Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/351 Esas
KARAR NO : 2022/43
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan hisse devrinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerinin 2008 yılı itibariyle … nin lisans sahibi … A.Ş. hisselerinin %99,9 oranında hissedarı olduğunu, 08/07/2004 tarihinde kurulan … A.Ş’ye ait …ünvanlı TV. Kanalının kuruluşu, yönetimi, yayın politikası, çalışanları kanalın A’dan Z’ye tüm organizasyonunu müvekkillerinden gazeteci …’ ın yaptığını ancak şirkette resmi olarak hissedar görünmediğini, hissedarlar içinde ekonomik olarak değeri bulunan şirket televizyon kanalının yayın izni sahibi ve işleteni olan … A.Ş. olduğunu, bu şirket …Tic. Ltd. Şti. ve …Tic. A.Ş.’ nin de büyük hissedarı olduğunu,…A.Ş. …. ünvanlı televizyonunu kurduğunu, bu kanalın yayıncılıktaki başarısı ve kamuoyundaki bilinirliği vb nedenlerle bu televizyon kanalının hak sahibi ve işleteni … Tv A.Ş.’ nin 2008 yılı nisan ayı itibariyle piyasa değerinin asgari 100.000.000 USD olduğunu, müvekkillerinin %99,9 oranında hissedarı olduğu şirkete ait … ‘nin … Örgütünün ve faaliyetlerinin deşifre etmiş, geçmişte örgütün üst düzeyinde görev alanları yayına çıkarttığını, bu yayınların büyük yankı uyandırdığını, … yi ele geçirmeye karar veren davalı şirketin hissedarı … ve yöneticisi bulunduğu FETO, müvekkillere, şirketlerine ve Tv kanalına karşı organize ve sistematik olarak suç işleyerek müvekkillerin irade serbestisini tümüyle ortadan kaldırdıklarını, Feto kontrolündeki davalı şirket ve yetkilisi olanlar suç işlemek amacı ile örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, Feto kapsamında faaliyet göstermek, yağma, nitelikli dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak, konut dokunulmazlığını ihlal, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arası konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması, tehdit, şantaj, iftira ve suç uydurma vd. Suçları işlemiş ve bu yollarla müvekkillerinin sözleşme özgürlüğü iradesi tümüyle ortadan kaldırıldığını, yasa dışı incelemeler ile müvekkili şirketlere 2008 yılı itibariyle 12.000.000.TL. vergi ve ceza kesildiğini, kanala reklam verenler ise korkutularak caydırıldığını, gelir kaynakları tıkanan müvekkillerinin kanalı gerçek piyasa değerinde satmak istediklerini ancak kanalı almak isteyen şirketlerin ise Feto mensubu davalı şirket yetkililerince caydırıldığını, müvekkillerinin ise kanalı gerçek değerinin üçte birinden bile ucuza devir etmek mecburiyetinde kaldığını ve 70.000.000 USD zararına sattıklarını, 12/05/2008 tarihli sözleşme ile devir bedelinin 5.000.000,USD nin ödenmesi de şarta bağlandığını, sözleşmede öngörülen şart ile amaçlanan hususun ise o tarihte geçerli yasaya göre geçici yayın izni alınması ve bu sayede o tarihte ne zaman yapılacağı bilinmeyen sıralama ihalesine katılmak için yeterlilik belgesi alınması olduğunu, yaptıkları yasa dışı dinlemeler ile öğrendikleri diğer alıcılara kanalı sorunlu olarak gösterip almaktan vazgeçirmeleri, yaptıkları vergi, SGK, … denetimleri ile uygulandıkları büyük cezalar, gizli dinlemelerle, tespit ettikleri reklam verenleri tehdit ederek kaçırmaları nedeniyle müvekkillerini çıkmaz duruma düşüren davalı yetkilisi …’in fiyatı indirmeyi, müvekkillerinin satış bedelinden 2.500.000.USD yi komisyon olarak 2 kişiye ödemesini de yeterli bulmayarak 25 milyon USD yi hemen ödeyip kalan 5 milyon USD yi ise RTÜK ile olan geçici ulusal yayın sorunu çözülünce ödeyeceğini beyan ettiğini, böylece devir bedelinden vergi, SGK pirimleri, çalışanların alacakları ve piyasa borçlarına ancak yetecek miktarı ödeyerek kalan 5 milyon USD nin ödenmesi ile ilgili şartın ise ulusal geçici yayın izni bulunan kanalın devam eden davalarının satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alıcılar tarafından ödeneceğinin belirlendiğini, alıcıların temerrüt halinde tüm zararlarının karşılanacağının sözleşmede belirlendiğini, 12/05/2008 tarihli pay satım ve devir sözleşmesinde yazılı şartın gerçekleştiğini, … sayılı yasa döneminde hisselerini devreden müvekkilleri döneminde açılan idari davaya istinaden kanalın geçici ulusal yayın izni verildiğini bu nedenle sıralama ihalesine katılma hakkının da temin edildiğini, devir sırasında derdest olan idari dava devam ederken 6122 sayılı yeni yasanın çıktığını, kanalın elde ettiği geçici izin hakları yeni yasa ile de müktesep hak olarak korunduğunu, kanalın geçici yayın izni alındığı ve devralanların FETO kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle kanalın kapatıldığı, tarihe kadar yayın yaptığını, bu hususu RTÜK yazıları ve YSK yazılarının kanıtladığını, ayrıca şartın gerçekleştiği hususunun davalı şirketin ticari defterleri ile de sabit olduğunu, elde edilen sıralama ihalesine katılma hakkının ortadan kalkması ve şirketin kapatılarak sicil kaydının terkinin müvekkilleri ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan ederek müvekkillerinin … A.Ş. …Ltd Şti ve … Tic A.Ş.’ deki hisselerinin davalıya devrine ilişkin bakiye alacağının ödenmesine ilişkin şart gerçekleştiğinden, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000,00 USD’nin kamu bankalarınca 1 yıl ve daha uzun vadeli USD mevduatına verilen yıllık %6 ve artan oranındaki USD faizi yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle … bünyesinde bulunan 22 şirkete kayyum atandığını ve daha sonraki süreçte … tarafından şirkete yönetim kurulu belirlendiğini ve şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiğini, davaya konusu sözleşmede satıcıların …, …, …, … ve … olduğunu alıcının ise …AŞ , …, …, …ve … olduğunu, 12/05/2008 tarihli sözleşme ile …A.Ş, …Şti, …Tic Ltd Şti, …Tic AŞ ‘nin şirketlerinin pay satımları ve devrinin yapıldığını, sözleşmenin 7.2. Maddesinin b bendine göre bakiye 5.000.000,00 USD nin satıcılar tarafından halihazırda bulunan mahkeme kararıyla ulusal geçici yayın izni bulunan … kanalının ulusal karasal geçici yayın iznine ilişkin olarak Danıştay ve İdari Mahkemeleri nezdinde devam eden davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alacılar tarafından ilk bildirimde satıcılara ödeneceğinin belirlendiğini, sözleşmede bahsi geçen davanın bozma öncesi 2007/580 olan … 9.İdare Mahkemesinin … sayılı dosyası olduğunu bu davanın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu incelemesinden de geçerek sözleşmeye konu yayın hakkı sahibi şirket olan …AŞ aleyhine sonuçlandığını ve … nin söz konusu davayla elde ettiği ulusal karasal yayın hakkının ortadan kalktığını ve tarafların kararlaştırdıkları taliki şartın tahakkuk etmediğini, taraflar arasındaki bu 5 milyon USD tutarın alacak borç ilişkisinin … 9.İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının lehe sonuçlanması şartına bağlı olduğu hususunun da bir kesin hüküm ile sabit olduğunu, söz konusu satış işleminden sonra 06/02/2009 tarihinde RTÜK’ e yeni bir başvurunun yapıldığını ve … olma taleplerinin değerlendirilerek bu çerçevede frekans tahsis edilmesi ve … yayını lisans tipine uygun olarak yeni yerleşim yerlerine yönelik verici tesisine izin verilmesinin talep edildiği, ve sonuç olarak … nin geçici ulusal karasal yayın hakkını kazandığını, usule ilişkin itirazlarının ise, davacıların dava dilekçesinde satış bedelinden bakiye 5.000.000 USD olduğunu beyan etmelerine rağmen davayı 300.000 USD üzerinden kısmi olarak açmaları samimi olmadıklarının göstergesi olduğunu, ayrıca davacılardan …’ın iş bu davada taraf ehliyeti olmadığını, …’ın davaya dayanak sözleşmenin tarafı olmadığını, hiçbir resmi evrakta ismi olmadığını bu nedenle …yönünden dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer davası …’ın ise iş bu davaya tek başına açmaya yetkili olmadığını satış sözleşmesi taraflarının mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, davacılardan …’ın daha önceden … 12.ATM nin … sayılı dava dosyası ile aynı sözleşmenin aynı maddesine dayanarak aynı taleple açtığı dava red olunarak kesinleştiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin beyanlarında ise davacıların satış sözleşmesi gereği yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, sözleşmenin 7.2. B maddesine göre 5.000.000 USD nin ödenmesinin davaların satıcılar tarafından takip edilmesi ve davaların lehe sonuçlanması şartı olduğunu , söz konusu dava satıcılar tarafından takip edilmediğini ve davanın aleyhe sonuçlandığını, davacıların ulusal yayın hakkının kazanılmasına ilişkin atıfta bulundukları … 3.İdare Mahkemesi dosyasının davacıların ikame ettiği 9 İdare mahkemesi davası olmadığı, daha sonraki şirket vekillerinin ikame ettiği 2. İdare mahkemesi dosyasına atıf yapılarak davanın kabulü yönünde sonuçlandığını, yapılan ulusal karasal yayın ihalesi şartlarında hali hazırda geçici ulusal karasal yayın hakkı olması şartı olmadığını, … logolu TV nin 668 sayılı KHK ile kapatıldığında bölgesel karasal yayın yapan bir TV olduğunu ve sonuç olarak da kanalın 668 sayılı KHK ile faaliyetlerinin durdurulduğu ve davacının dolaylı hissedarı olduğu … A.Ş.’ nin ticari sicilden resen terkin edildiğini beyan ederek davacılardan …’ın iş bu davada taraf ehliyetine sahip olmaması nedeniyle bu davacı bakımından HMK 115 maddesinin 2. Fıkrası uarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle esasa girilmeksizin usulden reddine, ve haksız ve mesnetsiz davanın usulden reddine bu talepleri kabul olmadığı taktirde esastan reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili 2008 yılı itibariyle …’nin lisans sahibi … A.Ş.hisselerinin %99.9 oranında hissedarı olduğunu, ekonomik olarak değeri bulunan şirket televizyon kanalının yayın izni sahibi ve işleteni olan .. TV. A.Ş.olduğunu, müvekkilinin irade hürriyetinin suç yoluyla ortadan kaldırılması üzerine 12/05/2008 tarihli Pay Satım ve Devir Sözleşmesi ile … TV.A.Ş.ve grup şirketlerindeki hisselerini piyasa fiyatının üçte birinden az bedelle davalı şirkete devretmek zorunda kaldığını, 12/05/2008 tarihli sözleşmede devir bedelinin 5.000.000,00 USD.nin ödenmesi o tarihte geçerli 3984 sayılı yasaya göre … TV.A.Ş.’nin geçici nitelikteki T-1 Ulusal Karasal Yayın İzni alması şartına bağlandığını ve bu iznin 14/03/2013 tarihi itibariyle alındığını, RTÜK davacı müvekkili döneminde açılan … 9. İdare Mahkemesi Başkanlığının …E.sayılı davasına istinaden …A.Ş.’ye (…) T-1 geçici ulusal yayın izni verildiğini ve bu nedenle sıralama ihalesine katılma hakkının da temin edildiğini, sonradan yürürlüğe giren 6112 sayılı yasanın geçici 4.maddesi ve 26.madedsindeki hükümler gereği … TV. A.Ş.’nin yeterlilik belgesi alması ile şart olarak öngörülen geçici ulusal karasal yayın hakkının temin edildiğini ve bu şartın 14/03/2013 tarihi itibariyle gerçekleştiğini, bakiye alacak muaccel olduğunu ve ulusal karasal yayın izni verilmesi için açılıp hisse devir tarihinde Danıştay İDDK’da bulunan … 9. İdare Mahkemesi Başkanlığının…E.sayılı dosyasının konusunun kalmadığını, hisseyi devir alanların T-1 ulusal karasal yayın izni verilmesi konusunda kendileri de ayrı bir idari dava açtıklarını, kabul edilen dava Danıştay 13.Daire Başkanlığı tarafından onandığını, 12/12/13 tarihi itibariyle kesinleştiğini ve yargı kararı ile de … TV. A.Ş.’nin yayın izni bulunduğunun belirlendiği, Kanaltürk’ün geçici yayın iznini aldığı ve devralanların FÖTÖ kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle kanalın kapatıldığını, 28/10/2015 tarihine kadar yayın yaptığını, böylece şartın gerçekleştiği RTÜK Başkanlığının yazıları ve YSK’nın yazılarından açıkça anlaşıldığını, bakiye borcun ödenmemesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu durumun davalı … İnşaat Tic. A.Ş.’nin ticari defterleri ile kanıtlandığını, elde edilen sıralama ihalesine katılma hakkının ortadan kalkması ve Kanaltürk’ün 28/10/2015 tarihinde fiilen kapatılıp … TV.A.Ş.’nin sicil kaydının 24/08/2016 tarihinde terkin edilmesinin müvekkiliyle bir ilgisinin olmadığını, davalının borcunu ödememesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, … A.Ş., rektur … Ltd. Şti ve …Tic. A.Ş.’deki hisselerinin davalıya devrine ilişkin bakiye alacağın ödenmesine ilişkin şartın gerçekleştiğini belirterek 800.000,00 USD’nin kamu bankalarınca 1 yıl ve daha uzun vadeli USD mevduatına verilen yıllık &6 ve artan oranındaki USD faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu ettiği şirketlere hisselerinin davalıya devrine ilişkin bakiye alacağın ödenmesi isteminin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, … A.Ş. 15 Temmuz kalkışmasının ardından çıkartılan KHK’lar ile kapatıldığını ve tüzel kişiliği sona erdirildiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, sözleşmeye konu şirketin KHK ile kapatılması nedeniyle müvekkili şirketin davalı taraf ehliyetinin bulunmadığını talep muhatabının olağanüstü hal komisyonu olduğunu, alacağın kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacının talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle ve taraf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.
Deliller:
Tarafların dayandıkları İdare Mahkemesi dosyaları, taraflar arasında imzalanan sözleşme, bilirkişi incelemesi, tanık anlatımları, … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.03.2015 tarihli … E.- … K. sayılı dosyası, yazılan müzekkere cevapları, taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, hisse devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2017/58 Esas, 2019/913 Karar sayılı kararı ile davacı … yönünden davanın kabulüne, davacı … yönünden davanın husumetten reddine dair verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 14. Hukuk Dairesi’nin 2020/187 Esas, 2021/432 Karar sayılı ilamı ile;
“Dava dilekçesinde iki davacı yer almakta olup hangi davacı için ne kadar talepte bulunulduğu açıklanmaksızın toplam 300.000 USD talep edilmiş, mahkeme her bir davacının ne kadar talepte bulunduğunu açıklatmamış, davacılardan biri hakkındaki davayı husumetten reddettiği halde diğer davacı yönünden talebin tümüne hükmedilmiş olup, bu durum usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yine, sözleşmede birden fazla alıcı bulunup sözleşme hükmü uyarınca, iş bu davada davalı gösterilen şirketin bedelin tamamından sorumlu olup olmadığının da denetlenebilir şekilde ortaya konulması gerekir.
Tüm bu usuli konular çözüme kavuşturulduktan sonra, dosyaya celp edilen idari yargı kararları ve kararların içerikleri, RTÜK ‘ten celp edilen müzekkere cevapları, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hüküm ve koşulları bir bütün olarak değerlendirilerek, sözleşme hükümlerine göre davacıların bakiye sözleşme bedelini talep haklarının doğup doğmadığı, her bir davacının talep hakkının bulunup bulunmadığı, talep hakkı varsa miktarının ne olduğu değerlendirilerek bir hüküm verilmesi gerekir.”
Gerekçesiyle kaldırılmıştır.
BAM kararı sonrası yeniden yapılan yargılamada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir. Anılan birleşen dosyada … Hizmetleri A.Ş., …Ltd. Şti ve …Tic. A.Ş.’deki hisselerinin davalıya devrine ilişkin bakiye alacağın ödenmesine ilişkin şartın gerçekleştiğini belirterek 800.000,00 USD’nin tahsili talep edilmiştir.
BAM kararı uyarınca 09.09.2021 tarihli celsede;
Davacı …’ın asıl ve birleşen davada kendi adına mı talepte bulunduğu, yoksa diğer alıcılar adına da talepte bulunduğu konusunda açıklamada bulunması ve diğer alıcılar adına talepte bulunulduğunun açıklanması halinde buna ilişkin belgelerin sunulması, kendi adına talepte bulunulmuş ise talebinin miktarının ne olduğu,
Asıl ve birleşen dava dilekçesinde talep ettiği toplam miktarı her bir davacı yönünden ayrıştırarak her bir davacı için talep ettiği miktarı ayrı ayrı belirtmek üzere HMK md. 119/2 uyarınca tefhimden itibaren 1 haftalık süre verilmesine, süre içinde talep sonucu açık bir şekilde belirtilmediği takdirde HMK md. 119/2 son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,” şeklinde ara karar oluşturulmuştur.
BAM kararında belirtilen eksiklikler yönünden; Davacı vekili ara karar uyarınca süresi içerisinde sunmuş olduğu 16.09.2021 tarihli dilekçe ile davacı …’ ın talep ettiği tüm miktarı kendi adına talepte bulunduğunu, davacı …’ ın, …’ a ait hisselerden kendisine verilmesi gereken 10 adet sembolik payın karşılığı 330 USD için davacı olduğunu açıklamıştır.
Zamanaşımı yönünden; 12/05/2008 tarihinde düzenlenen Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin 7.2/b maddesi uyarınca 5.000.000.USD. ödenmesine ilişkin geçici yayın izninin alınması şartı 14.03.2014 tarihinde gerçekleşmiştir. Zamanaşımı da şartın gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Somut olayda B.K’nun 126/4 maddesi (TBK md.147) gereği zamanaşımı süresi beş yıldır. Asıl dava 18.01.2017 tarihinde henüz beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açılmıştır.
Birleşen dava ise 07.09.2020 tarihinde açılmıştır. Zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı 14.03.2014 tarihi ile dava tarihi arasında beş yıllık süre dolmuş olmakla birleşen davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı, BK md 72 uyarınca eldeki davanın 24 yıl olan ceza zamanaşımına tabi olduğunu ileri sürmüş ise de, uyuşmazlık sözleşmesel ilişkiden kaynaklanmakla davacının bu iddiası kabul görmemiştir.
Kooperatif üyelik hissesinin devri ile hisse bedelinin tahsili için açılan davada Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/743 E. 2012/3006 K. ilamının ilgili kısmı;
“Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 25.6.2007 tarih, 2006/6609 esas ve 2007/9685 karar sayılı ilamı ile, taraflar arası uyuşmazlıkta B.K’nun 126/4 maddesi gereği zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu halde bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava tarafları akraba olduklarından HUMK’nun 293/1. maddesi gereğince tanık beyanlarının değerlendirilmesi gerektiği, zamanaşımı def’inin diğer def’i ve itirazlardan önce değerlendirilmesi gerekirken davanın hem zamanaşımı hem de esastan reddinin de doğru olmadığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.” şeklindedir.
Kesin hüküm yönünden; davalı … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.03.2015 tarihli … E.- … K. sayılı dosyası ile iş bu dosyanın tarafların ve konunun aynı olması nedeniyle anılan dosyada verilen davanın reddi kararının maddi anlamda kesin hüküm oluşturduğunu savunmuştur. … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.03.2015 tarihli ….E. Sayılı dosyasında “12/05/2008 tarihli sözleşmenin 7.2.maddesi hükmü ve … 9. İdare Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediği, hususları dikkate alındığında erken açılan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile erken açılan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizde görülen dava ise … 9. İdare Mahkemesinin 06.05.2016 tarihinde kesinleşmesinden sonra açılmıştır. … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin davanın erken açılması nedeni ile reddine karar vermesi ve eldeki davanın idare mahkemesi kararından sonra kesinleşmesi ile 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı eldeki davada kesin hüküm oluşturamamaktadır. (Aynı şekilde Yargıtay 11. HD 2014/4924 E. 2014/12049 K.)
Husumet itirazı yönünden; Davacı ile sözleşmenin tarafı dava dışı kişilerin her biri kendi payına düşen hisse bedelini bir birinden bağımsız olarak talep edebileceğinden taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamakla husumet itirazı kabul görmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 12/05/2008 Tarihinde düzenlenen Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin 7.2/b maddesi uyarınca 5.000.000.USD. ödenmesine ilişkin şartın gerçekleşip gerçekleşmediğine, davacı tarafın bakiye alacağı talep etme hakkının bulunup bulunmadığına yöneliktir. 12/05/2008 tarihinde düzenlenen Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin Satın Alma Bedelinin Ödenmesine ilişkin 7.2/b maddesi aynen ” Bakiye 5.000.000.-$ ise satıcılar tarafından, halihazırda mahkeme kararıyla ulusal geçici yayın İzni bulunan KanaltürkTV kanalının ulusal- karasal geçici yayın iznine ilişkin olarak Danıştay ve İdare Mahkemeleri nezdinde (özellikle İdari Dava Daireleri Genel Kurulumda görülecek olan) devam eden davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alıcılar tarafından ödenecektir. Alacaklıların temerrütü halinde satıcıların tüm zararları karşılanacaktır.” şeklindedir.
Dosya içeriği ve düzenlenen bilirkişi raporu ile; … kanalına geçici ulusal yayın izni talebinin reddedilmesi üzerine sözleşmeden önce 18/06/2007 tarihinde … 9.İdare Mahkemesinin … Esas ile iptal davası açılmıştır. Davada verilen yürütmeyi durdurma kararı üzerine RTÜK 09.01.2008 tarih ve 10.01.2008 tarihli kararlarıyla … TV. A.Ş. ne (…) T-1 geçici Ulusal Karasal Yayın yapma izni vermiştir. Mahkemece 24/01/2008 Tarih ve 2007/580 E.- 2008/94 K sayılı ilamı ile kabul edilmiş ve idarenin yayın lisansını engelleyecek hukuki nedene sahip olmadığı belirtilmiştir. Bu karar Danıştay 13. Dairesinin 21.5.2009 tarih ve 2008/2988 E.-2009/5595 K sayılı kararı ile bozulmuştur. … 9. İdare Mahkemesi 19.3.2010 tarih ve ..E.-… K sayılı ilamı ile kararında direnmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 30.10.2013 tarih ve 2010/1316 E.-2013/3337 K sayılı ilamı ile Direnme kararını bozmuştur. … 9. İdare Mahkemesi 28.10.2015 tarih ve … E.-… K sayılı ilamı ile davayı reddetmiştir. Ulusal yayın izni talebinin reddedilmesi üzerine 27.5.2009 tarihinde … 2. İdare Mahkemesinde… sayı ile açılan davada iptal davası, mahkemece 28.1.2010 tarih ve 2009/699 E.- 2010/94 K sayılı ilam ile reddedilmiş ve idarenin reddinin hukuki olduğu belirtilmiştir. Bu karar Danıştay 13. Dairesinin 21.1.2011 tarih ve 2010/1722 E -2011/150 K sayılı kararı ile bozulmuştur. … 2. İdare Mahkemesi 5.10.2011 tarih ve … E.-.. K sayılı ilamı ile davayı kabul etmiştir. Danıştay 13. Dairesi 4.6.2013 tarihli ve 2012/222 E.-2013/1662 K sayılı ilamı ile kararı onamıştır. Radyo Televizyon Üst Kurulu 14.3.2013 tarih ve 2013/17 sayılı toplantısında verdiği 4 nolu karar ile ulusal televizyon yayın lisansına başvuru için yeterlilik belgesi vermiştir.
Davacı amaçlanan sonucun gerçekleştiğini ileri sürerek alacağını talep hakkı doğduğunu ileri sürmekte, davalı ise amaçlanan sonuca kendi çalışmaları sonucu ulaşıldığı ve sözleşmede anılan koşulun oluşmadığını ileri sürmektedir. Mahkememizce atanan Bilirkişi heyeti vasıtası ile düzenlenen rapor ile davalı tarafın iddiası doğrultusunda ”…Sözleşmenin anılan maddesi incelendiğinde davacıların üstlendikleri bir işlemi olumlu sonuçlandırmaları sonucu kararlaştırılan meblağı talep edebilecekleri belirtilmektedir. Davacının davası olumsuz sonuçlanmış, yani davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanması şartı yerine gelmemiştir. Dosya içeriğinde, anılan lisans başvurusuna ilişkin sonuca ulaşılmasında davacının katkısının bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, bu konuda kararın HMK 266. Madde gereği mahkemenin olduğu şüphesizdir. Her ne kadar davacı, hukuki sonuça ulaşmada kendi katkısı olmasa da, sonucun oluştuğunu, dolayısıyla alacaklarının doğduğunu ileri sürmekte ise de, sözleşmenin tamamının incelenmesinde, bu sonuca ulaşmanın davacı tarafından üstlenildiği, ancak üstlenilen mükellefiyetin yerine getirilmediği sonucuna varılmış ise de, bu sonuç, bilirkişi heyetinin görüşü olup, nihai karar mercii mahkemedir.” görüşü ile davacının sözleşmenin 7.2.b. maddesindeki mükellefiyeti yerine getirmediğinden talep hakkının doğmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporunda da değinildiği üzere sözleşmenin yorumlanmasında 6098 Sayılı Kanunun 19.md. sinin dikkate alınması gerekmektedir. 6098 Sayılı Kanunun 19./1mdsi aynen ” MADDE 19- Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. ” şeklindedir. Sözleşmenin 7.2.b maddesi Aynen ”…Bakiye 5.000.000.USD….” diyerek bakiye alacaktan bahsetmiştir. Sözleşmenin ana konusu…A.Ş. , … Limited Şirketi, …Şirketi, …A.Ş.’ nin paylarının satımı ve devridir. Sözleşme uyarınca devir karşılığı ödenecek toplam bedel belirlenmiştir. Bakiye kısım şarta bağlanmıştır. Sözleşme uyarınca hisse devri gerçekleşmiştir. Sözleşmenin 7.2 maddesinde ki 5.000.000.USD. lik bedel geçici yayın izninin alınabilmesi için geçerlilik şartı olarak konulduğu açıktır. Geçici yayın izninin alınamaması halinde Alıcı olan davalı tarafın ciddi bir mağduriyetinin doğabileceği endişesi ile konulmuş bir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf idari davaları takip ederek almış olduğu yürütmenin durdurulması kararları ile hisse devrini müteakip geçici ulusal karasal yayın izni alınmasına ilişkin dava sonuçlanmadan 03.03.2011 tarih ve 27863 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. 6112 sayılı Kanun’un geçici 4. Maddesiyle (Üst Kurulca sıralama ihalesi yapılıp, karasal yayın lisansları verilene kadar geçecek süre içerisinde, sadece 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun geçici 6 ncı maddesi uyarınca karasal ortamda yayında olan radyo ve televizyon kuruluşları, Üst Kurulca yayın yapmalarına müsaade edilmiş olan yerleşim yerleri ile sınırlı olmak kaydıyla, yayınlarına devam ederler) 3984 sayılı kanunun 6. maddesine göre geçici yayın yapanların bu haklarının RTÜK tarafından sıralama ihalesi yapılıncaya kadar devam edeceği öngörülmüştür. 6112 Sayılı Kanun’un 26/4. maddesinde “(4) Sıralama ihalesine, radyo ve televizyon yayın şirketi olarak kurulan, radyo ve televizyon yayıncılık alanında en az bir yıl faaliyette bulunan, ihale şartnamesinde belirtilen ön şartları yerine getiren ve Üst Kuruldan ihaleye girmek için yeterlilik belgesi alan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar katılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. 3984 sayılı yasa yürürlükte iken bakiye bedelin ödenmesi için sözleşmeye şart olarak konulan geçici yayın izninin teminine ilişkin idari davada yürütmenin durdurulması ile elde edilen geçici yayın izni yeni yasa ile geçerli sayılmıştır. … TV. A.Ş. yeni yasada düzenlenen şartları taşıdığından RTÜK tarafından 14.03.2013 tarih ve 2013/17 Sayılı toplantıda alınan 4 no’lu karar ile … TV. A.Ş. ne sıralama ihalesine katılmak üzere yeterlilik belgesi verilmiştir. Böylelikle davalı taraf açısından sözleşme ile beklenen fayda sağlanmıştır. Sözleşmenin asıl konusu hisse devridir. Hisseler devir edilmiş, davalar henüz esastan sonuçlanmadan alınan yürütmenin durdurulması kararları ve 03.03.2011 günü Yürürlüğe giren 6112 Sayılı Yasanın geçici 4. maddesi ve 26. maddesindeki hükümler gereği … TV. A.Ş. nin yeterlilik belgesi alması ile sözleşmede şart olarak öngörülen ilgili kanalın geçici yayın izninin alınması 14.03.2014 tarihinde sağlanmıştır. Davalı taraf yönünden bu hali ile sözleşmeden beklediği fayda gerçekleşmiştir. Hal böyleyken geçici yayın hakkının dava yolu ile alınmadığı gerekçesi ile satım bedelinin davalı alıcı tarafından ödenmesinden imtina edilmesi dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve sözleşme uyarınca bakiye bedele hak kazanıldığı yönünde mahkememizce kesin kanaat hasıl olmuştur.
Davacı … alacak davası açmış ise de; alacak iddiasının 12/05/2008 tarihinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayandığı, davacının sözleşmeyi düzenleyen taraf olmadığı gibi dava konusu istemin sözleşmenin 7.2.c maddesi uyarınca talep edildiği, bu bedelin …’ ın döviz hesabına yatırılacağı hususunun belirtildiği bu hali ile bu bedeli talep etme hakkının diğer davacıda olduğu anlaşılmakla davacı …’ ın alacak davasının aktif husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava 07.09.2020 tarihinde açılmıştır. Davalı süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı 14.03.2014 tarihi ile dava tarihi arasında beş yıllık süre dolmuş olmakla birleşen davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir. Davanın reddine ilişkin yapılan bu değerlendirme işin esasına yönelik bir değerlendirme olup, doğrudan dava şartı yokluğu nedeniyle usulden verilmiş bir ret kararı niteliğinde olmadığından nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. (Yargıtay HGK 2017/4-3013 E. 2018/47 K.)
Hükümde tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru (1 USD=13,4875) üzerinden TL’ye çevrilerek asıl davada hesaplanan 4.041.799,13 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti, birleşen davada hesaplanan 10.790.000,00 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanmıştır.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
A.- Asıl dava yönünden;
1-) Davacı …’ ın açtığı davanın husumet nedeni ile REDDİNE;
2-) Davacı …’ ın davasının KABULÜ ile; 299.670 USD nin 3095 Sayılı Kanunun 4.md/a bendi uyarınca 18/01/2017 tarihinden fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı …’a verilmesine,
3-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan (299.670*13,4875=4.041.799,13) kısım üzerinden hesaplanan 276.095,299.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 19.414,05.-TL harcın mahsubu ile bakiye 256.681,49 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-) Davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 129.042,99 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
5-) Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince talep edilen miktar maktu vekalet ücretinin altında kalmakla talep edilen (330*13,4875) 4.450,87 miktar üzerinden hesaplanan 4.450,87 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-) Davacı tarafça yapılan 31,40.-TL başvuru harcı, 9,20.-TL vekalet harcı, 3.000,00.-TL bilirkişi ücreti 742,19.-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.782,79.-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 3.782,42.-TL nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davacı … tarafından yapılan yargılama giderinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
7-) Davalı tarafından yapılan 11,00.-TL vekalet harcı, 77,10.-TL posta masrafı olmak üzere toplam 88,10.-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 0,1-TL nin davacı …’dan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, arta kalan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
B.- Birleşen dava yönünden;
1-) Birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-) Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince talep edilen (800.000*13,4875) 10.790.000,00 TL üzerinden hesaplanan 196.525,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
3-) Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 101.463,58 TL harcın mahsubu ile artan 101.382,88 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/01/2022
Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)