Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/211 E. 2021/569 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/211 Esas
KARAR NO:2021/569

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/07/2012
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi tarafından 10.08.2007-10.08.2011 tarihleri arasında sigortalanan ve … A.Ş’ye ait olup … ve Nak.Tic.Ltd.Şti’ye finansal kiralama sözleşmesi ile kiralanan … plakalı forkliftin … ve Nak.Tic.Ltd.Şti ile … … Ltd.Şirketi arasında imzalanan 19/02/2010 tarihli sözleşme ile 30 gün süre ile … ili … ilçesi … Enerji Üretme Tesisi kurulmasında kullanılmak üzere … … Ltd.Şirketinin aracılığıyla davalı şirkete kiraya verildiğini ve bu şirket elamanı …’nin kullanımında iken 01/04/2010 tarihinde yamaçtan düşmesi sonucu hasara uğradığını, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısının zararını giderdiğini ve onun haklarına halef olarak davalı hakkında icra takibi yaptığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak müvekkili adına TK 35.maddeye göre yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, yetkili mahkemenin … Ticaret Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; 6762 Sayılı TTK 1278. maddesi gereğince müvekkiline rücu edilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, kiralama sözleşmesi, bilirkişi raporu, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin … E … K. sayılı dosyasından 19/06/2017 tarihinde verilen “…Davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yönelttiği itirazın iptaline ve takibin devamına, toplam alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” ilişkin kararını Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3882 E – 2019/1150 K. sayılı 13/02/2019 tarihli kararı ile ” …Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve her ne kadar mahkemece ispat yükünün davalı üzerinde olduğu gerekçesi genel ispat kuralları gereği yerinde değil ise de yapılan yargılama ve davacının toplanan delilleriyle davanın ispatlanmış olduğunun anlaşılmasına, sigorta rücu istemleri bakımından zamanaşımı süresinin sigorta şirketinin ödemeyle halefi olduğu sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin mahiyetine göre çözümlenecek olması nedeniyle takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün Onanmasına…” ifadeleri ile onamıştır.
Davalı vekilince sunulan karar düzeltme dilekçesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2056 E – 2021/277 K numaralı 21.01.2020 tarihli kararı ile “… (1) Güvence Hesabı vekilinin Dairemiz kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunduğu anlaşılmış olup, işbu davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine de hüküm kurulmayan adı geçenin, kararı temyiz hakkı olmadığı gibi karar düzeltme hakkının dahi bulunmamasına göre Güvence Hesabı vekilinin karar düzeltme istemininin reddine karar vermek gerekmiştir. (2) Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bendin dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. (3) Dava, leasing paket poliçesi uyarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sigortalısına ödediği bedeli davalıdan talep etmiş ise de, özü itibariyle tazminat istemine yönelik olan bu davada alacağın saptanması tazminat açısından incelemeyi gerektirmekte olup, tazminat alacağı likit değildir. Nitekim mahkemece, davacının sigortalısına ödediği hasar tazminatı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi tarafından sigortalıya ödenen miktarın kadrimaruf olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Güvence Hesabı vekilinin karar düzeltme istemininin Reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının HUMK 442. maddesi gereğince Reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Dairemizin 13.02.2019 tarih, 2017/3882 Esas-2019/1150 Karar sayılı ilamına yönelik karar düzeltme itirazının kabulü ile mahkemece verilen kararın davacı yararına Bozulmasına…” ifadelerine yer vererek mahkememiz kararını bozmuş, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay karar düzeltme bozma ilamı çerçevesinde, davacının sigortalısına ödediği bedele ilişkin tazminat istemine yönelik olan iş bu davada tazminat alacağının likit olmadığı, yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yönelttiği itirazın iptaline ve takibin devamına (Bu hüküm kesinleşmiştir),
Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.264,85 TL ilam harcından peşin yatırılan 1.047,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.217,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 14.053,36 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 1.047,65 TL peşin harç, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 237,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderlerinden oluşan toplam 2.705,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iade edilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır