Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/868 E. 2023/606 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/868 Esas
KARAR NO : 2023/606
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/12/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirketin 3 kişi 1. grup personel, 10 kişi 2.grup personel, 25 kişi 3.grup personel, 7 kişi 4. grup personel olmak üzere toplam 45 kişi ile 1 yıl süreli Atölye Hizmeti Alımı işi davalı idare ile müvekkil şirket arasında akdedilen 2010/… sözleşme kapsamında 01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında müvekkil şirket tarafından yapıldığını, davacı şirketin teklif fiyatını oluştururken ihaleye girdiği tarihte geçerli olan asgarî ücret üzerinden hesaplama yaparak teklif fiyatı oluşturduğunu, bununla birlikte akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca her ne kadar gider kalemlerinde artış olması halinde fiyat farkı ödenmeyeceğini, hükmü yer alsa da asgari ücrette gerçekleşen hakediş fark ödemeleri bu maddede sayılmadığını, her ne kadar yanlış hesaplamayla da olsa asgari ücret fiyat değişimi tutarında maaşlara bir ekleme yapılarak hatalı da olsa bir fiyat farkı ödemesi yapıldığını, bu gerekçeyle asgari ücret fiyat farklarının bu hükmün kapsamında olmadığı anlaşıldığını, davalı idare tarafından, bahsi geçen düzenlemeler hilafına bir hesaplama yapılarak her ayın sonunda davacı şirketin hakedişi eksik ödendiğini, davacı şirketin ihaleye teklif verdiği tarihteki asgarî ücret üzerinden % bazlı hesaplamalar yapılarak personel bazında teklif fiyat oluşturulduğunu, davalı idare personel bazında oluşturulan bu hesaplamalara, yalnızca asgarî ücrete yapılan artışı dâhil ederek hakediş ödemesi yaptığını, oysa hizmet işinin başladığı tarihte taban asgarî ücrette değişiklik yapıldığını, davalı idare tarafından ödeme yapılırken benimsenmesi gereken hesaplama yöntemi, yeni asgarî ücret üzerinden % fazla hesabı yaptığını, eski asgarî ücret üzerinden yapılan % fazla hesabı miktarına, asgarî ücrete gelen farkı eklemek hatalı bir hesaplama yöntemi olduğu gibi hakedişlerin de eksik ödenmesine sebebiyet verdiğini, bu şekilde yapılan hesaplama ile asgarî ücrete gelen zammın % fazlası hesaplanmamakta ve eksik ödeme yapıldığını, aynı konuya ilişkin başkaca emsal kararlar olduğunu, söz konusu kararlardan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/… E. Sayılı dosyası, miktar itibarı ile yüksek miktarlı bir dosya olduğundan, davalı idare tarafından en son karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, bu talebin Yargıtay Hukuk Dairesi’nin 01/10/2015 Tarih, 2014/… E., 2015/… K. sayılı kararı ile davacı şirket lehine, Karar Düzeltme Talebinin Reddi ile sonuçlandığını, başka bir davacı şirket adına … asliye hukuk mahkemesi’nde açtığımız 2014/1009 e. sayılı davanın, bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda kabulüne karar verildiğini, söz konusu karar yargıtay … hukuk dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, başka bir müvekkil şirket adına … a.ş.ye karşı açtıkları davada, … Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/… e. sayılı 2018/… k. sayılı kararı ile bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, açıklanan bu nedenlerle; muhakeme neticesinde tespit edilecek miktara göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmi dava olarak şimdilik 14.917,50- TL’nin, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 02/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde taleplerine karşı zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davaya konu alacakların gerek 4734 ve 4735 sy. Kanunların ilgili maddeleri gerekse de Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ve 147. Maddeleri çerçevesinde zamanaşımına uğradığından iş bu taleplerin reddi gerektiğini, davacının bu davayı ikame etmesi öncesinde davalı şirkete iddia ettiği alacak yönünden hiçbir başvuruda bulunmadığını, tüketilmesi gereken yolları tüketmediği gibi zamanaşımı süresinde davasını ikame etmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme idari şartnamenin ilgili düzenlemelerinde ihale teklif bedelinin gider kalemlerinde meydana gelen artış ve farkları da kapsadığını, yüklenicinin herhangi bir talepte bulunamayacağının açıkça düzenlenmiş olması kapsamında davacının asgari ücret fark alacağı talebinin reddinin gerektiğini, davalı şirket tarafından dava konusu atölye hizmeti hizmet alım işi tüm yasal mevzuata ve usule uygun olarak yürütüldüğünü, yüklenici davacının hakedişlerinin hepsi asgari ücret farkından kaynaklanan alacakları da dahil olmak üzere eksiksiz ödendiğini, bahse konu idari şartnamede belirtilen açık ihale usulüne uygun olarak ihale süreci yürütüldüğümü, bu kapsamda davalı şirkete ihalede verilen teklifler arasından davacı yanın teklifinin kabul edilerek davacı yan ile sözleşme konusu işin yürütülmesi için ortalama 45 personel istihdam edildiğini, işbu işin kapsamı, yüklenici ve idarenin sorumluluklarına riayet edilecek hususlar ile istihdam edilen personellerin sayısı görevleri “Atölye Hizmetleri Alımı İşi” başlıklı teknik şartnamede detaylarıyla izah edildiğini, davacının bu düzenlemeleri ihaleye katılım sağlayarak ve sonrasında sözleşme imza altına alarak açık rızasıyla kabul ettiğini, ilgili ihale dosyalarının kabul tutanakları düzenlenerek hizmet alım işi sözleşme süresi sonuna kadar yürütüldüğünü, davalı şirket tarafından hizmet alım işinin yürütüldüğü yüklenici davacı ve personellerinin hiç bir şekilde mağdur edilmediğini, davalı şirketin sorumluluğundaki tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığını, davalı şirket tarafından ihale dokümanında yer alan hizmet işleri genel şartnamesindeki usule riayet edilmesi suretiyle yüklenici davacı tarafından tanzim edilen faturalar ve hakediş raporlarına istinaden eksiksiz ödeme yapıldığını, açıklanan bu nedenlerle; davacının haksız davasının usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi raporu, taraflar arasında imzalanan sözleşme, tarafların sicil kayıtları, Arabuluculuk Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dosya mevcudu, davalı yanın 2011-2012 yılına ait ticari defterleri, dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; İncelenen davalı şirkete ait 2011-2021 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, HMK 222. Madde gözetilerek takdir mahkemeye ait olduğu, yapılan ödemelerin Hizmet Alım Sözleşme m. 14 ve İdare Şartname m. 47’deki fiyat farkı hesaplamayla ilgili hükümlere göre eksiksiz ve tam olarak hesaplanıp ödendiği, davacının söz konusu hakkedişlere herhangi bir itirazının olmadığı, dolayısıyla davanın reddinin gerektiği savunmasını yapmaktadır. Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 31.12.2011 yılı sonu itibariyle 376.641,09 TL borçlu, 19.07.2012 tarihi itibariyle ise borcununun bulunmadığı diğer bir ifade ile hesap bakiyesinin (0) sıfır olduğu, davacının talebinin karşılanması hususunda 2011 yılına ait ticari defterlerine ihtiyaç duyulduğu dava dosyasında davacı vekilinin iletişim bilgilerinin bulunmadığı, bu anlamda dava dosyasına sunulu olan davacı şirkete ait faturalar üzerinde bulunan 212 320 69 49 ve 212 320 69 36 numaralı telefonlardan ulaşılmaya çalışılmış ancak ilgili telefonlardan cevap veren olmadığı, dolayısıyla ticari defterlerin incelenemediği, davacı yan 2011-2012 yılına ait ticari defterlerini Mahkemeye sunması halinde veya heyetimiz ile iletişime geçip ticari defterlerinin bulunduğu yerin adresini bildirmesi halinde mahkemenizin HMK 218’e göre yerinde inceleme yetkisi dahilinde tarafımızca davacı yanın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılabileceği, ve nihai bir karara varabileceği, davalının zamanaşımı itirazı hususnda takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 28.10.2010 tarihli Atölye Hizmeti Hizmeti Alımına Ait Sözleşmesinin “fiyat farkı ödenmesi ve hesaplanması şartları” başlıklı m.14/2’de fiyat farkının “14.2. Bu sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanacaktır. 07.05.2004 tarih ve 25455 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar (Değişikliklerin İşlenmiş Hali) başlıklı Bakanlar Kurulu Kararının asgari ücret ve diğer işçilik maliyetlerinde değişiklikten kaynaklanan fark başlıklı 8. Maddesine göre uygulama yapılacaktır. Asgari ücret ve diğer işçilik maliyetlerindeki değişiklikten kaynaklanan fark; ihale konusu hizmetin gerçekleştirilebilmesi için çalıştırılacak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi personelin sayı ve günlük çalışma saatinin belirtilmesi kaydıyla; a) Asgari ücret tespit komisyonunca ihale (son teklif verme) tarihinde 16 yaşını doldurmuş işçiler için belirlenmiş asgari ücretin değiştirilmesi halinde eski ve yeni asgari ücret arasındaki fark…” şeklinde düzenlendiği; dava dilekçesideki örnek hesaplamadan 2010 yılındaki eski asgari ücret ile 2011 yılındaki yeni asgari ücret arasındaki farkın hesabında taban fiyat olarak 2011 yılındaki yeni asgari ücret tabanın esas alınarak asgari ücretteki yüzde artışının 2010’daki eski asgar ücret yerine 2011 yılındaki yeni asgari ücrete eklenerek hesaplama yapılmasının gerektiği yönünde bir itiraz bulunduğu, ancak dava dilekçesindeki örnek hesaplama dışında davacı şirketin çalıştırdığı işçilerin grupları da belirtlerek hatalı / eksik hesaplanan / ödenen ücretlerle ilgili ayrıntılı bilgi vermediği, davacının bu hususundaki talebini somutlaştırılması gerektiği, Dosyada örneği bulunan 2011 yılına ilişkin Fiyat Farkı Hesap Tablolarında davacı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu ve bunlara ilişkin hakediş ödemelerine davacının bir itiraz ve çekincesinin olduğunun tespit edilmediği, davalının davacının hakkedişlere süresi içinde itiraz ve çekince ileri sürmeden kabul ettiği yönündeki savunmasını takdirin mahkemenize ait olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
30.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “taraflar arasında akdedilen28.10.2020 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca davacıya, sigortalı olarak çalıştırılan 1., 2., 3. Ve 4.grup personeller için sırasıyla brüt asgari ücretin en az %35, %57, %75 ve %100 fazlası oranında ücret ödemesi yapılması gerektiği, davalının davacıya 14.207,21 TL eksik ödeme yapmış olduğu,” yönünde rapor tanzim ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden doğan asgari ücret fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirketin toplam 45 kişi ile 1 yıl süreli Atölye Hizmeti Alımı işi davalı idare ile kabul edilerek sözleşme kapsamında 01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında davacı şirket tarafından yapıldığı, davacı şirketin teklif fiyatını oluştururken ihaleye girdiği tarihte geçerli olan asgarî ücret üzerinden hesaplama yaparak teklif fiyatı oluşturduğunu, bununla birlikte akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca her ne kadar gider kalemlerinde artış olması halinde fiyat farkı ödenmeyeceğini, hükmü yer alsa da asgari ücrette gerçekleşen hakediş fark ödemeleri bu maddede sayılmadığını, her ne kadar yanlış hesaplamayla da olsa asgari ücret fiyat değişimi tutarında maaşlara bir ekleme yapılarak hatalı da olsa bir fiyat farkı ödemesi yapıldığını, bu gerekçeyle asgari ücret fiyat farklarının bu hükmün kapsamında olmadığı anlaşıldığını, davalı idare tarafından, bahsi geçen düzenlemeler hilafına bir hesaplama yapılarak her ayın sonunda davacı şirketin hakedişi eksik ödendiğini, bu nedenle taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden doğan asgari ücret fiyat farkı alacağının tahsili istemi ile davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı yan savunmasında alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin gider kalemlerindeki artış ve farkları da kapsadığı, sözleşme kapsamında ücretlerin tam ve eksiksiz ödendiğini ve davanın reddine talep ettiği görülmektedir.
Davalının zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanması nedeni ile dava konusu talebin TBK’nın 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu görülmektedir. Davalı yan süre uzatım talebinde bulunduğu 10.01.2022 tarihli dilekçesi Mahkememizce kabul edilmiş ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği 05.01.2022 tarihinden itibaren davaya cevap süresi olan 2 haftalık sürenin bitiminden itibaren 2 haftalık ek süre verilmiştir. Cevap dilekçesi ise ise 02.02.2022 tarihinde ve süresinde sunulmuş ise de, ilk itiraz ve defi olan zamanaşımı itirazını süre uzatım dilekçesi ile sunması gerektiğinden zamanaşımı itirazının süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü ilk itirazlar HMK gereği ve Yargıtay içtihatlarında da bahsedildiği üzere davaya cevap süresi içerisinde yapılması gerekmektedir (Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 24.05.2023 Tarih, 2022/854 Esas ve 2023/2006 Karar sayılı kararı)
Uyuşmazlık kapsamında davacının varsa alacağının hesaplanması için hazırlanan 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda; 28.10.2010 tarihli Atölye Hizmeti Hizmeti Alımına Ait Sözleşmesinin “fiyat farkı ödenmesi ve hesaplanması şartları” başlıklı m.14/2’de fiyat farkının “14.2. Bu sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanacaktır. 07.05.2004 tarih ve 25455 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar (Değişikliklerin İşlenmiş Hali) başlıklı Bakanlar Kurulu Kararının asgari ücret ve diğer işçilik maliyetlerinde değişiklikten kaynaklanan fark başlıklı 8. Maddesine göre uygulama yapılacaktır. Asgari ücret ve diğer işçilik maliyetlerindeki değişiklikten kaynaklanan fark; ihale konusu hizmetin gerçekleştirilebilmesi için çalıştırılacak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi personelin sayı ve günlük çalışma saatinin belirtilmesi kaydıyla; a) Asgari ücret tespit komisyonunca ihale (son teklif verme) tarihinde 16 yaşını doldurmuş işçiler için belirlenmiş asgari ücretin değiştirilmesi halinde eski ve yeni asgari ücret arasındaki fark…” şeklinde düzenlendiği; dava dilekçesideki örnek hesaplamadan 2010 yılındaki eski asgari ücret ile 2011 yılındaki yeni asgari ücret arasındaki farkın hesabında taban fiyat olarak 2011 yılındaki yeni asgari ücret tabanın esas alınarak asgari ücretteki yüzde artışının 2010’daki eski asgar ücret yerine 2011 yılındaki yeni asgari ücrete eklenerek hesaplama yapılmasının gerektiği yönünde bir itiraz bulunduğu, ancak dava dilekçesindeki örnek hesaplama dışında davacı şirketin çalıştırdığı işçilerin grupları da belirtlerek hatalı / eksik hesaplanan / ödenen ücretlerle ilgili ayrıntılı bilgi vermediği, davacının bu hususundaki talebini somutlaştırılması gerektiği, Dosyada örneği bulunan 2011 yılına ilişkin Fiyat Farkı Hesap Tablolarında davacı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu ve bunlara ilişkin hakediş ödemelerine davacının bir itiraz ve çekincesinin olduğunun tespit edilmediği, görülmüştür. Ancak bilirkişi raporunun gerek bilirkişilerin uzmanlık alanı gerekse de dosyanın teknik inceleme gerektirmesi bakımından denetime elverişli olmadığı ve hükme esas alınmayacağı görülmekle dava dosyası alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi edilmesine karar verilmiştir.
30.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda; “taraflar arasında akdedilen28.10.2020 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca davacıya, sigortalı olarak çalıştırılan 1., 2., 3. ve 4.grup personeller için sırasıyla brüt asgari ücretin en az %35, %57, %75 ve %100 fazlası oranında ücret ödemesi yapılması gerektiği, davalının davacıya 14.207,21 TL eksik ödeme yapmış olduğu,” yönünde rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir. Sözleşmelerde asgari ücret altında ödeme yapılmasına ilişkin hükümler bulunması kanuna aykırılık nedeniyle yok hükmündedir. Asgari ücretin altında yapılan ödemeye ihtirazi kayıt konulmadan kabul edildiği gerekçe gösterilerek bu konudaki talebin reddi, asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması niteliğine aykırılık teşkil eder (Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 20.06.2023 Tarih, 2022/2210 Esas ve 2023/2404 Karar sayılı kararı).
Az yukarıda belirtildiği şekilde, asgari ücret kamu düzenine ilişkindir. İşçiye asgari ücretten az ücret ödenmesi halinde devlet kamu gücünü kullanarak ücretin asgari ücret seviyesine çıkartılmasını sağlamalıdır. Tarafı kim olursa olsun sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulması veya birtakım gerekçelerle bunun önüne geçmeye çalışılması asgari ücretin kamu düzeni niteliğiyle bağdaşmaz (Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 18.10.2022 Tarih, 2021/5140 Esas ve 2022/4817 Karar, 24.05.2023 Tarih, 2022/854 Esas ve 2023/2006 Karar ile 31.05.2023 Tarih, 2022/2765 Esas ve 2023/2155 Karar sayılı kararları).
Yukarıda anlatılan gerekçe ile asgari ücret fiyat farkı dikkate alınarak hesap yapılıp bu hesaba göre gerçekten davalının ödemesi gerekenden daha fazla asgari ücret fiyat farkı ödeyip ödemediği tespit edildiğinden usul ve yasaya uygun Mahkememiz denetimine ve Yargıtay içtihatlarına uygun 30.03.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davalının zamanaşımı itirazının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığından REDDİNE,
2-Davanın KISMEN KABULÜNE,
14.207,21 TL alacağın dava tarihi olan 30.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3- Alınması gereken 970,49 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 254,76 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 715,73 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 710,29 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 82,00 TL posta giderinden ibaret toplam 3.649,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 3.476,01 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 254,76 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14.maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin abul ve red oranları dikkate alınarak 1.257,17 TL’sinin davalıdan, bakiyesi olan 62,83 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 19/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır