Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/870 E. 2022/236 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/870 Esas
KARAR NO : 2022/236

DAVA : Hisse devrinin tespiti
DAVA TARİHİ : 19/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin … 52. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devir sözleşmesi ile … Limited şirketindeki paylarını davalılardan …’e bedeli mukabilinde devrettiğini, şirket defterlerinin bu devir işine aracılık yapan diğer davalı …’da olduğunu, muhatapların bu devir sözleşmesini Ticaret Sicilde tescilini yaptırmadıklarını, bu husus da davalılara noter vasıtasıyla ihtarname keşide ettiklerini ancak ihtara karşı bir cevap vermediklerini, şirket defterlerinin davalılardan …’da bulunması nedeni ile pay devrinden sonra bu işleme ilişkin alınması gereken kararların alınamadığını, beyan ederek davalı …Ltd Şti’ndeki paylarının davalı …’e devrinin tespit ve kabulüne karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ikame edilen davada müvekkilinin davalı sıfatı olmadığını, öncelikle husumet yokluğu sebebi ile müvekkili yönünden davanın reddinin gerektiği, müvekkilinin davalı şirketin dışarıdan sözleşmeli olarak muhasebe hizmeti verdiğini, şirket bünyesinde herhangi bir görevinin bulunmadığını, ve şirket sigortalı çalışanı olmadığını, bahse konu tescil işleminin gerçekleşebilmesi için genel kurul tarafından bir kararın alınması gerektiğini, ancak bu hususta müvekkiline bir talimat verilmediğini beyan ederek davanın müvekkili bakımından reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Şti.’ni temsil kayyımı cevap ve beyan dilekçesinde özetle; yargılamada gelinen aşama itibariyle şirketin temsil kayyımı olarak şirketin aleyhindeki hususları kabul etmediğini, davacıların ortaklığının tescili için genel kurulun yapılamadığı gözetilerek BAM bozma kararına uygun olarak TTK’nun 595/1 kapsamında davacının ortaklığı hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’e dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadığı ancak davalı Serkan vekili duruşmalardaki beyanında; müvekkilinin şirketin hisselerinin tamamını noter senedi ile satın aldığını, davacı yurt dışına gittiğinden birlikte gidip ticaret sicilde işlem yapamadıklarını, müvekkilinin daha sonra da hisseleri almaktan vazgeçtiğini, bir aylık süreden sonra o işlem düştüğünden müvekkilinin işlem yapmadığını ve aşamalardaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, limited şirket hissesinin devri nedeniyle ortaklık sıfatının sona erdiğinin tespiti ve kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2018/168 esas 20211/254 karar sayılı 25/03/2021 tarihli kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM’ne gönderilmiş, İstanbul BAM 14. H.D.’nin 02/12/2021 tarih ve 2021/1992 esas, 2021/1498 karar sayılı ilamı ile:
“Somut olayda, aynı zamanda tek münferit şirket yetkilisi olan davacılardan … ve diğer davacı … tarafından davalı şirket de hasım gösterilerek eldeki dava açılmıştır. Buna göre davacı … ile aynı zamanda tek başına münferit yetkilisi olduğu anlaşılan davalı şirket arasında menfaat çatışması bulunduğu açıktır. Bu durumda davalı şirketin iş bu davada temsili ve usulüne uygun taraf teşkili yapılması için, davalı şirkete kayyım atanması veya kayyım atanması için davacılara süre verilmesi, şirketin iş bu davada temsili ve taraf teşkili sağlanarak yargılamanın sürdürülmesi zorunludur.” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, yeniden esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı şirkete bilirkişi listesinde kayıtlı … temsil kayyımı olarak atanarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacıların davalı şirket ortağı ve yetkilisi iken şirketteki hisselerinin tamamını, … 52. Noterliğinin … tarihli ve … Y. sayılı “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” ile davalı …’ e bedeli karşılığında devrettikleri anlaşılmaktadır.
… 52. Noterliğinin …tarihli ve … Y. sayılı devir işleminin davalı şirkete bildirilmediği, celbedilen ticaret sicil kayıtlarına göre de davalı şirketin, hisse devir işlemini ticaret siciline tescil ettirmediği, davacıların halen ortak olarak göründüğü anlaşılmaktadır. Yine, sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin halen yetkilisinin aynı zamanda davacılardan biri olan Yılmaz Karaca olduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 595/1. maddesi uyarınca, limited şirket hisse devrine dair sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onanması geçerlilik şartıdır. Somut olayda bu koşulun gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Somut olayda, genel kurulun onayı bulunmamaktadır. Ancak Kanun, 6762 sayılı TTK’da olmayan yeni bir imkan getirmiştir. Yeni TTK’nın 595/son maddesi uyarınca, şirket genel kurulunun devre onay verilmesi talebi hakkında üç ay içinde olumlu veya olumsuz bir karar vermemesi halinde, devre onay vermiş sayılmasını hükme bağlamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/14676 esas, 2015/409 karar sayılı ilamında yerel mahkemenin “6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde limited şirketlerde pay devrinin yazılı şekilde yapılıp noter tarafından onaylanması ve devre ortaklar genel kurulunca da onay verilmesi şartına bağlandığı, taraflar arasındaki pay devrinin noterde yapıldığı, şirket iki ortaklı olup ortaklar hisse devri konusunda anlaştığından noter evrakının ortaklar genel kurul kararı olarak kabulü gerekeceği, bu maddede 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesinden farklı olarak pay defterine kayıt şartının aranmadığı, davalı tarafın devir işleminden vazgeçildiğine ilişkin noter evrakına eşdeğer bir belge sunmadığı,” şeklindeki gerekçesi ile vermiş olduğu kararın onanmasına hükmetmiştir.
Davalı şirket iki ortaklı olup noter belgesine göre her iki ortak ve devir alan devir konusunda anlaştığından ayrıca bir ortaklar genel kurulu kararı olmasa da hisse devir sözleşmesinde şirketin tüm ortakları taraf olmakla TTK md. 595 uyarınca ortaklar genel kurulu kararı olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde pay devrine ilişkin işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı ve davacıların … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı …Şirketi ndeki paylarının tümünü davalı …’ e devir ettikleri ve anılan şirkette pay sahibi sahibi olmadıkları tespit edilmiştir. Hisse devir sözleşmesi aynı zamanda TTK md. 595/2 de düzenlenen sas sermaye payının devri için aranan ortaklar genel kurulunun onayı kararı olarak kabul edildiğinden hisse devrinin sözleşme tarihi olan 15.11.2015 günü gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Davalı … vekili 21.06.2018 tarihli celsede müvekkilinin şirketin hisselerinin tamamını noter senedi ile satın aldığını, davacı yurt dışına gittiğinden birlikte gidip ticaret sicilde işlem yapamadıklarını, müvekkilinin daha sonra da hisseleri almaktan vazgeçtiğini, bir aylık süreden sonra o işlem düştüğünden müvekkilinin işlem yapmadığını ileri sürmüş ise de, buna ilişkin noter evrakına eşdeğer bir delil sunulmadığından bu itiraz kabul edilmemiştir.
Davalı … ise şirket ortağı olmadığı gibi davalıya yapılan bir pay devri de bulunmadığından davalının pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın davalı … yönünden husumetten reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacıların … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı … ŞİRKETİ ndeki paylarının tümünü davalı …’ e devir ettikleri ve anılan şirkette pay sahibi sahibi olmadıklarının tespitine,
2- Devir işleminin 25/11/2015 tarihi itibariyle geçerli olacak şekilde … Ticaret Sicil Müdürlüğünün kayıtlarına işlenmesine ve ilanına,
3- Davanın davalı … yönünden husumetten REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.-TL harcın davalı … ve … ŞİRKETİ’nden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-) Davacılar kendilerini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalı … ve … ŞİRKETİ’nden alınarak davacılara verilmesine,
6-) Davalı … kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile iş bu davalıya verilmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet ücreti, 1.800 TL bilirkişi ücreti, 500,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.377,70 TL yargılama giderinin davalı … ve … ŞİRKETİ’nden alınarak davacılara verilmesine,
😎 Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, duruşmada hazır bulunan tarafların yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan
(e-imza)
Üye
(e-imza)
Üye
(e-imza)
Katip
(e-imza)