Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/538 E. 2021/842 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/538 Esas
KARAR NO : 2021/842 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/08/2019 tarihinde müvekkili şirkete … numaralı Genişletilmiş Maksimum Kasko Poliçesiyle sigortalı dava dışı … adına tescili ve yine dava dışı sigortalı sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava konusu olaya sebebiyet veren davalı … A.Ş’nin maliki olduğu dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı yüklenici iş makinesinin arkasından dava dışı sigortalı aracın geçmek istediği anda, davalıya ait iş makinesinin sağ arka köşe kısmıyla müvekkili şirkete sigortalı aracın sağ arka kapı ve sağ tampon kısımlarına çarpması ve bu çarpmanın etkisiyle yolun solunda duraklayan dava dışı … plakalı çekicinin sol ön tampon kısmına sıkıştırması neticesinde üç araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirketin sigortalısına yapmış olduğu ödemeye istinaden zararın oluşmasında sorumluluğu bulunan davalıdan rücuen tazminat alacağı doğduğunu, rücuen tazminat alacağından dolayı genel haciz yolu ile 27/01/2020 tarihinde … 37. İcra Dairesi’nin… E. Sayılı dosyası ile 22.425,00-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı ve dava dışı sigortacısının ödeme emrine itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, davanın kabulü ile borçlunun haksız ve kötü niyetle icra takibini yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yetkisiz Mahkemede açıldığını, … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, somut olayda rücuan tazminat talepli davada uyuşmazlığın temelinin haksız fiilden kaynaklandığı, dava dışı sigortalının gerçek kişi olduğunu, kazaya karışan aracın da hususi araç olduğu göz önüne alındığında, görülmekte olan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, dolayısıyla görev itirazında bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, haksız fiil sorumlusu olan sürücü ve araç maliki için yapılacak olan hesaplamada faizin başlangıç tarihinin farklı olduğunu, sigorta şirketi için davadan önce sürücü ve araç malikinin temerrüte düşürülmüş ise bu tarihten aksi halde dava tarihi itibariyle mütemerrit olacağından hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi gerektiğini, dosya kapsamında rücuen tazminat talebi hakkında müvekkili şirketin temerrüte düşürülmediğinden davacının faiz talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, alacağın likit olmadığı anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın görev ve yetkiye ilişkin itirazları doğrultusunda davanın usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise davanın esastan reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; … 37. İcra Dairesi’nin… E. Sayılı icra dosyası, hasar dosyasındaki fotoğraflar, trafik sicil kaydı, kaza tespit tutanağı, Sigorta poliçesi, Ekspertiz raporu.
… 37. İcra Dairesi’nin … E. Saylı icra dosyasının taranmış suretinin dosyamıza gönderilmiş olduğu, incelenmesinden; … Sigorta A.Ş vekilince, 30.01.2020 tarihinde …Tic. A.Ş ve … Sigorta A.Ş aleyhine 22.425,00-TL asıl alacak, 1.633,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 24.058,34-TL üzerinden ödeme emri düzenlendiği, … sigortanın borca, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğu, … Tic AŞ’nin 31.01.2020 tarihinde (İcra Dairesi’nin 04.02.2020 tarihli Karar Tensip Tutanağı) borca, işlemiş ve işleyecek faize ve yetkiye itiraz etmiş olduğu yetkili icra dairelerinin … İcra Daireleri olduğunu beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen 08/02/2021 tarihli ve 2020/658 E., 2021/103 K. Sayılı Karar ile; davalı şirketin ikametgah adresinin … olduğu, davalı şirketin icra dairesinin yetkisine süresinde yetki itirazında bulunduğu, yetkili icra dairelerinin … İcra Daireleri olduğunun beyan edildiği, dolayısıyla davalının icra dosyasına yaptığı yetki itirazının KABULÜNE, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığına, bu nedenle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 40. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/07/2021 tarih ve 2021/1198 Esas 2021/1135 Kararı ile;
“…Uyuşmazlık; 6102 sayılı TTK 1472nci maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarih ve 1944/37 E., – 9 K sayılı kararında bu husus ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif Mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda davacı sigorta şirketi kasko sigortalısı dava dışı …’nün zararını ödemiş ve davalıya zarar sorumlusu sıfatından hareketle rücu etmiştir. Her ne kadar davacı taraf sigorta şirketi; davalı da anonim şirket ise de davacının halefiyet hakkına dayanarak yerine geçtiği sigortalısı gerçek kişi; uyuşmazlığın konusu haksız fiil, sigorta teminatı altında olan araç da özel otomobildir. Bu durumda yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve yargısal uygulamalar göz önüne alındığında, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekmekte olup davanın görev dava şartı yokluğundan, HMK’nın 114/1-c ve 115/2 – ilk cümle hükümleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken, görevli olmayan Mahkemece takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçesiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş…” denilerek Mahkememiz kararı KALDIRILMIŞTIR.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine konu borçtan dolayı sorumlu olup olmadığı, alacaklı ise bunun miktarı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı, icra dairesinin yetkili olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından;
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. Maddesine göre
“Dava şartları
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” hükmüne havidir.
Davanın esasına girilmezden evvel HMK 114/ 1 (c)’ye göre Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Mahkememizce verilen kararı kaldıran İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 40. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/07/2021 tarih ve 2021/1198 Esas 2021/1135 Kararı’nda da değinildiği üzere somut olayda davacının halefiyet hakkına dayanarak yerine geçtiği sigortalısının gerçek kişi olduğu, uyuşmazlığın konusunun haksız fiil olduğu, sigorta teminatı altında olan aracın da özel otomobil olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarih ve 1944/37 E., – 9 K sayılı kararında değinildiği üzere sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılmayacağı. Bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi kabul edileceğinden bu durumda davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekmekte olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığı çözmede Mahkememizin görevsiz olduğu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olmasından dolayı davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev yönünden usulden reddine ve Mahkememizin Görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-)Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç, arabuluculuk ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 22/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır