Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/572 E. 2022/802 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/572 Esas
KARAR NO : 2022/802

DAVA : Tazminat (Bakıcı Gideri Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bakıcı Gideri Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.03.2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile …. İlçesi istikametinden … İli istikametine seyir halinde iken yol üzerinde şerit olmaması nedeniyle araç devrilerek dere yatağına yuvarlanması neticesinde tek taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ün yaralandığını, Meydana gelen kazanın oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı K.T.K.’nun52/1-b ”aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varıldığını,
Müvekkili …’ün 11.12.2015 doğumlu olup, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan rapora göre müvekkilin maluliyetinin %96 olduğunun tespit edildiğini, kazaya neden olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 05.03.2016 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ne trafik sigortalı olması nedeniyle, müvekkili adına Bakıcı tazminatı taleplerinin karşılanabilmesi amacıyla 25.06.2021 tarihinde … Sigorta A.Ş.’ne başvuru yapıldığını, ancak sigorta şirketi tarafından poliçe kapsamındaki ”sakatlanma ve ölüm teminatı” klozundan müvekkiline ödeme yapıldığını, “tedavi ve sağlık gideri” teminatı kapsamında bulunan bakıcı gideri tazminatı ödemesi yapılmayacağının taraflarına bildirildiğini, sigorta poliçesinde bulunması zorunlu olan teminatlardan tedavi ve sağlık gideri teminatının poliçede belirtildiğini, priminin de tahsil edildiğini, teminat limitine göre sigorta şirketi tarafından poliçeye yazılarak tahsil ettiği prim karşılığı verdiği teminatları ödemekten kaçınamayacağının izahtan vareste olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatın sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 10.000 TL olan talebini 05/10/2022 tarihli dilekçesi ile 300.000,00 TL artırarak 310.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu 13.10.2015-13.10.2016 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami teminatının 310.000-TL olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinin ardından davacı tarafın maluliyet zararının tazmini için … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile dava açtığını,, yargılama esnasında davacı tarafa sulhen poliçe teminat limitinin tamımı olan 310.000,00-TL asıl alacak olmak üzere toplam 402.075,00-TL ödeme yapıldığını, işbu ödeme ile müvekkili şirketin poliçe kaynaklı sorumluluğunun tamamen sona erdiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul etmemek ve savunmalarının saklı kalması kaydı ile davacının meydana gelen kaza sonucu malul kaldığından bahisle geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep ettiğini, ancak geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin tedavi giderleri içerisinde yer alıp SGK tarafından karşılandığını, müvekkili şirket nezdindeki poliçe sebebiyle davacıya karşı sorumluluğunun doğabilmesi sigortalı aracın kazanın oluşumunda kusurlu olmasına bağlı olduğunu ve sorumlu olacağı miktarın sürücünün kusur oranına göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi bakıcı zararının mevcut olduğu ve kendisine bakması için ücretli bir bakıcı tuttuğu ve çalıştırdığına dair herhangi bir kanıtının olmadığını beyan ederek müvekkili şirketin poliçe teminat limitinin tamamen tükenmiş olması sebebi ile esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, ödemeye ilişkin makbuz, kusur ve maluliyete ilişkin raporlar, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, haksız fiilden (trafik kazası) kaynaklanan sürekli bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının uğramış olduğu trafik kazası nedeni ile davalıdan bakıcı gideri talep edip edemeyeceği talep edebilecek ise miktarı hususlarındadır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 10/08/2022 tarihli raporunda, … kızı, 11.12.2015 doğumlu davacı …’ün 05.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, sürekli olarak bir başkasını yardımına muhtaç durumda olduğunun oy birliği ile mütalaa olunduğunu bildirmiştir.
Aktüeryal bilirkişi …’dan rapor aldırılmış, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu raporunda özetle, Yaralanmaya konu tek taraflı kazada kazazedenin yolcu konumunda olduğu göz önüne alınarak davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün %100 (YüzdeYüz) kusuru üzerinden hesaplamalar yapıldığını, davacının tüm vücut engellilik oranının %96 (YüzdeDoksanAltı) olduğu ve sürekli olarak bir başkasını yardımına muhtaç durumda olduğu mütalaasını içeren ATK raporunun dikkate alındığını, Yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığını, davalı ya da dava dışı herhangi bir kurum tarafından davacılara yapılan bakıcı gideri ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacıların hesaplanan zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığını, kazazede davacı …’ün hesaplanan Sürekli Bakıcı Gideri zararının 5.761.812,00 TL olduğunu, kaza tarihi itibariyle Sürekli Bakıcı Gideri zararının karşılanacağı Kişi Başı Sağlık ve Tedavi Gideri Tazminatı Limitinin 310.000,00 TL olduğunu, teminat limitini aşan zararının 5.451.812,00 TL olduğunu beyan etmiştir,
ATK maluliyet raporu ve aktüer bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dâhildir. Bu bakımdan zarara uğrayan, işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı ya da hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de isteyebilir.
ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesiyle, zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli (ömür boyu) bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir.
Davalı sigorta şirketi tarafından poliçe kapsamındaki ”sakatlanma ve ölüm teminatı” klozundan davacıya ödeme yapılmış ise de,
Sigorta şirketini zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sürekli sakatlık ve sürekli bakıcı gideri için tek limitten sorumlu tutan sigorta genel şartlara atıf yapan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması karşısında ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığından ” tedavi giderleri teminatında ” yer aldığı, bu çerçevede, davacının sürekli maluliyetinin %96 olduğu, olay tarihi itibariyle hesaplanan bakiye hayatı boyunca sürekli ve %100 nispetle bakıcı ihtiyacı olacağı göz önüne alınarak kaza tarihinden bakıcı ihtiyacının son bulacağı muhtemel yaşam sonuna kadar ilgili dönemlerdeki yürürlükte olan brüt asgari ücretler esas alınarak 5.451.812,00 TL bakıcı gideri belirlenmiş, Kişi Başı Sağlık ve Tedavi Gideri Tazminatı Limitinin 310.000,00 TL olduğu dikkate alınarak 310.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının 25/06/2021 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın dava ve talep artırım dilekçelerine göre kabulü ile 310.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının 25/06/2021 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 21.176,10 TL ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harç ile 1.025,00 TL ıslah harçları toplamı 1.084,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.091,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 46.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.025,00 TL ıslah harcı, 1.035,00 TL Adli Tıp rapor ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 168,10 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 3.346,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır