Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/666 E. 2021/949 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/666 Esas
KARAR NO : 2021/949

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının davalı şirketin %16,11 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin ise Soyak ailesine ait … Şirketlerinden birisi olduğunu, davalı şirketin tamamı … ailesine mensup kişiler olduğunu, davalı şirketin yegane meşgalesinin ise %100 paylarına sahip hakim ortağı olduğu … AŞ olduğunu, başka bir değişle … nun davalı şirketin bağlı iştiraki bulunduğunu, davalı şirket ile … şirketinin yönetim kurulları ve hissedarlarlık yapıları incelendiğinde davalı şirket ile … şirketinin bağlı şirketler ilişkisi bulunduğu ve iki şirketin TTK m.195 kapsamında bir şirketler topluluğu oluşturduğunun rahatlıkla göründüğünü, hal böyle olmasına rağmen davalı şirketin 2020 mali yılına ilişkin yapılan genel kurul toplantılarında tıpkı önceki senelerde olduğu gibi davacının davalı şirket ile bağlı iştiraki … şirketi hakkında TTK m.200 ve 437 hükümlerine istinaden ileri sürdüğü bilgi alma ve inceleme hakkı ise hiçbir suretle karşılanmadığını, pay sahiplerinin iradesi genel kurulda tecelli etmediğini, davalı şirketin bilgi alma ve inceleme taleplerini reddi sebebi ile açılan bilgi alma ve inceleme talepli açılan … 7 ATM nin … esas sayılı dosyası ile kabul edilerek kesinleştiğini, davalı şirket yönetiminin bağlı şirketi Traçim şirketinin malvarlığı ile ilgili durumları ile hesap sonuçlarının davalı şirket ile bağlı şirketi Traçim şirketi nin birbirleriyle ve söz konusu şirketlerin pay sahipleri yöneticileri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri yaptıkları işlemler ve bunların sonuçları hakkında özenli gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine uygun doyurucu bilgiyi müvekkili davacıya 2019 mali yılında olduğu gibi 2020 mali yılına ilişkinde vermelerinin zorunlu olduğunu, pay sahibi müvekkilin gerek 9/04/2021 tarih gerekse 8/06/2021 tarihli genel kurul toplantılarında TTK m.437 hükmü kapsamında ileri sürdüğü bilgi alma ve inceleme hakkı karşılanmadığı için davalı şirketin 2020 mali yılına ilişkin genel kurul toplantısının iki kez ertelendiğini, davalı şirketin 2020 mali yılına ilişkin genel kurul toplantısının iki kez ertelenmesinin ardından son olarak 13/07/2021 tarihinde gerçekleştiğini, ancak bu genel kurulda da müvekkili davacının bilgi alma talebinin iki kez ertelen genel kurul toplantılarında olduğu gibi karşılanmadığını, müvekkili tarafından bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında 13/07/2021 tarihli genel kurul toplantısı öncesi ve sırasında ileri sürülen soru ve taleplere rağmen davalı şirket yönetimi tarafından bir kısım sorulara herhangi bir bilgi verilmediğini, ve bir kısım soru ve taleplerin ise baştan savam yanıtlar ile geçiştirildiğini, davalı şirketin dava konusu genel kurul toplantısı da dahil olmak üzere 2018 mali yılından bugüne dek yapılan tüm genel kurul toplantılarında davalı şirket ile %100 paylarına sahip olduğu … şirketi arasında hakim ve bağlı şirket ilişkisinin olmadığını ileri sürerek müvekkili davacının da bulunduğu bir kısım pay sahiplerinin bilgi edinme ve inceleme hakkı kapsamında sorduğu soru ve talepleri yerine getirmeyerek reddettiğini, ancak … 7.ATM nin … esas sayılı dosyasında verilen karar ile davalı şirket yönetiminin bu iddia ve itirazlarının haksız yersiz ve mesnetsiz olduğunun ortaya çıktığını, iş bu davada davacıların davalı … AŞ den talep ettikleri bilgi ve belgelerin yazılı defter incelemesi hariç olmak üzere kurul dışında incelenmesine izin verilmesine karar verildiğini, davalı şirket yönetiminin bir yandan davalı şirket ile … şirketi arasında hakim bağlı şirket ilişkisi olmadığını ileri sürüp bir taraftan da müvekkili davacının TTK m.200 ve 437 hükümlerine istinaden ileri sürdüğü bilgi alma ve inceleme taleplerini ret ederken öde yandan … şirketinin içini boşaltmak gayesi ile yasaya ve usule aykırı kararlar aldığını beyan ederek davalı şirketin 13/07/2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında müvekkilinin muhalefetine rağmen Türk Ticaret Kanunu amir hükümlerine ve davalı şirket esas sözleşmesine aykırı bir şekilde genel kurulda bilgi alma ve inceleme hakkı ihlal edilerek ve yasaya ve usule aykırı oylama ile alınan 3 ve 4 numaralı genel kurul kararlarının kanuna esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmaları ve mutlak butlanla batıl olmalarından dolayı söz konusu kararların hükümsüz olduklarının tespiti ve iptalini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili Davaya Cevabında:
Davalı vekili mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin 2017 ve 2018 mali yılına ilişkin olağan genel kurul toplantılarında alınan kararların toplantıya katılanların oy birliği ile alındığını, 2019 mali yılı genel kurul toplantısında alınan kararlarında toplantıya katılanların oy çokluğu ile alındığını, 2021 yılına gelindiğinde ise 2020 mali yılına ilişkin finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu 24/03/2021 tarihinden itibaren pay sahiplerinin incelenmesine sunulmak üzere şirket merkezinde hazır bulundurulduğunu, 2020 mali yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısının ise 09/04/2021 tarihinde gerçekleştirilmek istendiğini ancak davacı … ın temsilcisinin erteleme talebinde bulunması üzerine finansal tablolar ve buna bağlı konuların müzakeresi en az bir ay süre ile başka herhangi bir işlem yapılmaksızın toplantı başkanınca ertelendiğini, daha sonra davacının ve… ile birlikte noter vasıtasıyla ihtarname keşide ederek uzuncu açıklamalarla dava dışı üçüncü kişi … şirketinin 2020 mali yılına ait bilanço ve kar zarar cetveli, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve bağımsız denetim raporunu incelemek üzere haksız olarak talep ettikleri bilgi edinme hakkı kapsamında müvekkili şirkete ilişkin sorular yönelttiklerini, müvekkili şirketin cevabi ihtarname ile müvekkili şirket ile ilgili bilgi alma hakkı kapsamında sorulan sorulara kapsamlı olarak cevap erildiğini, müvekkili şirketin 2020 mali yılı erteleme üzerine olağan genel kurul toplantısının 08/06/2021 tarihinde tekrar toplandığını, davacının ve dava dışı … ile birlikte ikinci erteleme talebinde bulunmaları üzerine yönetim kurulu tarafından tekrar ertelendiğini, 09/04/2021 tarihinde toplantının ertelenmesi ve 08/06/2021 tarihinde ikinci kez ertelenmesi ve ertelenme üzerine yapılacak genel kurula ilişkin çağrının yapılması üzerine 24/03/2021 tarihinden itibaren neredeyse her gün aynı binada bulunuyor olmasına karşın bir kere bile fiziki olarak şirket defter ve kayıtlarını incelemeye gelmemiş olan davacı pay sahibinin ikinci erteleme üzerine yapılacak genel kurul toplantısından ancak 4 iş günü öncesinde keşide ettiği ihtarname ile dava dışı üçüncü kişi … şirketine ait belgelerin kendisine verilmesini talep etmiş, müvekkili şirket tarafından davacının sorduğu tüm sorulara noter vasıtasıyla cevap verildiğini, davacının … şirketi ile ilgili yorumlarının hatalı olduğu ve bu hususta bilgi alma ve inceleme hakkı olmadığı belirtiklerini, huzurdaki dava konusu 2020 yılı genel kurul toplantısının erteleme üzerine 13/07/2021 tarihinde tüm pay sahiplerinin asaleten veya vekaleten katılımlarıyla toplanıldığını, davacının şirket finansallarına yönelik tüm sorularının eksiksiz net şeffaf ve dürüst hesap verme ölçüsü ilkelerine uygun olarak cevaplandığını, alanın kararların kanunen aranan nisaplara uyularak alındığını, aynı zamanda kararlar kanuna esas sözleşmeye ve dürüstlüğe uygun olarak alındığını, davacı pay sahibinin bilgi alma ve inceleme haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle açtığı huzurdaki davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını, huzurdaki davanın müvekkil şirkete karşı açılmakla birlikte davacının dayandığı gerekçelerin hepsinin dava dışı … şirketine yönelik olduğunu, bu nedenle davalının müvekkili şirket değili … şirketi olması gerektiğini, bu nedenle müvekkiline yöneltilen davanın husumet yönünden evvel dava şartı yokluğundan redde gerektiğini, davacı pay sahibinin huzurdaki davayı açmada hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile dava dışı üçüncü kişi … arasında şirketler topluluğu bulunmadığını, davacının hukuksuz ve anlamsız şirketler topluluğu iddiası karşısında 2019 GK iptali davasının reddi kararı ile şirketler topluluğu olmadığının ortaya çıktığını, davacının bilgi alma ve inceleme haklarının ihlali iddiasına dayalı 2020 yılı genel kurul toplantısının 3 ve 4 nolu gündem maddelerinde alınan kararların mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğu iddiasının her tür hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, beyan ederek davacının yürütmenin geri bırakılması tedbir talebinin reddini, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini bu taleplerinin kabul görmemesi halinde yargılamanın icrası ile davanın esastan reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Deliller :
Genel kurul toplantı tutanağı, genel kurulda hazır bulunanlar listesi, ticaret sicil kayıtları, taraf açıklamaları ve tüm dosya içeriği
GEREKÇE :
Dava, anonim şirket genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ve terditli olarak iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2875 esas, 2019/1904 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“… tüm maddelerin görüşülmesi öncesinde muhalefet şerhi önergesi sunarak peşin olarak muhalefetlerini zapta geçirdikleri ancak oylamadan sonra muhalefet görüşü beyan ederek muhalefet şerhlerini hiçbir maddenin altına yazdırmadıkları gibi genel kurul tutanağının son sayfasında da muhalif kaldıklarına dair şerh verip imzalamadıkları, TTK 381. maddesi gereğince toplantıda hazır bulunulup alınan kararlara muhalif kalan ve durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın iptal davası açması hakkı olduğu, oylamadan önce ( karar alınmasından önce) muhalefet edilmesinin ( peşin muhalefet) dava hakkı vermediği, kararların alınmasından sonra muhalefet şerhi verilmesinin gerektiği gözetilerek anılan maddeler hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir… taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir…. taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlaırnın reddi ile usul ve yasyaa uygun hükmün ONANMASINA,”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3433 esas, 2020/468 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Kararların iptalini düzenleyen anılan madde hükmüne göre toplantıda hazır bulunup da alınan karara muhalif kalan ve bu durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın söz konusu kararlara karşı iptal davası açma hakkının olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı ortağın genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirdiği, vekilin iptali istenen maddeye yönelik olarak daha karar alınmadan önce karşı çıktığı, bu şekilde muhalefet durumunun öneriye karşı olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın (muhalefet) bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşıldığından, dava konusu genel kurul kararı bakımından yapılan iptal isteminin dava koşulu yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken,”
Şeklindedir.
İptal talebi yönünden;
Davacı davalı şirketin 13.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 numaralı kararların hükümsüz olduğunun tespitini terditli olarak bu kararların iptalini talep etmiştir.
Davaya konu kararların alındığı genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; Gündemin 3 nolu 2020 yılı bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin olduğu, 3 numaralı gündem maddesinin müzakeresine geçildikten sonra davacı … vekili … söz alarak muhalefette bulunduğu ve ayrıca yazılı muhalefet şerhini toplantı başkanına sunduğu, akabinde yönetim kurulu başkanı …’ nin söz alarak davacı vekilinin açıklamalarına cevap verdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin öneriye karşı muhalefeti ve yönetim kurulu başkanının açıklamalarından sonra oylama yapılmış ve oy çokluğu ile bilanço kar/zarar hesapları tasdik edilmiştir. Oylamadan sonra davacı vekili yeniden söz alarak özel denetçi tayin edilmesi talebinde bulunmuştur. Davacı vekilinin bu talebi de oy çokluğu ile reddedilmiştir.
Gündemin 4. Maddesi ise yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu, 4 numaralı gündem maddesinin müzakeresine geçildikten sonra davacı … vekili … söz alarak muhalefette bulunduğu ve ayrıca yazılı muhalefet şerhini toplantı başkanına sunduğu, akabinde yönetim kurulu başkanı…’ nin söz alarak davacı vekilinin açıklamalarına cevap verdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin öneriye karşı muhalefeti ve yönetim kurulu başkanının açıklamalarından sonra oylama yapılmış ve yönetim kurulu üyelerinin her biri kendi ve birbirilerinin ibralarında sahip oldukları paylardan doğan oy haklarını kullanmayarak toplantıya katılan diğer ortakların oy çokluğu ile yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiştir.
Genel kurul toplantı tutanağından görüldüğü üzere davacı vekilinin 3 ve 4 numaralı gündem maddesinin oylanmasından sonra alınan kararlara her hangi bir muhalefeti bulunmamaktadır. Tutanağın imzalanmasından sonrada alınan kararlara karşı her hangi bir muhalefette bulunulmamıştır. Oylamadan önce ki muhalefet durumu ise öneriye karşı çıkma olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı muhalefet bulunmadığından kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmıştır. İptal talebi yönünden TTK 446/1-a maddesinde belirtilen dava açabilme şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Butlan ve yokluk yönünden;
TTK mad. 447 de, genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. Düzenlemesine yer verilmiştir.
Gündemin 3 nolu maddesiyle ilgili olarak 2019 yılı bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanması, 4. Maddesi ise yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. Alınan kararlar TTK md. 447 de sayılan kararlardan olmayıp, kararların butlanı gerektirir genel kurul kararlarından olmamaları, niteliği itibarı ile çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâl bulunmadığından bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Bir hukuki işlemin kurucu unsurlarının tamam olmaması halinde, söz konusu hukuki işlem varlık kazanamaz ve hukuki ilişki kurulmaz; ortada bir hukuki işlem yoktur. İrade beyanı dışında bazı hukuki işlemlerde aranan ek kurucu unsurun bulunmaması halinde de hukuki işlem yoktur. Bir hukuki işlemin yokluğu her zaman, ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir. Yokluk olgusunu hakim görevinden ötürü, kendiliğinden nazara almak zorundadır (Oğuzman/Barlas, Medeni Hukuk- Giriş Kaynaklar Temel Kavramlar, 24. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul- 2018).(Yargıtay 11 HD 2019/4559 esas 2021/4179 karar)
Davaya konu 3 ve 4 numaralı kararlarda işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunmaması ve kararların butlanı gerektirir genel kurul kararlarından olmamaları nedeniyle alınan kararların hükümsüz olduğuna ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir.
Oydan yoksunluk yönünden;
Gündemin 4 nolu maddesi yönetim kurulunun ibrası hakkındadır. Davacı vekili yönetim kurulu üyelerinin ibrası için olumlu oy kullanan pay sahiplerinin davalı şirket yöneticilerinin birinci dereceden hısımları olduğunu açıklamıştır.
Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu görülmüştür. Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde yönetim kurulu üyelerinin kendi ibrasında oy kullanmadıkları anlaşılmıştır.
Yönetim kurulunun ibrası meselesinin yönetici açısından şahsi bir iş sayılmadığından oy hakkından yoksunluktan söz edilemez. Bu nedenle şirketin genel kurul toplantısında alınan kararların ve ibra maddesinin kanuna aykırı bir yönü bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. HD 2017/3893 esas, 2019/1017 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/122-2017/130) Ayrıca hısım kişilerin olumlu oy kullanmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralı aykırı bir yönü de bulunmamaktadır.
Genel kurulda toplam toplam 3.230.153.405 olumsuz oya karşılık yönetim kurulu üyesi olmayan …, …ve … adına kullanılan 4.130.293.986 olumlu oy ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine karar verilmiştir. TTK 436. Maddesi ” (1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. (2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. ” hükmünü içermektedir. Toplam pay 8.959.490.647 olup red oyu 3.230.153.405 iken ibraya olumlu oy sayısı 4.130.293.986 olup kullanılan olumlu oy sayısı ibra için yeterlidir. Olumlu oy kullanan …, … ve … davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığından ve oy çokluğuyla yönetim kurulu üyeleri ibra edildiğinden ve oydan yoksunluk durumu da söz konusu olmadığından davanın reddine ve bu nedenlerle yürütmenin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davaya konu kararlar butlanı gerektirir genel kurul kararlarından olmadığından kararların hükümsüz olduğunun tespitine ilişkin talebin REDDİNE,
13.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında vekaleten temsil edilen davacının muhalefetinin kararın alınmasından önce tutanağa geçirildiği, karar oylamasından sonra tutanağa geçirilen bir muhalefetin bulunmadığı, oylama yapıldıktan sonra kararlara muhalif olunduğuna dair bir beyanda bulunmadığından ve oylama öncesi görüşme esnasında yapılan muhalefetin, alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımadığından TTK 446/1-a maddesinde belirtilen dava açabilme şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, iptal talebi yönünden davanın usulden REDDİNE,
2-) Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 5.100.TL.maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
3-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) Davalı tarafından yapılan 8,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-) Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)