Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/14 E. 2022/532 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/14 Esas
KARAR NO : 2022/532

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizin 2016/254 esas 2018/1094 Karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/627 esas 2021/2279 karar sayılı ilamı ile kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak, Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) ve Tazminat davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;müvekkili şirket ile davalı arasında, “…” yapılması hususunda sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca sözleşme konusu işlerin müvekkiline sözleşmeye uygun bir şekilde ve tarihte teslim edilmesi hususunda anlaştıklarını, Davalının işbu sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işe süresinde başlamadığını, işin başında şantiye şefi bulundurmadığını, sürekli ve düzenli bir şekilde çalışmadığını, işi geciktirdiğini, davalıya bu hususta yazılı, e-mail, sözlü ve gerekse de noterden ihtarname keşide etmek suretiyle işi sözleşmeye göre yapması ve tamamlaması hususunda uyarılarda bulunulduğunu, davalının tüm bu hususlara rağmen sözleşmesel yükümlülüklerine aykırılıklarda ısrarcı davranması sonucunda sözleşmenin 22. Maddesi kapsamında; 09.02.2016 tarihli, 23.465,02 TL tutarlı ceza kesintisi açıklamalı fatura tanzim edildiğini, işbu faturanın …. 9. Noterliği’ nin … tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, ancak, davalı söz konusu faturayı kabul etmediğinden bahisle iade ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin söz konusu faturayı işbu dava dayanağı olan … 30. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu ettiğini, davalının söz konusu takibe de itirazı üzerine huzurdaki davanın ikame edilmesi zorunluluğu hâsıl olduğunu, müvekkili şirket davalının sözleşme kapsamındaki işe başlaması gereken tarihten bu yana davalı ile sayısız defa görüştüğünü, sayısız e-mailler ile işe davet bildiriminde bulunduğunu, şantiyede yeterli personel ve malzeme tedariki sağlaması gerektiğini, sözleşmenin gerisinde bulunduğunu tarafına bildirmiş ara terminler tanıdığını, müvekkili şirketin en son raddede davalıya ceza faturası yansıttığını ve zaten bu faturanın da kabul edilmemesi ve sözleşmeye aykırılıkların devamı üzerine sözleşmeyi fesih yoluna gittiğini, müvekkilinin bu bağlamda uğradığı zararlara ilişkin fazlaya ilişkin tüm haklan ayrıca saklı olduğunu, davalı borçlunun itirazının iptali ile birlikte takibin devamına, davalı borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı ile aralarında “…’’ ilişkin sözleşme imzalandığının doğru olduğunu, bu sözleşme hükümleri incelendiğinde görüleceği üzere sözleşmenin süresinin 30.10.2015 – 31.12,2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığını, bu tarihler arasında işverenn yukarıda sözünü ettikleri proje konusu binayı yüklendikleri işleri yapmaları için hazır hale getirmediğini ve kendilerine teslim etmediğini, bu konuda davacı firmayı sayısız kereler şifahi olarak uyarmalarına rağmen ve işe başlamak için ekipler ve malzemelerle işin yapılacağı yere gitmelerine rağmen, inşaat hazır olmadığından çalışmaya başlayamadan geri dönmek zaruretinde kaldıklarını, bu konuda tutanaklar da tutuklarını, bu tutanakların delil olarak mahkemeye sunulacağını, dolayısı ile davacı yanın sözleşmedeki sorumluluğunu yerine getirmediğinden sözleşmenin geçerli olduğu süre içerisinde yüklenici Firma olarak işe başlayamadıklarını, kusurun kendilerinde değil davacıda olduğunu, sözleşmeye göre işe başlama ve işin bitiş tarihlerinin belli olduğunu, davacının bu tarihler arasında işyerini davalıya teslim etmediği gibi, bu konuda yazılı ve sözlü bir uyarı da yapmadıklarını, sözleşmenin sona ermesinden sonra davacı firmanın zor durumda kalmaması için SÖZLEŞMESİZ olarak 2016 yılı Ocak ayı içerisinde davacının isteği üzerine işe başladıklarını, bu aşamada davacı taraftan kaynaklanan nedenlerden dolayı işlerin aksak yürüdüğünü, bu arada davacı noterden ihtarnameler keşide etmeye başladığını, bu ihtarnamelere gerekli cevaplar verdiklerini, bu ihtarnameler incelendiğinde görüleceği üzere sözleşme sona erdikten sonra davacı ile aralarında sözleşmesiz olarak yapılan işlere ilişkin olduğu açıkça anlaşılacağını, davacı firmaya yaptıkları işlerin sözleşme sona erdikten sonra yaptıklarını, davacının haksız ve ticari ahlaka uygun olmayan davranışları nedeniyle tamamlayamadıklarını, sözleşme kapsamı dışındaki çalışmalarıyla ilgili olduğunu, yaptıkları bu işlerin bedelini davacı kendilerine ödemediği gibi hukuka ve yasalara aykırı olarak ceza faturası tanzim etmeye kalkıştıklarını, bu nedenle icra takibinin iptaline, talep edilen alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminatın davacıdan alınmasına, mahkeme masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin (… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin) …Esas, … Karar sayılı dosyasının mahkememizin 2016/254 Esas sayılı dosyası ile HMK 166/1 maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi üzerine dosya Mahkememize gönderilerek dosyamız arasına konulmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında, “…” yapılması hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca, sözleşme konusu işlerin müvekkiline sözleşmeye uygun bir şekilde ve tarihte teslim edilmesi hususunda anlaşıldığını, davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işe süresinde başlamadığını, işin başında şantiye şefi bulundurmadığını, sürekli ve düzenli bir şekilde çalışmadığını ve işi geciktirtirdiğini, davalı firmanın işi sözleşmeye açık ve kesin bir şekilde aykırı olarak yaptığını, sözleşmede belirlenen işin çok küçük bir kısmını yaptığını ve başlangıç aşamasında bıraktığını, bunun üzerine … 9. Noterliği’ nin … tarih, … yevmiye sayılı tutanağı ile tespit ettirildiğini, davalının gecikmesi ve müvekkili şirketin uyarılarını dikkate almaması sebebi ile ceza faturası kesildiğini, davalının söz konusu faturayı iade etmesi üzerine ayrıca İstanbul 30. İcra Müdürlüğü 2016/5490 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı firmanın söz konusu takibe haksız itirazı ile takip durduğunu, müvekkil şirket … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi…sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması ve sözleşmenin müvekkili şirket tarafındna haklı nedenle feshedilmesine sebebiyet vermesi sonucu sözleşme gereği doğan cezai şart, tazminat, alacak vs. ileride artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin haklar saklı olarak şimdilik tespit edilebilen 11.107,37$’ ın işbu davanın açıldığı tarih itibari ile karşılığı olan (1 $ = 2,8270TL ) 31.400,53 TL zararın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana tahmilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin adresinin Maltepe olduğunu, bu nedenle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, derdestlik itirazlarının olduğunu, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyasında dava konusunun ve taraflarının aynı olduğunu, öncelikle yetki itirazları konusunda bir karar verilmesini, ayrıca davanın derdest olması, haksız ve mesnetsiz olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davası olup birleşen dava ise sözleşmenin feshinden kaynaklı tazminat davasına ilişkindir.
Mahkememizin 16/12/2016 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; taraflar arasında yapılan sözleşmenin 39. madesinde ihtilaf halinde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu düzenlendiğinden HMK 17. maddesi de göz önüne alınarak davalının icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Asıl davaya konu … 30. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22/02/2016 tarihinde fatura alacağından kaynaklı 23.465,02 TL asıl alacak, 66,86 TL Faiz olmak üzere toplam: 23.531,88 TL’ lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 25/02/2016 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu 29/02/2016 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli ara kararı gereğince, asıl dava ve birleşen dava yönünden rapor hazırlanmak üzere dosya mali müşavir, İnşaat Mühendisi ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 14/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; Dosya muhteviyatının incelenmesi ve yapılan değerlendirmeler muvacehesinde; a) Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) – Davacı Sur Yapı, ticari defterlerinde davalı şirketten 24.125,47 TL alacaklı olduğu, Davacı şirketin icra takibindeki talebi ceza kesintisi faturası tutarı 23.465,02 TL olduğu, c) – Dava dışı … A.Ş., davacı … A.Ş.’ye toplam KDV dahil 164.582,41 TL. ( KDV dahil 54.252,18 USD) tutarında iki fatura düzenlediği, ASIL DAVADA iş sahibi davacının yüklenici davalıdan herhangi bir cezai şart talep edemeyeceği, BİRLEŞEN DAVADA iş sahibi davacının, talebi veçhile, yüklenici davalıdan 31.400,53 TL talep edebileceği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 29/06/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/09/2018 teslim tarihli raporda özetle; Sonuç olarak kurulumuz, tarafların kök raporumuza vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 19/10/2018 tarih ve 2016/254 Esas, 2018/1094 Karar sayılı kararımız ile asıl davanın reddine, davacının kötü niyeti tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kabulüne, 11.107,37 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen 2016/254 Esas, 2018/1094 Karar sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2021 tarih 2019/627 esas 2021/2279 karar sayılı ilamı ile “Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 22.6 Maddesinde borcun belirlenen zamanda ifa edilmemesi hali düzenlendiğinden, bu durumda istenebilecek ceza TBK’nın 179/2. maddesi kapsamında ifaya ekli ceza niteliğindedir.
TBK’nın 179/2. Maddesine göre teslimden sonra ifaya ekli cezanın istenebilmesi, teslimin ayrıca cezai şartın isteneceğine ilişkin ihtirazi kayıtla yapılmış olması veya sözleşmede ihtirazi kayda gerek olmaksızın cezai şart istenebileceğine dair bir hüküm bulunmasına bağlıdır. Öte yandan, ifaya ekli cezai şart müspet zararlardan olduğundan, istenebilmesi için sözleşmenin ayakta olması gerekir. Sözleşmenin feshi halinde, aksi kararlaştırılmadıkça, kural olarak ifaya ekli cezai şart da istenemez. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmenin 22.6. maddesinde gecikme nedeniyle fesih halinde fesih anına kadar işleyen cezanın talep edilebileceği veya teminatın gelir kaydedilebileceği hükme bağlanmıştır. Sözleşme gereğince ifaya ekli cezai şartın fesih halinde dahi fesih tarihine kadar istenebileceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı taraf gecikme cezasına ilişkin faturasını düzenlemiş, hemen ardından iki gün sonra sözleşmeyi feshetmiştir. Bu durumda, sözleşmedeki fesih tarihine kadar işleyen cezanın talep edilebileceğine ilişkin düzenleme karşısında, davacının fesih tarihine kadar cezai şart talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece ek rapor alınmak suretiyle, davalının faturada belirtilen süre için ve en geç fesih tarihine kadar olan gecikme süresi belirlenip, sözleşmenin 22. maddesinde belirtilen oran üzerinden hesaplama yapılarak, varsa isteyebileceği gecikme tazminatı miktarı belirlenerek, bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde asıl davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur…” şeklindeki değerlendirme ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 06/01/2022 tarihli Tensip ara kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/627 esas 2021/2279 karar sayılı ilamı ile kaldırma ilamı doğrultusunda dosyamız ek rapor hazırlanmak üzere Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 04/02/2022 tarihli ek raporda özetle; “Davacı tarafın, asıl davada sözleşmenin 2.6 maddesi gereğince talep edilebileceği ceza 19.000 TL, takipte talep edebileceği faiz de 27,33 TL olarak hesaplandığı, Davacı şirketin 19.000 TL asıl alacağı ve bu tutar üzerinden, takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli avans işlemlerine uygulanan değişen oranlardaki faizi talep edebileceği” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Bu doğrultuda yapılan yargılama, alınan raporlar, BAM ilamı ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; asıl dava yönünden mali müşavir bilirkişiden alınan ek raporun BAM ilamında belirtilen hususları karşıladığı, mahkememizce yeterli görülüp itibar edilebilir bulunduğu, buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin 22.6. maddesinde gecikme nedeniyle fesih halinde fesih anına kadar işleyen cezanın talep edilebileceği veya teminatın gelir kaydedilebileceği hükme bağlandığı, sözleşme gereğince ifaya ekli cezai şartın fesih halinde dahi fesih tarihine kadar istenebileceği, taraflar arasındaki mesajlardan davacı tarafın, davalı taraftan işe başlaması talebi 04/01/2016 tarihi olarak baz alındığında, sözleşmenin 2.6 maddesi gereğince davacının fesih tarihi 11/02/2016 tarihine kadar talep edilebilecek cezai şart miktarının 19.000,00 TL, takip tarihi itibariyle talep edilebilecek faiz miktarının 27,33 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Birleşen davada ise davacı iş sahibinin, işbu haklı fesih nedeniyle uğradığı zararların tazminini talep edebileceği, davacı iş sahibinin aynı işi bir başka firmaya davalı ile kararlaştırdığından daha yüksek bir bedele yaptırdığının anlaşıldığı, davalı yüklenici edimini sözleşmeye uygun olarak ifa etse idi davacı daha yüksek bir bedelle işi bir başkasına vermek zorunda kalmayacağından aradaki farkın davacının tazmini gereken zararını oluşturduğu, bu nedenle davacının birleşen davadaki dava dilekçesinde talep ettiği 31.400,53 TL tutarındaki zararların tazmini talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Netice itibariyle anılan gerekçelerle, kök ve ek raporlarda yapılan hesaplamalar doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulü ile davalının … 30. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 19.000,00 TL asıl alacak ve 27,33 TL faiz üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın kabulü ile 11.107,37 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-a) Asıl Davanın Kısmen kabulü ile davalının … 30. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 19.000,00-TL asıl alacak ve 27,33-TL faiz üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
c)Asıl davada, Karar tarihine göre alınması gereken ‭ 1.299,76 TL harçtan peşin alınan 284,21 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.015,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
d)Asıl davada, Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 284,21 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e)Asıl davada, Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
f)Asıl davada, Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.504,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
g)Asıl davada, Davacının yapmış olduğu toplam 2.218,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.793,42 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen davanın kabulü ile 11.107,37-USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
a)Birleşen Mahkememizin 2016/424 Esas sayılı dosyasında karar tarihine göre alınması gereken 2.144,97 TL harçtan peşin alınan 536,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.608,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
b-)Birleşen Mahkememizin 2016/424 Esas sayılı dosyasında, davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-)Birleşen Mahkememizin 2016/424 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan 1.703,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 20/09/2022
Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı

MASRAF BEYANI (ASIL DAVA )
29,20 TL Harç Masrafı
Asıl dava ve birleşen davada bilirkişi reddiyatı 1800/2 = 900,00 TL
1.000 TL Bilirkişi reddiyatı
288,80 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.218,00 TL

MASRAF BEYANI ( BİRLEŞEN DAVA )
565,45 TL Harç Masrafı
Asıl dava ve birleşen davada bilirkişi reddiyatı 1800/2 = 900,00 TL
238,50 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.703,95 TL