Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/257 E. 2023/16 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/257 Esas
KARAR NO : 2023/16

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
… 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2021 tarih …esas, … sayılı kararı ile görevsizlik kararı neticesinde mahkememize tevzi edilen dava dosyasının iş bu esasa kaydının yapıldığı anlaşıldı.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 27.07.2019 tarihinde, sigortalı taşınmaza su tedarik eden, … denetim ve gözetimi altında bulunan sıhhi tesisat borusunun patlaması neticesinde ilgili konutta hasar meydana geldiğini, söz konusu tazminat, müvekkili şirket tarafından dava dışı sigorta ettirene … vadeli ve … no’lu poliçe gereğince ödendiğini, ekspertiz raporu ile tespit edilen ve rapor doğrultusunda, sigortalanan taşınmazda oluşan 1.450,00-TL tutarındaki maddi hasar müvekkili tarafından giderildiğini, 6102 sayılı TTK 1472. maddesi bağlamında sigortalıya halef olunduğunu, müvekkilince karşılanan maddi hasar tutarının 27.08.2019 – 27.11.2019 tarihleri arasında işleyen yıllık faiz sonucu 1.483,35-TL’ye ulaştığını, bu tutarın tahsili amacıyla … 26. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile “müvekkil şirket tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili istemli” ilamsız icra takibine başlandığını ancak davalının bu takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 17/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; işbu davada adli yargı/idari yargı yolu uyuşmazlığı söz konusu olup, tam yargı davası niteliği olan davalarda, yargı yolunun idare mahkemeler olduğunu, dolayısıyla işbu davanın … İdare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca adli yargı yolu açısından da görev ve işbölümü itirazında bulunduğunu, davanın görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın mahkeme tarafından ticari nitelik arz ettiğinin kabul edilmesi ihtimalinde davacının dava şartı olan zorunlu ticari arabuluculuk hükümlerinde düzenlenen şartları yerine getirmesi ve ticari arabuluculuğa başvurması gerektiğini, müvekkili idareye iş bu davanın yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından idareye yapılan herhangi bir başvurudan bahsedilmediğini, davacının sigortalısına ödeme tarihinden bahsetmekle yetindiğini, davacının davasını sigorta poliçesine ve ekspertiz raporuna dayandırması gerektiğini ancak bu delillerin tek taraflı olarak düzenlendiğini ve elde edildiğini, davacının hasar nedeniyle ödeme yaptığı sigortalısının beyanı ile tek taraflı olarak düzenlendiği anlaşılan sigorta ekspertiz raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, rapordaki eksiklikler nedeniyle raporun delil niteliği bulunmadığını, davacı sigortacının zararı da dava dosyasına sunmuş olduğu deliller ile ispat edemediğini, davacının zarar iddiasını ve sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat etmesi gerektiğini, binanın projeye uygun yapılmış olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dava dosyasında davacının hasar nedeniyle ödeme yaptığı sigortalısının beyanı ile sair ödeme evrakının tebliğ edilmediğini, bu nedenlerden dolayı öncelikle yargı yolu ve görev itirazının kabulü ile, görevsizlik kararı verilmesine, İdari yargı yolunun görevli olduğunun tespitine, davanın öncelikle usule ayıkırılık itirazlarımız nedeniyle reddine, davacının davasının esastan ve tümüyle reddine, davacının faiz isteminin tümüyle reddine, davacının yargılama masrafı ve avukatlık ücreti isteminin reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraflarının davacı/karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, … Tapu Müdürlüğü yazı cevabı, … Belediyesi yazı cevabı, … Sigorta Ticari ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi sureti, 03.08.2019 tarihli ekspertiz raporu, dekontlar,… Genel Müdürlüğü yazı cevabı, … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları, … 26. İcra Dairesinin … icra dosyası aslı dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; dava konusu yerin, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: … güncel adresindeki bina olduğu, binanın, …, 44 pafta, 358 ada, 6 parsel sayılı, 46 m2. yüzölçümlü arsa üzerinde kurulu olduğu,
mahallinde çekilen mevcut durum renkli fotoğrafların bu yere ait olduğu, gerek dava dosyası muhteviyatı üzerinden, gerekse inceleme mahallinde bina başında yapılan tüm inceleme, tespit ve değerlendirmelere göre, netice itibarıyla;
dava konusu binada meydana gelen zarara sebebiyet veren su borusu patlaması olayında varsa bina yönetiminin, yoksa o dönemde binayı kullanan dava dışı sigortalının binaya temiz su sağlayan davalı İSKİ’ye ait ana tesisat borusunun bina içinde kalan kesimine haksız müdahalesinden kaynaklı kusurunun veya ihmalinin bulunduğu, bu yöndeki sorumluluğun varsa bina yönetimine, yoksa dava dışı sigortalıya ait olduğu, ortaya çıkan zarar nedeniyle davalı İSKİ’nin ihmal veya kusurunun bulunmadığı, ortaya çıkan zarar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hasar ekspertiz raporunda belirtilen ölçütler dahilinde makul ve kabul edilebilir durumda olduğu ve kadri marufunda görüldüğü, ödemenin gerçek kişiye yapıldığı, hasarın poliçede belirtilen teminat süreleri dahilinde meydana geldiğinin değerlendirildiği, davacının iddiası ve delilleri ile davalının savunması ve delilleri ve mahallindeki tespitler kapsamında yapılan tüm incelemeler sonucunda hazırlanan iş bu raporda zikredilen değerlendirme, görüş ve kanaatlere ilişkin takdir hakkının mahkemenin uhdesinde olduğu sonucuna varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, “İşyeri Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile sıhhi tesisatı zarar gören dava dışı şirket arasında iş yeri sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, su tesisatındaki hasar olayının teminat kapsamına alındığı, 27/07/2019 günü sigortalı iş yerinde meydana gelen olayda dava dışı sigortalıya ait işyerinde hasar meydana geldiği, hasar bedeli olarak davacı sigorta şirketi tarafından 28/08/2019 tarihinde, 1.450,00 TL ödemenin yapıldığı, olayın nedeninin davalının sorumluluğunda bulunan sıhhi tesisatta arızanın neden olduğu ve davalının kusuru olduğu iddiası ile hasarın rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup hazırlanan 20/11/2022 tarihli raporda; dava konusu binada meydana gelen zarara sebebiyet veren su borusu patlaması olayında varsa bina yönetiminin, yoksa o dönemde binayı kullanan dava dışı sigortalının binaya temiz su sağlayan davalı …’ye ait ana tesisat borusunun bina içinde kalan kesimine haksız müdahalesinden kaynaklı kusurunun veya ihmalinin bulunduğu, bu yöndeki sorumluluğun varsa bina yönetimine, yoksa dava dışı sigortalıya ait olduğu, ortaya çıkan zarar nedeniyle davalı …’nin ihmal veya kusurunun bulunmadığı, ortaya çıkan zarar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hasar ekspertiz raporunda belirtilen ölçütler dahilinde makul ve kabul edilebilir durumda olduğu ve kadri marufunda görüldüğü, ödemenin gerçek kişiye yapıldığı, hasarın poliçede belirtilen teminat süreleri dahilinde meydana geldiğinin değerlendirildiği, belirtilmiştir.
Dava konusu yapının bulunduğu arsasının tamamına kare formuna yakın bir formda oturmaktadır. Binanın yollara bakan her iki cephesinde yaklaşık 1,20 m. genişliğinde tretuvarlar bulunmaktadır. Tretuvarların üstleri kırmızı renkli ışıklar tuğla elemanlarıyla kaplıdır. Bina giriş kapısının sağ yanındaki bina dış duvarı kesiminin tam altında kapı eşiği hizasından tretuvar altından gelip bina içine doğru uzanan, binaya temiz su sağlayan … ait siyah renkli şube yolu tabir edilen siyah renkli su borusu – hortumu kıvrık halde bulunmaktadır. Şube yolu tabir edilen bu siyah renkli temiz su temin borusunun – hortumunun bina dış duvarı dış yüzünde, tretruvar cephesinde bina iç borusuyla bağlantılı herhangi bir açma- kapama-kontrol vanası bulunmamaktadır. Bu vana muhtemelen bina içinde kalmaktadır. Binanın çok eski yapılardan ( muhtemelen 1932 yılı öncesi ) olmasından temiz su bağlantısının eski usullerde yapılmış olabileceği, bu nedenle bağlantı vanasının bina içinde kalmış olabileceği ve doğrudan bina girişinde içeride kalan su sayacına bağlanmış olabileceği kuvvetle muhtemel tahmin edilmiştir. Oysa, binanın sağ yan bitişiğindeki komşu binaya su sağlayan … temiz su borusunun – hortumunun ise binaya bağlantı yerinde dışarıda duvar yüzünde bir küresel vanayla sabitlendiği görülmüştür. Komşu diğer binalara ter temin eden … borularının – hortumlarının ise mavi renkli oldukları görülmüştür. İnceleme mahalli binaya su temin eden … temiz su borusunun – hortumunun bina dışında orijinalliğini muhafaza eder durumda olduğu, kıvrık halde durduğu, ucunun dış duvardan saplanarak bina içine doğru uzandığı, dışarıdan herhangi bir müdahaleye maruz kalmadığı müşahede edilmiştir. Müdahalenin bina içinde kalan temiz su borusu – hortumu kesimine yönelik olabileceği kuvvetle muhtemel tahmin edilmiştir. İnceleme günü bina içerisine girilemediğinden bu yöndeki müdahalenin boyutları ile bundan kaynaklanan hasar mertebeleri tam anlamıyla saptanamamıştır. … yazısında da müdahalenin bu yönde olduğu belirtilmiştir. Bina 1957 öncesi yapılardan olduğundan ve Özel İdare kayıtlı olduğundan kendiliğinden ruhsatlı ve iskânlı sayılmaktadır. Bina, 3194 sayılı İmar Kanunu ve uygulama yönetmeliklerinin yürürlüğe girmesinden çok önceleri yapılmış binalardandır. Bina tapuda tek tapuludur. İnceleme mahalli binada su, elektrik, doğalgaz ve kanalizasyon sistemleri mevcuttur. Binanın he aldığı eğimli yollar yaya ve araç trafiğine haiz olup, Belediyenin her türlü sosyal ve teknik alt yapı hizmetlerinden ve imkânlarından yararlanmaktadır.
Yapının iki oda sofalı olduğunun, imar işlem dosyasında mevcut 30.11.1995 tarihli, 22- 498 sayılı … Kaymakamlığı İlçe Özel İdare Müdürlüğü yazısından anlaşıldığı, 2981 sayılı yasanın geçici 2. maddesi gereği 1957 yılından önce yapılan yapıların iskânlı sayıldığı, ayrıca tekniğine uygun olarak yapılıp yapılmadığına dair herhangi bir belge bulunmadığı belirtilmiştir. Hasar tarihinin 27.07.2019 olduğu, hasar sebebinin beyana ve tespite göre İSKİ borusu patlamasından kaynaklandığı, hasar yerinin … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: 13-15 olduğu, ekspertiz adresinin … İli, … İl. … Mahallesi, … Sokak, No: 13-15 olduğu, toplam hasar miktarının 1.450.-TL olduğu, hasarla ilgili notlarda; binaya su tedarik eden …’ye ait sıhhi tesisat borusunun patlaması sonucu binada hasar meydana geldiği, …’nin kendi tesisatını onardığı, binaya ait bağımsız bölümde oluşan tesisat hasarını da sigortalının onarttığı, basınçla akan su sebebiyle konutun kömürlük katına su dolduğu, belirtilmiştir.
Dosyamızda yer alan … Genel Müdürlüğü …İşleri Dairesi Başkanlığının … tarih ve …sayılı yazısında konu ile ilgili yapılan inceleme neticesinde özetle; … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğinde Şubeyolu tanımının; *Ana musluktan başlayıp, bahçe nizamlı binalarda parsel sınırından azami 2 m. içerde, bahçesi olmayan binalarda ise cephe duvarında idare sorumluluğunun sonlandığı su temin borusudur. Yine aynı yönetmeliğin madde 48 ( e ) bendinde *İdarenin mesuliyeti; kolon sistemi ile su kullanan binalarda döşediği şube yolu kadardır” denildiği; söz konusu arızanın bina giriş yüzeyi duvarındaki bağlantı paçasında meydana geldiği, bunun bina kat maliklerinin sorumluluğunda olduğu, idareleri kayıtlarında yapılan incelemede; bahse konu arıza ile alakalı idarelerinin 185 çağrı merkezine 27.07.2019 tarihinde saat 09.51 de gelen ihbar üzerine ekiplerinin derhal bildirilen su arıza şikâyetine intikal ettiği ve yapılan araştırmada söz konusu su arızasının … adresindeki binaya ait duvar yüzeyindeki bağlantı parçasında meydana geldiğinin tespit edildiği, ancak su kaybının önlenmesi için bağlantı parçasında meydana gelen arızanın onarılarak 11:20 de sorunun giderildiği; bina içinde su dolan yerin binaya ait bodrum katta bulunan kömürlük bölümü olup, incelemelerde ilgili yapıda gerek yüzeysel suların tahliyesine, gerekse zemin sularının sızıntısının önlenmesine yönelik ( zemin izolasyonu, drenaj kanalı vb. ) bir tedbirin olmadığının görüldüğü; ayrıca İmar Yönetmel 51. maddesi 6. bendinde * Toprağa dayalı tüm bodrum katlarda dış etkilere karşı ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur” denilmesine rağmen bina malikince gerekli tedbirlerin alınmadığı ve izolasyonların yapılmadığı, bu sebeplerle idareleri sorumluluğunda olmayan arızaya yine de zamanında müdahale edilerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olması; idarelerinin görev ihmali, gecikmesi veya kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
Dava dosyamızda yer alan bilirkişi raporunda detayı ile bahsedildiği üzere; … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın, binanın önündeki rögar tıkanmasından ve buradan geri tepen pis suların binada sebep olduğu hasarlara ilişkin olduğu, huzurda görülmekte olan işbu davanın konusunun ise aynı binada bu kez temiz su borusunun patlamasından kaynaklanan hasarların tazminine ilişkin olduğu, dolayısıyla her iki davanın her ne kadar sadece davalı tarafı ve yeri aynı, davacı sigorta şirketleri ayrı iseler de, konu bakımından her iki davanın birbirleriyle örtüşmediği ilişkilerinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Mahallinde yapılan görsel ve yüzeysel gözlem, tespit ve incelemelerle dava dosyası muhteviyatından, dava konusu binaya temiz su temin eden ve şubeyolu olarak adlandırılan İSKİ borusunun – hortumunun bina dışında değil, bina içinde kalan yerde patlamış olduğu anlaşılmaktadır. … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğinde Şubeyolu tanımı; ana musluktan başlayıp, bahçe nizamlı binalarda parsel sınırından azami 2 m. içerde, bahçesi olmayan binalarda ise cephe duvarında idare sorumluluğunun sonlandığı su temin borusu olduğu; İdarenin mesuliyetinin; kolon sistemi ile su kullanan binalarda döşediği şube yolu kadar olduğu belirtilmiş olup, bu durumda; Şubeyolu borusunun bina dışında değil de, bina içinde kalan bir yerde patlamış olduğundan ve bu durumun bina içindeki herhangi bir izinsiz müdahaleden kaynaklanmış sayıldığından, davalı İSKİ’nin bunda ve bundan hâsıl olan hasarlardan dolayı herhangi bir kusur ve sorumluluğunun olmayacağı değerlendirilmiştir. Zira patlamanın bina dışında değil, bina içinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
İnceleme günü her ne kadar binanın içine girilememiş ise de, haddi zatında binaya temiz su sağlayan … ait temiz su borusunun durumu dışarıdan çıplak gözle açıkça göründüğünden ve borunun orijinal halini muhafaza eder durumda olduğunun tespit edildiğinden, dışarıdan boruya herhangi bir müdahalenin olmadığının saptandığından, ayrıca bina içine girmeye de gerek görülmediği değerlendirilmiştir. Zira bu durum nedeniyle davalı … herhangi bir kusur izafesinde bulunulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Buna göre; dava konusu binada meydana gelen zarara sebebiyet veren su borusu patlaması olayında varsa bina yönetiminin yoksa o dönemde binayı kullanan dava dışı sigortalının binaya temiz su sağlayan davalı …’ye ait ana tesisat borusunun bina içinde kalan kesimine haksız müdahalesinden kaynaklı kusurunun veya ihmalinin bulunduğu, bu yöndeki sorumluluğun varsa bina yönetimine yoksa dava dışı sigortalıya ait olduğu, ortaya çıkan zarar nedeniyle davalı …’nin yukarıda “Diğer Tespit ve Değerlendirmeler” bölümünün 2nci maddesinde açıklanan nedenlerden dolayı ihmal veya kusurunun bulunmadığı, Mahallinde yapılan incelemede, dava dışı sigortalının halen bahse konu binada faaliyet göstermediği, bina girişinde bina malikinin mesleki faaliyet tabelası ile bir başka şirketin faaliyet tabelasının asılı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık ve dosyaya sunulan kayıtlardan da anlaşılacağı üzere, olayın davalının kusurundan kaynaklanmadığı, her ne kadar davacı yanca eksper raporu hazırlanmış ise de olaya ait dava konusu uyuşmazlığı aydınlatacak şekilde delil tespiti raporu bulunmadığı, zararın dava konusu yapıyı kullanan kişilerden kaynaklandığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından ve ispatlanamadığından davalı yanın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.483,35 nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı yanca yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 11/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır