Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/757 E. 2023/75 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/348 Esas
KARAR NO : 2023/35

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 18/05/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı haksız ve kötü niyetli olarak müvekkil tarafından başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, borçlu tarafından yapılan itiraz dayanaksız olup takibi sürüncemede bırakmak kastı ile yapıldığını, dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinde de davalı taraf ile herhangi bir anlaşma sağlanamamış olup 06.05.2021 tarihli anlaşmama tutanağı işbu dava dilekçe ekinde ibraz edildiğini, davalının söz konusu icra takibine ilişkin itirazının iptali gerektiğini, müvekkil şirket inşaat ve yapı dekorasyon alanında faaliyet gösterdiğini, borçlu şirket… Tic. A.Ş. İle müvekkil şirket arasında ticari ilişkin bulunduğunu, müvekkil şirket davalı tarafa ait bina inşaatlarının çelik montajlarını yaptığını, ve yine ayrıca inşaatlarda kullanılmak üzere vinç ve sepet kiraladığını, söz konusu kiralama ve inşaat işleri için hak ediş bedeli üzerinden davalı şirket adına 31/07/2017 ve 30/09/2017 tarihli faturalar kesildiğini, davalı şirket söz konusu faturalara itiraz etmeksizin faturaları kabul ettiğini, ve ticari defterlerine kaydettiğini, cari hesap ekstresine göre davalı şirketin müvekkil şirkete 275.169,60- TL borcu bulunduğunu, davalı cari hesap alacağı olan 275.169,60 TL’ yi ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı başlatılmış olan icra takibine dayanak göstermeksizin müvekkil şirkete karşı herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek haksız ve kötü niyetle takibe itiraz ettiğini, davalı şirketin müvekkil şirkete borç miktarı 275.169,60 TL olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalının müvekkil şirkete ödemekle yükümlü olduğu alacak miktarı açıkça ortaya konulacağını, müvekkil şirket tarafından davalı şirket adına hak ediş ve kiralamalara ilişkin faturaları düzenlendiğini, kesilen faturalar karşı davalı tarafça süresi içinde itirazda bulunulmadığını, takip konusu alacak likit durumda olduğunu, davalı taraf alacağın gerçek miktarını belirlemek için gerekli tüm unsurları bildiğini, buna rağmen haksız ve kötü niyetli olarak takip konusu alacağa itiraz ettiğini, bu nedenle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, mahkemenizce re’sen gözetilecek nedenlerle davanın kabulü ile, … 4. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin 25/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı alacak talebini 31.07.2017 ve 30.09.2017 tarihli faturalara dayandırdığını, davacının bu iki faturadan kaynaklanan cari hesap alacağı bulunmadığını, iddia ve talep etmiş olduğu alacak bakiyesi karşılığında müvekkil tarafından …bank … Şubesine ait … nolu hesaptan 09.10.2017 keşide tarihli 275.169,60- TL bedelli çek davacı emrine düzenlendiğini, ve davacı adına 06.10.2017 tarihli makbuz ile davacı çalışanı … imzasına teslim edildiğini, bu çek bankaya ibraz edildiğini, ve bedeli hamiline ödendiğini, dolayısı ile davacının müvekkilden herhangi bir alacağı kalmadığını, alacağını tahsil etmiş olmasına karşılık davacının talebine bir anlam verilemediğini, davacı kötü niyetli olduğunu, zira öncelikle yukarıda arz edildiği üzere tahsil ettiği ve mevcut olmayan bir alacağı tahsil etmek istediğini, diğer taraftan alacak iddiasının dayandığı faturalar 2017 yılına ait olduğunu, davacı yaklaşık dört yıl sonra alacak alacağın ödenmesini talep ettiğini, içinde bulunduğu çok değişken ve Türk Lirasının aşırı eğer kaybettiği bir ortamda tacir olan bir kişinin 2017 yılındaki alacağı için dört yıl beklemesi bu süre içinde herhangi bir ödeme talebinde bulunmaması ticari hayatın olağan akışına ters olduğunu, alacağını almış olduğu çek ile tahsil etmiş olan davacının dört yıl sonra alacak iddiası ile müvekkil aleyhine takip yapması ve sonrasında ise bu davayı açmış olması kötü niyetli ve haksız menfaat temin etmeye yönelik bir girişim olduğunu, bu nedenle davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiğini, davacı dava dilekçesinde iki adet fatura ve cari hesap özetini eklediğini, bunların dışında bir delil ibraz etmediğini, davada oluşturulan tensip zaptı ile taraflara verilen iki haftalık kesin süre içinde de davacı dava dilekçesi ile birlikte sunduğu deliller dışında başkaca delil dosyaya sunmadığını, dolayısı ile davacının ibraz edilenler dışında başkaca delil ibrazına muvafakatinin olmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi kök ve ek raporları, ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, … 4.İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosya aslı, SGK yazı cevabı, Türkiye Noterler Birliği yazı cevabı, İto kayıtları, davalının cari hesap ekstresi, davacının cari hesap ekstresi dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan ve talimat mahkemesince Mali Müşavir bilirkişiye hazırlatılan raporda; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu 2017 yılında davacının davalı şirkete 2 adet fatura düzenlediği ve 3 adet banka havalesi ile tahsilat kaydı yapılmış olduğu tespit edilmiştir. 2018-2019-2020 yıllarında ise …Anonim Şirketi ile ilgili 2017 yılından devreden bakiye ile ilgili açılış ve kapanış kayıtları haricinde başka bir harekete rastlanılmadığı, davacı … Limited Şirketi ile Davalı …Ticaret Anonim Şirketi arasında ticari ilişki olduğu Davacının Davalı şirketten 30.09.2017 tarihinden itibaren 275.169,60 TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan Mali Müşavir bilirkişi raporu ile; davalı yanın incelenen 2017-2018-2019-2020-2021 yılı Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yapıldığını, davalı şirketin ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu görüldüğünü, davalı yanın incelenen 2017 yılına ait ticari defterlerinde icra takip tarihi olan 23.01.2021 tarihi itibariyle davacı yan ile olan hesap bakiyesinin sıfır olduğunu, … Sosyal Güvenlik merkezinin 14.09.2021 tarihi yazıları ekinde gönderilen hizmet belgelerinin tetkikinde; Davalı …Tic. AŞ. Tarafından Davacı …Tic. Ltd. Emrine düzenlenen 06.02.2018 keşide tarihli çekin arka yüzünde 2. Sırada cirosu bulunan …’in davacı şirketin … sigorta sicil numaralı çalışanı olduğunu, çekin arka yüzünde davacı şirketin kaşe ve imzasından sonra 2. Sırada cirosu bulunan …’in davacının sigortalı çalışanı olduğu davacı şirket yetkililerinin ilgili çekin bilgileri dahilinde ciro edildiğinin benimsenmesi halinde davacının davalıdan alacak talebinde bulunamayacağını,tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan Mali Müşavir bilirkişi ek raporu ile; … Sosya Güvenlik Merkezinin dosyaya intikal eden 06.06.2022 tarihli yazılarının tetkikinde davalı şirketin 2017-2018 yılı çalışan listesini gösteren aylık hizmet belgelerinin incelenmesi sonucunda dava konusu çekte 3.sırada cirosu bulunan … ile 4. Sırada cirosu bulunan …isimli şahısların davalı şirketin çalışanları listesinde isimlerine rastlanılmadığını, bu incelemelerden sonra davaya konu 06.02.2018 keşide tarihli çekin arka yüzünde 2. Sırada cirosu bulunan …’in davacı şirketin … sigorta sicil numaralı çalışanı olduğunu, davalı yanın düzenlediği 275.169,60 TL bedelli … numaralı çek; …bank. … Şubesinden 06.02.2018 tarihinde … T.C.KN.’lu … tarafından ibraz edildiğini, tahsilatın yapıldığını, davalı şirketin davacı şirkete borcunun olmadığını, tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde, davacının davalı tarafa ait bina inşaatlarının çelik montajlarını yaptığını ve inşaatlarda kullanılmak üzere vinç ve sepet kiraladığını, söz konusu kiralama ve inşaat işleri için hak ediş bedeli üzerinden davalı şirket adına 31/07/2017 ve 30/09/2017 tarihli faturalar kesildiğini, davalı şirket söz konusu faturalara itiraz etmeksizin faturaları kabul ettiğini, ancak buna rağmen alacağın ödenmediği iddiasında bulunmuş, davalı yan savunmasında taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, alacağın karşılığı davalı şirket tarafından davacı emrine …bank …. Şubesine ait … nolu hesaptan 09.10.2017 keşide tarihli 275.169,60 TL bedelli çekin düzenlendiği ve davacı adına 06.10.2017 tarihli makbuz ile davacı çalışanı … imzasına teslim edildiğini, bu çek bankaya ibraz edildiğini ve bedeli hamiline ödendiği savunmasında bulunmuştur.
Bu kapsamda uyuşmazlığın temelde; davalının keşide ettiği 09.10.2017 keşide tarihli, … seri numaralı ve 275.169,60 TL bedelli çekin davacı şirkete usulüne uygun teslim edilip edilmediği ve çekin davacı tarafından tahsil edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususunu açıklığa kavuşturulması gerekmetedir. Tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki yazılı olmayan alım-satım ilişkisinden kaynaklandığı ve uyuşmazlık kapsamında davacı şirket tarafından fatura tanzim edildiği ve bu kapsamda davalı yanca çek keşide ediliği hususu tartışmasızdır.
TTK’nın 89. maddesinde, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmış ve bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.
Taraflar arasında mal ve hizmet satımından kaynaklı ticari ilişki bulunmaktadır. Ancak, taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Satım sözleşmesinin geçerliliği ise herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap sözleşmesi şeklinde işlemediği, açık hesap ilişkisi şeklinde işlediği ve bu hesap ilişkisinde tarafların tek taraflı yada karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli bir hesap dönemine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları kabul edilmelidir. Bir olgunun anlatılması taraflara ait olup, bu olgunun hukuki nitelendirmesi hakime ait olduğundan taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden kaynaklı bir alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, davalının itirazı sonucu takibin durduğu ve bilirkişi raporunun da bu yönde hazırlanmış olduğu görülmektedir. Bu kapsamda taraflar arasında TTK kapsamında tanımlanan cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır.
Ticari kayıtların ispat gücü bakımından ele alındığı HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilmelidir. Bu sebeple ticari defterlerini ibraz etmeyen tarafın, karşı tarafın defterlerinin aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Huzurdaki davada, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve birbirine uyumlu olduğu, tek farklılığın davalının keşide ettiği 09.10.2017 keşide tarihli, … seri numaralı ve 275.169,60 TL bedelli çekin; davalı şirket kayıtlarında olmasına rağmen, davacı şirket kayıtlarında olmadığı görülmektedir. Bu kapsamda uyuşmazlık konusu çekin davacı şirkete teslim edilip edilmediği ve bedelin davacı yanca tahsil edilip edilmediği noktasında toplandığı görülmektedir.
HMK mad. 222/3 gereğince diğer tarafın kanunda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Yine fatura alan kişinin sekiz gün içinde itiraz etmemesi halinde, fatura içeriğini kabul etmiş sayılması (TTK mad. 21/2) kanuni bir karinedir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, karine temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır (HMK m. 190/2). Fatura, sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili bir belge olmayıp, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgilidir. Başka bir ifadeyle fatura edimlerin ifası aşamasında düzenlenerek edimlerin içeriğini gösterir. Faturayı alan muhatabın süresi içinde itirazda bulunmamış olması, fatura içeriğinde yer alan malın alıcıya teslim edildiğini göstermez ise de, davacı yanca fatura içeriğindeki hizmetin verildiği ve ancak bu hizmetin karşılığının ödendiği belirtilmekle ispat yükünün davalı yanda olduğu görülmektedir.
Davalı şirketin, davacı emrine keşide ettiği 09.10.2017 keşide tarihli, … seri numaralı ve 275.169,60 TL bedelli çekin dava dışı … isimli şahsa teslim edildiği ve bu hususta davalı yanca para makbuzunun hazırlandığı görülmektedir. SGK tarafından davacı şirkete ait çalışanları gösterir hizmet dökümlerinin incelenmesinde dava dışı …’in davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğu, ancak ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde davacı şirketi temsile yetkili olmadığı görülmektedir.
…bank tarafından gönderilen 30.12.2021 tarihli cevabi yazıda dava konusu çekin dava dışı hamil … tarafından 06.02.2018 tarihinde bankanın … Şubesinden tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı hamil …’a ait SGK kayıtlarının incelemesinde çekin tahsil edildiği dönemde davalının çalışanı olduğu, ancak ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde davalı şirketi temsile yetkili olmadığı görülmektedir. SGK kayıtlarından dava dışı …’ın uzun yıllar davalıya ait işyerinde sigortalı çalıştığı ve bağımlılık unsurunun bulunduğu görülmektedir.
Taraflar tacir olmakla, davalı yanın basiretli tacir gibi davranarak öncelikle çekin davacı şirkete usulüne uygun olarak teslim edilmesi gerektiği, davacı şirkete ait cironun çıplak gözle dahi incelenmesinde dava dışı dava dışı … tarafından atılmış olabileceği, imzaların benzer şekilde atılmış olmasından anlaşılmaktadır. Nihai olarak ilk keşide tarihi 09.10.2017 tarihi olan çekin paraflanmak suretiyle keşide tarihinin 06.02.2018 tarihi yapıldığı ve aynı gün içerisinde çekin davalı çalışanı tarafından bizzat tahsil edilmesi, işlemin davalı yanca muvazaalı olarak yapıldığına işaret ettiği anlaşılmakla davanın kabulü gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması ve alacağın fatura ilişkisi kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 4.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 275.169,60 TL alacağın %20’si olan 55.033,92 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 18.796,84 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 3.323,36TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 15.473,48 TL harcın ve arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 41.523,74 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 3.323,36 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 2.787,70 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 6.178,86‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yanca yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)