Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/88 E. 2021/116 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/88 Esas
KARAR NO : 2021/116 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mali müşavirlik hizmeti verdiğini, müvekkili şirket aleyhine … 9. İcra Müdürlüğünün … takip dosyasına istinaden müvekkilinin mükelleflerinin bilgi ve işlemlerini takip ettiğini, şirketin işleyişi adına hayati derecede öneme sahip demirbaşlardan olan bilgisayar, donanım ve benzeri ekipmanları davalı tarafından müvekkili şirketi daha fazla mağdur etmek ve müvekkili şirketin haciz esnasında gerekli itiraz ve yasal haklarını kullanmasını zorlaştırmak amacıyla cuma günü mesai saatinin bitimine doğru kötü niyetli olarak haczedildiğini, istihkak iddialarının işleme konulmadığını, müvekkili şirketin kötü niyetli haczin meydana getireceği etkilerden dolayı cebri icra tehdidi altında 31.000,00-TL yatırmış olduğu, istihkak iddiasının işleme alınmaması, yatırılan 31.000,00-TL’nin iadesi için … 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açtıklarını, verilen karar ile davalarının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, … 9. İcra Müdürlüğü’nce yapılan haksız hacizlerin uygulandığı yerin Şişli İlçesinde olduğu, davalının haksız yere müvekkili şirketin mükelleflerine ait bilgilerinin de olduğu bilgisayarlarının haczedildiğini, müvekkili şirketin daha fazla zarara uğramaması için 31.000,00-TL ödemek zorunda kaldıklarını, bu 31.000,00-TL’nin kullanılmamasından kaynaklanan olası maddi kazançlarının belirlenerek tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000-TL maddi tazminatın ve müvekkili şirkete yönelik yapılan haksız haciz ve muhafaza sonucunda zarar gören ticari itibarının ve zedelenen kişilik hakkının manevi yönden tazmini için 20.000-TL manevi tazminat alacağının tarafına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09.02.2021 tarihli dilekçesi ile; Arabuluculuk kurumuna başvurmadıklarını beyan etmiştir.
GEREKÇE;
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın taraflarının ticari şirket olduğu, dava konusunun maddi ve manevi tazminat olarak bir para alacağı olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30-TL harcın peşin olarak yatırılan 683,10 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 623,80-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiyesinin davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde tarafların yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır