Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/838 E. 2022/864 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/768 Esas
KARAR NO : 2023/11

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 26/11/2021 tarihli dava dilekçesinin özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlanmasıdır bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkil şirketin yükümlülükleri ücret tarifesi ve ödeme şekli uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, müvekkil şirket davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirmiş olduğunu, yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalı, müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, bu fatura değerlerinin toplamı 2.273,69 TL olarak çıktığını, müvekkil şirket taraflar arasında imzalanan kargo sözleşmesi gereğince ifa yükümlülüğünde olduğu kendisine verilen kargoları tam ve özenle taşıma olan tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı – borçlu taraf tek yükümlülüğü olan para verme edimini gereği gibi ifa etmediğini, toplam tutarı 2.273,69 TL olan faturalar icra müdürlüğü dosyasına sunulduğunu, şayet icra müdürlüğü dosyasına faturalar sunulmamış ise tarafınca mahkemenize sunulacağını, müvekkil şirket tarafından bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı – borçlu taraf ile defalarca iletişime geçmiş olsa da bu borcu ödemekten kaçındıklarını, bunun neticesinde müvekkil şirket tarafından … 25. İcra Dairesi … E. Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edilmesi neticesinde takip durduğunu, bu doğrultuda, davalı – borçlu tarafından haksız ve alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla takibe yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, zira müvekkil şirket faturaya ilişkin edim borcunu yerine getirmesine rağmen davalı – borçlu tarafından bedel ödeme borcu tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, yukarıda açıklanan ve mahkemenizce re’sen değerlendirilecek nedenlerden dolayı;
haklı davanın kabulüne, borçlunun … 25. İcra Dairesi … E. Sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDERİLMESİ: Bilirkişi raporu, … 25. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları, … Ticaret Odasının yazı cevabı, arabuluculuk son tutanak sureti, taraflar arasında imzalanmış kargo sözleşmesi sureti dosya arasında delil olarak mevcuttur.
… 25. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının 2.273,69 TL alacağı için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibe itirazı sonucunda takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan talimat bilirkişi raporu ile; davalının ticari defter kayıtlarında açılış yevmiye maddesinde davacıya 8.210,56 TL borçlu olduğu dolayısı ile davalı ile davacının aralarında 2021 yılı öncesinde başlayan ticari ilişkilerinin olduğu, davalının davacıdan taşıma hizmeti aldığı, faturalarını ticari defterlerine kayıt yaptığı, karşılığında yapmış olduğu ödemeleri defterlerine kayıt yaptığının tespit edildiği, davacının takip dosyasında yer alan 5 adet faturanın aynı tutarlarda davalının yevmiye kayıtlarında yer aldığı, davalının ticari defterlerinde davacıya takip tarihi olan Haziran 2021 dönemi 30.06.2021 tarih itibariyle 932,48 TL davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 31.12.2021 tarih itibariyle davalının davacıya aynı tutarda borçlu olduğunun görüldüğü, 06.04.2021 tarihli … NUMARALI 2.143,94 TL tutarlı faturaya ilişkin davalı tarafın 07.06.2021 tarihli … numaralı 1.350,00 TL’ lik iade faturası düzenlediği, fatura içeriğinde; ‘ kargoya verilen zarar ve imsakiye gönderimindeki sahte teslimat, zarar ve iade bedeli ‘ açıklaması ile KDV dahil 1.350,00 TL’ lik davacı tarafa iade faturası düzenlendiği ve defterlerine kayıt yapıldığı, davalının 31.12.2021 tarihli kapanış yevmiye maddesinde davacıya 932,48 TL’lik borcu bulunduğunun tespit edildiği kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ürün teslimi (kargo taşımacılığı) kapsamında hazırlanan fatura bedellerinin ödenmemesinden kaynaklı yapılan icra takibine karşı açılan itirazın iptali davasıdır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır (6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı yan her ne kadar davaya karşı cevap sunmamış ise de, icra takibine yaptığı itirazda davacıya yana borcu olmadığını beyan etmiştir. Bu kapsamda öncelikle davacı yanca taraflar arasında fatura konusu ürünlerin teslim edilip edilmediği ispatlanacak olmakla, fatura tek taraflı olarak alacağın varlığı anlamına gelmemekle kargo hizmetinin eksiksiz olarak verildiği anlamına da gelmez. Bu durumda ispat yükü davacı yanda olduğu görülmekle, fatura karşılığı bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği, davacının alacaklı olup olmadığı ve hizmetin gereği gibi ifa edilip edilmediği hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir. Bu durumun aksi senet veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Davalı yan cevap dilekçesi sunmamış ise de ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesi için ibraz etmiştir.
Dosyamıza sunulan 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; davalının ticari defter kayıtlarında açılış yevmiye maddesinde davacıya 8.210,56 TL borçlu olduğu dolayısı ile davalı ile davacının aralarında 2021 yılı öncesinde başlayan ticari ilişkilerinin olduğu, davalının davacıdan taşıma hizmeti aldığı, faturalarını ticari defterlerine kayıt yaptığı, karşılığında yapmış olduğu ödemeleri defterlerine kayıt yaptığının tespit edildiği, davacının takip dosyasında yer alan 5 adet faturanın aynı tutarlarda davalının yevmiye kayıtlarında yer aldığı, davalının ticari defterlerinde davacıya takip tarihi olan Haziran 2021 dönemi 30.06.2021 tarih itibariyle 932,48 TL davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 31.12.2021 tarih itibariyle davalının davacıya aynı tutarda borçlu olduğunun görüldüğü, 06.04.2021 tarihli … NUMARALI 2.143,94 TL tutarlı faturaya ilişkin davalı tarafın 07.06.2021 tarihli … numaralı 1.350,00 TL’ lik iade faturası düzenlediği, fatura içeriğinde; ‘ kargoya verilen zarar ve imsakiye gönderimindeki sahte teslimat, zarar ve iade bedeli ‘ açıklaması ile KDV dahil 1.350,00 TL’ lik davacı tarafa iade faturası düzenlendiği ve defterlerine kayıt yapıldığı, davalının 31.12.2021 tarihli kapanış yevmiye maddesinde davacıya 932,48 TL’ lik borcu bulunduğu, tarafların ticari kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil olarak değerlendirilebileceği, görülmüştür.
Davalı yanca, davacının kargo tesliminde zarar verdiği ürünler kapsamında iade faturası düzenlediği ve davalı yana ilettiği, bu kapsamda alacağın varlığı için kargonun gereği gibi teslim edilmediğinin davalı yanca ispatlanması gerekecektir. Bu hususta davalı yanca bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçesi ekinde bir kısım yazışmalar ve fotoğraflar ibraz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi ile senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Bu itibarla taraflar iddiasını temel ilişkiye dayalı olarak diğer yan deliller veya tanık beyanlarıyla ispat edebilecektir.
Huzurdaki davaya konu hizmetin kusurlu olarak ifa edildiği ve bu hususa ilişkin sunulan yazışmalar ve fotoğraflar Mahkememizce belge ve delil niteliğine haiz olduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi, 2017/1014 Esas ve 2020/4488 Karar sayılı ilamı). Bu kapsamda davalının hasar gören ürünler için hazırladığı iade faturasındaki bedelin mahsubu ile bakiye alacak yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması ve alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile kabul edilen alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 25.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 932,48 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 932,48 TL alacağın %20’si olan 186,50 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 120,6‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 932,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar yönünden hesaplanan 932,48 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 218,10 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.035,9‬0 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 424,84 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13, 14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 541,35 TL’sinin davacıdan, kalan kısmı olan 778,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 11/01/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)