Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2022/690 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/507 Esas
KARAR NO : 2022/690

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 30/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … 5. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 11.735,43 TL miktarındaki (asıl alacak tutarı) icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itirazının müvekkil şirke böyle bir borcu olmadığını sebebine dayanarak itiraz ettiğini, borçlunun itirazı samimi olmayıp müvekkile olan borcunu ödeyemediğini, borçlunun ödeme emrine itirazının aşağıda belirttiklerinin nedenlerden dolayı iptal edilmesi gerektiğini, müvekkil, borçluya icra takibi tutarı kadar …mamulleri satışı yaptığını, uzun bir süre teslim edilen malların karşılığı olarak müvekkil şirkete ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20′ den az olmamak üzere tazminat ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Talimat bilirkişi raporu, fatura suretleri, arabuluculuk son tutanak sureti, … 5. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan talimat bilirkişi raporu ile; Davacı … A.Ş’nin Envanter defterlerinin Noter tasdiklerinin, Yevmiye ve Kebir defterlerinin e-defter şeklinde lopu, defter beratlarının var ve mevcut olduğu, bu haliyle de davacı … A.Ş’nin ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu, davacı … A.Ş.’nin Davalı …Ltd. Şti’ne 19 adet satış faturasına istinaden 33.535,43 TL satış faturası tanzim etmiş olduğu, Davacı …A.Ş’nin Davalı…Tic. Ltd. Şti.’ne satışını yaptığı …satışına ilişkin DAvacı … A.Ş’nin Davalı …Tic. Ltd. Şti.’den 2 adet ödeme ile 21.800,00 TL tahsilat yapmış olduğu, tüm bu tespitler sonucu, Davacı, …A.Ş.’nın Davalı … Ltd. Şti.’ne ne satışını yaptığı … satışına ilişkin Davacı …A.Ş.’nin Davalı …Tic. Ltd. Şti’nden 19.08.2020 takip tarihi ve 30.07.2021 dava tarihi de dahil olmak üzere 11.735,43 TL alacaklı olduğu, Davacı …A.Ş.’nin ticari defter kayıtlarından son bakiye kaydın 06.01.2020 tarihinde 11.735,43 TL davacı… A.Ş. Alacaklı davalı …Ltd. Şti. borçlu şekilde kayıt olduğu, görüşüne varıldığı görülmüştür.
… 5. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacının 11.735,43 TL alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı sonucunda takibin durduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, ürün teslimi kapsamında hazırlanan fatura bedellerinin ödenmemesinden kaynaklı yapılan icra takibine karşı açılan itirazın iptali davasıdır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır (6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı yan her ne kadar davaya karşı cevap sunmamış ise de, icra takibine yaptığı itirazda davacıya yana borcu olmadığını beyan etmiştir. Bu kapsamda öncelikle davacı yanca taraflar arasında fatura konusu ürünlerin teslim edilip edilmediği ispatlanacak olmakla, fatura tek taraflı olarak alacağın varlığı anlamına gelmemekle ürünlerin teslim edildiği anlamına da gelmez. Bu durumda ispat yükü davacı yanda olduğu görülmekle, fatura karşılığı bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir. Bu sebeple hiçbir mazereti olmaksızın ticari defterlerini ibraz etmeyen davalı yanın, davacının defterlerinin aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Ancak bu hususta davalı yanca sunulan hiçbir delil bulunmamaktadır.
Nitekim dosyamıza sunulan 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı …A.Ş.’nin Davalı …Ltd. Şti’nden 19.08.2020 takip tarihi ve 30.07.2021 dava tarihi de dahil olmak üzere 11.735,43 TL alacaklı olduğu, Davacı …A.Ş.’nin ticari defter kayıtlarından son bakiye kaydın 06.01.2020 tarihinde 11.735,43 TL davacı … A.Ş. alacaklı davalı … Ltd. Şti. borçlu şekilde kayıt yapıldığı ve davacının ticari kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil olarak değerlendirilebileceği, tespiti yapılmakla davanın kabulü gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması ve alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 11.735,43 TL alacağın %20’si olan 2.347,09 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 801,65 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 200,42 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 601,23‬ TL harcın ve arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.327,82‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2022

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Peşin Harç : 200,42 TL
Başvuru Harcı : 59,30 TL
Bilirkişi Ücreti: 850,00 TL
Posta Giderleri: 218,10 TL
Toplam : 1.327,82‬ TL