Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/528 E. 2021/843 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/528 Esas
KARAR NO : 2021/843 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkette … nolu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araca davalıya ait olan … plaka sayılı aracın çarpması neticesi maddi hasar oluştuğunu, 31/10/2019 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde sigortalı araçta 1.720,00-TL hasar oluştuğunu, söz konusu hasar bedelinin ödendiğini, 1.720,00-TL’den kalan 1.376,47-TL’nin tahsili için öncelikle sigorta şirketine rücu mektubu gönderildiğini, olumsuz cevap üzerine ilamsız takip başlatıldığını ancak başlatılan ilamsız takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak … nolu arabuluculuk son tutanağı ile de anlaşmaya varılamadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kazaya davalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile sebebiyet verildiğinden ve ilamsız takibe itiraz edildiğinden TTK 1472 maddesi gereği işbu davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı sigorta şirketinin, aleyhine başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiklerinden ayrıca %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, kusur oranı ve hasar miktarındaki değişikliklere göre fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak; davanın kabulüyle, davalının … 33.İcra Müdürlüğünün …E. sayılı icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile %20 icra inkâr tazminatına(sadece sigorta şirketi aleyhine) hükmedilmesine, takibin devamına, arabuluculuk ücretine, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kazaya karışan her iki araç malikinin de ticari işletmesiyle ilgili olmayan “ticari iş” niteliğinde olmayan bir trafik kazasından kaynaklandığını, davacı ile müvekkili şirket arasında da bir sözleşme olmadığı olayın haksız fiile dayandığı dikkate alındığında davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu 5/3 fıkrası gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki kamu düzeninden olan “görev” e ilişkin olduğundan davada görevsizlik kararı verilmesini, öncelikle kazaya sebebiyet veren aracın tespiti ile kusur incelemesinin yapılmasının gerekli olduğunu, ZMSS Poliçesi genel şartların uygulanmasının gerektiğini, müvekkilinin aleyhine hüküm kurulamayacağını, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …’a usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Deliller; … nolu hasar dosyasına ilişkin Sigorta Poliçesi ve ekleri, Kaza raporu, Ekspertiz Raporu, Faturalar, Fotoğraflar, Trafik Kazası Tespit Tutanakları, Ödemeye ilişkin dekontlar, … Plakalı araca ait Trafik Sicil Kayıtları, … Plakalı araca ait Trafik Sicil Kayıtları, … 33. İcra Dairesi’ne ait … esas sayılı dosyanın UYAP kayıtları
… 33. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının UYAP kayıtlarının incelenmesinden; Davacı vekilince 26/03/2021 tarihinde davalı borçlulara 1.376,47-TL asıl alacak (Yıllık Adi Kanuni Faiz) ve 157,82-TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 1.534,29-TL üzerinden ödeme emri düzenlendiği, davalı borçluların süresi içinde icra takibine, borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz etmiş oldukları, yapılan bu itirazlarla icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
… İl Emniyet Müdürlüğü’nce … plakalı aracın kamyonet olduğu, kullanım şeklinin yük nakli kullanım amacının hususi olduğu ve …’a ait olduğunun bildirilmiştir.
… Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nce… plakalı aracın … marka otomobil olduğu, 10.01.2019 tarihinden itibaren … adına kayıtlı olduğu, kullanım şeklinin yolcu nakli, kullanım amacının hususi olduğunun bildirilmiştir.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibinden dolayı davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davalıların itirazlarında haklı olup olmadıkları, davacı alacaklı ise bunun miktarı, itiraz haksız ise davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından;
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. Maddesine göre
“Dava şartları
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” hükmüne havidir.
Davanın esasına girilmezden evvel HMK 114/ 1 (c)’ye göre Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun Asliye Hukuk Mahkemelerinin Görevleri başlıklı 2. maddesi “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmünü içermektedir.
Mahkememiz dosyasındaki uyuşmazlığın TTK 1472nci maddesine göre sigorta şirketince sigortalısına ödenen tazminatın rücuan tahsili olduğu,
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 gün ve 1944/37 E.- 9 K. sayılı kararında bu hususun: “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulandığı,
Somut olayda davacı sigorta şirketi kasko sigortalısı dava dışı sigortalısının zararını ödemiş ve davalılara zarar sorumlusu sıfatından hareketle rücu etmiştir. Her ne kadar davacı taraf sigorta şirketi; davalılar da anonim şirket ve gerçek kişiler ise de davacının halefiyet hakkına dayanarak yerine geçtiği sigortalısı gerçek kişi; uyuşmazlığın konusu haksız fiil; sigorta teminatı altında olan araçlar da özel kullanıma ait araçlar olduğu, bu durumda yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve yargısal uygulamalar göz önüne alındığında, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekmekte olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığı çözmede Mahkememizin görevsiz olduğu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olmasından dolayı davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev yönünden usulden reddine ve Mahkememizin Görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-)Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç, arabuluculuk ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı Koru vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 22/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır