Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/558 E. 2023/117 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/558
KARAR NO : 2023/117

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalılardan … A.Ş.’ye … sayılı poliçe numarası ile mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, malikinin … olduğu, sürücü …, … plakalı … marka araç ile 30/12/2020 tarihinde saat 09:56 sıralarında … mevkiine giderken kontrolsüz ve hatalı bir şekilde sağ şeritten sol şeride geçtiği esnada karşı tarafta kendi şeridinde seyreden sürücüsü müvekkili …’ın kullandığı … Plakalı motosiklete çarparak müvekkili …’ın ağır yaralanmasına ve arkadaki diğer yolcunun ölümüne neden olduğunu, kazadan sonra düzenlen kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’in %100 tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı sürücünün hatalı bir şekilde şerit değiştirdiğini, yasaklanmış yolda önünde seyreden aracı kontrol yapmadan hatalı sollayarak müvekkilinin şeridine grip kazanın meydana gelmesine neden olduğunu, davalı sürücünün dikkat ve özen göstermediğinden tamamen kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkili …’ın ağır yaralandığını, müvekkilinin yoğun bakımda tedavi gördüğoünü, Müvekkilinin iki bacağında ve yüzünde kırıklar meydana geldiğini ve iki kez ameliyat olmak zorunda kaldığını, kırıklar ve yaraları yaşam fonksiyonlarını tehlikeye sokar nitelikte olduğunu, iki bacağına demir takıldığını, uzun süre yatağa bağlı kalmak zorunda kaldığını, yaralanma sonucunda kafası dâhil tüm vücudunda meydana gelen ağrı ve sancıların devam etmekte olduğunu, tedavisinin halen devam ettiğini, kaza sonrasında müvekkili motor fonksiyon kaybına uğradığını, el ve ayaklarında uyuşma, karıncalanma, yanma veya üşüme ile keskin ağrılar, denge ve koordinasyon kaybı, ayaklarda güçsüzlük oluştuğunu, kafasındaki yaralar kazanın ardından 8 aydan fazla zaman geçmesine rağmen iyileşmediğini, müvekkilinin kazada çenesi ve 3-4 dişi kırıldığını ve çıktığını, kaza sonrasında çalışma gücünde büyük oranda kayba uğradığını, müvekkilinin yaralanmasına neden olan sürücü … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … sayılı soruşturma dosya numarası ile soruşturma açıldığını, … 38. Ağır Ceza Mahkemesinde …esas sayılı dosyasıyla da yargılaması devam ettiğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından verilen raporda … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin maddi zararlarının karşılanması için dava şartı olarak … Sigorta A.Ş.’ye 09.04.2021 tarihinde başvuru yapıldığın, … Sigorta A.Ş. tarafından tazminat talebine ilişkin herhangi bir dönüş ve ödeme yapılmadığını, dava şartı olarak 25/05/2021 tarihinde …dosya numarası ile zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, dikkatsiz ve kuralsız araç kullanan davalı sürücünün neden olduğu kaza sonucunda müvekkilinin engelli duruma geldiğini, maluliyet oranına ilişkin kesin rapor tedavi devam ettiğinden henüz alınmadığını, olayda kusuru olmadığı halde ağır yaralanan müvekkilinin büyük acı, ıstırap ve üzüntü çektiğini ve halen çekmekte olduğunu, kaza esnasında yaşadığı travma, kaza sonrasında tedaviden sonra da eski sağlığına kavuşamaması ihtimali nedeni ile büyük bir manevi yıkıma ve zarara uğradığını, müvekkilinin sekiz aydır fiziksel yeterliliğe sahip olamadan başkalarına bağlı yaşadığını, kişisel ihtiyaçlarını ailesinin yardımı ile yerine getirdiğini, maddi zararının yanında manevi zarara da uğradığını, bu nedenle müvekkilin uğradığı manevi zararların karşılanması, manevi huzurunun sağlanması, çektiği acı üzüntü ve sıkıntının telafi edilmesi için adalete uygun 60.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin sürekli iş göremezlik kaybına karşılık alınacak rapora göre artırılmak üzere şimdilik 10.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiğini, müvekkilinin kaza nedeni ile yaralanması sonucu çalışamadığından kazanç kaybına uğradığını, çalışamadığı için yoksun kaldığı gelir kaybına karşılık şimdilik 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatı ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 13/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talepler olduğunu, tüm taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkilinin kazaya karışan … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun olmadığını, aracın malik sıfatıyla sorumluluğunun olduğunu, aracı kullanan …’ in ise kazada ağır bir kusurunun olmadığını, kusuru olsa bile hafif kusuru olduğu kanaatinde olduğunu, otomobil sürücüsü …, aracı kendi şeridinde kullandığını, ancak önünde seyreden …’ye ait otobüsün önünde bulunan aracın durup yolcu indirmesi sebebiyle ne olduğunu anlamak için şeridinde beklerken karşı taraftan gelen motosikletin bulunduğu şerdin en solundan oldukça hızlı bir şekilde gelerek müvekkilinin aracına çarpması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin aracının kaza anında hareketsiz olduğunu, takograf kayıtlarının da kaza anında durduğunun sabit olduğunu, kaza anında otomobil sürücüsünün rölantide olduğunun kayıtlarda görüldüğünü, bu nedenle aleyhe düzenlenen gerçeğe aykırı rapor, tutanak ve beyan ve belgeleri kabul etmediğini, müvekkili ile davacı karşı araç motor sürücüsünün, hızları yönünden değerlendirme yapılmasını, davacının kullandığı motosikletteki hızın araç yoğun olan trafik için oldukça fazla olduğunu, aşırı hızla motosikleti kullandığını, aktif kullanım alanı dışına çıkarak hem kendisi yaraladığını, hem de arkadaki yolcunun motosikletine kasksız binmesine müsaade ederek, ölüm ile biten kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, normalde zorunlu olan kask ve kıyafetler ile koruyucu malzemeler giyilerek yolculuk yapılsaydı ölüm ve ağır yaralanma ile sonuçlanan kazanın meydana gelmeyeceğini, davacının yoğun trafik olduğu yolda hızını ve sürüş biçimini trafiğe göre ayarlamadığını ve dikkatli hareket etmeyerek kazanın oluşumuna neden olduğunu, davacının bu yaralanmaya ilişkin tüm tıbbi evrakı mahkemeye sunarak tedavisi ve vücudunda kalıcı bir arızanın oluşup oluşmadığının kazadan en son 18 ay geçtikten sonra yeni filmler çekerek, bizzat hazır olacağı Adli Tıp Kurumundan belgelenmesi gerektiğini, davacının tedavi ve maddi kaybını belgelemesi halinde bu masrafların kusur isabet etmesi halinde müvekkilinin zorunlu trafik sigortasında karşılanacağını, tazminat hesaplamarında gelirin asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacının gelir beyanın oldukça fahiş olduğunu, bunun resmi sgk kayıtları, vergi dairesi gelir kayıtları, belge ile ispatlamaları gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinin oldukça yüksek olduğunu, tazminatın makul bir miktar olması gerektiğini, müvekkilinin evli ve çocuk sahibi olduğunu, bu nedenle verilecek yüksek bir manevi tazminat aileyi cezalandırmak anlamına geleceğini, bu tazminat miktarı belirlenirken tarafların mali içtimai durumunun dikkatte alınmasını talep ettiğini, bu durumun zabıta tarafında yapılacak mali durum araştırmada da ortaya çıkacağını, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının talebine konu geçici işgöremezlik tazminatı ve diğer giderler tedavi teminatı kapsamında olduğunu, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının tedavi süresince ortaya çıkacak geçiçi bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin tedavi teminatı kapsamında değerlendirilerek davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İl Emniyet Müdürlüğü, … İlçe Emniyet Müdürlüğü ve … İlçe Emniyet Müdürlüğünce gönderilen yazı, … 38. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava doyası, 2 adet CD, makbuz ibraname ve feragatname dosya arasında delil olarak mevcuttur.
GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı-tedavi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili dosyaya sunduğu 21.06.2022 tarihli feragat dilekçesi ile; maddi tazminat yönünden davalı … yönünden davadan feragat ettiklerini, işbu sebeple feragat beyanı doğrultusunda hüküm kurulmasını talep ettiği görülmüştür. Ancak Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince maddi tazminat taleplerinin karşılanması kapsamında yalnızca tek bir davalı yönünden feragat edilemeyeceği anlaşılmakla, maddi tazminat yönünden tüm davalılar yönünden anlaşma kapsamında feragat edildiği ve feragatin sulh kapsamında yapıldığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesidir. Feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup sonuç doğurabilmesi için karşı tarafın rızası aranmamaktadır.
Yapılan açıklamalar ışığında, dosya arasında bulunan davacı vekiline ait vekaletname incelendiğinde davacı vekilinin davadan feragate yetkisinin olduğu anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi uyarınca davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, feragatin sulh kapsamında olduğu görülmekle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Sulh, 6100 sayılı HMK’nın 313. maddesinde; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Davacı yan ve davalılar Hakan Demir ve … uyuşmazlık konusu üzerinde karşılıklı sulh oldukları ve buna ilişkin sulh protokolü de sunmuş oldukları anlaşıldığından, taraflar arasında hazırlanan 10.02.2023 tarihli sulh sözleşmesi kapsamında manevi tazminat ve diğer talepler yönünden davanın konusuz kaldığını anlaşılmaktadır. Tarafların karşılıklı olarak vekalet ücreti talebi bulunmadığından taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, 7036 sayılı Kanunun 3. maddesinin 14-16. fıkralarında; tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik arabuluculuk ücreti tutarının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, yine bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı düzenlendiği ve tarafların anlaşması kapsamında bir kısım talepler yönünden davadan feragat edildiği, bir kısım taleplerin ise konusuz kaldığı, bu kapsamda tarafların yargılama gideri talebi olmadığı anlaşılmakla, arabuluculuk ücretinin davacıya yükletilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
G.D.// Gerekçesi HMK 294/4 maddesi gereğince daha sonra yazılmak üzere,
1-Davanın taraflarca hazırlanan 10/02/2023 tarihli sulh protokolü kapsamında konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … yönünden davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihi alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 245,92 TL peşin harçtan mahsup edilerek, fazla yatırılan 66,02 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Talep olmadığından davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ile bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, davalı … şirketinin yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır