Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2021/667 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/650 Esas
KARAR NO : 2021/667

DAVA : Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/45 Esas, 2020/445 Karar numaralı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;Davalı …’in 30/05/2019 tarihinde, diğer davalı…. nezdinde sigortalı bulunan … plaka numaralı aracın sebep olduğu söz konusu kaza sebebiyle geçici ve kalıcı maluliyete maruz kaldığın, müvekkil ile davalı … arasında, Alacağın Temliki Sözleşmesi akdedildiğini, davalı taraf, söz konusu kaza nedeniyle doğmuş ya da doğacak olan tazminatının %15 ‘ni müvekkiline temlik ettiğini, müvekkilinin , temlik alan sıfatına haiz olması sebebiyle işbu huzurda görülecek dava ikame edildiğini, davalı…. nezdinde 30/05/2019 tarihli kaza nedeniyle açılmış bulunan … no’lu dosya / kapsamında davalı …’in sigorta şirketinden tazminatını tahsil edip etmediğini bilmediklerini müvekkil her ne kadar söz konusu alacağını \davalılardan talep etmesine rağmen, davalılar, Alacağın Temliki Sözleşmesine riayet etmediğini, ödemeye yanaşmadıklarını, müvekkilinin , Alacağın Temliki Sözleşmesinde yer alan ve kendisine yükletilen tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı taraflar kendilerine yüklenen edimi ifa etmediklerini, davacı müvekkilin Alacağın Temliki Sözleşmesi nedeniyle alacağının davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle ; Kazaya sebebiyet vererek, davacının malul kalmasına neden olduğu iddia edilen, … Plakalı araç, müvekkilim …. nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu. müvekkil şirkete sigortalı aracın, karıştığı 30.05.2019 tarihli trafik kazası neticesinde, kazaya karışan ehliyetsiz sürücü konumunda bulunan davacının malul kaldığı iddiası ile maddi tazminat talepli işbu dava ikame edildiğini, geçici işgöremezlik tazminatı talepleri Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dâhil olmadığını, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun ile 2918 Sayılı Kanun 90. ve 92. Maddelerine değişiklikler getirildiğini, KTK Madde 90- “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde değiştirildiğini, maddenin eski metninde maddi ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar yönünden Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlere atıf yapılmasına rağmen yeni düzenlemede zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatların belirlenmesinde, öncelikle Karayolu Trafik Kanunu ve genel şartlardaki usul ve esaslar uygulanacağını, bu maddenin en önemli sonucu, 01.06.2015 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda yapılan değişikliklerin uygulanmasının önünü açmış olduğunu, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan tazminat davalarında, tazminatın tayin, kapsam ve hesabına yönelik istikrar kazandığını, ZMMS genel şartları uyarınca; bakıcı giderleri sağlık gideri teminatı kapsamından çıkarılarak sürekli sakatlık teminatı kapsamına dâhil edilmediğini, ayrıca ZMMS genel şartlarında teminat kapsamında sayılmayan geçici işgöremezlik tazminatının da artık sigortalı tarafından talep edilemeyeceği hüküm altına alındığını , sigortalının aracın kusurunun bulunması halinde dahi poliçenin teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için, davacının maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu veya Tam Teşekküllü Devlet Hastanesi tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini ve bu oran üzerinden yapılacak aktüer incelemesi ile tazminat tutarının tespit edilmesi gerektiğini, SGK tarafından davacıya yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin tenzili gerektiğinden, bilirkişi incelemesi öncesinde SGK’dan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulmasını, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle görevsizlik yönünden reddini, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, yukarıda açıklandığı üzere, müvekkili şirkete ait poliçenin ‘Tedavi Masrafları” ve “Bedeni Tazminat Talepleri” sorumluluğunun, poliçe teminatı dâhilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlığın trafik kazası nedeniyle ZMMS poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle TTK’nın 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, ancak yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda eldeki davada, davanın açıldığı 04/02/2020 tarihinden önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça … 9. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın görev yönünden reddine dair verilen karardan sonra 26/02/2020 başvuru tarihli Arabuluculuk son tutanağı sunulmuş ise de, İstanbul BAM 15. HD’nin 18/01/2021 tarihli, 2020/1654 E., 2021/95 K.sayılı ilamında da belirtildiği şekilde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğine dair emredici ve özel nitelikteki düzenlemesi dikkate alındığında, emredici ve özel nitelikteki bu düzenleme karşısında genel nitelikteki HMK m.115/3 hükmünün uygulanma yeri bulunmadığından, ticaret mahkemelerine görevsizlik kararı ile gönderilen hukuki uyuşmazlıklar bakımından sonradan arabuluculuk dava şartının tamamlanmasını mümkün kılan bir düzenleme yer almadığından arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olan davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımlarının davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 13/10/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)