Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/71 E. 2021/899 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/71 Esas
KARAR NO : 2021/899

DAVA : İtirazın İptali (GKS’ne dayalı)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (GKS’ne dayalı) davasının açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen Temel Bankacılık Sözleşmesi gereği, davalı/borçlu tarafından kredi kullanıldığını, nitekim ilgili hesaba ilişkin kredi borcu vadesinde ödenmemiş olup, … 1. Noterliğinin … Yevmiye Numaralı, … tarihli ihtarnamesiyle borçlular …, … ve …’a kredi hesabının kapatıldığı ve ilgili borcun ödenmesi konusunda ihtarda bulunulduğunu, devamında, 17.02.2020 tarihinde … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile borçluları aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, 03.03.2020 tarihinde ise borçlu … tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine, borca, faize, diğer ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine karşı itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu süreçte dava şartı olan Zorunlu Arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da görüşmeler neticesinde olumlu bir sonuç alınamadığını, anlaşma zeminine varılmadığını ileri sürerek itirazın iptaline, % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
… 23. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, genel kredi sözleşmesi, davacı banka kayıtları, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi nedeni ile davacı bankanın davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı varsa asıl alacak ve ferilerinin miktarları hususlarındadır. İcra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İlgili … 23. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07/02/2020 tarihinde kredi borcundan kaynaklanan 66.203,13 TL asıl alacak, 13.213,34 TL işlemiş akdi faiz, 22.351,56 TL işlemiş tem. faizi, 1.117,59 TL vergiler toplamı, 327,32 TL masraf olmak üzere toplam 103.212,94 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/03/2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu düzenlenmesi için dosya bankacı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli rapor hükme esas alınmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Davalı borçlu takibe itirazında özel bir itiraz nedeni ileri sürmediğinden ispat yükü davacı alacaklıdadır. Davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ispat ile yükümlüdür.
Davacı banka ile dava dışı Ramazan Kaymak arasında 12.04.2017 tarihinde 150.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı kefil …da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Sözleşmenin ”Müteselsil Kefalet” başlıklı 33.maddesi, ” Bu sözleşmenin altında isim unvan ve adresleri yer alan ve borçtan sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefalet olduğunu el yazısı ile yazarak imza vazetmiş müşterek borçlu müteselsil kefiller müşterinin iş bu sözleşme ve bilcümle ekleri sebebiyle borçlandığı (kefalet dahil)veya borçlanacağı bütün paraları işlemiş ve işleyecek faiz,masraf,anapara,akdi faizler hesaplanacak temerrüt faizi ödemeyi… müteselsil kefil sıfatıyla birbirlerinden bağımsız ve kişisel olarak üstlenmektedir… ” hükmü ve dava konusu kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 589/1.md. gereğince kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu ve ayrıca kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumlu olduğu kefilin borcunun hiçbir koşulda asıl borçlunun borcundan daha yüksek olması söz konusu olamayacağı gibi kefilin temerrüt tarihindeki asıl borç, borçlunun temerrüt faizleri, masraflar dahil toplam sorumluluğu hiçbir durumda kefalet limitini aşamayacağı hükmü dikkate alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2012 tarihinde imzalanması nedeniyle yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya bağlı olarak imzalanmış olduğundan TBK 583 ” Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” hükmüne uygun olarak kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu, ayrıca kendi el yazıları ile imzalanan iş bu sözleşme şartlarında mutabık kaldıklarını bildirmeleri suretiyle işbu sözleşmenin içeriğinin TBK 20-27 maddelerine göre karşılıklı olarak müzakere edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, ” Faiz, Komisyon, Masraf, Vergi, Resim, Harç ve Fonlar” başlıklı 12.2 maddesi, ” Banka bu sözleşme gereğince Müşterinin temerrüde düşmesi halinde,temerrüde düşülen borç için temerrüdün gerçekleştiği tarihte akdi faiz oranın iki katı oranında temerrüt faizi işletir.” hükmünde olduğundan davacı bankanın takibe konu TTK ye uyguladığı aylık %1.6569 yıllık %19.88 akdi faizin sözleşme şartlarına göre 2 katı %39.77 oranında temerrüt faizi talebinde bulunmuş olması karşısında talebin yerinde olduğu kabul edilmiştir.
Davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ve kefile … 1.Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği, dava dışı asıl borçlu ve kefile gönderilen ihtarnamenin 30.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla temerrütün ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 01.02.2020 tarihi itibarı ile gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Yargıtay görüşleri de nazara alınarak, hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağı oluşturduğundan 23.01.2020 kat tarihi itibarı ile tespit edilen 101.794.60 TL anapara tutarına hesap kat tarihinden 01.02.2020 temerrüt tarihine kadar konu kredilere uygulanan akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekmekte ise de, davacı bankanın faize faiz işletilmemesi adına kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu alacak tutarinin içindeki anapara tutarını takip talebinde asıl alacak olarak kabul ettiği anlaşılmış, davalının da yararına olan bu talep doğrultusunda, tespit edilen 101.794.60 TL TL alacak tutari içindeki 65.542.46 TL anaparaya hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar konu krediye uygulanan akdi faiz, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar temerrüt faiz oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı asıl borçludan takip tarihi itibarı ile 103.680.38 TL alacaklı olduğu (01.02.2020-17.02.2020 arası 1.158.50+ kat tarihi itibarı ile 21.312.51=22.471.01 ) hesaplanmış, davacı bankanın davalıdan 17.02.2020 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 65.542.46 TL asıl alacak, 13.213.34 TL kat öncesi işlemiş faiz 22.351.56 TL temerrüt faizi, 1.117,59 TL BSMV ve 327.32 TL masraf olmak üzere toplam 102.552.27 TL alacaklı olduğu, 65.542.46 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39.77 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği kabul edilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı Ramazan Kaymak arasında 12.04.2017 tarihinde 150.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı kefil Mehmet Işık da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan borçtan kefalet limiti kapsamında sorumludur. Sözleşmenin “Delil” başlıklı 50.maddesi ”Müşteri, kefil(ler) ve banka aralarında çıkacak uyuşmazlıklarda bankanın defter ve kayıtları ile mikrofilm mikrofiş bilgisayar…kesin delil teşkil edeceğini teşkil edeceğini ve bu maddenin HMK 193 maddesi uyarınca yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu kabul ve beyan ederler ” hükmü uyarınca, davalı banka kayıtları esas alınmış, davacının alacaklı olduğu kanıtlanmış, davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yöneltilen itirazın 65.542,46 TL asıl alacak, 13.213,34 TL kat öncesi işlemiş faiz, 22.351,56 TL temerrüt faizi, 1.117,59 TL BSMV ve 327,32 TL masraf olmak üzere toplam 102.552,27 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39,77 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceğine, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yöneltilen itirazın 65.542,46 TL asıl alacak, 13.213,34 TL kat öncesi işlemiş faiz, 22.351,56 TL temerrüt faizi, 1.117,59 TL BSMV ve 327,32 TL masraf olmak üzere toplam 102.552,27 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39,77 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceğine, toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 7.005,34 TL ilam harcından peşin yatırılan 614,53 TL ile 639,00 TL tamamlama harçlarının mahsubu ile bakiye 5.751,81 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 614,53 TL peşin harç, 639,00 TL tamamlama harçları toplamı 1.253,53 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul / ret oranına göre 1.311,55 TL’sinin davalıdan, 8,45 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 13.692,47 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 800,00 TL bilirkişi ücrezi, 88,75 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 948,05 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 941,98 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır