Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/417 E. 2023/95 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/417 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Mahkemeniz nezdinde taraflarından açılmış olan işbu menfi tespit davasının taraflarının her ikisi de tacir olduğunu, dava konusu icra dosyalarının müstenidi senetlere bakıldığında her iki tarafın da şahıs adına ticari işletmesi olduğu görüldüğünü, davalı tarafından müvekkil hakkında başlatılmış olan dava konusu; … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas, (Evveliyatı … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas), … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas, … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarının müstenidi senetler taraflar arasındaki ticari ilişki (kumaş alımı) karşılığı müvekkil tarafından davalıya ön ödeme olarak verildiğini, dava konusu senetler; Müvekkil … tarafından Davalı …’ye aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verildiğini, davaya konu edilen senetler Müvekkil … tarafından Davalı …’ye herhangi bir borca karşılık olarak değil aralarındaki kumaş ticareti çerçevesinde ön ödeme mahiyetinde verdiğini, dava konusu icra dosyalarının müstenidi 8 adet ve takibe konu edilmeyen 2 adet olmak üzere toplam 10 adet ve her biri 6.000,00 USD olmak üzere toplam 60.000,00 USD meblağlı senetler; 22 Mart 2018 tarihinde düzenlenmek suretiyle müvekkil … tarafından …’den satın alacağı kumaşların bedeli olarak ön ödeme mahiyetinde verildiğini, söz konusu senetler, 27 Mart 2018 Tarihinde düzenlenen Senet Giriş Bordrosu mukabilinde Davalı …’ye kaşe ve imzası alınmak suretiyle elden teslim edildiğini, müvekkil … tarafından yapılan ödemeye karşılık Davalı … anlaşmış oldukları kumaşları Müvekkil …’a göndermesi gerekirken göndermediğini, söz konusu kumaşları başka bir müşterisine sattığını, söz konusu kumaşları vermediği için bedelsiz kalmış olan müvekkilden teslim almış olduğu dava konusu 10 adet ve her biri 6.000,00 USD olmak üzere toplam 60.000,00 USD meblağlı senedi müvekkile iade etmesi gerekirken suiniyetli bir şekilde iade etmediğini, müvekkil …’ın Davalı …’den (aralarındaki süregelen ticari ilişki nedeniyle) 37.034.83 TL alacağı bulunduğunu, dava konusu senetlerin her birisinin tanzim tarihi farklı yazılmak suretiyle sanki bu senetler farklı tarihlerde düzenlenip verilmiş gibi izah gösterilmeye çalışıldığını, gerçekte ise dava konusu senetlerden icra takibine konu edilen 8 tanesi ve icra takibi başlatılmayan iki tanesi olmak üzere 10 tanesinin tamamı; izah edildiği üzere 22.03.2018 tarihinde düzenlenmiş olduğunu, 27.03.2018 tarihinde Senet Giriş Bordrosu mukabilinde Müvekkil … tarafından Davalı …’ye elden teslim edildiğini, ancak söz konusu senetler düzenlenirken üzerilerine herhangi bir tanzim tarihi yazılmadığını, sadece vade tarihleri yazılmak suretiyle bu şekilde davalı …’ye teslim edildiğini, Hal böyle iken davalı … tarafından, tanzim yeri boş olarak düzenlenmiş olan dava konusu senetlerin üzerindeki “tanzim yeri” kısmına, gerçeğe aykırı bir şekilde 2017 yılına ait ve farklı farklı olacak şekilde tanzim tarihleri yazılmak suretiyle bu şekilde icra takibine konu edildiğini, bu nedenle Müvekkil …, davalı … hakkında gerek dava konusu senetlerdeki boşlukları gerçeğe aykırı doldurmak suretiyle tahrif etmiş olması gerekse bedelsiz kalmış olan senetleri icra takibine konu etmiş olması nedeniyle Ceza Hukukundan doğan şikayet haklarını da kullanacağını, ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap nedeniyle Müvekkil …’ın Davalı …’den alacağı bulunduğunu, buna ilişkin olarak da tarafından davacı hakkında gerekli hukuki işlemler başlatılacağını, dosya numaraları da yine Mahkemeniz dosyasına tarafından bildirileceğini, söz konusu tutanak dava dilekçesi ekinde ibraz edileceğini, müvekkilin kambiyo borcunu ödemekle yükümlü olmadığının (davalıya dava konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının) tespitine, bedelsiz kalmış senetlere istinaden başlatılmış olan icra takiplerinin iptaline, icra takiplerinin müstenidi 8 adet senet ile icra takibi başlatılmamış olan 2 adet senedin müvekkile iadesine, talep ve dava etmiştir.
Davalının 07/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından yapılan icra takipleri sonucunda davacı aleyhine açılan tasarrufun iptali davası sebebi ile davacı haksız ve mesnetsiz olarak işbu davayı açtığını, davacı ile müvekkil arasında yapılan ticari ilişki sebebi ile söz konusu senetler davacı tarafından verildiğini, taraflar arasında uzun zamandır devam eden ticari ilişki sebebi ile müvekkil ticari defterlerinde kayıtlı bulunan faturalardaki malı davacıya … (…) firması ile nakletmiş ve davacıya teslim edildiğini, müvekkilin davacıya kesmiş olduğu faturaları PTT vasıtasıyla gönderdiğini, davacının vermiş olduğu senetlerin bedelsiz kalması söz konusu olmadığını, davacının vermiş olduğu senetler ödenmediğinden müvekkilin TL karşılığı olarak 236.082,00 TL (alındıkları tarihlerdeki kur dikkate alındığında) alacağı bulunduğunu, ticari defterlerinin incelendiğinde bu husus açıkça görüleceğini, davacının ticari defterler dikkate alındığında alacaklı olduğu hususu da doğru olmadığını, davacıya satılan mallar nakliye firması tarafından verilmiş olduğunu, davacının malın teslim edilmediği hususundaki savunması doğru olmadığını, davacılar hakkında ayrıca dolandırıcılık suçundan … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma hakkını saklı tuttuğunu, müvekkil tarafından yapılan takiplerde borçluya tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir borç itirazında bulunmadığı gibi senetlerin bedelsiz kaldığına ilişkin de bir itiraz söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde davacının ileri sürdüğü hususları kabul etmediğini, açılan davanın reddine karar verilmesini ve % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiğini, davacının senetleri ön ödeme mahiyetinde verdiğini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, ön ödeme şeklinde verdiği iddiası doğru olmadığını, yetki itirazının kabulü ile dava dosyasının yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, arabuluculuk İşlemeri Usulüne uygun olmadığından yok hükmünde olması sebebi ile dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli olarak açılan dava sebebi ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, PTT gönderi evrak, … 12. İcra Dairesi yazı cevabı, … 13. İcra Dairesi yazı cevabı, dosyamız arasında mevcuttur.
06.01.2022 tarihli Bilirkişi Mali Müşavir tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporu özetle; davalı taraf …’nin 2018-2019-2020 yıllarına ait yasal defterleri olan Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter defterlerinin 6102 sayılı TTK’nın 64/3 maddesine ve V.U.K 220-221-222 Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu görüldüğünü, davalı taraf yasal defter kayıtları incelendiğinde davacı tarafından verilen davaya konu 10 adet toplamda 60.000,00 USD değerindeki senedin 30.03.2018 tarihinde 236.082,00 TL değerle yasal defterlerine kayıt yapıldığı bu senetlerden 8 adet senet için İcra Takibi yapılmış olduğu fakat yasal defterlerine senetlerin karşılıksız işlemi yapılmadığı için Davalı taraf … yasal defter kayıtlarına göre 2018 yılında davalı taraf ile ilgili cari hesabın bakiyesinin olmadığı fakat iş bu senetlerle ilgili davalı tarafından ödeme yapıldığına dair herhangi bir kayıt olmadığını, 2019 ve 2020 yıllarında davacı taraf ile ilgili kayıt olmadığı görüldüğünü, davalı taraf yasal defter kayıtlarına göre, davalı tarafın davacı taraftan, davacı tarafından 30.03.2018 tarihinde davalı tarafa verilen ve ödeme kaydı olmayan 10 adet senetlerden dolayı toplamda 60.000,00 USD tutarında alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, belirtmiştir.
18.04.2022 tarihli Bilirkişi Mali Müşavir tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporu özetle; davacının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafından davacı yana düzenlenen aşağıda ayrıntısı verilmiş olan toplamları 193.544.86 TL olan 7 adet faturasının davacı taraf ticari defterlerinde ve 10/2018 tarihli BA davalı tarafın söz konusu faturalara ait mal teslimine ilişkin (teslim belgesi, sevk irsaliyesi vb.) belge sunmadığı görülmüştür. Davacı tarafından 31.12.2018 tarihli 79.572,00 TL tutarındaki kur değerleme işleminin davalı taraf defterlerinde yer almadığı görülmüştür. Davacı taraf 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda davalı tarafından icra takibine kunu edilen 8 adet senetin ve icra takibi başlatılmamış olan 2 adet senedin davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür. Ancak davacı davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafa 273.116,83 TL borçlu olduğu görülmüştür. Her Ne Kadar; senet her ne kadar bir ödeme aracı olsa da mevcut alacaktan düşüm yapılabilmesi için söz konusu senedin fiilen ödenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda senedin ödenip ödenmediğine yönelik olarak dosyada raporumuz alternatifli olarak sunulmaktadır. Buna göre senet ödenmediği varsayımıyla; Ancak davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafa 273.116,83TL borçlu olduğu görülmüştür. Senet bedelinin ödendiği varsayımıyla; yukarıda bahsi geçen bakiye alacağı bulunmadığı, belirtlmiştir.
GEREKÇE: Dava, takibe konu bonoların bedelsizliğinden bahisle İİK 72.maddesine dayalı açılan menfi tespit davası ve bedelsiz kalan bonoların iadesi talebiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu; … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas, … 13. İcra Müdürlüğünün …Esas, … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarına ait 8 adet bono ile takibe konu edilmeyen 2 adet olmak üzere 10 adet ve her biri 6.000,00 USD olmak üzere toplam 60.000,00 USD tutarlı bonoların taraflar arasındaki ticari ilişki (kumaş alımı) karşılığı davacı … tarafından davalıya verildiği, bonoların ticari kayıtlara işlendiği, söz konusu kumaşların teslim edilmediğinden bonoların bedelsiz kaldığı, bu kapsamda takibe konu senetler yönünden bedelsizlik nedeniyle borçlu olmadıklarının, takibe konu edilmeyen senetlerin de iadesi ile %20 kötüniyet tazminat talebi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı yan savunmasında ise taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edildiği, ticari ilişki sebebi ile davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunan faturalardaki malın davacı …’a teslim edildiğini, davalı tarafından davacı …’a kesmiş olduğu faturaları PTT vasıtasıyla kendisine gönderdiğini, dava konusu bonoların bedelsiz kalmadığı ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak kendilerine verilmesi yönünde talep ve savunmada bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas, … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas, … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarına ait 8 adet bono ile takibe konu edilmeyen 2 adet olmak üzere 10 adet ve her biri 6.000,00 USD olmak üzere toplam 60.000,00 USD tutarlı bonolardan dolayı davacı …’ın borçlu olup olmadığı, bonoların bedelsiz kalıp kalmadığı hususunda olduğu anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak, takip alacaklısı davalıya aittir. (TMK mad. 6, HMK mad. 190) Ancak davacı hukuki ilişkinin maddi hukuk bakımından hiç doğmadığını değil de sona erdiğini (ödeme yapıldığını) veya yerine getirilmesinden kaçınabileceğini (zamanaşımına uğradığını, ödeme yapıldığı, başkaca bir hukuki ilişkiye dayandırma) ileri sürüyorsa, bu iddiasını borçlu davacı ispat edecektir.
Şekli açıdan unsurları tam olan bono üzerinde taraflar seçimlik olarak senedin hangi amaçla düzenlendiğine ilişkin bir kayıt eklememişlerdir. Hukuki ilişkiden mücerret olan senetteki keşideci imzası da inkâr edilmemiştir. Bu durumda davacı 818 sayılı BK’nın 182. maddesinde düzenlenen peşin satışa dayanmış ve ödeme vasıtası olarak düzenlenen bononun avans olarak verilmesine rağmen malın teslim edilmediğini iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirmiş ve somut olayda edimlerin aynı anda ifası gerektiğinden, bu karinenin aksini ispat külfeti davacıya geçmiştir. Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan eldeki menfi tespit davasında davacı-borçlunun bononun kömürün tesliminden önce avans olarak verildiğini, malın (kömürün) teslim edilmediğini ve senedin bedelsizliğini de usul hükümleri gereğince yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-819 Esas ve 2018/771 Karar sayılı ilamı) Dava konusu bononun incelemesinden “nakden” ya da “malen” kaydının olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla senedin teslim alınan bedelinin ya da malın peşinen alındığı anlaşılmamaktadır, bunun aksini iddia eden taraf kesin delillerle kanıtlamak durumunda olduğu bilinmektedir.
Davacı yan bonodaki imzanın kendi elinden sadır olduğunu kabul etmekle bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı …, bonoların aralarındaki ticari ilişki kapsamında ön ödeme ve mal karşılığı verildiğini, ancak malların teslim edilmemesi nedeniyle senetlerin bedelsiz kaldığı ve esasen davalıya böyle bir borcunun olmadığı iddiasında bulunmuştur. Davalı ise senetlerin ticari ilişki kapsamında ve mal tesliminden önce verildiğinin kabul edildiği, senetler karşılığı malın sonradan davacı …’a teslim edildiği savunması ile ispat yükünü üzerine almakla açılan davada ispat yükünün davalı …’de olduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi ile senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler senetle ispat sınırından az olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Huzurdaki davaya konu senedin incelenmesinden, senedin mal teslimi karşılığı verildiği, ancak malların teslimi hususunda taraflar arasında ihtilaf olmakla bu hususun davalı yanca ispat edilmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesinde, davacı tarafından imzalanmak suretiyle boş halde dava konusu bononun davalıya verildiği, senetlerin bedelsiz olduğu ve bononun sonradan davalı tarafından doldurulduğu iddiasında bulunulmuş. Dava dosyasındaki beyanlardan bonodaki imzanın davacıya ait olduğu yönünde herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, imza dışında kalan yazıların davacıya ait olmadığının iddia edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay yerleşik içtihatları gereği beyaza imza atıldığı iddiası tek başına bonoyu geçersiz hale getirmemektedir. Bu nedenle davacının bu iddiası da Mahkememizce kabul görmemiştir. Çünkü beyaza imza atan kişilerin bunun sonuçlarına katlanması gerekeceği tartışmasızdır. Bono üzerindeki bedelin, vadenin ve tanzim tarihinin sonradan yazılmış olması senedin geçerliliğini etkilemeyecektir. Bu nedenle davacının senetlerin sonradan doldurulduğuna yönelik itirazları Mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı yanın savunduğu bedelsizlik iddiası ise bir kişisel defidir. Bu nedenle ancak kambiyo ilişkisinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Keşideci bedelsizlik iddiasını ancak lehtara karşı ileri sürebilecektir. Anlatılan kapsamda öncelikli olarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında, aralarında ticari ilişkinin olup olmadığı hususunda taraflar arasında ilişki incelenmiştir. Yukarıda anlatılan gerekçe ile ispat yükü ilk önce kural olarak davalıya düşmekle, tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenerek hazırlandığı 06.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalı …’nin 2018-2019-2020 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, davacı tarafından verilen davaya konu 10 adet toplamda 60.000,00 USD değerindeki senedin 30.03.2018 tarihinde 236.082,00 TL değerle yasal defterlerine kayıt yapıldığı bu senetlerden 8 adet senet için İcra Takibi yapılmış olduğu fakat yasal defterlerine senetlerin karşılıksız işlemi yapılmadığı için davalı taraf … yasal defter kayıtlarına göre 2018 yılında davalı taraf ile ilgili cari hesabın bakiyesinin olmadığı fakat iş bu senetlerle ilgili davalı tarafından ödeme yapıldığına dair herhangi bir kayıt olmadığı, 2019 ve 2020 yıllarında davacı taraf ile ilgili kayıt olmadığı, davalı taraf yasal defter kayıtlarına göre, davalı tarafın davacı taraftan, davacı tarafından 30.03.2018 tarihinde davalı tarafa verilen ve ödeme kaydı olmayan 10 adet senetlerden dolayı toplamda 60.000,00 USD tutarında alacaklı olduğu, belirtilmiştir. Ancak raporda da belirtildiği üzere davalı tarafından yasal defter kayıtlarında görünen davacı tarafa düzenlemiş olduğu satış faturaları ile ilgili mal teslimine ilişkin dava dosyasına herhangi bir evrak ibraz edilmediği belirtilmekle, davalı yanca cevap dilekçesinde bahsettiği malların teslim edilmediği anlaşılmaktadır.
Davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenerek hazırlandığı 18.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafından davacı yana düzenlenen aşağıda ayrıntısı verilmiş olan toplamları 193.544.86 TL olan 7 adet faturasının davacı taraf ticari defterlerinde ve 10/2018 tarihli BA davalı tarafın söz konusu faturalara ait mal teslimine ilişkin (teslim belgesi, sevk irsaliyesi vb.) belge sunmadığı, davacı taraf 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda davalı tarafından icra takibine konu edilen 8 adet senetin ve icra takibi başlatılmamış olan 2 adet senedin davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak davacı davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafa 273.116,83 TL borçlu olduğu, tespiti yapılmakla ticari kayıtlar kapsamında davalının da kabulünde olduğu üzere davacı tarafından mal teslimi karşılığı verilen senetlere karşılık malların teslim edilmediği ve dava konusu senetlerin esasen bedelsiz kaldığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, davacının kötüniyet tazminat talebinin ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 03.02.2023 tarihli duruşmasında, yine Mahkememizin 21.06.2021 tarihli ara kararı ile …’ın davacı olarak eklenmesi yönündeki ara karar oluşturulduğu, ancak davacı vekilinin dava dilekçesinde yalnızca … yönünden savunma yaptığı, dava açarken yalnızca …’a vekâletin ibraz edildiği ve bahsedilen eksikliğin HMK madde 124 kapsamında kalmadığı anlaşılmakla ilgili karardan dönülerek …’ın davacı kaydının silinmesine ve sonradan davaya katılan… yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında bonolardaki alacağının DOLAR cinsinden olduğu kabul edilmiş, bu kapsamda alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacının borçlu olmadığı kabul edilen senetlerin toplam tutarının 60.000 USD olduğu görülmekle, karar tarihi olan 03.02.2023 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 DOLAR 18.8569 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 1.131.414,00 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-Davanın KABULÜNE,
A-Davacı/…’ın, Davalı/Alacaklı …’ye … 21.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 30/08/2018 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bonodan dolayı,
B- … 13.İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına konu 30/09/2018 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono, 31/10/2018 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono, 30/11/2018 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bonodan dolayı,
… 12.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 03/08/2017 düzenleme, 28/02/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono, 03/08/2017 düzenleme, 31/03/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono, 03/08/2017 düzenleme, 30/04/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono, 03/08/2017 düzenleme, 31/05/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bonodan dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Dava konusu 30/08/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bono ile 30/09/2019 vade tarihli ve 6.000 USD bedelli bononun davalılardan alınarak davacıya İADESİNE,
3-Davacının kötüniyet tazminat talebinin ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından REDDİNE,
4-Sonradan davaya katılan … yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Alınması gereken 77.286,89 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 6.402,60 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 70.884,29 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan ‭138.513,12 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.293,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)