Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/780 E. 2022/525 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/780 Esas
KARAR NO : 2022/525

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı dernek arasında imzalanan sponsorluk sözleşmeleri olduğunu, davalının bu sözleşmeler gereğince kendisine ödenen bedelleri sözleşme ile kararlaştırılan amaçlar dışında kullandığını, davalı derneğin sponsorluk sözleşmesinden doğan asli ve feri borçlarının hiçbirini yerine getirmediğini, müvekkil şirket kurucusu olan…’nin … Federasyonlar Başkanlar Meclisi Başkan Vekili olarak görev yaptığını, deneyimli, güvenilir bir iş insanı olduğunu, müvekkili ile davalı dernek arasında geçerli olan 28/05/2019 ve 13/02/2020 tarihli iki ayrı sponsorluk sözleşmesi, Gençlik ve spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde imzalandığını, müvekkil sözleşmeler ile kararlaştırılan bedelleri, sözleşme konularına yönelik kullanılması amacıyla davalıya ödediğini ve kulübün inşaat ve sosyal tesis iyileştirmelerini gerçekleştirdiğini, ancak yapılan denetimler sonucu bu bedellerin sözleşmeye uygun şekilde kullanılmadığının ortaya çıktığını, ödenen bu paraların akıbetinin ne olduğunun tespit edilemediğini, davalı dernek yetkililerinin işbu bedelleri amacına yönelik kullanmadığı gibi sözleşmeler ile müvekkile karşı yüklemiş olduğu edimleri de tamamen kendi kusuru ile yerine getirmekten kaçındığını, davalı yanın müvekkil şirketçe sözleşme bedeli olarak yapılan ödemeleri sözleşmeye uygun kullanmadığı gibi bünyesinde hiçbir etkinlik ve ulusal/uluslararası organizasyon gerçekleştirmediğini, sponsor taraf olan müvekkilin tanıtımı yönünde sözleşme edimlerini de ifa etmediğini, müvekkil şirket adına dava açılmadan önce dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak davalı ile uzlaşma sağlanamadığını, açıklanan bu nedenlerle; müvekkilinin uğramış olduğu zararlar karşılığı davalının, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 28.05.2019 tarihli sözleşme bakımından 400.000,00-TL’den şimdilik 50.000,00-TL ve 13.02.2020 tarihli sözleşme bakımından 4.000.000,00-TL’den şimdilik 50.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL Sponsorluk Bedeli’nin, her iki sözleşmenin de 10. Maddesine uygun olarak belirlenen cezai şart tutarından fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkilin uğramış olduğu ticari itibar zedelenmesi nedeniyle 100.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, davalı tarafın sponsorluk sözleşmesi ile yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilin mahrum kaldığı kar karşılığı şimdilik 50.000,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 300.000,00-TL’nin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ikametgahı ve davalı derneğin ikametleri dikkate alındığında davanın İstanbul Anadolu mahkemeleri yada … ilçesi yer mahkemesinde açılması gerekirken usule aykırı olarak İstanbul Mahkemesinde davanın ikame edildiğini, davaya konu sözleşmenin bir sponsorluk sözleşmesi olduğunu, davalı firmanın bir dernek olarak Türkiye binicilik federasyonu ve Türkiye geleneksel spor dalları federasyonuna federe olduğunu, ilk sözleşmenin 28/05/2019 tarihli olduğunu, taraflar bu sözleşmeye bağlı kalarak edimlerini karşılıklı olarak yerine getirildiğini, davacı bu sözleşmeyle yüklendiği ödeme olan 400.000,00 TL TL’yi süresinde bizzat … tarafından gerekli harcamalar yapılarak sponsoru olan dernek yöneticilerine güven telkin ettiğini, bu sözleşmenin süresi bitince ikinci sözleşmenin yaklaşık 10 gün sonra 13/02/2020 tarihinde imzalandığını, ikinci sözleşme ile davacının güven algısı üzerinde haksız ve usulsüz zenginleşme yoluna gittiğini, ikinci sözleşmenin taraf ve kapsam olarak aynı olduğunu, sadece taahhüt edilen miktarın 4.000.000 lira olarak belirlendiğini, sponsor davacı şirket yetkilisinin ilk sözleşmede ödemeleri genellikle sahip olduğu şirket çekleri ile yaptığını, çekleri arkasına kulüp kaşesi ve imzası ile ciro ettikten sonra kulüp hesabına girmeden direkt çeklerle harcamaları kendisi yapmış ve kulüpte yapılan işlerle ilgili Mesut Koyuncuoğlu İmalat ve İnşaat işlerini sponsor firma adına takip ettiğini, tüm ödemelerin … yani … iadesinde şahit olarak bulunduğunu, davalı kulübün sponsor firmaya bir zarar gelmemesi adına çok beklediğini, sponsorluk sözleşmesine uymayan ve suistimalleri ortaya çıkan davacı ile sözle taahhütlerini yerine getirmesi için bu kez arası dostlar devreye girdiğini, davacının sponsor sözleşmesi üzerinden haksız kazanç sağladığını, kulübe harcanması gereken sponsorluk paralarını kendine harcamaya başladığını, kulüplerinde büyük yarışma ve organizasyonların yapılabilmesi için öneme sahip bitişik arazilerin pazarlığı yapıldığını, bunlar üzerinde sponsorluk parasıyla harcama yapılmasına rağmen bu arsaları kendi şirketi üzerine tapu aldığını, açıklanan bu nedenlerle; açılan davanın usule aykırı olması sebebiyle görevli yer mahkemesine sayın mahkemenin esasa girmeden yetkili mahkemeye dosyanın yollanmasını, açılan davanın usul, haksız ve hukuka aykırı olması sebebiyle reddini, açılan karşı davamızın kabulüne karar verilmesini, davalı/davacı derneğin yukarı da anlatılan sebeplerle kar kaybı 100.000.-li ,derneğin bu fasılda, 250.000.-lira Maddi, 250.000.-lira manevi olmak üzere toplamda 600.000.-lira, derneğe teslim edilmeyen 3.000.000.-lira nın davalı derneğe ödenmesine, işleyecek avans faizle birlikte cem’an 3.600.000.liranın davacıdan alınmasına karar verilmesini, davacı şirkete ait 4 adet spor atının ilk sözleşme 28.05.2029 tarihinden itibaren bakım masraflarını kabulüne karar verilmesini, davacı Sözleşme gereğince ödenmesi gereken para ile aldığı yukarda bahse geçen … Köyü 186 ada,1 nolu 11.800 m2 tarla vasfındaki taşınmazın ayrıca 186/2 -111.196 – 109.287 taşınmazların 3. Kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
28.05.2019 ve 13.02.2020 tarihli sözleşmeler, taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davacı, davalı dernek arasında imzalanan sponsorluk sözleşmesine aykırılık nedeniyle 28.05.2019 tarihli sözleşme bakımından 400.000,00-TL’den şimdilik 50.000,00-TL (Elli Bin Türk Lirası) ve 13.02.2020 tarihli sözleşme bakımından 4.000.000,00-TL’den şimdilik 50.000,00-TL (Elli Bin Türk Lirası) olmak üzere toplam 100.000,00-TL Sponsorluk Bedeli’nin, ve her iki sözleşmenin de 10. Maddesine uygun olarak belirlenen cezai şart tutarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL (Elli Bin Türk Lirası) maddi tazminatın, ticari itibar zedelenmesi nedeniyle 100.000,00-TL tazminatın ödenmesini talep etmiştir.
Karşı dava dilekçesinde kar kaybı 100.000,00 TL, derneğin bu fasılda, 250.000,00 TL maddi, 250.000, TL manevi olmak üzere toplamda 600.000,00 TL, derneğe teslim edilmeyen 3.000.000,00 TL nin davalı derneğe ödenmesine, davacı şirkete ait 4 adet spor atının 28.05.2019 tarihinden itibaren bakım masraflarını kabulüne, davacının sözleşme gereğince ödemesi gereken para ile aldığı Gebze Duraklı Köyü 186 ada, 1 nolu 11.800 m2 tarla vasfındaki taşınmazın ayrıca 186/2 -111.196 – 109.287 taşınmazların 3. Kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasını talep etmiştir.
Karşı davada tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir.
Asıl dava 20.04.2022 tarihinde işlemden kaldırılmıştır. Davacının dosyayı yenilemesi ile yargılamaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/2284 Esas 2016/13427 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Davalı tacir olmayıp dernektir, davalının sıfatı göz önüne alınarak dava tarihi itibariyle ticaret mahkemesi görevsizdir. 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece dava tarihi de dikkate alındığında davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken” şeklindedir.
İstanbul BAM 43 HD 2020/1495 Esas, 2020/142 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Somut olayda, davacı… Belediyesi Spor Kulübü Derneği, dernek tüzel kişiliği adı altında iş ve eylemlerini gerçekleştirmekte olup TTK’nın 16/1. maddesi gereği derneğin ticari işletme sahibi olduğu iddia ve ispat edilmiş olmayıp aksine ticari işletme veya şirket gibi kabulü gerektiği iddia edilmiştir. Oysaki, davacı … ise de, dernek tüzel kişiliği adı altında hizmet sözleşmesinin tarafı olup, aynı zamanda bu sıfatla davaya konu faturaları düzenlediğinden ticari işletme olarak kabul edilemez.” şeklindedir.
6102 Sayılı TTK’nın 16/2.maddesinde,‘’Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar” . denilmiştir.
Somut olayda, davalı/karşı davacı tacir olmayıp dernektir. Davalı dernek tüzel kişiliği adı altında uyuşmazlığa konu sözleşmesinin tarafı olup, ticari işletme olarak kabul edilemez. Dava TTK 4. maddesindeki mutlak ticari davalardan değildir. Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan kaynaklanması veya TTK 4. maddesinde belirtilen konulara ilişkin olması gerekmektedir. Bu nitelikte olmayan malvarlığı haklarına ilişkin davada yargılama görevi 6100 sayılı HMK md. 2 ve 6102 sayılı TTK 4-5. maddeleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne ait olup mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, belirtilen süre içerisinde taraflarca başvuruda bulunulmadığı takdirde HMK md. 20 uyarınca dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-) HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-) Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç ve yargılama gideri konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır