Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/182 E. 2022/160 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/182 Esas
KARAR NO : 2022/160

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …A.Ş. ile davalı … Adi Ortaklığı arasında … adresinde bulunan “1 adet 14 durak, 625 kg, 1,60 m/sn … ve 1 adet 14 durak, 625 kg, 1,60 m/sn …” asansörlerinin bakım ve teknik arıza hizmetinin sözleşme şartlan çerçevesinde verilmesi konulu, ayda bir defa bakım ve mesai saatleri içinde teknik arıza hizmeti olmak üzere 01.11.2016-31.10.2017 tarihler arasında 12 ay süreli olarak söz konusu hizmetlerin yapılması için “… Servis Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin “işin fiyatı” başlıklı 4 maddesi gereği iş bedeli yıllık 7.440 TL + KDV olarak belirlendiği ve aylık periyodik bakım bedeli 620 TL + KDV olarak düzenlendiği, sözleşmenin uzaması halinde takip eden diğer yıllar için bir önceki yıl bedeline Tüfe+Üfe/2 oranında artış uygulanacağını, yapılan hizmet gereği müvekkili tarafından davalı firmaya faturalar düzenlendiği, davalının borcunu ödenmemesi üzerine borçlu şirket aleyhine … 28. İcra Müdürlüğün … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borçlunun süresinde borca itiraz ederek takibin durduğunu, ancak takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 itibari ile site yönetimi ile sözleşme imzalamak suretiyle bu hizmeti vermesi ve hizmet bedelini site yönetiminden talep etmesi gerekirken; hakkaniyete aykırı ve kötü niyetli olarak sona eren sözleşmeye dayanarak 2018 ve 2019 yılına ait bakını faturalarını adi ortaklık adına kesmeye devam ettiğini, adi ortaklığı oluşturan davalı şirketlerin onayı bulunmadığından dolayı müvekkili şirketin, sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 tarihinden sonra ki döneme ait asansör bakım bedellerinden sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağını ve müvekkili şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık tarafından yapılan …Projesi tamamlanarak 2017 yılı sonu itibari ile hak sahiplerine teslim edilerek 26.12.2017 tarihi itibari ile geçici yönetim kurularak, tüm inisiyatif site yönetimine geçtiği halde davacı şirketin, imzalamış bulunduğu sözleşmenin 31.10.2017 tarihinde sona ermesine ve bu tarih itibari ile hizmet verdiği projede, site yönetimi kurulmasına rağmen bu projede bakımını yaptığı asansörlere ait faturaları adi ortaklığı oluşturan şirketlerin herhangi bir onayı olmamasına rağmen 2018 ve 2019 yılına ait asansörlerin bakım faturalarını adi ortaklığa kestiğini, nitekim davacı şirketin, 01.01.2020 tarihinden itibaren site yönetimi ile bu yönde sözleşme imzalama yoluna gittiğini, sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 tarihinden itibaren adi ortaklığı oluşturan şirketlerin sözleşmenin uzatıldığına dair verilen herhangi bir onay bulunmadığından, davacının 2018-2019 yıllarına ait bakım faturalarını müvekkillerinden hukuken talep edemeyeceğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 itibari ile site yönetimi ile sözleşme imzalayarak bu hizmeti vermesi ve hizmet bedelini site yönetiminden talep etmesi gerekirken hakkaniyete aykırı ve kötü niyetli olarak sona eren sözleşmeye dayanarak 2018 ve 2019 yılına ait bakım faturalarını adi ortaklık adına kesmeye devam ettiğini, Adi ortaklığı oluşturan davalı şirketlerin onayı bulunmadığından dolayı, müvekkil şirketin, sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 tarihinden sonraki döneme ait asansör bakım bedellerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile davacı şirket arasında 01.11.2016 ile 31.10.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 12 ay süreli bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince, adi ortaklık tarafından yapılan … Projesindeki asansörlerin yıllık bakım ve teknik arıza hizmetleri işi davacı şirkete verildiğini, işbu sözleşmenin 31.10.2017 tarihi itibari ile sona erdiğini, adi ortaklığı oluşturan davalı şirketlerin bu tarihten sonra sözleşmenin devamı yönünden verdikleri herhangi bir onayın bulunmadığını, nitekim davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık tarafından yapılan …Projesinin tamamlanarak 2017 yılı sonu itibari ile hak sahiplerine teslim edildiğini, söz konusu projede 26.12.2017 tarihi itibari ile geçici yönetim kurulduğunu, 2017 yılı sonu itibari ile davacı şirketin hizmet verdiği projede site yönetimi kurulmuş olup tüm inisiyatifin site yönetimine geçtiğini, dolayısıyla davacının bakım ve hizmetini yaptığı asansörler ve bu asansörlerin kullanıldığı projenin, 2017 yılı sonu itibari kurulan site geçici yönetime geçtiğini, davacı şirketın, sözleşme 31.10.2017 tarihinde sona ermesine ve projede site yönetimi kurulup adi ortaklığı oluşturan şirketlerin herhangi bir onayı olmamasına rağmen 2018 ve 2019 yılına ait asansörlerin bakım faturalarını adi ortaklığa kestiğini, Müvekkil şirketin, sözleşmenin sona erdiği 31.10.2017 tarihinden sonraki döneme ait asansör bakım bedellerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Nitekim davacı şirketin, 01.01.2020 tarihinden itibaren site yönetimi ile bu yönde sözleşme imzala yoluna gittiğini, davacı şirketin davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile ilgili sözleşmede kötü niyetli olarak fahiş fiyat uyguladığı gibi bu sözleşme sona ermesine ve söz konusu yerde site yönetimine geçilmesine rağmen usul ve yasaya aykırı olarak bu fahiş fiyatlar üzerinden faturaları kestiğini ve adi ortaklığa göndermeye devam ettiğini, davacı şirket ile adi ortaklık arasında 01.11.2016-31.10.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan sözleşme incelendiğinde işin bedeli olarak yıllık 7.440,00 TL+KDV ve aylık periyodik bakım için ise 620,00 TL + KDV öngörüldüğünü, oysa davacı şirket ile site yönetimi arasında imzalanan ve 01.01.2020-31.12.2020 tarihleri arasında geçerli olacağı belirtilen sözleşme incelendiğinde yıllık bedel talep edilmediği gibi, her bir asansör için aylık talep edilen miktarın ise 386,49 TL +KDV olduğunu, davacının bu fahiş fiyatlar üzerinden faturalar kesip adi ortaklığa göndermeye devam etmiş olmasının gerek sözleşmeye gerek usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı şirketin faiz ve icra inkar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 28. İcra Müdürlüğün … E sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan sözleşme, ihtarname, e-arşiv fatura gönderi listesi, ticari kayıtlar, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki “… Servis Sözleşmesi” çerçevesinde tarafların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmedikleri, davacının sözleşmeye dayalı olarak davalılardan alacağı bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesine göre, faturalar aylık olarak ve her ayın sonunda tanzim edilecektir. Fatura tutarı, faturada belirtilen son ödeme tarihine kadar banka hesap numaralarından herhangi birine Müşteri tarafından havale edilecektir. Ödeme vadesi azami 20 gündür. Ödeme vadesinin aşılması durumunda, geçen her gün için yazılı bildirim tarihinden başlamak üzere tarif edilen oranlarda gecikme faizi hesaplanarak ayrıca fatura edilecektir. Türk Lirası yapılan anlaşmalarda ve KDV ödemelerindeki gecikmelerde aylık %3, Döviz cinsinden yapılan anlaşmalarda aylık % 0,5 gecikme faizi uygulanacaktır. 8.maddesine göre, bu sözleşmeyi Müşteri sıfatı ile imza eden şahsın, tesisin bulunduğu binayı devretmiş ise binanın yeni sahibi/sahipleri veya yönetici ad-soyad ve adreslerini Şirkete yazılı olarak bildirinceye kadar sorumluluğu devam eder. 14.maddesine göre, ihtilafların halli için yetkili mercii İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleridir. 16. Maddesine göre, bu sözleşme, sona erme tarihinden en geç bir ay önce yazılı belge ile feshedilmez ise otomatik olarak (TÜFE+ÜFE)/2 oranında artış uygulanarak 1 (bir) sene daha uzar.
İlgili … 29. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 17/01/2020 tarihinde taraflar arasında imzalanan sözleşme, cari hesap ekstresi ve fatura alacağından kaynaklanan 36.225,32 TL alacağın takip sonrası aylık %3 faiz ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçluların süresi içerisinde sunulan itiraz dilekçesinde özetle; borçlarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle; mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında” rapor düzenlenmesi için dosya sözleşme uzmanı Doç. Dr….ve Mali Müşavir …’ya tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Davalılar cevap dilekçeleri ile ileri sürdükleri iddiaları ispat ile yükümlüdür.
Tarafların ticari defterleri 25.06.2019 tarihi itibariyle birbirini teyit eder nitelikte tutulmuş, borçlu ve alacaklı tarafça, borç ve alacak rakamı 23.304,60 TL olup bilinebilir haldedir. 25.06.2019 tarihinden sonra davacı tarafından davalıya her ay matbu miktarda bakım faturası kesilmeye devam edilmiştir. Bu rakam 7 adet faturadan kaynaklanmakta olup 12.920,72 TL bedellidir. Bu faturalar davalı tarafın kayıtlarına işlenmemiş ve davacı tarafından icra takibine konu edilmiştir. Davacının faturaları E-Arşiv fatura senaryosu ile davalıya kestiği ve bu faturaları davalının [email protected] elektronik adresine göndererek tebliğ ettiği ve ticari defterlerinde davalıdan 36.225,32 TL alacağının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davacının, davalıya kestiği faturalar elektronik ortamda kesilen e-arşiv faturaladır. E-arşiv fatura uygulamasında, e-fatura uygulamasından farklı olarak, oluşturulan faturalar, GİB üzerinden alıcısına ulaştırılmamaktadır. Davacının, davalıya bu faturaları tebliğ ettiğini kanıtlaması gerekir. Davacı taraf bu faturaları davalının elektronik adresine göndermiş olduğuna dair e-arşiv fatura gönderi listesi sunmuştur. Listede fatura göndericinin vergi numarası … olup alıcısı ise … … … olarak geçmektedir. Taraflar arasındaki faturalaşma sözleşme ve hizmet işlerinden kaynaklandığından faturaların davalının mail adresine tebliğ edilmiş oldukları kabul edilmiştir.
Davacının davalıdan takip sonrası aylık %3 faiz talebi sözleşmeye uygun olup sözleşmenin 6.maddesinde yazılı Türk Lirası yapılan anlaşmalarda ve KDV ödemelerindeki gecikmelerde aylık %3 gecikme faizi uygulanacağı düzenlendiğinden faiz talebinin yerinde olduğu kabul edilmişitr.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 01.11.2016-31.10.2017 tarihleri arasında 12 ay süreli olarak imzalandığı, sözleşmenin 16.maddesine göre sona erme tarihinden en geç bir ay önce yazılı belge ile feshedilmez ise otomatik olarak (TÜFE+ÜFE)/2 oranında artış uygulanarak 1 (bir) sene daha uzayacağı, sözleşmenin feshedilmediği, davalının kendisine tebliğ edilen faturalara süresi içerisinde itiraz etmediği dikkate alınarak davalının 36.225,32 TL fatura tutarından sorumlu olduğu anlaşılmış, davalılar tarafından … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan eşit oranda alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalılar tarafından … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan eşit oranda alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 2.476,60 TL ilam harcından peşin yatırılan 438,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.038,57 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.438,30 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 438,03 TL peşin harç, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 176,60 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.273,93 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı Beylik Yapı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır