Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2023/229 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/683 Esas
KARAR NO : 2023/229

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının taraflar arasında bulunan 13.07.2021 tarihli 10 adet fatura itibariyle sabit olduğunu, davalı tarafın borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı taraf aleyhine … 14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili yine mahkememize sunmuş olduğu 24/12/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı borçlu şirketin huzurda ki icra takibi tarihinden sonra ki tarihlerde müvekkili şirkete ait banka hesabına ödemeler yapmak sureti ile icra dosyası asıl alacak miktarını ödemiş olduğunu, icra takibine ilişkin faiz, icra giderleri ve avukatlık ücretine ilişkin sorumluluğunun devam ettiğini, icra takibi tarihinden sonra ödeme yapılmış olması itibari ile borcun kabul ve ikrar edilmiş olduğu hususu dikkate alınarak davanın kabulü ile itirazın iptaline ve davalı yanın %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, davalı tarafından icra takibi tarihinden sonra yapılan asıl alacak miktarına ilişkin ödemenin tahsil aşamasında İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulmasına, takibin devamına, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı-borçluya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
… 14. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı uyap dosyası , Ba / Bs formları, ticari kayıt ve belgeler, mali müşavir bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan faturalara dayalı olarak alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı hususlarındadır.
İlgili … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 16.07.2021 tarihinde faturalardan kaynaklanan 37.500,00 TL asıl alacak ve toplam alacağının takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9,00 yasal faizi ile, icra harç masrafları ve vekalet ücretiyle tahsili talebi ile (Türk Borçlar Kanunun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikli faiz ve masraflara mahsubuyla) tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde sunduğu 27.07.2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; borca itirazlarını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak ve celp edilen BA / BS formlarının da incelenmesi suretiyle Davacının davalıdan faturalara dayalı olarak alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı hususlarında rapor düzenlenmesi için dosya mali müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı olup hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafın 2021 yılına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 29.11.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 13.07.2021 tarihli 10 adet KDV dâhil 37.500,00 TL tutarlı faturanın olduğu, faturaların her birinin 13.07.2021 tarihli ve KDV dâhil 3.750,00 TL tutarlı olduğu, açıklama kısımlarına Aylık Ardiye Depolama Bedeli diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturaların e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturaların davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, davalı tarafın yasal defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun MADDE 21– (2) maddesinde ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığı, davacı tarafın yukarıda belirtilen kanun düzenlemesi kapsamında 2021 yılının temmuz ayından itibaren BS-BA Formu verme yükümlülüğünün olmadığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 10 adet 37.500,00 TL tutarlı faturanın 13.07.2022 tarihli olması nedeniyle davacı tarafından BS Formu ile beyan edilemeyeceği, davalı tarafın takibe konu 10 adet 37.500,00 TL tutarlı faturanın BA Formu ile beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 02.03.2021 tarihli 3.750,00 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 28.06.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 187.500,00 TL alacaklı olduğu, 13.07.2021 tarihli 37.500,00 TL tutarlı takibe konu fatura kayıt işlemleri ile birlikte davacı tarafın davalı taraftan 225.000,00 TL alacaklı olduğu, 16.07.2021 takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 225.000,00 TL alacaklı olduğu, takibe konu olan 37.500,00 TL tutarlı alacağı talep edebileceği ancak davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin takip tarihinden sonra da devam ettiği, davalı tarafa 2021 yılı 6. Ayında 37.500,00 TL, 7. Ayında 37.500,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL tutarlı fatura kayıt işleminin olduğu, 16.08.2021 tarihli …” Açıklamalı 50.000,00 TL + 25.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 75.000,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile alacağın 225.000,00 TL tutardan 150.000,00 TL tutara düştüğü, yani 16.07.2021 tarihinde takibe konu edilen 37.500,00 TL tutarlı asıl alacağın 16.08.2021 tarihi itibariyle kapatıldığı, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, davacı tarafın 16.07.2021 takip tarihinden 16.08.2021 ödeme tarihine kadar alacağının işlemiş faiz ile birlikte 37.786,64 TL olarak hesaplandığı, 37.500,00 TL ödeme ile alacağın 286,64 TL olduğu, 16.08.2021 ödeme tarihi ile 21.10.2021 dava tarihi arasında işlemiş faizin %9,00 yasal faiz olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça icra dosyasına konu asıl alacak miktarı dava açıldıktan sonra ödenmiş olduğundan davaya konu asıl alacak bakımından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı takip başlatmakta haklı olduğundan davalının … 14 İcra Müdürlüğünün …e sayılı icra dosyasına takip masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın (37.500,00 TL) %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından dava açıldıktan sonra yapılmış olan ödemelerin icra infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile;
1-Davaya konu asıl alacak bakımından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalının … 14 İcra Müdürlüğünün … e sayılı icra dosyasına takip masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
3-Asıl alacağın (37.500,00 TL) %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından dava açıldıktan sonra yapılmış olan ödemelerin icra infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
5-Harçlar Kanununca alınması gerekli 179,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 640,41 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 460,51 TL harcın davacıya iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14.maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
7–Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 179,90 TL ilam harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 231,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.970,20 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır