Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/485 E. 2023/699 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/485 Esas
KARAR NO : 2023/699

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirketler ile yetkilisi …’in davalı bankada hesapları bulunan banka müşterisi olduğunu, müvekkillerinin yaklaşık olarak 45 yıldır kesintisiz olarak …’da ticari faaliyetlerine devam ettiğini, Türkiye’nin en büyük yerel avize imalatçı firması olduğunu, davalı bankanın bağışlanamaz ağır kusuru nedeni ile müvekkili şirketlerin hesaplarından İnternet bankacılığı dolandırıcılığı yöntemi ile dolandırıcı üçüncü şahıslarca 248.000-TL kredi çekilerek üçüncü şahısların hesabına aktarılmış sonuç itibari ile müvekkiller kredi başvurusu yapmadığının bu bağlamda kredi çekmediği halde davalı bankaya borçlu bulunduğunu, müvekkil şirketlerin hesaplarına tanımlı Kredili Mevduat Hesaplarından çekilen 248.000-TL kredinin davalı bankaya ödenmemesi ve bu tedbir nedeni ile müvekkillerin kredi itibarlarının ve notlarının zedelenmemesi adına gerek davalı bankaya gerekse Türkiye Bankalar Birliği Risk merkezine müzekkere yazılarak kredi tahsil işleminin tedbiren dava sonuna kadar durdurulduğunun bildirilmesine karar verilmesini, müvekkili … şirketinden çekilen 124.000 TL ile müvekkili … şirketi hesabından çekilen 124.000 TL olmak üzere toplam 248.000 TL’den henüz ödemesi yapılmamış olan 135.757,92 TL kredi bedelinden müvekkil şirketlerin sorumlu ve davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, dava sürecine kadar müvekkili … tarafından ihtirazi kayıtla ödenen ve ödenmek zorunda kalınan 37.121,04 TL ve müvekkili … tarafından ödenen 75.121,04 TL olmak üzere toplam 112.242,08 TL’nin uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte istirdatına, menfi tespit talebinde bulundukları bakiye bedelde davalı bankaya dava süresince ödenmek zorunda kalınırsa, ödenen kısmın uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; …’nın hesabından 22.02.2021 tarihinde …’nun … Bankasında bulunan hesabına toplamda 124.000-TL para transferi yapıldığını, bu transferlerden hesap sahibinin bilgisinin olmadığı iddiasıyla dava açıldığını, davacıların davasının hukuka aykırı olduğunu, davaya konu olan internet üzerinden gerçekleşen işlemlerde davacıya ait müşteri numarası ve parola girişi yapıldığı gibi davacının müvekkili banka sisteminde kayıtlı telefonuna SMS ile gelen şifre girişi de gerçekleştirildiğini, davacının bu hususlara ilişkin güvenliği sağlayamadığı ve şayet bir zarar söz konusuysa kendi kusuruyla bu zarara sebebiyet verdiğini, en azından müvekkili bankanın hiçbir sorumluluğu olmadığının şüphesiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerin ve mevzuat hükümlerine göre davaya konu edilen zarara ilişkin davacı münferiden sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte zararın varlığı kabul edilse bile bu zarara davacının ağır kusuru sebebiyet verdiğinden müvekkili bankanın haksız fiil sorumluluğu bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, davacı tarafından bilgisi dışında olduğunu iddia ettiği, transfer işlemini ve diğer tüm işlemleri yapan şahıs veya şahıslar ve hesabına para gönderilen şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkili bankaya karşı dava açılması nedeniyle öncelikle sıfat yokluğundan davanın usulden reddine, davanın esasına geçilmesi halinde davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 14/07/2021 tarihli ara karar gereği; “Davalı bankanın kusurlu olup olmadığı alınacak teknik bilirkişi raporuyla tespit edilebileceğinden davacının tedbir talebinin REDDİNE” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hesabına ait internet bankacılığına ait işlemlerinde davalı bankanın kusurlu eyleminin bulunup bulunmadığı ve davacının 248.000,00 TL miktarında borcu olup olmadığı, ödemesi yapılan miktarın istirdatı talebinin yerinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 14/03/2022 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 01/07/2022 tarihli raporda özetle;
“1-NOLU SONUÇ.
Talep edilmesine karşın taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin bulunmadığı beyan edilmiş olup sözleşme şartlarına göre değerlendirme yapılamadı;
16.10.2019 tarihinde davacılara ait resmi şirket mailinden davalı banka’ya eski çalışan …’”ın ticari interaktif şifrelerinin iptal edilmesi gerektiğine ilişkin şirket kaşeli ve imzalı dilekçe gönderildiği (Bkz Ek- … Ve … Adına… Adlı Kullanıcı İptal Edilmesi Ve …’nin Kullanıcı Olarak Tanımlanması Talimat Yazısı -Bu yazışma bankaca dikkate alınmamıştır ve kullanıcı iptali gerçekleştirilmemiştir) Ancak davalı banka tarafından ilgili talep dilekçesinin işleme alınmadığı hatta dilekçede belirtilen talimata ilişkin şirket yetkililerine hiçbir geri dönüşte bulunulmadığı Davalı bankanın bu eylemi ile işlem güvenliği yok sayılmış dolandırıcıların son derece hızlı bir şekilde şirketi dolandırılmasına olanak sağlanmıştır.
Beyanı karşısında davalı banka tarafından sunulması gereken dilekçe örneğini davacıya gönderdiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından,yukarıdaki Yargıtay kararları doğrultusunda yani HMK’nun 199. maddesinde “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim,plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.”belirtildiği şekilde mail ve Watshap yazışmaları delil olarak kabul edilmesi halinde davacı talebinin yerine getirilmemesinden dolayı davalı bankanın kusurlu olduğu,
2-NOLU SONUÇ
Davalı vekili cevap dilekçesinde,”Huzurdaki davada davacılar şirket eski çalışanı …’a ait … numaralı telefonun şirkete ait bir numara olmadığını bildirmiştir. Oysaki, bu numara şirket tarafından bankamıza bildirilen numara olduğunu, (Gerekli görülürse İlgili Evrakın Müvekkil Banka’dan Celbini Talep Ederiz) “ beyanda bulunduğu
Ancak davacı şirket tarafından … numaralı telefonun bankaya bildirildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır.Davalı bankadan daha sonra davacı şirket tarafından … numaralı telefonun bankaya bildirildiğine ilişkin talimat istenmesine karşın aşağıdaki cevap verildiği,
Davalı bankanın sisteminde mobil/internet bankacılığı giriş yetkileri telefon üzerinden verilmemekte olup, müşteri numarasına tanımlandığı,
60020281 … firmasında ait Mobil/İnternet Bankacılığı giriş/işlem yetkisi … müşteri numaralı…’a verilmiştir. … tel bilgisi değişikliği … Mobil/İnternet Bankacılığı giriş/işlem yetkisini etkilememektedir. … telefon numarası yurtdışı telefon ile değiştirse dahi, … Mobil/İnternet Bankacılığı yetkisi kendisinde olduğu için yurtdışı tel bilgisine gönderilen SMS ile giriş yapmaktadır.
Hal böyle iken;
… müşteri numaralı …’a ait tel bilgisi değişikliği … üzerinden gerçekleştirilen işlemler ile ilgili bulunmamaktadır.
Tel bilgisi değişikliği Bankamız ile … isimli firma ile yapılan kampanyalar ile gerçekleştirilmiştir. … 30/09/2020 tarihinde … üzerinden satın aldığı ürünü kredi kullanarak ödemek istemiş, kredi kullanım sürecinde tel bilgisi olarak … numaralı tel bilgisini iletmiştir. Kredi kullanım aşamasında bankamız sisteminde bulunan tel bilgisi güncellenmiştir.”
Beyanı karşısında … verilen yetki kapsamında telefon değişikliğinin yetki dahilinde olduğunun kabulü halinde davacı talebinin yerinde olmadığının” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Davacılar vekilince 19/09/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile davaya konu kredileri ödemelerinin hali hazırda davalı bankaya mecburen ödenmiş olduğu gözetilerek davanın istirdat davası olarak devamına, dava sürecine kadar müvekkili … tarafın ihtirazi kayıtla ödenen 115.852,44-TL bedelin dilekçede yer alan ödeme tablosundaki ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdadına, müvekkili … tarafından ödenen 172.068,36-TL nin dilekçede yer alan ödeme tablosundaki ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdadını talep etmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin tamamlanmasının ardından Mahkememizin 17/11/2022 tarihli ara kararı gereğince, davacı şirketler tarafından erişim izni verilen telefon numarasının ve yetkilendirmenin iptaline ilişkin taraf savunmalarının bankacılık mevzuatı açısından değerlendirilmesi suretiyle … numaralı hat üzerinden yapılan dava konusu borçlandırma işlemlerinde kusurun taraflardan hangisine ait olduğu hususunda olağan bankacılık işlemleri kapsamında değerlendirme yapılması ve varsa davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda talep edebileceği tazminat ve işlemiş faiz miktarının hesaplanması için ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosyamız yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 31/01/2023 tarihli ek raporda özetle;
“Huzurdaki davada Bankacılık sisteminde mobil/internet bankacılığı giriş yetkileri telefon üzerinden verilmemekte olup, müşteri numarasına tanımlanmaktadır… … firmasında ait Mobil/İnternet Bankacılığı giriş/işlem yetkisi … müşteri numaralı …’a verildiği tespit edilmiştir.
Bankacılık prosedürlerine göre müşteri internet bankacılığı kullanıcı kimliklerine yönelik gerçekleştirilecek değiştirme/silme/güncelleme gibi işlemler müşterilerden temin edilecek ıslak imzalı talimatlara tabidir.
Söz konusu talimatların müşterinin gerçekleştirilmesini talep ettiği işlemlerin açık ve net bir şekilde belirtilmesi ve ıslak imzalı hali ile fiziki olarak şubelere teslim etmeleri gerekmektedir. Söz konusu uygulama Banka personelince firma yetkililerine iletilmesine karşın firma yetkililerince Bankaya taleplerine yönelik ıslak imzalı talimat iletilmediği tespit edilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle kök raporda alternatifli tespit yapılmasına karşın mahkemece “Davacı şirketler tarafından erişim izni verilen telefon numarasının ve yetkilendirmenin iptaline ilişkin taraf bankacılık mevzuatı açısından değerlendirilmesi suretiyle … numaralı hat üzerinden yapılan dava konusu borçlandırma işlemlerinde kusurun taraflardan hangisine ait olduğu hususunda olağan bankacılık işlemleri kapsamında değerlendirme yapılması” üzerine yukarıda açıklanan nedenlerle firma yetkililerince Bankaya taleplerine yönelik ıslak imzalı talimat iletilmediği tespit edilmesi karşısında davalı bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığı” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun, denetime elverişli şekilde düzenlenmiş olduğu görüldüğünden Mahkememizce itibar edilebilir bulunmuştur.
Somut olayda, davacı vekilince müvekkili şirketlerin hesabından bilgi ve talimatı dışında davalı bankanın kusuru neticesinde internet bankacılığı dolandırıcılığı yöntemi ile dolandırıcı üçüncü şahıslarca çekilen bir miktar para yönünden borçlu olunmadığının tespiti ve ayrıca bankaya ödenmek zorunda kalınan paranın istirdatı talep ve dava edilmiş ise de bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, bankacılık prosedürlerine göre müşteri internet bankacılığı kullanıcı kimliklerine yönelik gerçekleştirilecek değiştirme/silme/güncelleme gibi işlemlerin müşterilerden temin edilecek ıslak imzalı talimatlara tabi olmasına rağmen davacı şirket yetkililerince davalı bankaya, söz konusu taleplerine yönelik ıslak imzalı talimat iletilmediği, SMS ve şifreler ile dava konusu edilen internet bankacılığı işlemlerinin yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı bankaya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin ve ıslah olarak alınan toplam 4.917,22 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.647,37‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/09/2023

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı