Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/383 E. 2022/212 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/383 Esas
KARAR NO : 2022/212

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, davalının müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin depolama ve lojistik hizmetleri işi ile iştigal ettiğini ve dışarıdan hizmet alımı yapmadığını, davalının takibe dayanak yaptığı 17.03.2021 tarihli e-faturanın, e – arşiv faturası olduğunu ve müvekkiline KEP üzerinden iletilmediği gibi usule uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, ayrıca fatura içeriğindeki mal veya hizmetin müvekkili şirketçe alınmadığı gibi müvekkilinin alacaklı şirketi hiç tanımadığı ifade ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalması kaydıyla, takibe dayanak asıl alacak 14.760,00 TL, bu alacağa ilişkin talep edilen ve işlemiş faiz, icra giderleri, icra vekalet ücreti ve tüm ferilerinden borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin e-fatura mükellefi olmadığını, müvekkilinin kestiği e-arşiv faturası için KEP üstünden bildirim yapma gibi bir zorunluluğu bulunmadığını ve kesilen e-arşiv faturasının mail yoluyla karşı tarafa iletildiğini, davacı yan ile müvekkilinin birbirlerini tanıdığını ve aralarında raf kiralaması yapıldığını, mahkemeye sunulan maillerde …/… …ve… ile olan konuşmaların mevcut olduğunu ve konuşmalarda rafların müvekkiline iade edileceğinin söylendiği halde, müvekkiline ait iade edilmeyen rafların kullanılmaya devam edildiği için kullanım bedellerine ilişkin müvekkili tarafından davacıya fatura edildiğini, somut davada müvekkili ile borçlu arasında bir ticari ilişki bulunduğunu ve bu ticari ilişkiden kaynaklı alacağa ilişkin borçluya fatura gönderildiğini, borçlunun kendisine gönderilen faturalara itiraz etmeyerek borcun varlığını kabul ettiğini ancak müvekkiline herhangi ödemede bulunmadığını, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklı bir alacağı bulunduğunu ve bu alacağa ilişkin olarak icra takibi yoluna gidildiği gibi ortada bir kötü niyet ya da haksız bir tutum olmadığını, borcun gerçek olduğunun ticari defter incelenmesi ile de görüleceğini beyan ederek davanın reddine, kötü niyet tazminatı ile, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş ise de cevap dilekçesi ve ekli delil listesi yasal süre içerisinde sunulmadığından davalı HMK madde 128/1 gereğince münkir addedilmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 36. İcra Müdürlüğü 2021/11648 esas sayılı uyap dosyası, ticari kayıtlar, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı uyap dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 20.05.2021 tarihinde başlattığı ilamsız takipte, 14.160,00 TL alacağının avans faizi ile tahsilinin talep edildiği, borcun sebebi olarak 17.03.2021 tarihli fatura alacağının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
MK 6.maddesi gereğince bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davasında borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle ile düştüğünü ileri sürüyorsa ispat yükü doğal olarak davacı borçluya düşer. Somut olayda, davacı borçlu, davalının takibe dayanak yaptığı 17.03.2021 tarihli e-faturanın, e-arşiv faturası olduğunu ve müvekkiline KEP üzerinden iletilmediği gibi usule uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, ayrıca fatura içeriğindeki mal veya hizmetin müvekkili şirketçe alınmadığı gibi müvekkilinin alacaklı şirketi hiç tanımadığını iddia ettiğinden ispat yükü davalı alacaklıdadır.
Davacının ticari defterlerini elektronik ortamda tuttuğu, davacıya ait ticari defterlerde davalı ile cari münasebetine rastlanmadığı, davacının 2021 Mart Dönemi BA Beyannamesinde davalının dava konusu ettiği 14.160,00 TL tutarlı faturanın vergi dairesine bildiriminin yapılmadığı, davalıya ait ticari defter sunulmadığı, davalıya ait BS formunda davalının davacıya satışını yaptığı faturanın davalı tarafından vergi dairesine süresinde beyan edildiği, davacıya kesilen faturanın e-arşiv fatura olduğu anlaşılmaktadır. E-arşiv fatura elektronik ortamda elektronik ortamda kesilmektedir. E-Arşiv Fatura uygulamasında E-Fatura uygulamasından farklı olarak, oluşturulan faturalar, GİB üzerinden alıcısına ulaştırılmamaktadır. E-Arşiv Faturalar, uygun koşullar dâhilinde elektronik ortamda gönderebileceği gibi kâğıt olarak da teslim edilebilmektedir.
Somut olayda, davalı alacaklının davacıya faturayı kağıt fatura gibi tebliğ ettiğini ispat etmesi gerekir. Ayrıca davacı, taraflar arasındaki ilişkiyi inkar ettiğinden davalı fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini de ispat ile yükümlüdür.
Davacı şirketten … … …com adresi ile davalı şirketten… …-mail.com adresi arasında e-posta yazışmaları bulunmaktadır. Bu yazışmalarından davalının davacıya satış amaçlı raf gönderildiği, ancak davacı fiyatı fazla bulduğundan rafları iade edeceğini belirtmesine rağmen iade etmediği, bunun üzerine davalının aylık 1.000,00 TL *KDV fiyatla raflara kira faturası düzenlediği ve bu kira faturasını takibe konu ettiği anlaşılmaktadır.
(06.02.2020 tarihli yazışmada davalı taraftan davacı … şirketine, “..Aykut bey merhaba rafların iadesini yapacakmısınız. Kullanım süresi kadar kira faturası düzenlemek zorundayız. satın almak istiyorsanız size fiyatları bildirmiştik…”, davacının verdiği cevapta “…merhabalar önümüzdeki hafta iade edilecektir. Teslim edeceğimiz kişinin iletişim bilgilerini alabilir miyiz. ”
17.06.2020 tarihinde davacı …şirketinden … davalı şirketten …’a “Bu dönemden dolayı iade edemedik, hiçbir şekilde kira kabul edemeyiz. Haftaya Cuma günü deponuza teslim edilecektir… ticari etik kuralına göre ikinci el rafların 15 tanesine 30k fiyat biçmek benim görüşüme göre etik değildir. Tüm alış fiyatı kadar bize fatura etmek istiyorsunuz. İlk konuşulan ile İpek Hanımın çıkarttığı teklif çok farklıdır. Raflar kullanımda değildir. En son konuşmamızda sizden alınması istenmiş, siz bizim getirmemizi istenmiş anlaşılmadık. Depomuz kapalıdır. Cuma günü açılacaktır. Teslim alabilirsiniz…”, davalının verdiği cevapta “Aykut bey tavrınız ticari nezaket kurallarına uymuyor. Derhal çok hızlı bir şekilde ürünlerimizin teslimatını yapın… Bu ürünler … adına imal edilmiş olup sıfırdan itibaren kullanımı firmanız tarafından yapılmıştır. Bakış açınızı değiştirmenizi tavsiye ederim… Rafları depomuza ivedilikle teslim edin. Bizim depomuzdan söküp götürdünüz. Hatalı üslupla çirkefçe ısrar etmeyin . İpek hanım size teslimat adresini bildirecek. Bu konuyu firma sahiplerine taşımak istemiyorum. Gereğini yapın lütfen…”
17.03.2021 tarihinde davacı tarafça “..rafların sizde kaldığı Ocak 2020 tarihinden bugüne kadar 16 ay için toplam 12.000 TL*KDV faturanız aşağıdaki adresinize düzenleyerek ileteceğiz. Mart ayı sonuna kadar rafların sağlam ve eksiksiz olarak iade edilmemesi durumunda ayda 1.000 TL *KDV olarak faturalandırmaya devam edeceğiz…” , ardından “..İlgili faturanız e-portal üzerinden düzenlendi ekte. En kısa sürede ödemeyi rica ederiz. “, ardından Mart ayı faturanız ekte ödenmesini bekliyoruz. Nisan ayı faturanızı da düzenleyerek ileteceğiz. Rafların iadesi veya sizde kalacaksa kiralama sözleşmesi yapmak adına sizden bilgi alamazsak konuyu avukatımıza devredeceğiz…” şeklinde elektronik postalar gönderilmiştir.)
Davalının ibraz ettiği e-mail yazışmalarından, davacının davalıdan raf aldığı, raf ücretini fazla bulduğu için davalıya ödeme yapmadığı, rafları iade de etmediği; davalının davacıya rafların kira bedeline ilişkin e-portal üzerinden fatura düzenlediği anlaşılmakla birlikte, cevap dilekçesi ve ekli delillerin yasal iki haftalık cevap süresinde sunulmamış olması nedeni ile davalı savunmaları ve delilleri dikkate alınamamıştır. Dolayısıyla dava konusu faturanın rafların kira bedeline ilişkin düzenlendiği, kira hizmetinin verildiği, e-arşiv faturanın davacıya tebliğ edildiği hususları davalı tarafça kanıtlanamamıştır. Bu noktada, davalının yemin deliline dayandığı ve davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu düşünülse de cevap dilekçesinin ve davalı delillerinin değerlendirmeye alınamaması karşısında yemin deliline de müracaat edilemeyeceği kabul edilmiştir. Sonuç olarak davalı ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğinden davanın kabulü ile, davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine,
Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.173,61 TL ilam harcından peşin yatırılan 293,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 880,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 293,41 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 46,50 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.199,21 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır