Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2023/968 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/328 Esas
KARAR NO : 2023/968

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04.05.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile müvekkilinin “…” olarak davalı Digitürk bayisi olarak faaliyette bulunmakta iken, Davalı şirketin müvekkiline gönderdiği 09/06/2020 tarihli e-mailde bildirdiği “İç denetim ekibi tarafından yapılan kontrollerde; … firmasının 2019 yılına ait 667 satışının ofis, teknik servis, saha ve alt bayi üzerinden yapıldığı ve bu satışların … Bayi kodu üzerinden çağrı merkezi satışı gibi gösterildiği ve … bayi prim sisteminden primlendirildiği tespit edilmiştir” gerekçesiyle müvekkili hakkında haksız ve dayanaksız ithamda bulunulduğunu, …’ün yayınlamış olduğu satış primi sirkülerinde ve bayilik sözleşmesinde … bayisinin ofis, teknik servis, saha ve alt bayi üzerinden satış yapılamayacağına dair bir bilgi bulunmadığını, müvekkilinin mail yoluyla açıklamalarda bulunduğunu, müvekkilinin samimiyetle beyanda bulunmasına rağmen davalı firmanın bayisi olan müvekkiline müeyyide tatbik etmiş, haksız yere hak edişinden keserek 17/11/2020 tarih ve 69.742,50 TL tutarlı ‘…’ açıklamalı fatura düzenlediğini, Müvekkilinin, söz konusu faturaya itiraz ederek iade ettiğini, davalının haksız yere kestiği tutarı müvekkiline iade etmediğini, gelinen aşamada taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin müvekkili bakımından çekilmez bir hâl alması sebebi ile müvekkilinin taraflar arasındaki ilişkiyi sona erdirdiğini, İlişkinin sona ermesi ile davalının ödemesi gereken 10.000-TL kira bedeli desteği ödenmediği gibi 5.000- TL teminatın da iade edilmediğini, Bu nedenle … 18. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine geçilmiş ve fakat davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibin durmuş olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davalının … 18. İcra müdürlüğü’nünü …Esas sayılı dosyasına vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz ile takibin durdurulmuş olması nedeni ile asgari %20 oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28.06.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının, Müvekkili Şirket ile imzalamış olduğu ‘…’ kapsamında Müvekkili Şirketin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, her ne kadar davacı dilekçesinde aksini iddia etmekte ise de davacının, faaliyet gösterdiği dönem içerisinde prim sisteminde usulsüzlükler yaparak haksız kazanç elde ettiğini, Müvekkili Şirket bayi sisteminde perakende satış ve çağrı merkezi aracılığıyla satış olmak üzere iki farklı satış sistemi mevcut olduğunu, bayilerin perakende veya çağrı merkezi statüsüne göre aldıkları primin de farklılık gösterdiğini, Çağrı merkezi statüsünde bayinin perakende statüsüne göre iki kat fazla prim aldığını, somut olayda davacının, Ağustos 2019 tarihine kadar perakende bayi statüsündeyken Ağustos 2019 tarihi itibari ile çağrı merkezi statüsüne geçtiğini, Davacının, çağrı merkezi statüsüne geçtikten sonra satışlarını çağrı merkezi üzerinden yapması gerekirken Müvekkili Şirket tarafından yapılan denetimlerde davacının bir kısım üyeliklerinin perakendeden talep edilen üyelikler olduğunun tespit edildiğini, başka bir ifadeyle davacının perakendeden talep edilen üyelikleri çağrı merkezi gibi göstererek daha fazla prim elde etmiş olduğunu, Müvekkili Şirketin, davacının işbu usulsüzlüklerine karşı iade faturası kesmiş ve bayinin elde etmiş olduğu haksız kazançları alacak bakiyesinden düştüğünü, davacının, işbu faturayı kabul etmeyerek haksız ve kötü niyetli olarak Müvekkili Şirket aleyhine işbu davaya konu icra takibini başlattığını, açıkça anlaşılacağı üzere davacının Müvekkil Şirketten haksız kazanç elde etme amacında olduğunu, bu nedenle kötü niyetle ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, her ne kadar davacı dilekçesinde, kira bedeli desteği ile Müvekkili Şirkete ödemiş olduğu teminatın iadesini talep etmekte ise de, davacının kötü niyetli hareket ederek haksız kazançlar elde etmiş ve Müvekkili Şirket tarafından işbu usulsüzlükler fark edilince de sözleşmeyi kendi iradesi ile sona erdirmiş olduğunu, dolayısıyla sözleşmenin feshinin sonuçlarına davacının katlanmakla yükümlü olduğunu, ayrıca davacının gerek yaptığı usulsüzlükler gerekse sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle Müvekkili Şirket nezdinde maddi zarara yol açmış olduğunu, davacının usulsüz eylemleri göz önünde bulundurulduğunda Müvekkili Şirketten teminatı iade etmesini beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usule ve esassa ilişkin itirazları dikkate alınarak reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, Tanık beyanları, Davalı tarafın BA/BS Formaları, … 18. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası, Arabulculuk Anlaşamama Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
20.01.2022 tarihli talimat duruşmasında dinlenen davacı tanığı …özetle; “…’ı iş sebebiyle tanırım kendisine bayiliği ben verdim, bayiliği Adana da idi, geçen yıl Ocak ayında bayiliği kapattı ben davalı şirkette 2012 Aralıktan 30/07/2021 tarihine kadar bayi yöneticisi olarak çalıştım, 30 Temmuzda istifa ettim, davalı şirket İstanbuldadır ve benim bayi yöneticisi olarak …, …, …, … ve … illeri gibi …Bölgesi illere bayi yöneticisi olarak atanmıştım ben bu illerdeki bayilerin satış, performans, finansal, eğitim, kalite kontrol gibi işlerine bakıyordum, …’ın bayi açılış sözleşmesi de kapanışı da benim tarafımdan alındı, … ilk başta perakende satış ile başlamıştır ancak performansı iyi olduğu için çağrı merkezi ile satışa geçti, bu sırada mavi bulvardaki perakende mağazası kapanmadı satışa devam etti yanında müşteri temsilcileri de var idi, kendisi yalnızca çağrı merkezi aracılığıyla satış yapmaya devam etti, KVKK ya uygun olarak satış yapan tek bayi … idi ancak telefon ile aradığı müşterilere sunduğu kampanyalar çok cazip olduğu için müşteriler dolandırılmaktan korktuklarından inanmadılar bu sebeple kampanyayı çağrı merkezi aracılığı ile anlatıp müşterilere dilerler ise bulundukları il ve ilçedeki perakende satış noktalarına gidip bilgi alabileceklerini söyledi bu şekilde dosya açtı bu şekilde satış yapılamayacağına dair ne bayi sözleşmesinde ne de sirkülerde bir ifade yoktu, daha sonra davalı şirket (reklam adı olarak … ) iç denetmenleri yapılan bu satışların perakende satış olduğunu söyledi ve bu sebeple bayiye verilen primin iadesi için fatura kestiler, iç denetim bayinin savunmasını almadı ve müşteriler ile yapılan görüşmenin ses kaydı istenilmedi, …’ın yapmış olduğu satışlar çağrı merkezi satışıdır dedi diyeceklerin bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
15.04.2022 tarihli duruşmada davalı tanığı … özetle; “Ben 2006 yılından bu yana …’de çalışmaktayım, iç denetim departmanında koordinatörüm, bizim iç denetim departmanı 5 kişilik bir ekiptir, bölge yok, Türkiye çapında bayi denetimi ve şirket denetimini gerçekleştirmekteyiz, 2006 -2009 yılları arasında callcenter olarak görev yapmaktaydım, 2009-2010 yılı arasında askerliğimi yaptım, 2010-2017 yıllarında bayi denetleme biriminin başındaydım, 2017 den beri bulunduğum pozisyonda çalışmaktayım, perakende ve callcenter olarak iki ayrı bayimiz vardır satış yapabilecek, perakende sisteminde müşteri fiziken … dükkanlarına gider ve orada …’e abone olmak istediğini ismini, soyismini, telefonunu ve adresini verir ve bu şekilde bir potansiyel müşteri kaydı oluşturulur, …’ün ortalaması 4 saattir, 4 saat içinde müşterinin evine gidip kurulumu yaparız ve abonelik sözleşmesini imzalatırız, abonelik sözleşmesi imzalandıktan sonra o bayi perakende primini hak kazanır, abonelik sözleşmesi imzalandıktan sonra istediğiniz zaman sözleşmeyi iptal edebilirsiniz ancak o pirimin bayiye ödenebilmesi için belirli kural setleri vardır, o fazların geçirilmesi gerekmektedir, örneğin müşteri bayiye fiziken gidip potansiyel kayıt açtırdı ise ve sonrada bir şekilde ya callcenter tarafından aranmış ya da kendisi callcentere aramışsa ve burda da potansiyel kaydı açtırmışsa bu durumda hem perakende potansiyel kayıt hem callcenter da potansiyel potansiyel kaydı açtırmış olur, bu durumda sistem sözleşme imzalanırsa ilk kayıt ne zaman oluşturulmuşsa onu baz alıp prim ona gider, müşteri 473 73 73 ü ararsa bizim calcenterımızdır dolayısıyla aboneliği bizden alacaktır prim ödenmez, callcenter bayileri müşteriyi arayabilir, bayileri ancak sosyal medyada reklam vermesi durumunda oradan görüp arayabilirsiniz yoksa numaraları çok bilinir değildir, bütün callcenterlar Türkiyenin her yerine satış yapma hakkına sahiptir, bizim bir de kurulumcu bayilerimiz vardır, perakende bayileri kurulum yapabilir, ancak callcenter bayileri kurulum yetkisini alırsa kurulum yapabilir, satış primi ve kurulum primi farklıdır, satış yapan bayi ayrıca kurulumu da yaparsa hem satış hem kurulum primini alır, … 6-7 yıldır bayilik yapmıştır, ilim elektronik olarak ilk başta geçiyordu, bizim …’ın durumunu yakın takibe aldığımız zaman 2020 yılıydı o zaman … callcenter bayisiydi, o sırada kurulum yetkisi de vardı, gördüğümüz bir şey her potansiyel açıldıktan 1-10 dk arasında kurulumun yapıldığı sistemden görülmesiydi, bu kurulumlar başka şehirlerde olmaktaydı, hatırladığım kadarıyla …, …, … ve … gibi illerdi, kendisi adana potansiyeli açıyor, başka şehirde kurulum bayisi kurulumu yapıyor, dolayısıyla … satış primini alıyor, kurulum yapanda kurulum primini alıyor somut olayımızda biz …olarak … aracılığı ile müşterilerle yaptığımız görüşmelerde …’ın yapmış olduğu satışların ne şekilde bayi ile ilişkiye geçildiğini sorguladık, sadece kısa süreli kurulumları sorguladık, rakamsal olarak bunların sayısını hatırlamıyorum, aradığımızda müşterileri sayısını hatırlamıyorum, ben örneğin … bayisine giderek abonelik yaptırdığını söylemiştir, kısa kurulum olan aboneliklerin 300-400 civarındadır, tam rakamı hatırlamıyorum, Adnan bu şekilde … primi olarak fazla bir prim ücreti kazandı, perakende primi alsaydı perakende primini iade istemezdik, bu perakende primini örneğin … de bayiye zaten verecektim, biz sadece teyit aldığımız ve tespit ettiğimiz üyeliklerle ilgili prim iadesi istedik, ben hatırlamıyorum ama Adana ilinde yaşayıp da bayiye gidip de daha sonra Adnan’ın callcenter olarak müşteriyi arayıp abone kaydı yaptırıp callcenter primi almış olabilir bunu tespit etmemiş olabiliriz, bir kişi aynı anda hem perakende (DİM) bayiliği hem de callcenter bayiliği (…) yapabilir, ama ben … ‘ın … bayisi olup olmadığını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
15.04.2022 tarihli duruşmada davalı tanığı …özetle; “Ben 21 Ocak 2013 den itibaren … Genel Merkez de ilk bayi kontrol denetleme saha denetim uzmanı olarak çalışmaya başladım, 5 yıl boyunca çalıştım, fiziken saha ziyaretleri gerçekleştiriyorduk, 2018 den halihazırda iç denetim direktörlüğünde 5 koordinatörden biriyim, … control olarak hileli işlemleri denetlemekle görevliyiz altımızda da sahada çalışmak üzere 5 uzman var, ben bu hileli hareketlerin tam olarak hangi yıl olduğunu bilmiyorum ama sene başından itibaren o senenin sene başından itibaren Ağustos ayı ağırlıklı olmak üzere, hileleri farkettik, … satışı yapıyordu, satıştan sonra kurulum sürelerindeki farklılıkları farkettik, bizim genelde kurulumlarımız 3-4 saatte gerçekleşmektedir, ancak … ın satışından sonra kurulumun 30 saniye ile 7 dk arasında değişmekteydi, bunu gördükten sonra kendi aramızda kontrol aramaları yaptık, anket şeklinde telefonla müşterilerimizi aradık, yanlış hatırlamıyorsam …’ın 1000 satışından 300-600 kişide hatalı sonuçlar çıktığını hatırlıyorum zira raporunu ben yazmıştım, bunlardan tamamını aradık ve müşteriye bu telefonlardan ulaşma oranımız %70 civarıdır, bu da yaklaşık 600 kişiyi aramışsak 400 kişiye tekabül eder, üyelerimizden aldığımız bilgi … aboneliğinin reklamlardan, kullanıcılarının paylaşmasından bir istek oluşarak bayiye fiziken gittiklerini, fiziken orda olup potansiyel oluşturduklarını öğrendik, sonra onların hatalı olduğunu anladığımızdan … dan ses kayıtlarını istedik, … da ses kayıtları olarak teyit çağrısı yani satış sonrası doğrulama çağrısı da diyebiliriz ama bunlar gerçek bir satış çağrısı değildir zaten onları da göndermedi, satış çağrısı dediğimiz müşterinin televizyonda ne izlemek istediğine dair bilgileri aldıktan ve müşterinin taleplerinin ne olacağını öğrendikten sonra müşterinin … e üye olup olmayacağının konuşulduğu çağrılardır, bu da 10 -30 dk arasında değişen çağrılardır ama …’ın gönderdiği çağrıların süresi 1 dk olan çağrılardır, biz bundan sonra kendisinden savunma istedik Bölge Müdürümüz veya bayi yöneticimiz bayiye fiziken giderek bu 300-600 arasındaki hileli görünen üyeliklerle ilgili savunma istedik, kendisinin yazılı ve sözlü olarak bunlara cevap verdiğini hatırlıyorum, biz normalde cevap için 1-2 hafta süre tanırız, savunması alındıktan sonra callcenter satışı olmadığını anladığımız için … primleri ile … primleri arasındaki farkı ondan tahsil ettik, bu bir ceza değildir, … bayi olarak bu hatalı aboneliklerden evvel ve sonra bu hatalı abonelikleri yapmadığı için ve öncesinden bu yana hacimli bir bayi olduğu için kendisine ceza ücreti kesmeyerek bayilik yapmasına bir şey demedik, sadece haksız olan primlerin iadesini tahsil ettik, bu … satış yaptığı iller …’dan başlayıp …’a kadar tüm doğu illerini kapsamaktaydı, ben 3750 km yol yapıp bayi ziyaretleri yaptım ve bazı müşterilerle görüştüm, hepside aboneliklerini fiziken dükkana girip yapıldığını söylediler, bizim fatura dönemimiz ayın 3 den ertesi ayın 3 ne kadardır, örneğin bir bayinin aylık 50 satış hedefi varsa ve bunu örneğin 16 sında tamamlıyorsa geri kalan fatura dönemi sonu olan 3 üne kadar satışları … beye yönlendirdiklerini farkettik, böylelikle … primi kazanmış oldu, ve bu süreçte örneğin 16 sından 3 ne kadar perakende bayisi hiç satış yapmamış görüldü. Lig sezonu Ağustos ayında başlar 15-20 sinden sonra başladığı için muhakkak abonelikler olur ancak somut olayda hedefini dolduran bayi hedefi dolduktan sonra fatura kesimine kadarki yeni gelen müşterilerini Adnan a verilmiş olduğunu anladık.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
22.05.2023 Bilirkişi Raporunda özetle; “Tespitler bölümünde değinildiği üzere; Taraflar arasında 31.10.2016 tarihinde … Teknik Servislik Satıcılık Sözleşmesi imzalandığı, davacı şirket tarafından Ağustos 2019 tarihinden itibaren callcenter üzerinden … bayiliği statüsünde hizmet sunulduğu, … bayiliği için imzalanmış herhangi bir sözleşmeye dosya kapsamında rastlanılmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmede prim tahakkuklarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, Davalı şirket tarafından … hizmeti sunulan dönemdeki (Ağustos 2019 tarihinden itibaren) üyelik işlemlerinin callcenter üzerinden yapılmadığı, perakende bayilik üzerinden yapılan üyelikler için prim ücretlerinin fazladan ödendiğinin tespit edildiği iddia edilerek 2019 yılına ait 667 satışa ve 69.742,50 TL tutarlı prim iade bedeli altında fatura düzenlendiği, Davalı şirket tarafından yapılan iç denetimler sırasında davacı şirketten savunma istenip istenmediği, üyelik işlemlerinin hangi kanal üzerinden yapıldığına dair üyelerle yapılan görüşmelere ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmadığı, davalı şirketin sistem kayıtları üzerinde yaptığı tespitlere ilişkin herhangi bir sistem kaydı da sunmadığı, Davalı şirket tarafından sunulan tahakkuka esas alınan tablolar incelendiğinde; Ağustos 2019 döneminden sonraki tablolarda Satış primi, iade toplama primlerine yer verildiği, ancak satış âdeti ve birim fiyatlara ilişkin herhangi bir veriye tablolarda yer verilmediği, Tüm bu tespitler ve tanık beyanları dikkate alındığında; davacının kusuru nedeniyle prim iade faturası düzenlendiğine ilişkin davalının iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu durumda davacının sözleşmeyi haklı nedenle fiili olarak feshettiğinin kabulü gerektiği, Taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle sona erdirildiğinden, davacının pirim kesintisinin, teminatların ve kira desteğinin ödenmesine ilişkin talebinin yerinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
29.09.2023 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; ” yapılan itirazlara ilişkin olarak dayanak herhangi bir belge sunulmadığından, kök rapordaki görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişiklik oluşmamıştır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacının davalı Digitürk bayisi olarak faaliyette bulunduğu, davalının iç denetiminde yaptığı tespitler kapsamında davacının bir kısım hak edişlerinin kesildiğinden bahisle icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan yaptığı savunmada davacının faaliyet gösterdiği dönem içerisinde prim sisteminde usulsüzlükler yaparak haksız kazanç elde ettiğini, davalı şirket bayi sisteminde perakende satış ve çağrı merkezi aracılığıyla satış olmak üzere iki farklı satış sistemi mevcut olduğunu, bayilerin perakende veya çağrı merkezi statüsüne göre aldıkları primin de farklılık gösterdiğini, Çağrı merkezi statüsünde bayinin perakende statüsüne göre iki kat fazla prim aldığını, belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle fesh edilip edilmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede prim tahakkuklarının düzenlenip düzenlenmediği, bu kapsamda davacının primlerde usulsüzlük yapıp yapmadığı, davacının kusuru olup olmadığı, bu kapsamda varsa davacının talep edebileceği prim iade tutarı ile sözleşmenin haklı ya da haksız feshi karşısında teminat iadesi ile kira desteği isteyip isteyemeyeceğinin tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve heyet tarafından hazırlanan 22.05.2023 bilirkişi raporunda; “Dosya kapsamında yapılan incelemelerde; davacı … (… ) ile davalı … A.Ş. arasında 31.10.2016 tarihinde … Teknik Servislik Satıcılık Sözleşmesi imzalandığı görülmekte olup, bahse konu sözleşmenin konusunun, davacı şirketin …Paketlerinin davacı Bayi tarafından Dıgıturk”ten satın alınarak ve/veya Teslim alınarak … tarafından belirlenecek bölge içerisinde potansiyel nihai kullanıcılara pazarlanması ve satışı şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Taraflar arasında imzalanmış olan bu sözleşme kapsamında davacı şirketin perakende (…) bayilik olarak hizmet verdiği anlaşılmaktadır. Davacı şirketin Ağustos 2019 tarihine kadar perakende bayi statüsünde hizmet verdiği, Ağustos 2019 tarihi itibari ile çağrı merkezi (… bayiliği …) statüsüne geçtiği taraf beyanlarından anlaşılmakta olup, callcenter bayiliği ile ilgili imzalanmış olan ayrı bir Bayilik sözleşmesine dosya kapsamında rastlanılmamıştır.
Taraflar arasında hizmet ilişkisi devam ederken, Davalı şirketin “Yapılan denetimlerde … firmasının 2019 yılına ait 667 satışının ofis, teknik servis, saha ve alt bayi üzerinden yapıldığı ve bu satışların …Bayi kodu üzerinden çağrı merkezi satışı gibi gösterildiği ve … bayi prim sisteminden primlendirildiğinin tespit edildiğini” belirterek, davacı şirket adına 17/11/2020 tarih ve 69.742,50 TL tutarlı “… Bayi Pirim İade Bedeli” açıklamalı faturalaşılmaktadır. Davalı şirket tarafından düzenlenen faturanın “Prim iade bedeli” içerikli olduğu görülmektedir. Davalı şirket, 2019 yılında satışı gerçekleşen 667 satışın çağrı merkezi üzerinden yapılmadığı halde çağrı merkezi üzerinden yapılmış gibi gösterilerek davacının fazladan prim ödemesi aldığını iddia etmiştir. Davalı şirket yapılan iç denetimler sonucunda bu tespitlere ulaşıldığını beyan etmiştir. Ancak dosya kapsamında davalı şirket iç denetim ekiplerince yapılan denetimlerde elde edilen tespitlere ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır. Davacı şirketten bahse konu iddialarla ilgili olarak savunma alındığına dair de dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır.
Davalı şirket tanığı Sayın Mahkemeye verdiği ifadesinde; Haziran 2020 de tüm bayileri incelediklerini, sistem raporlarında 10 dk gibi kurulumları görünce incelemeye başladıklarını, tanık 667 kişi varsa hepsinin aranmış olduğunu, ses kayıtları bulunduğunu beyan etmiştir. Ancak denetimler esnasında son kullanıcı … üyeleriyle yapılan görüşmelere ilişkin davalı şirket tarafından herhangi bir kayıt sunulmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tanık beyanında; davalı taraftan yapılan satışlara ilişkin çağrı kayıtlarının istenildiği ancak kendilerine teyit aramalarının gönderildiğini beyan etmiştir. Ancak bu hususta da davacı şirket savunmasının ve teyit aramalarına ilişkin kayıt ve dökümlerin davalı şirketçe sunulmadığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin iç denetim koordinatörü Sayın Mahkemeye verdiği beyanında; davacının satıştan sonra kurulum sürelerindeki farklılıkları fark ettiklerini, davacının satışından sonra kurulum işlemlerinin 30 saniye ile 7 dk arasında değişmekte olduğunu, bunu gördükten sonra anket şeklinde telefonla müşterileri aradıklarını, 1000 satıştan 300-600 kişide hatalı sonuçlar çıktığını, üyelerin bayiye fiziken gittiklerini, fiziken orda olup potansiyel oluşturduklarını öğrendiklerini beyan etmiştir. Ancak yukarıda da değinildiği üzere bahsi geçen denetim süreci, savunma ve sonuçlarına ilişkin davacı şirketçe tanık ifadeleri dışında herhangi bir belge sunulmamış olup tanık beyanları hususunda nihai takdir Sayın Mahkemenindir.
Davacı şirket tarafından Sayın Mahkemeye Ocak 2019 ile Aralık 2019 dönemlerine ilişkin tahakkuk eden ücretler ve faturalarla ilgili bir takım tabloların sunulduğu görülmüştür. Tablolarda Ağustos 2019 dönemine kadar, her bir fatura döneminde tahakkuk edilen satış primleri, kurulum primleri, kira destek, personel destek vb. tutarlara yer verildiği görülmüş olmakla birlikte birim satış fiyatları ve adetlere yer verilmediği, prim tutarının toplam değerine yer verildiği görülmüştür. Ağustos 2019 döneminden sonraki callcenter bayiliği dönemine ilişkin tablolarda Satış primi, iade toplama primlerine yer verildiği, satış âdetine ilişkin herhangi bir veriye tablolarda yer verilmediği görülmüştür. Davacı şirket tarafından iade faturasına konu edilen “2019 yılına ait 667 satışa ve 69.742,50 TL tutarlı” faturaya ilişkin 8-9 ve 10. Aylarda aktivasyonu geçekleştirilen üyeliklere ilişkin “…” isimli excel tablosu sunulduğu görülmekte olup, tabloda üyelik no, aktivasyon tarihi ve iade prim tutarlarına yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda da değinildiği üzere; davalı şirketin prim iade bedeline ilişkin olarak düzenlemiş olduğu faturaya dayanak olarak gösterdiği iç denetim sürecinde elde edilen tespitlere yönelik herhangi bir bilgi belge sunmadığı, denetim sürecinde davacı şirketten savunma istenip istenmediği, son kullanıcı üyelerle üyelik işlemlerinin nereden ya da hangi kanaldan yapıldığına dair yapılan telefon görüşmesine ilişkin herhangi bir kayıt sunmadığı, davacı şirketin çok kısa süren üyelik işlemi gerçekleştirdiği sistem kayıtlarından tespit edildi iddia edilmiş olmakla birlikte bu hususta da herhangi bir bilgi belge sunulmadığı tespit edilmiştir.
Tüm bu tespitler ve tanık beyanları dikkate alındığında; davacının kusuru nedeniyle prim iade faturası düzenlendiğine ilişkin davalının iddiası ispata muhtaç olmaktadır. Bu durumda, davacının sözleşmeyi haklı nedenle fiili olarak feshettiği sonucuna varılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle sona erdirildiğinden, davacının pirim kesintisinin, teminatların ve kira desteğinin ödenmesine ilişkin talebi de yerinde olmaktadır.
Tespitler bölümünde değinildiği üzere; Taraflar arasında 31.10.2016 tarihinde … Teknik Servislik Satıcılık Sözleşmesi imzalandığı, davacı şirket tarafından Ağustos 2019 tarihinden itibaren callcenter üzerinden … bayiliği statüsünde hizmet sunulduğu, … bayiliği için imzalanmış herhangi bir sözleşmeye dosya kapsamında rastlanılmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmede prim tahakkuklarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, Davalı şirket tarafından … hizmeti sunulan dönemdeki (Ağustos 2019 tarihinden itibaren) üyelik işlemlerinin …üzerinden yapılmadığı, perakende bayilik üzerinden yapılan üyelikler için prim ücretlerinin fazladan ödendiğinin tespit edildiği iddia edilerek 2019 yılına ait 667 satışa ve 69.742,50 TL tutarlı prim iade bedeli altında fatura düzenlendiği, Davalı şirket tarafından yapılan iç denetimler sırasında davacı şirketten savunma istenip istenmediği, üyelik işlemlerinin hangi kanal üzerinden yapıldığına dair üyelerle yapılan görüşmelere ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmadığı, davalı şirketin sistem kayıtları üzerinde yaptığı tespitlere ilişkin herhangi bir sistem kaydı da sunmadığı, Davalı şirket tarafından sunulan tahakkuka esas alınan tablolar incelendiğinde; Ağustos 2019 döneminden sonraki tablolarda Satış primi, iade toplama primlerine yer verildiği, ancak satış âdeti ve birim fiyatlara ilişkin herhangi bir veriye tablolarda yer verilmediği, Tüm bu tespitler ve tanık beyanları dikkate alındığında; davacının kusuru nedeniyle prim iade faturası düzenlendiğine ilişkin davalının iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu durumda davacının sözleşmeyi haklı nedenle fiili olarak feshettiğinin kabulü gerektiği, Taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle sona erdirildiğinden, davacının pirim kesintisinin, teminatların ve kira desteğinin ödenmesine ilişkin talebinin yerinde olduğu,” belirtilmiş, hazırlanan rapora karşı davalı yanca itiraz edilmesi üzerine dava dosyamızda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 29.09.2023 tarihli ek raporda, yapılan itirazlara ilişkin olarak dayanak herhangi bir belge sunulmadığından, kök rapordaki görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişiklik oluşmadığı, belirtilmiştir.
Bilirkişi kök ve ek ek raporunda da açıkça belirtildiği üzere davalı yanca davacıya izafe edilen kusurun ispata muhtaç olduğu, davacının sözleşme süresince kusurlu herhangi bir eyleminin olmadığı, ancak bu hususta davalı yanca dava dosyamıza sunulmuş delil olmadığından açılan davanın asıl alacak yönünden kabulü gerekmiş, takip öncesi temerrüt olmadığından işlemiş faiz talebinin reddi gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması, alacağın likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 18.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 69.742,50 TL fatura bedeli, 10.000,00 TL kira destek bedeli, 5.000,00 TL teminat iadesi ile bu alacağa takip tarihi olan 04/03/2021 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi üzerinden devamına, temerrüt olmadığından işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 84.742,50 TL alacağın %20’si olan 16.948,50 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.788,76 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 1.061,03 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.727,73 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.061,03 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflar arabuluculuk görüşmesine katılmış olmakla Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.108,32 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti 270,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.337,90 TL yargılama giderinin hükmolan kısım üzerinden hesaplanan 3.219,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-davalı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücretinin red olunan kısım üzerinden hesaplanan 53,07 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı yanın yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 29/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır