Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/631 E. 2022/57 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/631 Esas
KARAR NO : 2022/57

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ihyasını talep ettikleri …A.Ş. Arasında iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin ilk önce … isimli şirkette çalışmaya başladığını, akabinde tansaşın devralmasıyla beraber …saş bünyesine geçtiğini, daha sonra …’ın da … a devredildiğini, bu devir sonrasında … ın yaptığı iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçları ile birlikte … a geçtiğini, bu hususta müvekkili adına açılan hizmet tespiti konulu … 20 İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında müvekkilinin çalıştığı … ve … şirketlerini davaya dahil etmeleri konusunda mahkemece ara karar kurulduğunu, bu nedenle …AŞ ve …’ın ihyasını talep etmek durumunda kaldıklarını beyan ederek … ve … Tic AŞ nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevabında : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki davayı ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü, 6102 sayılı TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, şirket hakkında ek tasfiyeye karar verilmesi için TTK m.533 vd. Hükümler gereğince bir tasfiyenin söz konusu olması ve TTK m.545 gereğince şirketin ticaret unvanının sicilden silinmesi yada TTK geçici 7. Madde kapsamında dava konusu şirketin sicilden resen terkin edilmesinin şart olduğunu, oysa dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davacının ihyasını talep ettiği şirketlerin devralma suretiyle sona erdiğini, tasfiyesiz sona erme hali mevcut olduğundan devrolunan şirket sona ermesine rağmen malvarlıkları tasfiye edilmediğinden, devrolunan şirketlerin malvarlıkları küllü halefiyet ilkesine göre, miras hukukunda olduğu gibi tasfiye edilmeksizin birleşen/devrolunan,/ devralan şirkete bir bütün olarak kendiliğinden geçtiğinden davanın kabulüne karar verilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Deliller:
Sicil kayıtları, … 20 İş Mahkemesinin…esas sayılı dosyası.
GEREKÇE :
Dava; …Tic AŞ nin ihyası davasıdır.
25.7.2006 tarihli, 6606 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi nüshasının incelenmesinde, ihyası istenen …TAŞ nin 26/06/2006 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul toplantısında şirket aktif ve pasiflerinin bir kül halinde …T.A.Ş ye devredildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın genel hüküm niteliğindeki 136/1-a bendinde Şirketlerin; bir şirketin diğerini devralması, teknik terimle “devralma şeklinde birleşme” veya ”yeni kuruluş” yoluyla birleşebilecekleri, aynı maddenin 4. fıkrasında ise; birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin mal varlığını bir bütün halinde devralacağı, birleşmeyle devrolunan şirketin sona erip ticaret sicilinden terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 137/1-a bendinde sermaye şirketlerinin sermaye şirketleri ile birleşebilecekleri belirtilmiştir.
İhyası istenen şirket 6102 sy. Yasa’nın yukarıda belirtilen 136/4. maddesi anlamında devralınmak suretiyle birleşip ticaret sicilinden terkin edildiğine göre, artık devrolunan bu şirket aleyhine husumet yöneltilemeyeceği gibi devrolunan tarafından dava da açılamaz. Bu durumda devrolunan şirket ile ilgili uyuşmazlıklarda devralan şirket aleyhine dava açılması ya da bizzat devralan şirket tarafından dava açılması gerekmektedir.
…T.A.Ş nin 26/06/2006 tarihinde, …T.A.Ş ye devrolunduğu, birleşme kararının tescil ve ilan edildiği, anlaşılmaktadır. Şu halde artık devrolunan …T.A.Ş aleyhine açılacak olan davaların devralan … T.A.Ş aleyhine açılması gerekecektir. Devrolunan şirketin ihyası için dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup, aynı Yasa’nın 115/1. maddesi uyarınca mahkemece her aşamada re’sen dikkate alınması gerektiğinden açılan ihya davasında da hukuki yarar şartı gözetilmelidir.
İhya davası açılmasına ilişkin … 20. İş Mahkemesi’nin vermiş olduğu yetki kararı ile mahkememiz bağlı değildir. Tasfiye edilip terkin edilmiş bir şirket bulunmadığından TTK’nın 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye koşulları da gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davacının ihya davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h bendi uyarınca hukuki yarar şartı yokluğundan HMK’nın 115/2. maddesine göre davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-)Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Mahkemece verilen yetki üzerine davacı tarafça dava açıldığından ve davanın açılmasına davacı sebebiyet vermediğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-)Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
5-)Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Başkan
(e-imza)
Üye
(e-imza)
Üye
(e-imza)
Katip
(e-imza)