Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/69 E. 2022/731 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/69 Esas
KARAR NO : 2022/731

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı müvekkil arasında 27/06/2008 tarihli sözleşme akdedilmiş olduğunu, işbu sözleşme gereğince davalı tarafından davacı müvekkile sözleşmeye konu edilen ortaklığa, katılım bedeli olarak 100.000,00-TL ödendiğini, ancak davalı, ödemiş olduğu, işbu 100.000,00 TL katılım bedeli için; davacı müvekkilin sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, davacı müvekkil tarafından sözleşmenin fiilen hiç uygulanmadığını ve yerine getirilmediğini iddiasıyla davacı müvekkil aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nün … E.(eski no:… e.) sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davacı müvekkile başka kişilerle çalışmayıp kendisi ile çalışmasını, iş ortaklı yapmasını, karşılığında iş ortaklığına katılım bedeli olarak 100.000,00-TL ödeme teklifinde bulunduğunun, davalının sözleşmeye konu ortaklığa katılım bedeli olarak davacı müvekkile 100.000,00-TL(4 adet çekle) ödediğini belirtildiğini, davalının davacı müvekkile ödemiş olduğu işbu 100.000,00-TL, hukuki niteliği itibariyle transfer ücreti niteliğinde olduğunu, zira transfer ücreti yapılan ya da yapılacak işin karşılığı olmadığını, transfer edilen kişinin anlaşma konusu işe gelecekte yapacağı katkı göz önünde tutularak taraflar arasında serbestçe kararlaştırılan bir ücret olduğunu, bu nedenle de iadesi söz konusu olan bir ücret olmadığını, çalışma süresine ya da sözleşme konu iş alınıp alınmamasına bağlı olmayan bir ücret olduğunu, taraflar bu sözleşmenin uygulanmasından karşılıklı olarak feragat ederlerse yada taraflardan biri ortaklıktan ayrılma iradesini ortaya koyarsa bu durumda taraflar birbirlerinden herhangi bir bedel talep etmeyeceklerini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıya müvekkil tarafından 27/06/2008 tarihinde 100.000,00- TL ödendiği konusunda ihtilaf bulunmadığını, 27/06/2008 tarihli sözleşmenin konusu incelendiğinde davacı tarafından alınan 100.000,00 TL’nin transfer ücreti olmadığını net bir şekilde anlaşıldığını, davacıya 100.000,00 TL verildiğini, davacı bu bedelin karşılığını ispat etmekle yükümlü olup aksi sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu, davacının ortadan kaybolduğunu, kendisine adres ve telefonlarından ulaşılamadığını, davacının iş yapmaya hazır olduğunda dair beyanı olmadığını, davacının bildirdiği adreste olmadığı da dava dilekçesinde ikrar edildiğini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu, Gelir İdaresi Başkanlığı yazı cevabı, arabuluculuk son tutanak sureti dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; davacı vekilinin 05/02/2020 tarihli harç ikmal makbuzlu dava dilekçesindeki kabul ve beyanı ile taraflar arasındaki iş ortaklığı sözleşmesinin genel hükümler kısmında “…, … inşaat taahhüt olarak …’a iş bu sözleşmeye konu edilen ortaklığa katılım bedeli olarak 100.000,00 YTL bedelinde 4 adet çekle ödeme yapmıştır” hükmünden anlaşıldığı kadarıyla, davalı … tarafından davacı …’a iş ortaklığı sözleşmesine katılımı nedeniyle 100.000 TL ödendiğini, iş ortaklığı sözleşmesinde davalı tarafından davacıya ödenen 100.000 TL’nin ortaklığa katılım bedeli olarak ödendiğinin açıkça belirtildiğinin, bunun transfer ücreti olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ile geri iadesi gerekip gerekmediği hususunda nihai takdirin sayın mahkemenizde olduğunun, davalının davacının katılım bedelini aldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddiasını ispatlaması gerektiğinin, iş ortaklığı sözleşmesinin TBK m. 620 vd. Düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olduğu, TBK M. 643 uyarınca ortaklar tarafından getirilen katılım paylarının ancak adi ortaklığın sona ermesinden, sonra tasfiye aşamasında geri verileceğinin düzenlendiği; davalının davacıya ödediği 100.000 TL katılım bedelinin adi ortaklığa katılım payı olarak verildiğinin kabulü halinde ise ancak adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında talep edilebileceği, ancak dosya kapsamındaki dava ve cevap dilekçelerinde davacı ve davalı tarafından iş ortaklığını feshedip tasfiyeye soktukları ve bu kapsamda ödenen katılım payının geri istendiğine ilişkin bir iddia ve savunmanın ise bulunmadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu görüşüne varıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan bilirkişi ek raporu ile; kök raporda da belirtildiği üzere davalı tarafından davacıya verilen 100.000 TL katılım bedelinin transfer ücreti sayılıp sayılmayacağı hususunun mahkeme takdirinde olduğu, iş ortaklığı, adi ortaklıkta ortaklardan biri üzerine düşen katılım payını yerine getirmediği takdirde diğer ortağın ifaya ilişkin hükümler uyarınca katılım payının ifasını isteyebileceği, yine haklı sebeple ortaklığın feshini isteyebileceği, bir ortağın katılım payının iadesini istemesi ve bunun için dava açması durumunda Yargıtay’ ın bu iade talebini adi ortaklığın feshi ve tasfiye talebi olarak gösterdiği, nitekim davalı vekilinin de adi ortaklığın TBK m.139/1 uyarınca amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği ve infisah ettiğini iddia ettiği, bu durumda taraflar arasındaki iş ortaklığının adi ortaklığın tasfiyesine geçilmesi ve tasfiye aşamasında TBK m. 643/1 uyarınca davalının ortaklığa koyduğu 100.000 TL katılım payının geri verilmesinin gündeme gelebileceği görüşüne varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığının 24.02.2022 ve 19.09.2022 tarihli yazılarında; davacının serbest meslek erbabı olduğu, ve serbest meslek kazanç defteri tuttuğu, Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı 01.06.2022 tarihli yazılarında; davalının ise defter tutma mecburiyeti olan mükelleflerden olmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasında 27.06.2008 tarihli ortaklık sözleşmesi imzalandığı, ortaklık sözleşmesinin 3.sayfasında “sözleşmeye konu edilen ortaklığa katılım bedeli olarak 100.000,00 TL ödeneceği” belirtilmiş ve dava konusu uyuşmazlığın bu kapsamda çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak taraflarca resmi olarak ortaklık kapsamında işin ya da işletmenin kurulmadığı, davalı ile imzalanan ortaklık sözleşmesinden sonra ortaklığın faaliyete geçmediği, tarafların tacir olmadığı anlaşılmakla, alacağın ticari iş mahiyetinde olmadığı görülmüştür.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerektiği, ancak davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalmadığı bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 2.maddesinde yer alan ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Sair hususların gerekçeli kararda yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)