Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/720 E. 2022/558 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/720 Esas
KARAR NO : 2022/558

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ait … plakalı aracın 16.11.2019 günü … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu hasar gördüğünü, aracın hasar masraflarının kasko sigorta şirketi tarafından karşılandığını, aracın yetkili serviste tamir edildiğini, davacının değer kaybı için davalı şirkete 02.04.2021 tarihinde başvurduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, aracın pahalı lüks araç olduğunu, aracın kaza anında 29.000 Km de olduğunu ileri sürerek ilk aşamada 5.000,00 TL değer kaybının davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirkete … no.lu ve 04.05.2019/2020 vadeli ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın karıştığı kazaya ilişkin taleplere katılmadıklarını, poliçe limitinin 36.000,00 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını beyan ederek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, ekspertiz raporu, hasarlı araç fotoğrafları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, haksız fiilden (trafik kazası) kaynaklanan değer kaybına ilişkin tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aracının uğradığı trafik kazası nedeni ile kusur durumu, davacının davalı sigorta şirketinden değer kaybı bedeli talep edip edemeyeceği, belirsiz alacak davası açılamayacağı itirazının yerinde olup olmadığı hususlarındadır. HMK 107.maddesi gereğince dava değerinin dava açılırken belirlenmesinin mümkün olmaması nedeni ile belirsiz alacak davası açılabileceğinden bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 16.11.2019 günü saat 18:00 sıralarında … caddesi … yönü … yaya üst geçidi altında sağ şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı motosikletinin sol arka köşe kısımlarına sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın ön köşe kısmıyla çarpması (1. Çarpma), çarpılma etkisiyle … plakalı motosikletin sürüklenerek sağ şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki… plakalı aracın sağ arka köşe kısımlarına aynı doğrultuyla çarpması (2. Çarpma), sonucu motosiklet sürücüsü … düşerek yaralanmasıyla 3 araçlı kaza meydana gelmiştir.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu düzenlenmesi için dosya İTÜ Makina Fak. Öğr. Üyesi … ve Sigortacı/Sigorta Uzmanı …’ tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Kusur Yönünden, dava konusu olayda sürücü…, yönetimindeki … plakalı aracıyla seyrederken aşırı süratli tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, önündeki araçlarla arasında emniyetli ve yeterli bir takip mesafesi bırakmamış, önünde seyreden ve trafik zorunluluğu nedeniyle yavaşlayan dava dışı motosiklete yakını takibin ve aşırı sürati nedeniyle duramayıp arkadan çarpmış ve bu aracın da önündeki davacı şirkete ait araca arkadan çarpmasına ve hasar görmesine neden olmuş olup 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 52 ve 56 gereğince aşırı süratli araç kullanan, önündeki araçlarla arasında emniyetli ve yeterli bir takip mesafesi bırakmayan sürücü …’ın olayda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı aracın sürücüsü … ve … plakalı motosiklet sürücüsü … ise kendi şeritlerinde normal süratle seyrederken trafik zorunluluğu nedeniyle yavaşladıkları sırada arkalarından aşırı süratle gelen ve araçlarına arkadan çarpan sürücü …’a karşı kazayı önlemek bakımından alabilecekleri bir tedbir olmadığından olayda kendilerine yüklenebilecek kusur oranı mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Değer Kaybı Yönünden, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir. Araçlardaki değer kaybı, aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el rayiç satış değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki ikinci el rayiç satış değeri arasındaki farktan ibarettir. Araçlarda oluşan değer kaybının, araçtaki kaporta ve şasi hasarıyla doğru orantılı olacağı tartışmasızdır. Kaporta saçlarının düzeltilip yeniden boyanma işlemleri sonucu bu parçalardaki orijinal fabrikasyon özelliklerine ulaşılamadığından bu durum aracın ikinci el değerinin düşmesine neden olmaktadır. Ana şasi veya iskelette hasar oluşturmayan, plastik, cam parçalar ile cıvata vida ile sökülüp takılabilen radyatör gibi mekanik parçaların değiştirilmesi değer kaybı oluşturmamaktadır. Somut olayda, dava konusu … plakalı … marka … tipi 2013 model ve kaza tarihinde 29.000 Km deki araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi hasara ilişkin olarak değiştirilen parça bulunmadığı, düzeltilen parçaların: arka panel ve bagaj kapağı olduğu, dava konusu aracın 16.11.2019 tarihli kazadan önceki ikinci el rayiç satış değerinin, 675.000,00 TL, araçtaki hasarın ağırlığına, aracın marka ve modeline, aracın ikinci el satış hızına, tamiratın yetkili serviste yapıldığına göre kazadan sonraki ikinci el satış fiyatının 650.000,00 TL, değer kaybının 25.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı Sigorta Şirketin Sorumluluğu Yönünden, Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre işletenlerin aynı yasanın 85.maddesinde olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuştur. Sözleşme şartı niteliğinde olan ve T.C. Hazine Müsteşarlığınca belirlenen trafik poliçesi genel şartlarının 1.maddesinde sigortanın kapsamı belirtilmiş olup buna göre; sigortacı poliçede tanımlanan aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu poliçede yazılı olan limitlerle kadar karşılamaktadır. 2918 sayılı KTKnın 90.maddesindeki “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır..” şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır. 6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir.
Dava dışı … plakalı araç maliki ve sürücüsü …, KTK 85.madde düzenlemesi dikkate alındığında, tehlike sorumluluğu nedeniyle zarardan sorumlu olacaktır. Madde hükmüne göre; (Değişik 1. fıkra: 4199 – 17.10.1996) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. KTK 85/5 maddesine göre; (Değişik 4. fıkra: 4199 – 17.10.1996) İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bu düzenleme gereğince araç maliki ve işleticisi olan …’ın meydana gelen zarardan sürücü ve araç maliki olmasından dolayı tehlike sorumluluğu bulunması sebebiyle kusuru ile sebebiyet verdiği zarardan sorumludur.
Dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMSS poliçesi davalı şirketçe dosyada bulunan … no.lu ve 04.05.2019/2020 vadeli ZMSS poliçesiyle temin edilmiş olup araç başına maddi teminat limiti 36.000,00 TL’dir.
Davalı … Sigorta A.Ş., … plakalı aracın, kaza tarihini kapsayan ZMM (Trafik) sigorta poliçesini düzenlemesi sebebiyle davada taraf olarak yer almaktadır. KTK 91 ve devamında araçlar için trafik poliçesi yaptırma zorunluluğu düzenlenmiştir. KTK 91. mad. gereğince sigorta şirketleri, işletenlerin KTK 85/1 maddesi gereğince olan maddi ve hukuki sorumluluklarını teminat altına almaktadırlar. Araç değer kaybına ilişkin talep sigortalının KTK 85/1 madde kapsamında ödemekle yükümlü olduğu gerçek zarar olmakla, sigorta şirketi bu talep yönünden araç maliki ve sürücüsü ile birlikte, hasar tazminatından sonra bakiye poliçe teminatı limitine kadar sorumludur. (KTK 88/1.madde)
Ancak davalı şirketçe ZMS poliçesi temin edilen … plakalı aracın sürücüsü … olayda kusursuz olduğundan ve ZMS poliçesi düzenleyicisi davalı şirket de sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağından, sigortalısının kusursuz olması nedeniyle poliçeden doğan bir maddi sorumluluğu bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği bir maddi zararının olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70 TL ilam harcının peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5,09 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır