Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2022/78 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/158 Esas
KARAR NO : 2022/78 Karar

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dokuma etiket sektöründe ülke çapında bilinirliği bulunan yurt dışında çeşitli firmalara üretimini gerçekleştirdiği dokuma etiket ürünlerini tedarik ederek ihracat yapmakta olan bir firma olduğunu, müvekkili şirketin uzun süredir davalı banka ile çalıştığını, neredeyse tüm ticari işlem ve maaş ödemelerini davalı banka aracılığı ile onun nezdinde bulunan hesapları üzerinden gerçekleştirdiğini, müvekkil şirketin 14.10.2020 tarihinde yapmış olduğu Şirket Genel Kurulu kararı ile şirket içinde Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda değişiklik gerçekleştirdiğini, iş bu karara göre Eski Yönetim Kurulu Başkanı …’nın başkanlık ve Yönetim Kurulu üyeliği ile birlikte şirket üzerindeki tüm yetkisinin kaldırıldığını, yerine Yönetim Kurulu Başkanı olarak … seçildiğini, akabinde müvekkilin iş bu karara binaen hazırlanan imza sirkülerini gerekli kurum ve kuruluşlara tescil ile birlikte bildirildiğini, bu bildirilen kurum ve kuruluşlar arasında davalı bankanın da yer aldığını, müvekkil şirket yetkili …’ın 21.10.2020 tarihinde şube temsilcisinin istediği ve yanında getirdiği genel kurul kararını, resmi gazete ilanını ve imza sirkülerini banka çalışanına teslim ettiğini, şirket ile banka arasındaki işlemler için “Yetkilendirme Yöneticisi İşlemleri Formu” kapsamında gerçekleştirildiğini, işlemler sonrasında bankanın müşteriye karşı üstlendiği yazılı yükümünün …A.Ş tarafından 21.10.2020 tarihinde saat 15.04 itibarıyla Olağanüstü Genel Kurul Kararı ile … yevmiye sayılı yeni İmza Sirkülerinin bankaya teslim edilmiş olmasına rağmen, bankanın, yeni imza sirküleri ile şirketi temsil yetkisi kaldırılmış olan eski Yönetim Kurulu üyesi …’nın uzaktan erişim ile internet bankacılığını kullanarak şirketin mevduat hesabında işlem yapma yetkisini iptali cihetine gitmediğini, 21.10.2020 tarihinde teslim edilen imza sirkülerine muttali olan bankanın Bankacılık Kanunu ile bankacılık teamülleri bakımından göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediğinin ortaya çıktığını, 27.11.2020 tarihinde müvekkili şirket hesaplarından ayrı ayrı işlemlerle …Bankası .. ve … hesaplarından 1.000 USD ve 11.000 Euro bedel çıkışı yapıldığının fark edildiğini, derhal banka ile görüşerek işlem ile ilgili bilgi alındığını, işlemin mobil bankacılık yolu ile yapılmış havale işlemleri olduğunun öğrenildiğini, işlemin eski yönetim kurulu başkanı … tarafından, kendi telefon numarası ile yine …’nın kendi hesaplarına havale etmesinden ibaret olduğunun tespit edildiğini, böylelikle hukuken ağırlaştırılmış sorumluluk altında olan Banka’nın ağır kusurlu hareketi ile Şirketin zarara uğratılmış olduğunu ve bankanın ağır kusuru neticesinde müvekkili şirketin ciddi bir zarara uğrama durumunun ortaya çıktığını, KVKK hükümleri gereğince de müvekkili şirketin kişisel bilgilerinin sonradan … için verilen rızanın kaldırılmış olmasına rağmen kendisi ile bankanın ihmali nedeniyle paylaşıldığını, bu hususta da bankanın paylaşılmaması gereken hesap bilgileri kendisinin kullanımına sunulduğunu, bankanın almakla yükümlü olduğu kişisel verilerin korunması tedbirlerinin ihmal edildiğini, müvekkilinin …Bankası’nın ağır kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanabilmesi için bilirkişi tarafından yapılacak maddi zararın tespiti sonrası fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000,00-Euro + 1.000,00-USD (Amerikan Doları) maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 27/11/2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca döviz cinsinden 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar huzurdaki işbu davanın, davacı şirket hesabından dava konusu işlemleri gerçekleştiren … yerine sadece müvekkili banka aleyhine açılmış ise de; dava konusu talep bakımından müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu 1.000-USD ve 11.000-Euro tutarındaki işlemlerin davacı şirketin internet bankacılığı yetkilisi tarafından gerçekleştirildiğini, işlemlerde herhangi bir hukuka aykırı husus olmadığını, eğer davacı şirket ortakları arasında bir ihtilaf söz konusu ise, bu ihtilafın muhatabının da müvekkili bankanın olmayacağının aşikar olduğunu, dava dilekçesinde aynen yer verilen, yetkilendirme yöneticisi formundaki ilgili düzenlemeler gereği, “bu formdaki” değişiklikleri müvekkili bankaya bildirmeyen davacı şirketin gerçekleşen işlemlerden sorumlu olduğunu, imza yetkilerindeki değişikliklikle ilgili kısım ise, bu form içeriğindeki imza yetkililerine/internet bankacılığı yetkililerine işaret ettiğini, buradaki, yetkili değişikliğin bildiriminin imza sirküleri değişiklik bildirimi olmadığını, yetkilendirme yönetici formu bir vekalet akdi olduğunu, formdaki düzenlemelerin işbu akde ilişkin olduğunu, bu formdaki yetkilerin imza sirkülerindeki yetkilerle aynı olmadığını, iki hususun birbirinden farklı olduğunu, dava konusu işlemin gerçekleştiği tarih olan 27.11.2020 tarihinde …’nın yetkisi devam ettiğinden, davacı şirketin dava dilekçesi ile de sabit olduğu üzere, internet bankacılığı yetkilisi değişikliğine dair bankaya bildirimi bulunmadığından, vekalet akdinin ancak azil ile son bulacağından, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın reddini, öncelikle, davanın husumet yönünden ayrıca esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. .
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacının davalı bankadan tazminat talep edip edemeyeceği, taraflar arasındaki ilişkiden dolayı zarar meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bunun miktarı, davalının husumet itirazının haklı olup olmadığı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından;
Mahkememizin 11/10/2021 tarihli celsesi 8 nolu ara karar gereği, davacı vekilinin duruşmada hazır bulunmasına rağmen, Bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerini dosyaya yatırmak üzere Davacı Vekiline HMK 324 mad.gereği 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içinde bilirkişi ücreti yatırılmazsa, bilirkişi incelemesi istemlerinden vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına karar verildiği, dair ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi ücretinin 2 haftalık kesin süre içinde ödenmesinde dair tebligat 03.01.2022 tarihinde yapılmış olup 2 haftalık kesin süre içinde Bilirkişi ücreti dosyaya yatırılmamıştır.
Ara karar oluşturulduğunda davacı tarafın dosyada 167,30 TL delil avansı mevcut olup, bu miktar tebligat ve talimat gönderme masrafı olarak kullanılacağından bilirkişi ücretinden mahsup edilmemiştir. Davacı taraf celse ara kararı gereği bilirkişi ücretini verilen kesin süre içerisinde mahkeme veznesine depo ettirmemiştir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde bilirkişi incelemesi gerekmektedir.
02.02.2022 tarihli celseye davacı vekili katılmamıştır. E duruşma yöntemiyle duruşmaya katılan davalı vekili 2 haftalık kesin süreye rağmen Bilirkişi ücretini yatırmayan davacının davasının ispat edilemediğinden reddini talep etmiştir.
(HMK md. 266)
HMk md 190 uyarınca İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Eldeki dava da ispat yükü davacıya ait olup ve ispat için bilirkişi incelemesi zorunlu olmasına karşın bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve diğer delillerin alacağın varlığını ve miktarını ispatlayamaması nedeni ile davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının İSPAT EDİLEMEDİĞİNDEN REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin olarak yatırılan 1.778,24-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 1.697,54-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince nispi 13.842,09-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-),6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 02/02/2022

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı