplu Mesajlaşma hizmeti sunulacağının belirlenmiş olduğu,
Söz konusu taahhütnamenin eki niteliğinde olan “…” ile 12 aylık taahhüt süresi boyunca 15.000.00 adet mesaj gönderileceğinin taahhüt edildiği ve taahhütlü ve taahhütsüz fiyatlara yer verildiği,
Somut uyuşmazlık bakımından yapılan değerlendirmelerde, Covid-19 Pandemisi’nin tarafların kontrolü dışında gerçekleştiği ve sözleşmenin kurulduğu esnada öngörülmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte taraflar arasında akdedilen sözleşme ile yalnızca toplu sms gönderimi hususunda anlaşmaya varılmadığı, 3 adet mobil hat, VİNN internet cihazı hizmeti de sunulduğu,
Bu yönüyle mücbir sebep gerekçesiyle tüm sözleşmelerin bir bütün halinde sona erdirilmesinin mümkün olmadığı, yalnızca yararlanılamayan ve dünya genelinde yaşanan kapanmalar sebebiyle yararlanılması da mümkün olmayan toplu SMS ile reklam hizmetlerinden doğan sözleşmelerin feshinin mümkün olduğu, diğer taraftan pandemi koşullarında da olsa, hizmetin ve kullanımın devam ettiği 3 mobil hat ve VINN İnternet paketi yönünden sözleşmenin feshinin kanımızca haklı bir sebebe dayanmadığı,
Ancak sayın mahkemenin heyetimizin kanaatin aksine, -SMS paketi bakımından- sözleşmenin feshinin haklı bir sebebe dayanmadığı yönünde karar vermesi halinde;
Davacının, davalıdan;
56.613,84 TL asıl alacak
1.563,47 TL işlemiş faiz
281,42 TL işl. Faiz %18 Kdv
58.458,73 TL toplam alacak,
Davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 akdi faiz oranı ile birlikte tahsil edilmesi gerekecektir.” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun “İfa İmkansızlığı” başlıklı 136.maddesi;
“Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.”
“Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138.maddesi ise “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmünü haizdir.
Yargıtay uygulamasında salgın hastalıklar birer mücbir sebep olarak kabul edilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/06/2018 tarihli 2017/11-90 Esas, 2018/1259 Karar sayılı kararı). Kaldı ki bu salgın döneminde TBMM tarafından çıkarılan kanuni düzenlemelerde de Covid-19 salgın hastalık olarak mücbir sebep sayılmıştır (İstanbul BAM 46.HD’nin 15/06/2023 tarihli 2021/3160 Esas, 2023/1522 Karar sayılı kararı).
Yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 24.06.2011 tarihinde “…, 08.01.2014 tarihinde Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi ve 13.12.2019 tarihinde Toplu Mesajlaşma hizmetine yönelik Faturalı Dijital Mesajlaşma Servisleri Taahhütnamesi imzalandığı ve sözleşmelerin geçerliliği konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın takibe ve davaya konu toplu sms gönderimine ilişkin sözleşmenin 9.3.maddesinde yer alan mücbir sebep halinin gerçekleşip gerçekleşmediği, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davacının takip dosyası kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Dosya kapsamına uygun, denetime elverişli şekilde düzenlendiği anlaşıldığından 04/05/2023 tarihli bilirkişi raporunun Mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, raporda yapılan tespitlere göre, eldeki davada Covid-19 Pandemisi’nin tarafların kontrolü dışında gerçekleştiği ve sözleşmenin kurulduğu esnada öngörülmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte taraflar arasında akdedilen sözleşme ile yalnızca toplu sms gönderimi hususunda anlaşmaya varılmadığı, 3 adet mobil hat, VINN internet cihazı hizmeti de sunulduğu, bu yönüyle mücbir sebep gerekçesiyle tüm sözleşmelerin bir bütün halinde sona erdirilmesinin mümkün olmadığı, yalnızca yararlanılamayan ve dünya genelinde yaşanan kapanmalar sebebiyle yararlanılması da mümkün olmayan toplu SMS ile reklam hizmetlerinden doğan sözleşmelerin feshinin mümkün olduğu, diğer taraftan pandemi koşullarında da olsa, hizmetin ve kullanımın devam ettiği 3 mobil hat ve 1 VINN İnternet paketi yönünden sözleşmenin feshinin haklı bir sebebe dayanmadığı anlaşıldığından davacının takibe konu faturalar ve miktar açısından dava açmakta haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 1.165,77 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭895,92 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 24/10/2023

Katip Hakim
✍e-imzalı ✍e-imzalı