Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/778 E. 2023/966 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/778 Esas
KARAR NO : 2023/966

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 02.12.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı … plakalı araçla davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın 12.04.2021 tarihinde çarpıştığını, davacıya ait araçta değer kaybı oluştuğunu, davacıya ait aracın SBM kayıtlarında % 100 oranında kusurlu bulunduğunu, kusur ve hasar yönünden yaptırılan özel incelemede davalı taraf araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu bulunduğunu, bu nedenle kusur incelemesi yaptırılması gerektiğini, anılan rapora göre araçtaki değer kaybının 2.500,00 TL olduğunun, kusur oranına göre 625,00 TLnin davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin belirlendiğini, 10,00 TL değer kaybı talep ettiklerini, değer kaybı için davalı şirkete 31.05.2021 tarihinde başvurulmuşsa da kendilerine bir ödeme yapılmadığını, sigorta şirketine başvurulduğuna ilişkin belgelerin ekte sunulduğunu, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün olayda % 25 oranında kusurlu olduğunu, davalının bu zararı kusuru oranında gidermekle yükümlü olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın kabulünü, 12.04.2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile yeniden tespit edilecek kusur oranına göre müvekkilinin aracında meydana gelen şimdilik 10,00 TL değer kaybı ve 552,31 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 562,31 TL tutarındaki maddi tazminat miktarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili 24.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının TRAMERde % 100 kusurlu bulunmasına rağmen davalı aracının % 25 kusurlu olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiasını destekleyecek somut bir delil sunmadığını, iddiasını davacı vekilinin sürekli çalıştığı eksperden aldığı rapora dayandırdığını, davacının haksız fiil yükümlerine dayalı olarak tazminat istediğini, haksız fiilden söz edebilmek için zararın haksız fiil sonucu oluşması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün hızını azaltmadığı, tedbirsiz ve dikkatsiz seyrettiğine yönelik hiçbir somut veri olmadığını, kavşakta ilk geçiş hakkına sahip olan davalı sigortalısının yolunu kesen davacının çarpmadan durması gerektiği şeklinde bir trafik kuralı olmadığını, Yargıtay kararlarında da bu tespitlerin ihtirazi tahminlere değil somut delillere göre yapılması gerektiğini, buna göre kanun maddesinin rapora eklenerek kusur yüklenmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, davalının sigortalısının % 25 kusurlu olduğu iddiasının tamamen hatalı olduğunu, sürücülere kusur verebilmek için olayın meydana gelişinde sürücü davranışlarının sonucunun nedensellik ilişkisi içinde olması gerektiğini, kurallara uygun şekilde seyreden bir sürücünün kazayı önleyebilmesi durumunda kural ihlali yapan sürücünün hiçbir sorumluluk taşımadığını, bu nedenle kusura ilişkin iddialarının reddini istediklerini, araçtaki değer kaybının ZMSS poliçesi genel şartlarına göre hesaplanması gerektiğini, eksik evrak ile başvuru yapıldığından talebin usulden reddinin gerektiğini, trafik sigortası genel şartları yeni ekinde yer alan kriterlere göre hesaplama yapılması gerektiğini, ekspertiz ücretinin makul olmadığını, sigortacının gerçek zararı ödeyeceğini, henüz sigorta şirketine başvurulmadan rapor alınmasının makul olmadığını, eksper atama yönetmeliğine aykırı davranıldığını, kusur tespiti için alınan ücrete ilişkin talebin mükerrer olduğunu, davacının aynı kazaya ilişkin olarak … sayılı dosyasında da kusur değişimi için rapor ücreti talep ettiğini, avans faizi talebinin reddinin gerektiğini, ancak yasal faiz istenebileceğini belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, ATK Raporu, Hasar Dosyası, Sigorta Tahkim Komisyonu Raporu, ZMMS Poliçesi, SBGM yazı cevabı, Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı, Islah Dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
30.11.2022 tarihli ATK raporunda özetle; “Sürücü …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’nın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05.08.2023 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “Dava konusu araçtaki değer kaybına ilişkin olarak davacının davalı şirketten talep edebileceği maddi zararının kusur oranına göre 187,50 TL olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE; Dava, trafik kazasından kaynaklı zararın tazmini nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Davacı adına kayıtlı … plakalı araca, davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, mevcut kazada davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu ve araçta meydana gelen değer kaybının ve yapılan masrafların tahsili amacıyla açıldığı görülmüş, davalının ise davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
Haksız fiillere dayalı tazminat davalarında mahkemece araştırılması ve hükme esas alınması gereken zarar “gerçek” zarardır. Bu tip kazalarda hasara uğrayan araç işleteni değer kaybı talebinde bulunabileceği gibi aracın pert olması durumunda da buna yönelik tazmin talebinde bulunabilir. Aracın değer kaybının hesaplanması yöntemi Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik ve istikrara kazanan içtihatlarında ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Buna göre aracın kazadan önceki 2. el değeri ile kazalı halindeki 2. el değeri arasındaki fark değer kaybına esas alınacaktır.
Mahkememizce ATK’dan alınan 30/11/2022 tarihli kusur raporunda; “.Sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile olay mahalli kavşak alanına girmeden evvel ilk geçiş hakkını sağ tarafından yaklaşmakta olan sürücü idaresindeki araca vermesi, akabinde yolun müsaitlik durumuna göre kavşak alanına girmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, yeterli kontrollerini sağlamadan kavşak alanına girip kazanın oluşumuna zemin hazırladığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda kusurludur. Sürücü …, sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, olay mahalli kavşağa teyakkuz halinde yaklaşıp kavşak kollarını kontrol altında bulundurması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla gerçekleşen olayda kusurlu olduğu, sürücü …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu,” rapor edilmiştir. Hazırlanan rapor kaza tespit tutanağı ile de benzerlik gösterdiği görülmüştür.
Zarar hesabına yönelik hazırlanan 05/08/2023 tarihli raporda; “…araç ticari taksi olduğundan ve ÖTVsiz satıldığından aracın kaza tarihi itibariyle hasarsız 2. El rayiç satış değeri 80.000,00 TLdir. Eski kazaları nedeniyle oluşan değer kayıpları ve ticari araç olduğundan yüksek Km değeri nedeniyle hızlı yıprandığı da dikkate alındığında 70.000,00 TLdir. Araçta bir parça değişimi olmadığı, değer kaybına neden olacak tek parça olan sol ön çamurluğun düzeltilip boyandığı dikkate alındığında, aracın kazadan sonraki 2. El rayiç satış değeri ise 69.250,00 TLdir. Dolayısıyla araçtaki değer kaybı: 70.000,00- 69.250,00 = 750,00 TL’dir. Davacıya ait aracın sürücüsü olayda % 75 oranında kusurlu olduğundan, davacının talep edebileceği değer kaybı zararı 187,50 TLdir. Dosyaya sunulan özel mütalaa yazısında yapılan değer kaybı tespitinde, aracın ticari taksi olduğu, özel binek araçlara göre yüksek Km değeri olduğu, aracın 2. El değeri belirlenirken ticari taksilerin ÖTVsiz satıldığı, plastik parça olan ön tamponun değer kaybına etki etmediği hususları yeterince dikkate alınmadığından bu yazıdaki değerlendirmelere itibar edilemediği,” belirtilmiş, hazırlanan raporun usul ve yasaya uygun, Mahkememiz denetimine elverişli olduğu görülmüştür.
Davalı vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde ve ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur. Görülmekte olan davada taraflar arasında, davanın KTK’nın 109.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2918 sayılı KTK’nun 109/1 maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin, 02/10/2017 Tarih, 2016/16483 Esas ve 2017/8457 Karar sayılı ilamı).
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-15.maddesi “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.” şeklindedir.
Huzurdaki davada, davaya konu trafik kazası 12/04/2021 tarihinde meydana gelmiş; kazaya karışan araç sürücüleri arasında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davalı, karşı aracın ZMSS şirketi olmakla, davanın açılabileceği son tarih 12/04/2023 tarihidir. Davacı aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini istemiyle işbu dava 02/12/2021 tarihinde açılmıştır. Zamanaşımı süresinin durduğu, hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk başvurusunun 27/10/2021 tarihinde başvuru yapıldığı, ilk-son oturum tutanağının 19/11/2021 tarihinde imzalandığı, görülmekte olan davanında 02/12/2021 tarihinde kısmi dava olarak açıldığı, ancak arabuluculuk sürecinde geçen sürecin eklenmesine rağmen, ıslah tarihi olan 23/08/2023 tarihi itibariyle ıslah edilen kısım için KTK’nın 109.maddesinde ön görülen zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü, zamanaşımına uğrayan kısmın reddi gerekmiştir.
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık durumuna göre davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal nedenlere göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
12/04/2021 tarihli kaza nedeniyle 10,00 TL araç değer kaybının, 198,31 TL ve 354,00 TL ekspertiz ücretlerinin, 31/05/2021 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 11/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak, davacıya verilmesine,
2-Davacının 23/08/2023 tarihli dilekçesi ile ıslah ettiği 177,50 TL kısmının zamanaşımına uğraması nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından peşin yatırılan toplam 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 562,31 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 177,50 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 985,38 TL’sinin davalıdan, kalan kısmı olan 334,62 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 1.560,00 TL ATK ücreti ve 119,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.307,05TL yargılama giderinin yargılama giderinin hükmolan kısım üzerinden hesaplanan 2.513,36 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalının yokluğundan miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı 29/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır