Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/282 E. 2022/434 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/282 Esas
KARAR NO : 2022/434

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın … Şubesi ile davalı/borçlu … firması arasında diğer davalı/borçluların müteselsil kefaletiyle imzalanan sözleşmelere istinaden krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, söz konusu kredilerin ödenmesi amacıyla borçluya … 3.Noterliği’nin…tarihli ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini ve hesap özetleri ile birlikte borçlulara gönderildiğini, muaccel hale gelen banka alacağının tahsili için borçlulara karşı … 9. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasından ilamsız icra takibine geçildiğini, borçluların borca ve ferilerine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın 86.491,46-TL’lik kısmının iptaline, borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama harç ve masraflarının ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
… 9. İcra Müdürlüğünün…E sayılı dosyası, banka kayıtları, hesap ektreleri, taraflar arasında imzalanan sözleşme, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı banka ile davalı/borçlu … firması arasında diğer davalı/borçluların müteselsil kefaletiyle imzalanan sözleşmelere dayalı olarak davacı bankanın davalılardan alacağı olup olmadığı, alacağı varsa miktarı, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin “X- Diğer Hükümler” başlıklı bölümünün 3. Maddesi ile uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu düzenlendiğinden HMK 17.maddesi gereğince kesin yetki söz konusu olduğundan icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İlgili … 9 İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine ticari krediden kaynaklanan 90.933,51 TL asıl alacak, 6.012,74 işlemiş faiz, 300,64 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 97.246,89 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçluların süresi içerisinde vekilleri aracılığı ile sunmuş oldukları dilekçelerinde özetle; Alacaklı görünen tarafından açılan takipte yer alan borca, işlemiş, takipte görünen tüm faiz miktarlarına ve işleyecek faize, tüm faiz oranlarına, belirtilen diğer tüm alacak kalemlerine ve borcun tüm ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, böyle bir borçlarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlular tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda davalı borçlular takibe itirazlarında genel ifadelerle borca ve ferilerine itiraz etmiş olup özel bir itiraz nedenine dayanmamışlardır. Bu durumda ispat yükü davacı alacaklıdadır. Davacı alacaklı alacağının varlığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu ….Ltd.Şti arasında 07.03.2018 tarihinde 625.000.00 TL limitli, Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı kefiller de söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 625.000.00 TL kefalet limiti ile imzaladıklarından doğan tüm borçlardan 625.000 TL kefalet limiti kapsamında sorumlu olmuşlardır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2.Delil maddesi ile düzenlendiği üzere, Müşteri ve Kefiller ile Banka arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofışlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD Rom, kamera kayıtlan, telefon ses kayıtlan, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtları müstenitli olsun ya da olmasın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 193.maddesi uyarınca geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacaktır. Bu hüküm (delil sözleşmesi) uyarınca, davacı banka vekili tarafından ibraz edilen kayıtlar esas alınmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesinin Kredinin Kefalet Karşılığı Kullandırılması ve Kefillerin Sorumluluğu başlıklı V.maddesi kefalet hükmünü içermektedir. Dava konusu kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 589/1.md. gereği kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu ve ayrıca kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumlu olduğundan kefilin borcunun hiçbir koşulda asıl borçlunun borcundan daha yüksek olması söz konusu olamayacağı gibi, kefilin temerrüt tarihindeki asıl borç, borçlunun temerrüt faizleri, masraflar dahil toplam sorumluluğu hiçbir durumda kefalet limitini aşamayacaktır. Türk Borçlar Kanunu’nda kefalete ilişkin hükümleri çerçevesinde, sözleşmede Kefillerin, sorumlu olduğu azamî miktarın, kefalet tarihininin ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu, ayrıca kendi el yazıları ile imzalanan iş bu sözleşme şartlarında mutabık kaldıklarını bildirmeleri suretiyle işbu sözleşmenin içeriğinin karşılıklı olarak müzakere edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı kefil … şirket yetkilisi olduğundan eşin rızası aranmadığı ve asıl borçlu dışındaki davalıların 07.03.2018 tarihinde 625.000.00 TL limitli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imza etmiş oldukları dikkate alınarak hukuken geçerli kefaletin olduğu kabul edilmiştir.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçluya ve davalı kefilllere … 3.Noterliğinin … tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, davalılara gönderilen ihtarnamenin 20.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında davalıların temerrüdlerinin ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 22.01.2020 tarihi itibarı ile gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Temerrüt Faizi başlıklı 10.maddesi ” Müşteri’nin Kredi borcunu (taksitiendirilmiş kredilerde taksitlerden herhangi birini), faiz, komisyon, masraf, bilumum vergi, resim ve harçlannı veya diğer bir tutan (kur farklannı ve arbitraj masraflan v.s.) ödeme tarihinde/vadesinde ödemeyerek temerrüde düşmesi ve aynca işbu Sözleşme’nin VI. maddesinde belirlenen temerrüt hallerinden birinin vuku bulması nedeni ile temerrüde düşmesi halinde Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için Bankaca tesbit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 (yüzde elli) fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizini (teşvik kapsamındaki kredilerde ayrıca mevzuat ile öngörülen ceza faizini) ödeyecektir.” hükmünde olup davacı banka tarafından temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için Bankaca tesbit edilmiş en yüksek kredi faiz oranı %26.25 olarak bildirilmiş, dolayısıyla sözleşme şartlarına göre faizin %50 fazlası % 40 olarak tespit edilmiştir.
Davacı bankanın ticari kredi alacağına ilişkin davalılardan takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 90.933.51 TL asıl alacak, 6.012.74 TL işlemiş faiz ve 300.64 TL BSMV olmak üzere toplam 97.246.89 TL alacaklı olduğu, 90.933.51 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 40 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalılardan istenebileceği anlaşılmış, taleple bağlı kalınarak davalılar tarafından … 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 86.491,46 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalılar tarafından … 9. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 86.491,46 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 5.908,23 TL ilam harcından peşin yatırılan 992,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.916,12 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 12.043,89 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 992,11 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 245,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.296,41 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır