Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/617 E. 2021/855 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/617 Esas
KARAR NO : 2021/855 Karar

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/12/2011
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizce verilen 29.05.2014 tarihli ve 2011/468 Esas, 2014/150 Karar sayılı Kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2015 tarihli ve 2014/15035 Esas, 2015/651 Karar sayılı İlamı ile BOZULMASIYLA Mahkememizin 2015/522 Esas sayılı dosya numarasına kaydedilmiş, Mahkememizce verilen 16/12/2019 tarihli ve 2015/522 Esas, 2019/1144 Karar sayılı Kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.06.2021 tarihli ve 2020/6086 Esas, 2021/4781 Karar sayılı İlamı ile BOZULMASIYLA Mahkememizin yukarıda belirtilen Esas numarasına kaydedilmiş olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır …bank … Şubesinin müşterisi olduğunu, 17/01/2011 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan ve hiçbir zaman kullanmadığı internet bankacılığı aracılığıyla hesabından dava dışı …’a ait hesaba EFT işlemi gerçekleştirildiğini, müvekkili ile bir bağlantısı olmayan bu işlemle ilgili müvekkilinin derhal ilgili şubeye başvuru yaptığını, 17/01/2011 tarihinde yani EFT’nin yapıldığı gün öğleden sonra müvekkilinin telefonla banka tarafından arandığını, hesabından para çekilme talimatı verip verilmediğinin sorulduğunu, müvekkilinin de bilgisinin olmadığını beyan ettiğini, hemen şubeye giderek olaya müdahale etmeye çalıştığını, banka görevlilerinin EFT yapılan bankayı arayarak rıza dışı gönderilen EFT hesabının bloke edilmesini sağlayamadıklarını, davalı bankanın bu yönden kusurunun olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman internet bankacılığı kullanmadığı gibi, internet bankacılığında kullanılan tek kullanımlık cep şifresini de edinmediğini beyan ederek, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek müvekkilinin 7.400,00-TL zarara uğramasına sebep olan davalı bankadan müvekkilinin davalı bankaya ödediği, ödeme tarihi olan 17/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine, ticari itibarının birçok defa zedelenmesi, ticari hayatındaki ödemelerin olay nedeniyle geç yapılması, kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle 5.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ihmal ve kusuru olmaksızın davacının iddia ettiği havale işlemlerinin yapılabilmesinin mümkün olmadığını, davanın; davacı müşterinin internet bankacılığında kullanmış olduğu bilgisayarları zararlı programlardan koruyamaması ve cep telefonuna gönderilen ve davacının kabul etmemesi gerekirken kabul ederek telefonuna indirilen zararlı yazılımdaki virüs aracılığı ile cep şifrenin 3.kişilerce ele geçirilmesine sebep olarak hesabından havale yapılarak gerçekleştirilen internet dolandırıcılığı ile ilgili olduğunu, davacının olaya kendisinin sebebiyet verdiğini, müvekkilinin teknolojik olarak tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve güvenlik önemlerini aldığını, dava konusu olayda ispat külfetinin davacıda olduğunu, bu nedenle davacının öncelikle bahse konu işlemin kendisinin yapmadığını, şifrelerini korumak için kendisinden beklenen tüm özeni gösterdiğini, şifrelerin banka sisteminden temin edildiğini ve banka sisteminin hukuka aykırı olduğunu, bankanın uygulaması ile zarar arasında nedensellik bağını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın bütün bunları ispat ettikten sonra bankanın haksız işleminden doğan zararını da ispat etmesi gerektiğini, bankanın aldığı güvenlik önlemleri ile sadece kendi sisteminde kullanıcı şifrelerinin korunması konusunda yeterli tedbirleri almakla kalmadığını, bu şifrelerin kullanıcının egemenlik alanındayken de kötü niyetli kişilerin eline geçmesi ve kullanılması halinde dahi kullanıcı zararının doğumunun engellenmesi için tedbirler alındığını beyan ederek, öncelikle husumet yönünden itirazlarının kabulü ile davanın hesabına para aktarılan … isimli şahsa ve ilgili cep telefonu operatörüne ihbarını, davanın müvekkili banka açısından reddini, husumet itirazı reddedilecek ise de davanın esastan reddi ile dava mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:
… C.Başsavcılığının soruşturma dosyası, … 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı kararı, Banka kayıtları, yazışmalar, Ödeme ve banka dekontları, hesap hareketleri, telefon kayıtları, Bilirkişi raporu.
… Cumhuriyet Savcılığının 18/03/2011 tarihli ve … Soruşturma No’lu İfade Tutanağı’nda müşteki … ifadesinde;
“… Benim hesabımdan EFT yoluyla para çekilmeden önce internet bankacılık şifresini bankanın internet sayfasına girip ordan internet şifresi aldım. Ve bu şifre bana normal yoldan cep telefonuma geldi.
Ben öğrendiğim kadarıyla beni dolandıran şahıslar evde bulunan bilgisayarıma virüs yollamışlar. Ben de oğluma internet üzerinden havale gönderecekken şifre alınca bu şahıslar bana gelecek şifreyi de kendileri almış. Ve benim şifremi kullanarak telefona gelecek mesajı da kendilerine yönlendirmişler. Ben de bun zaten bankanın sayfasına girerken internet sayfasında cep telefonu bilgileri denen bir yer açılınca ve biz bu durumu bilmeyince o bilgileri doldurunca anladık. Banka ile görüşmemde de böyle bir ekranın olmadığını söylediler…” diye belirtmiştir.
… (Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarihli ve … E., … K. Sayılı kararı ile; “…Her ne kadar davacı … …. Şubesinin müşterisi olduğunu, 17/01/2011 tarihinde davacının bilgisi ve onayı olmadan hiçbir zaman kullanmadığı internet bankacılığı aracılığıyla hesabından dava dışı …’a ait hesaba 7.400,00 TL EFT işlemi gerçekleştirildiğini ve bu işlemde bankanın kusurlu olduğunu belirterek havale yapılan paranın ve 5.000-TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsili için dava açmış ise de; yapılan yargılamada taraflar arasında ihtilaf konusu olan hususun dava konusu işlem nedeniyle davalı bankanın bir kusurunun dolayısıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan 27/09/2010-17/01/2011 tarihleri arası IP log kayıtlarının incelendiği ve sorgulandığı, davacının kendisine tanımlı ve yalnızca kendisi tarafından bilinmesi gereken kullanıcı adı, internet şifresi gibi statik kişisel bilgileri elektronik ortamda kullanarak hesabına erişim sağladığı, davalı banka tarafından kısa mesajla gönderilen tek kullanımlık işlem şifresini girmek suretiyle internet bankacılık işlemleri yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı bankanın müşterilere yönelik ek güvenlik uygulaması olarak sistemine 16.11.2003 tarihinde para çıkış işlemlerinde parola kullanımı, 08/09/2003 tarihinde sanal klavye uygulaması, 19/07/2005 tarihinde hesap seçimi, 27/08/2005 tarihinde cep ajan uygulaması (Para çıkışlarında anında müşteriyi bilgilendirme), 20/02/2007 tarihinde …. mobil imza kullanımı, 10/04/2007 tarihinde statik IP tanımlama ve kısıtlama, tarih ve zaman kısıtlaması, 17/08/2007 tarihinde kullanıcıya ait şifre kullanma gibi statik kullanıcı bilgileri dışında işlem yapanın gerçek kullanıcı olup olmadığının tespiti amacıyla kimlik doğrulaması için kişiye özel müşteri cep telefonuna kısa mesajla dinamik şifre gönderme uygulamalarını sisteme dahil ederek zorunlu hale getirdiği anlaşılmıştır.
Elektronik bankacılık sisteminde internet üzerinden ilgili bankanın internet bankacılığı web sitesine girerek davacıya ait hesaplara erişim sağlanıp davaya konu EFT işleminin yapılabilmesi için yalnızca davacı tarafından bilinmesi gereken davacıya ait müşteri numarası, kullanıcı adı ve davacı tarafından belirlenmiş olan şifre gibi statik kişisel bilgiler ile davacı cep telefonuna kısa mesaj ile (SMS) banka tarafından gönderilen mobil onay şifrenin kullanıcı bilgisayarından doğru olarak hatasız girilmektedir. Bu kişisel bilgilerle yapılan işlemler davalı banka internet bankacılığı işlemlerinde o müşteriye ait yazılı talimat yerine geçmektedir.
İnternet bankacılığı hizmeti veren bankaların denetiminde olmayan müşterilerin kendi egemenlik sahasında bulunan bilgisayarların güvenlik tedbirlerinden öncelikle müşterilerin kendilerinin sorumlu olması gerekir.
Bankaların kendi denetimleri altında olmayan internet ortamına açık müşteri bilgisayarlarının güvenliğini sağlamalarını teknik olarak da olasılık dahilinde olmadığı anlaşılmıştır
Davacı ile davalı arasında aktedilen bireysel ve kurumsal bankacılık hizmet sözleşmesinin internet bankacılık hizmetine ilişkin maddeleri gereği davacı kullanıcı kodu, şifre gibi statik kişisel bilgilerinin gizli kalması için gerekli dikkat ve özeni göstereceğini, şifresini üçüncü kişilere açıklamayacağını, şifresi kullanılarak verilen talimatların yazılı talimat yerine geçeceğini, şifresinin üçüncü şahıslar tarafından kullanımının sonuçlarından tamamıyla kendisinin sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt etmiştir.
Dava konusu işlemin davacının internet bankacılık işlemlerinde kullandığı, kendisi tarafından belirlenen ve yalnızca kendisi tarafından bilinmesi gereken kendisine tanımlı kullanıcı adı ve şifresi ile davalı …bank sistemine kayıtlı cep telefonuna kısa mesaj ile gönderilen elektronik şifrenin eksiksiz bir şekilde girilmesiyle 17/01/2011 tarih saat 12:15:34’te gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davaya konu olay ve saatinde hesaptan para çıkışında banka sistemi tarafından otomatik olarak kısa mesajla (SMS) ile gönderilen mobil onay şifresinin telefonuna gelmediğini iddia ederek bu konuda … numaralı GSM hattına ilişkin kullanım detayları incelenmiş ve 17/01/2011 tarihinde saat 10:13:06 ile 12:15:39 arasında 5 adet işlemde cep şifre mesaj aldı açıklamasının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı bankanın gerekli ek güvenlik tedbirlerini almış olması, davacının internet bankacılığı kullanımından kaynaklanan bilgileri paylaşmayacağı yönünde taraflar arasındaki sözleşmede taahhütte bulunması, şifresi kullanılarak verilen talimatların yazılı talimat yerine geçmesi, internet bankacılığı hizmeti verilen bankaların denetiminde olmayan müşterilerin kendi egemenlik sahasında bulunan bilgisayarların güvenlik tedbirlerinden öncelikle müşterilerin kendilerinin sorumlu olması gerekmesi, bankaların kendi denetimleri altında olmayan internet ortamına açık müşteri bilgisayarının güvenliğini sağlamalarının teknik olarak da mümkün olmaması, dava konusu işlemin davacının internet bankacılığı işlemlerinde kullandığı, kendisi tarafından belirlenen ve yalnızca kendisi tarafından bilinmesi gereken kendisine tanımlı kullanıcı adı ve şifresi ile davalı … sistemine kayıtlı cep telefonuna kısa mesajla gönderilen elektronik şifrenin eksiksiz bir şekilde girilmesi suretiyle gerçekleşmiş olması iddia edilenin aksine davacının telefonuna 17/01/2011 tarihinde saat 12:13:06 ile 12:15:39 arasında 5 adet işlemde cep şifre mesaj aldı açıklamasının bulunması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemin davacının bilgi ve talimatıyla ya da davacının ihmal ve kusuruyla gerçekleştirildiği, bu işlemin gerçekleşmesinden bankaya izafe edilebilecek bir kusurun bulunmadığı anlaşılmış olmakla davanın reddine karar vermek gerektiğinden… Davanın reddine…” karar verilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.05.2014 tarih ve 2011/468-2014/150 sayılı kararın davacı vekilince temyizen incelenmesi talebi sonrasında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/01/2015 tarihli ve 2014/15035 E., 2015/651 K. Sayılı Bozma İlamı ile
“…Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ve manevi tazminat isteminin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, davalı Banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu 3. kişi hesabına EFT yapılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 372/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olayda, davalı, dava konusu işlemlerin davacıya gönderilen tek kullanımlık şifrenin sisteme girilmesi suretiyle gerçekleştirildiğini savunmuş, davacı ise internet bankacılığını hiç kullanmadığını, tek kullanımlık şifrenin kendisine ulaşmadığını ileri sürmüştür.
Hükme esas alınan ve ticaret hukuku öğretim üyesi ile emekli banka müdüründen oluşan bilirkişi heyet raporunda cep şifre mesajlarının davacıya ait telefona gönderildiğinin telefon detay bilgilerinden anlaşıldığı belirtilmişse de davalı Banka vekili dahi cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde, SMS’lerin müşterinin orijinal telefonu yerine dolandırıcıların elindeki telefona gönderildiğini, böylece tek kullanımlık şifrenin dolandırıcı şahısların eline geçtiğini, EFT işleminin parola ve şifrelerin 3. kişilerin eline geçmesiyle meydana geldiğini beyan ederek davanın GSM operatörüne ihbarını istemiştir. Anılan bilirkişi raporunda sadece cep şifre mesajlarının davacıya ait telefona gönderildiğinin iletişim detaylarından anlaşıldığı belirtilmiş, ancak davacıya ait kartın kopyalanıp kopyalanmadığı, şifrelerin gerçekten davacının telefonuna gönderilip gönderilmediği araştırılmamıştır. Yine davacı internet bankacılığını hiç kullanmadığını, internet bankacılığında kullanılan İP adreslerinin kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü halde bu iddia da araştırılmamıştır.
Ayrıca, olaydan sonra davacının cumhuriyet savcılığına şikayette bulunduğu görülmüş, anılan dosya getirtildiği halde bir değerlendirme yapılmaksızın iade edilmiştir.
Bu durumda, davaya konu EFT işleminde kullanılan şifrelerin bizzat davacıya ait cep telefonuna gönderilip gönderilmediğinin araştırılması, ceza soruşturma ve kovuşturma dosyasının celbedilerek tetkiki, EFT işleminin sahtecilik suretiyle gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti, sahtecilik yoluya yapılmış olduğunun anlaşılması halinde eylemin davalı Bankaya karşı gerçekleştirildiğinin ve bu durumun davalı Bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağının kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA…” dair karar verilmiştir.
… 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/03/2015 tarihli ve … E., … K. Sayılı kararında; suç tipinin “Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık” olduğu, suç tarihinin 17/01/2011 olduğu, müştekinin …, sanıkların …, … olduğu anlaşılmıştır. Kararda;
“… Sanıklar … Hakkında …’a ait …Bankası … Şubesi hesabından …’in hesabına para aktarılarak müştekinin dolandırıldığından bahisle … Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, bu Mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, buraca görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Sanık …’in savunmasında özetle; …’nun kendisinin borçları nedeniyle hesabını kullanamadığı, bu nedenle kendi hesabına para aktarıldığını, bu paraları da …’a teslim ettiğini beyan etmiştir.
Sanık … savunmasında özetle; Atılı suçlamayı kabul etmediğini, hazırlıktaki telefon görüşmelerinde kullanılan …. Telefonların kendisine ait olmadığını, suç tarihinde de cezaevinde bulunduğunu beyan etmiştir.
… 4 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Müdürlüğüne 16/12/2014 tarihli cevabi yazısından anlaşılacağı üzere, sanığın 01/07/2011 tarihinde … 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … sorgu nolu evrakı ile tutuklandığı, 11/06/2012 tarihinde tahliye edildiği anlaşılmıştır. …
Sanıkların iş birliği halinde şikayetçiye ait hesaptan para aktarılarak hırsızlık yaptıkları anlaşılmakla cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir….
Sanık …’in eyleminden dolayı eylemine uyan TCK 142/2-e maddesi uyarınca suçun işleniş şekli suç konusunun önem ve değeri göz önünde bulundurularak takdiren 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,…
Sanık …’nun eyleminden dolayı eylemine uyan TCK 142/2-e maddesi uyarınca suçun işleniş şekli suç konusunun önem ve değeri göz önünde bulundurularak takdiren 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,…” dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 21/10/2015 tarihli duruşmasında Yargıtay mezkur Bozma İlamına uyulmasına karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuş ve davaya konu EFT işleminde kullanılan şifrelerin bizzat davacıya ait cep telefonuna gönderilip gönderilmediği konusunda dava ihbar olunan … A.Ş’den sorulmasına, ceza soruşturması dosyasının celbine dair ara karar kurulmuştur. … A.Ş. Ve … Başkanlığı’ya yazılan elden takipli müzekkerelere cevap alınamamıştır.
Mahkememizce Bilgisayar Mühendisi Bilirkişi … ve Banka Bilirkişisi …’dan aldırılan 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…BDDK’ nın belirlemiş olduğu düzenleme ile internet bankacılığına giriş sırasında iki aşamalı bir güvenlik adımının zorunlu tutulduğu, bu kapsamda Davalı bankanın internet bankacılığına giriş sisteminin de Müşteri numarası, kullanıcı adı, şifrenin yer aldığı ilk aşama ile tek kullanımlık cep şifrenin yer aldığı ikinci aşamanın doğru bir şekilde tamamlanması ile mümkün olduğu,
Davacı her ne kadar internet bankacılığını kullanmadığı iddia etmiş olsa da, Davalı banka kayıtlarına göre 24/08/2010 tarihinden itibaren internet bankacılığı kullanıcısı olduğu ve sonraki bazı tarihlerde şifre değişikliği işlemi gerçekleştirmiş olduğu, dolayısıyla internet bankacılığı kullanıcısı olduğu,
Dava konusu işlemin internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirildiği ve SMS gönderim loglarındaki verilere göre İşlemlerin gerçekleşebilmesi için gerekli olan tek kullanımlık ( dinamik – her işlemde değişen ) şifrelerin, davacıya ait … no.lu cep telefonuna gönderilmiş olduğu ve dolayısıyla işlem güvenliği hususunda Davalı Bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu,
Söz konusu işlemi gerçekleştiren 3. kişilerin, davalı bankanın internet bankacılığı sistemine girişinin ilk adımı için gerekli olan Davacıya ait Müşteri numarası, kullanıcı adı ve statik şifreyi de ele geçirmiş oldukları, kullanıcı adı ve statik şifre müşteri tarafından belirlendiğinden, korunması ve kimse ile paylaşmaması gerektiğinden bu şifrenin 3. kişilerin eline geçmesi nedeniyle Davacının özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu,
İşlemlerin netice olarak geçekleşmesinin, davalı banka tarafından davacının cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık şifrelerin yerine ulaştığını gösterdiği, Olay tarihinde davacının internet bankacılığı işlemlerinde kullandığı banka sisteminde kayıtlı cep telefonu olan …numaralı hattına gelen SMS’ lerin yönlendirilmiş olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde Davacının banka sisteminde kayıtlı bulunan telefonuna gönderilen tek kullanımlık cep şifre SMS’ inin kendi rızası olmadan 3. kişilerin eline geçmiş olduğu, cep telefonları üzerinde bu gibi yönlendirme işlemlerinin açıklamalarda belirtilen virüs uygulamaları üzerinden sağlanabildiği, bu nedenle davacının telefonuna gelen tek kullanımlık cep şifre SMS’ inin rızası dışında dolandırıcılar tarafından yönlendirilmesi durumunun davacının telefonundaki güvenlik zafiyeti nedeniyle gerçekleşmiş olduğu,
Davalı bankanın, davacının cep telefonuna virüs bulaşmasını engelleyebilecek veya koruyabilecek bir konumda olmadığı, cep telefonun davacının hakimiyet alanında bulunduğu,
Dava konusu olayın ceza yargılaması üzerinde yapılan incelemede Davacının hesabından EFT yapılan …’ tn da hesabından bu paranın bir başka hesaba gönderiminin yapıldığı ve yapılan yargılama sonrasında … ile … isimli şahıslara ceza verilmiş olduğu, bu kapsamda Davacının göndermiş olduğu paradan fayda sağlayan şahısların … ile … isimli şahıslar olduğunun anlaşıldığı,
hususlarından hareketle dava konusu internet bankacılığı işlemler ile ilgili olarak Davalı bankanın işlem güvenliği hususunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu ve Davacının davalı bankadan olan alacak talebinin yerinde olmadığı… ” kanaati rapor edilmiştir.
… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/12/2019 tarihli ve … E., … K. Sayılı kararı ile;
“…Davanın REDDİNE,… ” karar verilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/12/2019 tarihli ve …E., … K. sayılı kararın davacı vekilince temyizen incelenmesi talebi sonrasında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/06/2021 tarihli ve 2020/6086 E., 2021/4781 K. Sayılı Bozma İlamı ile
“…Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu 3. kişi hesabına EFT yapılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında, EFT işleminin sahtecilik suretiyle gerçekleştirildiğinin tespiti halinde eylemin davalı bankaya karşı gerçekleştirildiğinin ve bu durumun davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağının kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesiyle, EFT işleminin sahtecilik suretiyle gerçekleştirildiği sübuta erdiğine göre, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA,…” dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/11/2021 tarihli duruşmasında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.06.2021 tarihli ve 2020/6086 E., 2021/4781 K. Sayılı Bozma İlamına uyularak tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
GEREKÇE:
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davanın bankacılık işlemleri nedeniyle davacı tarafından davalı tarafa açılan tazminat davasına ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasındaki husumet, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yoluyla yapılan işlemler sonucu 3. Kişi hesabına EFT yapılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, davaya konu eylemden dolayı ikame olan … 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …E sayılı dosyasında verilen 05/03/2015 tarihli ve … E., …K. Sayılı karar ile sanıkların iş birliği halinde şikayetçiye ait hesaptan para aktarılarak hırsızlık yaptıklarının sabit olduğu ve sanıkların cezalandırılmalarına karar verildiği, dolayısıyla EFT işleminin sahtecilik suretiyle gerçekleştirildiği, eylemin davalı bankaya karşı gerçekleştirildiği ve davalı bankanın aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünde olduğundan Mahkememizce de uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/06/2021 tarihli ve 2020/6086 E., 2021/4781 K. Sayılı Bozma İlamı doğrultusunda davacının davacının davasının maddi tazminat yönünden kabulü ile 7.000,00-TL’nin 17.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebi yönünden manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından davacı vekilinin manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının Maddi tazminat yönünden KABULÜ ile 7.000,00-TL’nin 17.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Manevi tazminat yönünden Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 478,17-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 184,14-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 294,03-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret olunan kısım üzerinden hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 184,14-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 18,40-TL başvuru, 2,90-TL vekalet harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 683,20-TL posta giderinden ibaret toplam 2.804,50-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alınarak 1.583,18-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-)Davalı tarafından yatırılan 80,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alınarak 32,25-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 24/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır