Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/708 E. 2022/866 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/708 Esas
KARAR NO : 2022/866

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …Tic. A.Ş. İle davalı … A.Ş. Arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak 01.01.2018-31.12.2018 tarihleri arasına ait cari hesap işlem dökümüne göre 4.798,89 TL bakiye borç tespit edildiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan borcun ödenmemesi üzerine müvekkil şirket adına … 26. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu taraf ise haksız ve kötü niyetli bir şekilde 11.01.2021 tarihli dilekçesiyle takibe borcun tamamına işlemiş ve işleyecek faize fahiş orandaki faiz oranına ve borcun fer’ilerine itiraz ettiğini, ve takip durduğunu, itiraz borcu sürüncemede bırakma amaçlı olduğu haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu … A.Ş. İle … A.Ş. Dosya içeriği beyanlarından da anlaşıldığı gibi birleşmiş olduğunu, borçlu şirket konkordato geçici mühlet dönemi içerisinde olduğu için tedbir kararları çerçevesinde takibe devam edilmeyeceğini belirtmişse de … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. …K. Sayılı 18/03/2021 tarihli kararı ile geçici mühlet ve verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle borçlunun itirazının asıl alacak olan 4.798,89 TL iptaline ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep etmek zarureti hasıl olduğunu, davalının … 26.İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz asıl alacak 4.798,89 TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmesine, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, … 26. İcra Dairesinin …icra dosyası aslı, arabuluculuk son tutanak sureti, Yapı Market tarafından sunulan evraklar dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile takdir sayın mahkemenin olmak üzere, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla … 26. İcra Müdürlüğü’nün … numarası ile 16.11.2020 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 03.11.2021 tarihinde … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının 2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı tarafın … Ticaret Odasına … sicil numarası ile Tacir olarak kaydolduğu görülmüştür, davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (16.11.2020) itibariyle davalı yandan 4.798,89 TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir. Davalı taraf incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, neticeten; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 4.798,89 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı yanın cari hesaba konu faturadan dolayı işlemiş faiz alacağının 1.792,09 TL hesap edildiği, ancak davacı yan takip talebinde işlemiş faiz olarak 1.547,61 TL talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 1.547,61 TL işlemiş faiz alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. (YHGK 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634 Esas ve 2018/633 Karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davada taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir borç ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş ise de, cari hesap ilişkin şartların oluşmadığı, ancak taraflar arasında yapılan işlemlerin açık hesap ilişki olarak değerlendirilebileceği ve münferiden bu ilişkiden kaynaklı bakiye alacağına dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı sözleşme kapsamında mal almadığını değil, davacı yana borçlu olmadığı savunması ile takibe itiraz etmiş, ancak huzurdaki davada cevap dilekçesi ise sunmamıştır. Bu durumda ispat yükü davalı yanda olduğu görülmekle, ticari ilişki karşılığı alınan malların bedelinin ödenip ödenmediği ile bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Nitekim dosyamıza sunulan 09/05/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının 2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (16.11.2020) itibariyle davalı yandan 4.798,89 TL alacaklı olduğu, davalı taraf incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, neticeten; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 4.798,89 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı yanın cari hesaba konu faturadan dolayı işlemiş faiz alacağının 1.792,09 TL hesap edildiği, tespiti yapılmakla davanın asıl alacak yönünden kabulü, ihtar ile temerrüt olmadığından ise işleyen faiz talebinin reddi gerekmiş ise de, davacı yanca yalnızca asıl alacak yönünden itirazın iptali talep edildiğinden bu hususta hüküm kurulmamış ise de, takibin kaldığı yerden devamına denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratılacağı anlaşılmakla HMK 304 maddesi kapsamında hükmün tashihi gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması ve alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 4.798,89 TL alacağın %20’si olan 959,78 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 327,81 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 268,51‬ TL harcın ve arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.261,1‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

TASHİH ŞERHİ

HMK md. 304/1 uyarınca hükümdeki yazı, hesap ve açık hatalar ile hükmün infazında tereddüt yaratacak hususlar resen düzeltilebilir. Aynı kanunun 304/2 maddesi uyarınca tashih şerhi kararın altına yazılır.
Hüküm kısmının 1 numaralı bendinde; “Davalının … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,” karar verilmiştir. Ancak davacı yanca yalnızca asıl alacak yönünden talepte bulunulduğu, işlemiş faiz yönünden talep bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda kabul edilen toplam miktar 4.798,89 TL yönünden hükümde bir değişiklik yapılmayarak hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlarda bir değişiklik yapılmamıştır.
HMK 304. maddesi uyarınca hesap hataları her zaman düzeltilebileceğinden hükmün 1 numaralı bendinin; “Davalının … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 4.798,89 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihi olan 16.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek faiz üzerinden devamına,” şeklinde hükmün HMK madde 304 gereği bu şekilde tashihine karar verildi.

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)