Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2023/862 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/170 Esas
KARAR NO : 2023/862

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 02.03.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu şirket nezdinde … adresinde bulunan işyerinin 23.01.2018 – 23.01.2019 tarihleri arasında … numaralı İşyerim Paket Poliçesi ile … Limited Şirketi adına sigortalı olduğunu, söz konusu sigortalı iş yerinde 01.01.2019 tarihinde dahili su kaynaklı hasar meydana geldiğini, bu hasarın alınan ekspertiz raporunda da görüldüğü üzere bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine su akarak kumaş emtiası zarar gördüğünü, ekspertiz raporuna göre 52.998,80 TL hasar bedeli ödendiğini, zarar gören emtianın detaylı olarak kontrolünün yapıldığını, emtianın top halinde ayrıldığını, 14.972 metre kumaşın ıslandığını, emtianın yıkama yapılarak kurtarılabileceğinin belirlendiğini, ilgili su baskını sonucu sigortalıya ait emtiaların zarar gördüğünü, anılan zararın sigortacı sıfatıyla müvekkili olduğu şirket tarafından tanzim edildiğini, kusuru ile su baskınına sebebiyet verdiği için zarardan sorumlu olan davalı tarafın oluşan zararı tazmin ile mükellefi olduğunu, bu halde hasarın meydana gelmesinden davalı tarafın sorumlu olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın kabulünü, davalının … 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 08.04.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “açılan davanın bir tazminat davası olduğunu, müvekkilinin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığını, gerçekleştiği iddia edilen hasar ile arasında bir illiyet bağının kurulmasınında mümkün olmadığını, arızanın temiz sudan değil, binanın … mevzuatına uygun şekilde yapılmayan atık su bağlantısından kaynaklandığını, havanın yağışlı olmasına rağmen sokaktaki başka bir binada arıza bildirimi olmadığını, binanın rögarın olmadığını, atık su bağlantısının eski olması sebebi ile bodrum katta yer alan iş yerinin kanalizasyonunun tıkanmış olduğu, binanın iskanının olmadığı anlaşıldığını, hasarın binaya ait idari ve teknik bir çok eksiklik neticesinde gerçekleştirmediğini, davacı tarafın sigortalısına ait binanın kanal bağlantısının idari mevzuatına uygun olup olmadığını araştırılması gerektiğini, bodrum katlardaki kanal bağlantılarında geri tepme klapesinin varlığının hukuki bir zorunluluk olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, … Belediye Başkanlığı yazı cevabı, Hasar Dosyası, … 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
16.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Mahallesi, … Sokak … pafta … parsel sayılı yerin imar dosyasının tetkikinde 08.01.1997 tarihli yeni yapı ruhsatının bulunduğu, 10.07.1997 tarihli tadilat ruhsatının olduğu, bahsi geçen yer ile ilgili arşiv kaydına rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu bağlamda; ilgili … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği’nde de belirtildiği üzere; Atık su bağlantı kanalı, parsel sahiplerinin mülkünde ve sorumluluğunda olup, en az 20 cm. çapında muflu beton boru ile minimum 1/50 eğimle, fen ve sanat kaidelerine uygun döşenerek yatayda 45°- 60° açı ile akış yönünde atık su şebeke kanalına bağlanır. (g) Dere yatağı, vadi tabanı vb. su taşkını riski olan güzergâhlarda bulunan yerlerin parsel bacası taban kotu ile şebeke kanalı bağlantı noktasındaki ana kanal akar kotu arasında en az 50 cm kot farkı olması, bodrum katlarında ıslak zeminlerin bulunmaması, bulunması halinde bu katların parsel bacasına pompa marifetiyle bağlanması esastır. (ğ) Binaların atık suları, doğal akış ile Ģebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan ısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur. Maddesi de göz önüne alındığında; Teknik yönden yapılan değerlendirmede: Olay günü mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, dosyasında mevcut belgelerde ve yerinde verilen beyanlar da da olay günü sokakta başkaca taşınmazlarda taşkın yaşanmadığının tespit edildiği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Hasar gören emtia açısından yapılan değerlendirmede: Eksper raporundaki tazminat tutarı “14.972,00 metre kumaş karşılığı 44.914,50 TL bedel” Heyetimizce kadri maruf bulunmuştur. Sigorta yönünden yapılan değerlendirmede: Yukarıda belirtilen sebeplerle … Sigortanın davalıya RÜCU hakkı söz konusu değildir. ” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
17.07.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “16.12.2022 tarihli kök raporda, ilgili … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği’nin; “atık su bağlantı kanalı, parsel sahiplerinin mülkünde ve sorumluluğunda olup, en az 20 cm. çapında muflu beton boru ile minimum 1/50 eğimle, fen ve sanat kaidelerine uygun döşenerek yatayda 45°- 60° açı ile akış yönünde atık su şebeke kanalına bağlanır. (g) Dere yatağı, vadi tabanı vb. su taşkını riski olan güzergâhlarda bulunan yerlerin parsel bacası taban kotu ile şebeke kanalı bağlantı noktasındaki ana kanal akar kotu arasında en az 50 cm kot farkı olması, bodrum katlarında ıslak zeminlerin bulunmaması, bulunması halinde bu katların parsel bacasına pompa marifetiyle bağlanması esastır. (ğ) Binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur.” maddesi göz önüne alınarak; Heyetimizce teknik yönden yapılan değerlendirmede: Olay günü mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, dosyasında mevcut belgelerde ve yerinde verilen beyanlarda da olay günü sokakta başkaca taşınmazlarda taşkın yaşanmadığının tespit edildiği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı 01.03.2022 tarihli dilekçesinde, bilirkişi raporunda davalı…’nin kanun hükmünden kaynaklı kusursuz sorumluluğu dikkate alınmayan kusura ilişkin tespitlerin kabulü mümkün olmadığını, bu bakımdan izolasyon eksikliği, teknik şartnameye uyulmaması gibi yönetmelik hükümlerinin belirtildiği bilirkişi raporunda kanun hükümlerinin incelenmemesi yanlı rapor hazırlandığının göstergesi olduğunu, kusursuz sorumluluktan kurtulma hallerinin kanunda sınırlı sayıda belirtildiğini, sigortalı işyerinin bulunduğu binanın teknik şartnameye uygun yapılmadığı, izolasyonun tam olmadığı tespitleri davalının kusursuz sorumluluğu ile meydana gelen hasar bakımından illiyet bağını kesmeyeceğini, nitekim yerleşik Yargıtay İçtihatları da bu yönde olduğunu belirtmektedir. Dosyanın İTÜ İnşaat Fakültesi’ne gönderilerek konusunda uzman inşaat mühendisi ve mimar bilirkişiden rapor alınması talebine yönelik, heyetimizden bağımsız olarak farklı bilirkişi atanması hususunun takdiri Sayın Mahkemenindir. Kök raporumuzda, Heyetimizdeki bilirkişilerin uzmanlık alanları kapsamında olan teknik hususlarda inceleme ve değerlendirmeler yapılmış olup, hukuki açıdan değerlendirme ve takdir Sayın Mahkeme’ye aittir.” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
31.08.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Taraflar arasındaki ihtilafın; İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, meydana gelen hasardan dolayı davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu tutulacaksa miktarı, davalının itirazlarının haklı olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarındadır. Dava konusu taşınmaz … ili … ilçesi … mahallesi … sokak No:…kapı numaralı yerde bulunmaktadır. Mezkur bina Bodrum Kat+Zemin Kat+5 Normal Kattan oluşmaktadır. … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden; … Sigorta A.Ş vekilince dava dışı sigortalı … Ştine ait mahalde 01.01.2019 tarihinde meydana gelen hasardan dolayı ödenen tazminatın rücuan tahsili talebiyle 11.08.2020 tarihinde … aleyhine 52.998,80-TL asıl alacak, 6.599,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 59.598,24-TL üzerinden icra takibinin başlatılmış olduğu, icra takibine süresi içinde borca ve faize itiraz edilmiş olduğu, itiraz ile icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır. … 9.İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyasında; takip talep tarihi 01.08.2020, takip miktarı ise faiz hariç 52.998,80 TL, faiz miktarı 6.599,44 TL olmak üzere toplamda 59.598,24 TL’dir. Dava dosyasında yer alan 13.02.2019 tarihli Dahili Su Ekspertiz Raporunda; Sigortalının kiracı olduğunu, Faaliyet konusunun kumaş satışı olduğu, 01.01.2019 tarihinde sigortalı işyerinde dahili su hasarı olduğu, 02.01.2019 tarihinde ihbar edildiği, Ekspertiz sigortalı yetkilisi … Bey’in bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine su aktığını, kumaş emtiasının zarar gördüğünü beyan ettiğini, ana şebeke hattında … tarafından onarımlarının tamamlandığının belirtildiği, Hasarın oluş şekline ilişkin olarak kanaat olarak; Ekspertizde yapılan incelemeler ve sigortalı yetkilisi ile yapılan görüşmeler neticesinde, bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine yoğun bir şekilde su aktığı, işyeri içerisinde palet üzerinde dikey olarak konumlandırılmış, kumaş emtiasının zarar görüldüğünün belirtildiği, emtianın top halinde ayrılmış olduğu, 14.792 m kumaş ıslandığını, emtianın yıkama yapılarak kurtarılabileceğinin belirlendiği, metre birim fiyatının 3 TL olduğunu, KDV hariç toplam talebinin 44.914,50 TL olduğu, Sigortalı yetkilisi … Bey’in … tarafından ana şebeke hattında onarımın tamamladığının beyan edildiği belirtilmiştir. Dava dosyasında yer alan Bilirkişi Raporunda; “…Olay günü mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, dosyasında mevcut belgelerde ve yerinde verilen beyanlar da da olay günü sokakta başkaca taşınmazlarda taşkın yaşanmadığının tespit edildiği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır…” hususunun belirtildiği, Heyetimizin de bu hususta aynı düşüncede olduğu, ayrıca yapı sahibi ya da yapı müteahhidinin, yapılan inşaatlarda bu tarzda bir geri tepmeyi ya da kemirgenlerin bina içerisine girmesini önlemek amacıyla “Atıksu Çekvalfini” kullanması gerektiği, bahse konu olumsuzluğun meydana gelmesinin bu atıksu çekvalfinin kullanılmadığı kanaatini güçlendirse de kesin tespiti için bina içerisinden atıksu bacasına kamera gönderilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Ayrıca yaşanan olumsuzluğun şebeke suyundan değil de atık sudan kaynaklı olması, aşırı yağış alan bir gün dahi olsa komşu parsellerde benzer vakaların yaşanmamış olması, … tarafından yapı subasman seviyesinde iken onaylanan ve bağlantının doğru yapıldığına dair bir onay belgesi olan “Temel Üstü Onay Belgesi’nin” bulunmaması, 1997 yılından ruhsatlı yapının yapı kullanma izin belgesinin (iskan belgesinin) bulunmaması, iskan belgesi düzenlenirken onaylanan ve bağlantının doğru yapıldığına dair bir onay belgesi olan “… Bağlantı Onay Belgesi’nin” bulunmamasının olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu, davalı … kurumunun kusurunun bulunmadığı kanaatini güçlendirmektedir.” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, “İşyeri Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile bir kısım emtiası zarar gören dava dışı şirket arasında iş yeri sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, su tesisatındaki hasar olayının teminat kapsamına alındığı, 01.01.2019 tarihinde dahili su kaynaklı hasar meydana geldiğini, hasaırn bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine su akması iddiası ile kumaş emtiası zarar gördüğünden bahisle 52.998,80 TL ödemenin yapıldığı, olayın nedeninin davalının sorumluluğunda bulunan sıhhi tesisatta arızanın neden olduğu ve davalının kusuru olduğu iddiası ile hasarın rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup hazırlanan 16.02.2022 tarihli bilirkişi kök ve 17.07.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, olay tarihinde mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, dosyasında mevcut belgelerde ve yerinde verilen beyanlar da da olay günü sokakta başkaca taşınmazlarda taşkın yaşanmadığının tespit edildiği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Hasar gören emtia açısından yapılan değerlendirmede: Eksper raporundaki tazminat tutarı “14.972,00 metre kumaş karşılığı 44.914,50 TL bedel” Heyetimizce kadri maruf bulunduğu, sigorta yönünden yapılan değerlendirmede belirtilen sebeplerle … Sigortanın davalıya rücu hakkı, olmadığı belirtilmiştir.
Hazırlanan rapora davacı sigorta şirketi tarafından itiraz edilmekle, davacı vekilinin itirazlarının kabulü ile dava dosyamıza sunulan önceki heyet kök ve ek raporunun da dikkate alınarak, dava dışı konutta meydana gelen zararın sebebinin, bina yönetiminin ya da dava dışı sigortalının kusurunun veya ikmalinin olup olmadığı, ortaya çıkan zarar nedeniyle davalı …’nin ihmal veya kusurunun olup olmadığı, ortaya çıkan zarar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin makul olup olmadığı, değil ise miktarının tespiti için, gerekmesi halinde mahallinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek 2 inşaat mühendisi ve 1 mimar mühendisi bilirkişiye dosyanın tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 31.08.2023 tarihli raporda; “Dava konusu taşınmaz … ili … ilçesi … mahallesi … sokak No:… kapı numaralı yerde bulunmaktadır. Mezkur bina Bodrum Kat+Zemin Kat+5 Normal Kattan oluşmaktadır. … 9. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden; … Sigorta A.Ş vekilince dava dışı sigortalı…Tic Ltd Ştine ait mahalde 01.01.2019 tarihinde meydana gelen hasardan dolayı ödenen tazminatın rücuan tahsili talebiyle 11.08.2020 tarihinde … aleyhine 52.998,80-TL asıl alacak, 6.599,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 59.598,24-TL üzerinden icra takibinin başlatılmış olduğu, icra takibine süresi içinde borca ve faize itiraz edilmiş olduğu, itiraz ile icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır. … 9.İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyasında; takip talep tarihi 01.08.2020, takip miktarı ise faiz hariç 52.998,80 TL, faiz miktarı 6.599,44 TL olmak üzere toplamda 59.598,24 TL’dir. Dava dosyasında yer alan 13.02.2019 tarihli Dahili Su Ekspertiz Raporunda; Sigortalının kiracı olduğunu, Faaliyet konusunun kumaş satışı olduğu, 01.01.2019 tarihinde sigortalı işyerinde dahili su hasarı olduğu, 02.01.2019 tarihinde ihbar edildiği, Ekspertiz sigortalı yetkilisi … Bey’in bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine su aktığını, kumaş emtiasının zarar gördüğünü beyan ettiğini, ana şebeke hattında … tarafından onarımlarının tamamlandığının belirtildiği, Hasarın oluş şekline ilişkin olarak kanaat olarak; Ekspertizde yapılan incelemeler ve sigortalı yetkilisi ile yapılan görüşmeler neticesinde, bina dışında bulunan …’ye ait ana şebeke borusunun patlaması sonucu işyerine yoğun bir şekilde su aktığı, işyeri içerisinde palet üzerinde dikey olarak konumlandırılmış, kumaş emtiasının zarar görüldüğünün belirtildiği, emtianın top halinde ayrılmış olduğu, 14.792 m kumaş ıslandığını, emtianın yıkama yapılarak kurtarılabileceğinin belirlendiği, metre birim fiyatının 3 TL olduğunu, KDV hariç toplam talebinin 44.914,50 TL olduğu, Sigortalı yetkilisi … Bey’in … tarafından ana şebeke hattında onarımın tamamladığının beyan edildiği belirtilmiştir. Dava dosyasında yer alan Bilirkişi Raporunda; “…Olay günü mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, dosyasında mevcut belgelerde ve yerinde verilen beyanlar da da olay günü sokakta başkaca taşınmazlarda taşkın yaşanmadığının tespit edildiği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır…” hususunun belirtildiği, Heyetimizin de bu hususta aynı düşüncede olduğu, ayrıca yapı sahibi ya da yapı müteahhidinin, yapılan inşaatlarda bu tarzda bir geri tepmeyi ya da kemirgenlerin bina içerisine girmesini önlemek amacıyla “Atıksu Çekvalfini” kullanması gerektiği, bahse konu olumsuzluğun meydana gelmesinin bu atıksu çekvalfinin kullanılmadığı kanaatini güçlendirse de kesin tespiti için bina içerisinden atıksu bacasına kamera gönderilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Ayrıca yaşanan olumsuzluğun şebeke suyundan değil de atık sudan kaynaklı olması, aşırı yağış alan bir gün dahi olsa komşu parsellerde benzer vakaların yaşanmamış olması, … tarafından yapı subasman seviyesinde iken onaylanan ve bağlantının doğru yapıldığına dair bir onay belgesi olan “Temel Üstü Onay Belgesi’nin” bulunmaması, 1997 yılından ruhsatlı yapının yapı kullanma izin belgesinin (iskan belgesinin) bulunmaması, iskan belgesi düzenlenirken onaylanan ve bağlantının doğru yapıldığına dair bir onay belgesi olan “… Bağlantı Onay Belgesi’nin” bulunmamasının olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu, davalı … kurumunun kusurunun bulunmadığı kanaatini güçlendirmektedir.” kanaati ile önceki alınan bilirkişi kök ve ek raporunu destekler nitelikte olduğu görülmüştür.
Ayrıca İmar Yönetmel 51. maddesi 6. bendinde toprağa dayalı tüm bodrum katlarda dış etkilere karşı ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur denilmesine rağmen bina malikince gerekli tedbirlerin alınmadığı ve izolasyonların yapılmadığı, bu sebeplerle idareleri sorumluluğunda olmayan arızaya yine de zamanında müdahale edilerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olması, gerektiği ancak dava konusu işyerinin bulunduğu taşınmazın ruhsatının dahi olmadığı görülmekle idarelerinin görev ihmali, gecikmesi veya kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durum nedeniyle davalı …’ye herhangi bir kusur izafesinde bulunulamayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 719,80 TL harçtan alınması gereken 269,85 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 449,95 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır