Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/337 E. 2021/562 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/337 Esas
KARAR NO : 2021/562 Karar

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davalı …’ın ve müteveffa …’ın annesi olduğunu, müvekkilinin 2016 yılına kadar … A.Ş’nin toplam %47,94’üne sahip olduğunu, şirketin hisse senetlerinin tamamının nama yazılı ve basılmış olduğunu, müvekilinin oğlu olan davalının 2016 yılı öncesinde şirkette herhangi bir paya sahip olmadığını, şirkete dahil olmaya çalıştığını, davalının şirketin hisselerini kendisine devredilmesini talep ettiğini, bu taleplerin her defasında reddedildiğini, ancak davalının şirket paylarının kendisine devri için bu kez hileli hareketlerde bulunmaya başladığını, müvekkilinin diğer oğlunun genç yaşta vefat etmesini müteakip bu durumdan yararlanan davalının baskılarını arttırdığını ve söz konusu şirkette yönetim kuruluna dahil olduğunu, davalı, dedesinin bir başka çocuğu daha olduğunu, bu çocuğun müvekkilin ve dava dışı davalının babası …’ın malvarlıkları üzerinde talepte bulunacağını, bu kapsamda ölen dedesinin mirasçıları sıfatıyla dava dışı …’ın ve kardeşlerine karşı … 11. Aile Mahkemesi’nde …E. Sayılı dosyası ile babalık davası açıldığını, mirasçı sıfatıyla müvekkile ait şirket paylarını ele geçireceğini ilettiğini, bundan dolayı müvekkile ait payları devretmesi gerektiğini, davalının, ileri yaşta olan müvekkilini, henüz çocuğunu kaybetmiş olmasının acısını ve şokunu atlatamamışken, kendisine duyduğu güveni de kötüye kullanarak ısrarlı telkinleri, baskıları ve hileli davranışları ile aldattığını ve bu şekilde oldukça değerli olan şirket hisselerini bedelsiz olarak ele geçirdiğini, müvekkilinin, davalının baskısı ve kandırmasıyla kabul etmek zorunda kaldığı hisse devrinin 1.916.489,2 adet paya ilişkin olduğunu, müvekkilinin bu devir sırasında davalıdan hiçbir bedel almadığını, müvekkilinin, davalının baskısı ve hilesi altında kendisine ait 5.121.296,80 adet şirket hissesinden 1.916.489,2 adedini bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, şirketin 28.04.2016 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında şirket esas sözleşmesinde yapılan tadil ile söz konusu devir sonrası şirket hisselerinin dağılımının değiştiğini ve bu hususun 10.05.2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, 2021 yılında davalı … tarafından müvekkiline karşı 30.03.2021 tarihinde … 15. Aile Mahkemesi’nde … E. Sayılı dosyayla görülen boşanma davası ve akabinde … 5. Aile Mahkemesi’nde …E. Sayılı dosyayla mal rejimi tasfiyesi davasının açılmış olduğunu, tüm bu sürecin müvekkilinin malvarlığının ele geçirilmesi amacıyla yapılmış olduğunu, müvekkilinin de bu şekilde aldatıldığının farkına vardığını, öğrenme sürecinin boşanma davası açıldıktan sonra 30.03.2021 tarihinden sonra gerçekleştiğini, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre aldatılmış olan müvekkilinin aldatmaya konu hisse devir sözleşmesi ile bağlı olmadığını, aldatma kastının yanında müvekkilinin malvarlığına yönelik bir korkutmanın da varlığının söz konusu olduğunu, müvekkilin aldatmayı öğrendiği tarihe kadar korkunun devam ettiğinin kabul edilmesi gerektiği ve korkutma için de bir yıllık sürenin en erken aldatmanın öğrenilmesi tarihinden başlatılması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığını, davalının ve babası dava dışı …’ın davacı müvekkilini katılma alacağından mahrum bırakmak için birlikte hareket ettiklerini, bu kapsamda dava dışı eşe ait taşınmazların ve diğer şirketlerde bulunan hisselerin tamamının boşanma ve mal rejimi davası açılmadan hemen önce davalıya devredildiğini, davalı ile babasının birlikte hareket ettiğini, birçok malı muvazaalı olarak devrettiğini, bu kez aynı akıbetin davaya konu şirket payları üzerinde de yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle söz konusu paylar üzerinde ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, dolayısıyla davalı …’ın … Anonim Şirketi’ndeki hisselerinden toplam şirket hisselerinin %17,94’üne denk gelecek kısmı üzerinde (davanın açıldığı tarih itibariyle ticaret sicil kayıtlarına göre 5.382.000 adedi üzerinde) HMK’nın 389 uncu ve devam maddeleri uyarınca bu hisselerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu kapsamda, verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanması kapsamında kararın öncelikle … Anonim Şirketi’ne tebliğ edilmek suretiyle tedbirin pay defterine işlenmesine, söz konusu şirketin Sermaye Piyasası Kurulu regülasyonuna tabi olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının SPK’ya tebliğine, kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tebliği ile ticaret siciline tesciline, haklı davalarının kabulü ile davaya konu bedelsiz hisse devrinin; öncelikle aldatma (hile) nedeniyle Türk Borçlar Kanunu’nun 36 ncı ve 39 uncu maddeleri uyarınca iptaline, bu talepleri kabul görmediği takdirde Türk Borçlar Kanunu’nun 37 nci, 38 inci ve 39 uncu maddeleri uyarınca korkutma nedeniyle iptaline, iptalin geçmişe dönük olarak yapılmasına, pay defterlerinin bu doğrultuda düzeltilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkilinin annesi olduğunu, davacı ile dava dışı …’ın yaklaşık 52 yıl evli kaldıklarını, davacının yıllarca süren evlilik birliğini çekilmez hale getiren tavırları ve kanser gibi zorlu bir hastalık ile mücadele ederken bir eşten beklenmeyen ilgisiz tavırları neticesinde davacıya karşı dava dışı …’ın boşanma davası ve mal rejimi tasfiyesi davası açtığını, dava dışı …’ın davalar sonuçlanmadan vefat ettiğini ve … 27. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile davalıya, açılmış olan bu davaları takip etmesini vasiyet ettiğini, davalı müvekkilinin de bu vasiyet karşılığında davaları takip edeceğini dava dosyalarına bildirdiğini, davacının da seneler önce bile isteye ve bedel karşılığında devrettiği hisseleri aldatılması ve / veya korkutulması sebebiyle devrettiğini iddia etmeye başladığını, davanın, davalı tarafından bu davaların takip edilmemesi hususunda baskı aracı olarak açıldığını, davacının hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğunu makul ve inandırıcı delillerle ortaya koyamadığını, davacının haksız ve kötü niyetli bir biçimde açmış olduğu bu davadaki hukuka ve hakkaniyete aykırı taleplerini hukuk düzeninin korumayacağının izahtan vareste olduğunu, davanın belirsiz alacak davası niteliğini taşımadığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, taraflara arasında akdedilen Hisse Devir sözleşmesinde devir bedeli olarak belirlenen 8.277.316,85-TL tutarın minimum dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu tutar üzerinden harç yatırılması gerektiğini, bu kapsamda eksik harçlandırılan dava değerinin davacı tarafından tamamlanması gerektiğini, dava konusu iptali talep edilen pay devirlerinin davacının iradesi doğrultusunda ve 29.12.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi’nde yer verilen 8.277.316,85-TL karşılığında gerçekleştiğini, ödemeler neticesinde davacıya verilen teminat bonosunun da müvekkiline iade edilmediğini, davacının gerçekleşen pay devirlerinin aldatma ve / veya korkutma sebebine dayanarak gerçekleştiğini iddaa etmekte olduğunu ve bunu ispatla davacının mükellef olduğunu, dava dilekçesinin incelenmesinden, iddiaların yalnızca hikaye ve varsayımlara dayalı olduğunu, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tanık delili dışında elle tutulur tek bir ispat vasıtası bulunmadığının görüldüğünü, bu kapsamda davacının davasının ispat edemediğinden reddedilmesi gerektiğini dolayısıyla davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli ispatlanamamış davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 17/05/2021tarihli Tensip Tutanağının 10 nolu bendi gereği; davacının İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalının … Anonim Şirketi’ndeki hisselerinden toplam şirket hisselerinin %17,94’üne denk gelecek kısmı üzerinde (davanın açıldığı tarih itibariyle ticaret sicil kayıtlarına göre 5.382.000 adedi üzerinde) HMK’nın 389 uncu ve devam maddeleri uyarınca bu hisselerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine ilişkin tedbir kararı verilmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen 10/09/2021 havale tarihli dilekçe ile; sulh protokolü çerçevesinde davadan ve kanun yollarına başvurudan feragat edildiğini, verilen ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasını, yargılama gideri talep edilmeyeceğini, vekalet ücretine ilişkin feragat dilekçesi sunduklarını, talepleri gibi karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 13/09/2021 havale tarihli dilekçe ile; tedbir kararlarının kaldırılmasına muvafakat ettiklerini, davanın feragat nedeniyle gereğinin yapılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiş etmiştir.
Taraf vekillerinin vekaletnamelerinde sulh yetkilerinin bulunduğu, davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Dava, davalıya devredilen … Anonim Şirketi hisselerine ait hisse devirlerinin iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacı vekilinin 10.09.2021 tarihli dilekçesi ile sulh olunduğu, protokol gereği davadan feragat etmiş olunduğunun bildirildiği, bu ibarenin davadan feragat olarak değerlendirildiği, davacılar vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin 13.09.2021 UYAP tarihli dilekçesi ile feragate muvaffakatlerinin olduğunu, tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği, davalı vekilinin vekaletnamesinde feragatı kabul yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, HMK 307 vd maddelerine istinaden davacıların davasının feragat nedeniyle reddine, tedbir kararının kaldırılmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin taraflar üzerinde bırakılmasına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Sulh Protokolünün gerekçeli kararın eki sayılmasına,
2-)Mahkememizce verilen 17/05/2021tarihli Tensip Tutanağının 10 nolu bendindeki
“Davacının İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalının … Anonim Şirketi’ndeki hisselerinden toplam şirket hisselerinin %17,94’üne denk gelecek kısmı üzerinde (davanın açıldığı tarih itibariyle ticaret sicil kayıtlarına göre 5.382.000 adedi üzerinde) HMK’nın 389 uncu ve devam maddeleri uyarınca bu hisselerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine,” ilişkin tedbir kararının KALDIRILMASINA,
3-)Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gerekli 19,76-TL ilam harcının peşin alınan 1.707,75-TL harctan mahsubu ile bakiye 1.687,99-TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacı tarafa iadesine
4-)Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 14/09/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır