Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 E. 2022/765 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/495 Esas
KARAR NO : 2022/765

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile … Caddesini takiben … kavşağından … istikametine seyir halindeyken … önü otogar kavşağına geldiği sırada gidiş istikametine göre yolun sağ tarafından deniz tarafına yaya olarak yaya geçidinden geçmeye çalışan …’ya yolun sol şeridinde yaya kaldırımına 1-1,5 metre kala kamyonetin ön kısmı ile çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği ve …’nın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini, konu ile ilgili olarak verilen dört ayrı raporda da davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğu, davacılar murisinin kusursuz olduğunun belirtildiğini, olay sonucu ölenin eşi ve çocuğu olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını,HMK 107 maddeye göre bilirkişi marifetiyle belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderlerininde dahil olduğu maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, ölenin eşi … için 120.000-TL, oğlu … için 80.000.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … alınıp davacılara verilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; öncelikle yetki ve zaman aşımı bakımından davanın reddi gerektiği, ceza dosyasında alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, vefat edenin tek başına kusurlu olduğu, davacı tarafın tazminat talebinin de yerinde olmadığı, davacıların her hangi bir maddi kaybının olmadığı, tüm tedavi masraflarının SGK tarafından ödendiği, yine maddi tazminat açısından sorumlunun sigorta şirketinde olduğu ileri sürülerek davacıların davasının reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirkete başvuru olmadığı için dava şartının yerine getirilmediğini ve bu nedenle davanın usulden reddi gerektiği, müvekkilinin teminat limiti ile sorumlu olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespiti için dosyanın rapor hazırlanmak üzere ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, cenaze ve defin giderinin teminat kapsamında olmadığını, talep edilebilecek faizin yasal faiz olabileceğini, bu nedenlerle dava şartının yerine getirilmemesi nedeni ile davanın usulden reddine, aleyhe hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, konsolosluk müzekkere cevapları, bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayın, Davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile … Caddesini takiben … kavşağından … istikametine seyir halindeyken … önü otogar kavşağına geldiği sırada gidiş istikametine göre yolun sağ tarafından deniz tarafına yaya olarak yaya geçidinden geçmeye çalışan …’ya yolun sol şeridinde yaya kaldırımına 1-1,5 metre kala kamyonetin ön kısmı ile çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği ve …’nın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Mahkememizin 02/05/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; 10/10/2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasındaki kusur durumu, maddi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarı yönünden rapor hazırlanmak üzere dosya aktüer bilirkişiye ve kusur bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 06/10/2017 teslim tarihli raporda özetle; “Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 10.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; 1-Davalı sürücü … olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurludur. 2-Davacılar murisi yaya … olayda kusursuzdur. 3-Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; a)Davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 775,43 TL. Olduğu, b)Olay tarihinde 30 yaşında olan davacı oğlu …’nın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, 4-Davacı eşin bakiye maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limit içinde kaldığı, 5-Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamaması nedeniyle Sayın Mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sigorta şirketi dışındaki davalının sorumlu olacağı, 6-Davalı sigorta şirketinin 04.10.2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından temerrüdün 10.10.2014 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,7-Sigortalı aracın ticari nitelikte olduğuna dair bir belgeye rastlanamamış olup, buna göre avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu,” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 08/12/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince davacılar vekilinin ve davalı Süleyman vekilinin rapora karşı beyan dilekçelerindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere dosya aktüer bilirkişiye ve kusur bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; “10.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; A)Kusur durumuna ilişkin olarak; Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen 03.10.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; 1-Davalı sürücü … olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurludur. 2-Davacılar murisi yaya … olayda kusursuzdur. B)Tazminat hesabına ilişkin olarak; Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinin; 1.Seçenekte; Dava dosyasında müteveffanın işletmesini işletirken kaza tarihinden günümüze kadar geçen dönemde aylık bedensel katkısının net parasal değerinin ülkemiz para birimi cinsinden karşılığını gösterir yazılı bir belgenin bulunmaması, davanın ülkemizde açılması ve ülkemizde geçerli yasal mevzuata göre çözümlenmesi gerektiği dikkate alınarak, ülkemizde geçerli olan ve kamu düzenine ilişkin bulunan net yasal asgari ücretlere göre yapılan hesaplama sonucu 03.10.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; Davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 775,43 TL. Olduğu, 2.Seçenekte; Davacı vekilinin itirazı doğrultusunda müteveffanın işletme gelirine göre zarar hesabı yapılacağının kabulü halinde ise işbu raporda belirlendiği gibi; Davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 112.650,22 TL. Olduğu, C-Davacı eşin bakiye maddi zararının her iki seçenekte de zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limit içinde kaldığı, D-Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamaması nedeniyle Sayın Mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sigorta şirketi dışındaki davalının sorumlu olacağı, E-Davalı sigorta şirketinin 04.10.2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından temerrüdün 10.10.2014 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, F-Sigortalı aracın ticari nitelikte olduğuna dair bir belgeye rastlanamamış olup, buna göre avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, G-Olay tarihinde 30 yaşında olan davacı oğlu …’nın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 13/04/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince davacılar vekilinin ve davalı Süleyman vekilinin rapora karşı beyan dilekçelerindeki itirazları karşılar nitelikte 2.ci ek rapor hazırlanmak üzere dosya aktüer bilirkişiye ve kusur bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/05/2018 teslim tarihli raporda özetle; ” Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 10.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; A)Kusur durumuna ilişkin olarak; Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen 03.10.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; 1-Davalı sürücü … olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurludur. 2-Davacılar murisi yaya … olayda kusursuzdur. B)Tazminat hesabına ilişkin olarak; Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinin; 1.Seçenekte; Dava dosyasında müteveffanın işletmesini işletirken kaza tarihinden günümüze kadar geçen dönemde aylık bedensel katkısının net parasal değerinin ülkemiz para birimi cinsinden karşılığını gösterir yazılı bir belgenin bulunmaması, davanın ülkemizde açılması ve ülkemizde geçerli yasal mevzuata göre çözümlenmesi gerektiği dikkate alınarak, ülkemizde geçerli olan ve kamu düzenine ilişkin bulunan net yasal asgari ücretlere göre yapılan hesaplama sonucu işbu raporda değişen asgari ücretler dikkate alınarak belirlendiği gibi; Davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 23.688,37 TL. Olduğu, 2.Seçenekte; Davacı vekilinin itirazı doğrultusunda müteveffanın işletme gelirine göre zarar hesabı yapılacağının kabulü halinde ise işbu raporda belirlendiği gibi; Davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının =213.360,82 TL. Olduğu, C-Davacı eşin bakiye maddi zararı 1.seçenekte bakiye poliçe limiti içinde kalmakta olup, 2.seçenekte belirlenen maddi zarar tutarı bakiye poliçe limitini aştığından Sayın Mahkemece 2.seçeneğe itibar edilmesi halinde; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 122.106,43 TL.lık bakiye limit ile sınırlı olacağı, D-Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamaması nedeniyle Sayın Mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sigorta şirketi dışındaki davalının sorumlu olacağı, E-Davalı sigorta şirketinin 04.10.2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından temerrüdün 10.10.2014 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, F-Sigortalı aracın ticari nitelikte olduğuna dair bir belgeye rastlanamamış olup, buna göre avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, G-Olay tarihinde 30 yaşında olan davacı oğlu …’nın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Davacılar vekili 07/06/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini bilirkişi raporuyla uyumlu olarak artırdığını, bilirkişinin yapmış olduğu 2 seçenekli tespitten 1. Seçenekte talep edilebilir maddi tazminatın 23.688,00 TL olarak belirlediğini, davacı … yönünden dava değerini 23.788,00 TL olarak artırdığını, davacı … için 250,00 TL olan dava değerini artırmadığını, cenaze masraflarını müvekkili …’nın karşıladığını ve bunların tespitinin yapılamayacağını, bu nedenlerle dava değerini toplamda 200.500,00 TL’den 224.038,00 TL ‘ye çıkartarak 23.538,00 TL’nin harcını yatırarak ıslah ettiğini bildirmiş ve davanın bu miktar üzerinden kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 2016/972 Esas 2018/1176 karar sayılı “1-a)Davacı çocuk, …’nın maddi tazminat davasının REDDİNE, b)Davacı eş …’nın maddi tazminat davasının dava ve ıslah dilekçesine göre kısmen kabulüne, 23.688,37 TL destek tazminatının davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, davalı …’ten ise kaza tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Davacıların davalılardan …’e yönelik açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı Eş … için 40.000 TL davacı çocuk … için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/1598 esas 2021/1141 karar sayılı ilamı ile “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir. Yargıtayın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. (Yargıtay 17. HD 2014/15004 E 2016/11546 K) Mahkemece bu husus gözetilmeden cenaze masrafları yönünden ilgili konsolosluğa müzekkere yazılarak cenaze defin işlemlerine ilişkin taşıma masraflarının kim tarafından karşılandığının araştırılmadan ,davacılara bu konuda beyanda bulunmak için süre verilmeden ispat edilmediği gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” değerlendirmesiyle kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 16/11/2021 tarihli celsesinde davacı vekilince cenaze defin işlemlerine ilişkin taşıma masraflarına ilişkin belge bulunmadığının beyan edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/1598 Esas 2021/1141 Karar sayılı ilamı doğrultusunda …’na müzekkere yazılmış, cenaze ve defin işlemlerine ilişkin taşıma masraflarının kim tarafından karşılandığı hususunda bilgi sahibi olunmadığına ilişkin cevap verildiği görülmüştür.
Bu kapsamda BAM ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı tarafın davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olduğu, ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılmasının mümkün olmadığı, konsolosluk yazı cevabı ile davacılar vekilinin dava dilekçesi, 07/06/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi, 18/03/2019 tarihli istinaf dilekçesi ve aşamalardaki beyanları nazara alınarak takdiren 150,00 TL cenaze defin işlemlerine ilişkin taşıma masrafına hükmedilerek usuli kazanılmış haklar çerçevesinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-a)Davacı çocuk …’nın maddi tazminat davasının destek tazminatı talebi yönünden REDDİNE,
b) Davacı çocuk …’nın maddi tazminat davasının cenaze masrafı talebi yönünden kısmen kabulü ile dava, ıslah ve istinaf başvuru dilekçesine göre takdiren 150,00 TL cenaze giderinin davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, davalı …’ten ise kaza tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c)Usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak, Davacı eş …’nın maddi tazminat davasının dava ve ıslah dilekçesine göre kısmen kabulü ile 23.688,37 TL destek tazminatının davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, davalı …’ten ise kaza tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Mahkememizin 06/11/2018 tarihli kararında hükmedilen manevi tazminat miktarına yapılan istinaf başvurusunun yerinde olmadığının belirlendiği nazara alınarak; davacıların davalılardan …’e yönelik açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı Eş … için 40.000 TL davacı çocuk … için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 1.628,40 TL harçtan peşin alınan 1.122,30 TL ( Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 506,10 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 4.781,70 TL harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Maddi tazminat yönünden davacı eş … duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 199,63 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davacılar vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’ten tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davalı … duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
9-Davacılar tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 1.122,30 TL harç masrafının davalılardan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
10-Davacılar tarafından yapılan toplam: 1.717,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 738,52-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 29/11/2022

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı