Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/519 E. 2022/304 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/519 Esas
KARAR NO : 2022/304 Karar

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu edilen alacağının tahsiline ilişkin olarak, 22.03.2021 tarihinde arabuluculuk süreci başlatıldığını, bu sürecin uzlaşma sağlanamadan sonuçlanması üzerine işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkilinin …bank … Şubesi bünyesinde .. numaralı maaşının yatırıldığı bir hesap olduğunu, kendisine ait bu hesabın, isim hususunda emin olunamamakla birlikte internetin sağladığı kolaylığın kullanılması sonucu … tarafından ele geçirildiğini, müvekkiline ait maaş hesabı üzerinden havale işlemleri, internet alış-veriş sitelerinde yapılan harcamalar ve kredi çekme de dahil birden çok işlem gerçekleştirildiğini, müvekkili tarafından ilgili kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, işlemlerin geri alınması ve kredi olarak müvekkilinin rızası dışında çekilen tutarın iadesi için davalı banka ile görüşmeler gerçekleştirilmişse de; banka tarafından olumlu bir dönüşün sağlanmaması ve davalı bankanın çekilen kredi ve yapılan harcamaların müvekkilinden talep edilmesi nedeniyle işbu davanın ikame edildiğini, müvekkilinin bankaya 79.750-TL ödemeyi gerçekleştirdiğini, müvekkilinin haksız yere ödemek zorunda kaldığı bu meblağın davalı bankadan tazmininin gerektiğini, davanın kabulü ile müvekkilinden habersiz olarak davalı bankanın güvenlik ihlali sebebiyle …bank … numaralı maaş hesabı ile sonrasında açılan …bank … numaralı hesabından, 10.02.2021 tarihi saat 09:28 ile 12.02.2021 tarihi 08:55 aralığında gerçekleşen işlemlerde (kredi çekimi, harcama, para transferi ve işbu aralıktaki diğer tüm işlemler) çekilen/harcanan tutar sebebiyle müvekkilinin maddi zararının temerrüt faizi olarak avans faizi uygulanmak suretiyle davalı bankanın temerrüte düşürüldüğü 10.03.2021 tarihinden itibaren başlamak üzere davalıdan tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kabulü anlamına gelmemek üzere, bu davada davacının dolandırıcılık eylemi ile karşı karşıya kaldığını iddia ettiğinden, bu eylemi yapan kişi veya kişiler ile hesabına para aktarılan …’ a yöneltilmesi gerektiğini, davanın öncelikle husumet sebebiyle reddi gerektiğini, müvekkili banka açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini, davacının müvekkili yönünden davayı somutlaştıramadığını, müvekkili bankanın uygulaması olan …bank … uygulaması ile müşterilerin işlemlerini müşteri numarası veya TC Kimlik Numarası, kendilerinin belirledikleri şifre ve tek kullanımlık cep şifre ile gerçekleştirdiklerini, kullanım hakkının davacı tarafa ait olan bu bilgiler için müvekkili banka tarafından en üst seviyedeki güvenlik önlemleri uygulandığını ve banka personelinin dahi erişemeyeceği şekilde korunduğunu, kullanıcının hesabındaki tutarı kendisine verilen şifrelerle gerçekleştirdiğini, bu kapsamda şifrelerin 3. Kişilerce açıklanması veya gereği gibi saklanmayıp 3. kişinin eline geçmesi halinde hesaptaki tutarın 3. Kişilerce çekilebileceğini bildiğini, internet bankacılığının güvenliği konusunda Bankanın aldığı bir başka güvenlik tedbirinin Cep Ajan uygulaması olduğunu, bu uygulamada mudinin hesabından herhangi bir işlem yapıldığında aynı anda kullanıcının bildirdiği telefona mesaj gönderildiğini, davacının da en az banka kadar dikkat ve özen göstermesi, kendisine verilen şifreleri özenle saklaması gerektiğini, şifrelerin banka sisteminde temin edilmediğini, davacının kullanımında bulunan 535 589 61 95 nolu telefonuna virüs / zararlı yazılımın yüklendiğini, adı geçen telefonun kopyalandığını ve banka bilgilerinin bu suretle cep telefonuna gelen şifreleri şahısların elde ettiğini beyan ettiğini, söz konusu kişisel bilgi ve şifrelerin bu şekilde kendi eli ile dolandırıcılara verdiğini, dolandırıcıların bu şekilde elde ettikleri bilgileri kullanarak resmi internet sitesine girerek davaya konu işlemleri gerçekleştirdiğini, davacı tarafın imzalanan sözleşmeye ve tüm uyarılara rağmen kullanıcı kodu ve şifresini koruyamaması nedeniyle uğrayacağı zarara kendisinin katlanacağını beyan ederek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verimesini talep etmiştir.
Deliller; …Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma Sayılı Dosyasının UYAP kayıtları, Hesap Hareketleri, Dekont, Harcama İtiraz Formu, Bilirkişi İncelemesi, Ticaret Sicil Kayıtları, Müzekkere cevapları,
Banka Bilirkişisi …. ile Bilgisayar Mühendisi …’ce düzenlenen 07.02.2022 tarihli Bilirkişi Heyet Raporu’nda özetle; “Davalı Banka tarafından, dava konusu işlemlere ilişkin olarak, BDDK tarafından zorunlu tutulan güvenlik tedbirlerinin uygulanmış olduğu, davacının mobil bankacılık hesabına giriş yapılarak gerçekleştirilen işlemlerin, davacının şifre bilgilerini koruma hususunda üzerine düşen yükümlülüğü gerçekleştirmemesinden kaynaklı güvenlik ihlali sonucu ortaya çıkmış olduğu, davalı banka, BDDK tarafından zorunlu tutulan güvenlik tedbirlerini uygulamış olduğundan dolayı bankanın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, Davacının cep telefonunun hakimiyetinin, davacının kendisinde bulunduğu ve cep telefonuna gelen SMS’in yönlendirilmiş olması veya başka kişilerle paylaşılması durumunda sorumluluğun davacıya ait olacağı, Davacı tarafından dile getirilen IP kısıtlaması ile işlem türüne ait kısıtlama tedbirlerinin, BDDK tarafından zorunlu tutulan güvenlik uygulaması arasında yer almadığı, davacı tarafından internet bankacılığı işlemlerinde böyle bir kısıtlama talep edildiğine dair dosya muhteviyatında mevcut bir belge yer almadığından, herhangi bir kısıtlama uygulanmadığı,
Hususlarından hareketle davacının, davaya konu işlemler hususunda davalı bankaya yönelik iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacının davalı bankadaki maaş hesabı ve diğer hesabından 10.02.2021 – 12.02.2021 tarihleri arasındaki para hareketlerinden dolayı zararının olup olmadığı, bu hesap hareketlerinden dolayı davalı bankanın sorumlu olup olmadığı, davacının maddi zararından dolayı davalının sorumlu olup olmadığı, davalının husumet itirazının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca Mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Somut olayda davacının hesabından belli bir miktar para çekilmiş olduğu, rızası hilafına banka hesabından çekildiği iddia edilen paranın sorumluluğunun davalı bankaya ait olduğu talebiyle Mahkememizde alacak davası açılmıştır, ancak haksız olarak yapıldığı iddia edilen bu bankacılık işleminin davalının şahsi hesabına ait olduğu, taraflar arasında Genel Kredi İlişkisi bulunmadığı, davalının tacir olmadığı, ticari işletmesinin bulunmadığı, işlemin ticari işletmesi ile de alakalı bulunmadığından uyuşmazlığın çözüm yerinin taraflardan birinin diğer taraf banka karşısında tüketici sıfatını taşımasından dolayı Tüketici Mahkemeleri olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 13/04/2022

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı