Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/748 E. 2023/593 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/748 Esas
KARAR NO : 2023/593
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 17/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … şubesi nezdinden banka hesabı olduğunu, hesapta yer alan 4.800,00 USD’nin internet üzerinden 04/11/2018 tarihinde saat 23:51 sıralarında 24.244,80 TL olarak döviz alış suretiyle hesaba yatırıldığını, bilahare 05/11/2018 tarihi saat 08:08 itibari ile tekrar internet üzerinden hesaptan EFT suretiyle … … adına 26.000,00 LT olarak havale olunduğunu, anılan paranın EFT sureti ile gönderildikten sonra davalı banka tarafından müvekkile gönderilen SMS ile bilgi paylaşımı yoluna gidildiğini, müvekkilinin dolandırıldığını anladığını, … CBS 2018/… soruşturma dosya numarası ile başvuru yapıldığını, dosyada talimat ile ifadesi alınan … …’ın inkar yoluna gittiğini, … …’ı tanımadığını söylediğini, bankaların kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede veya misli olarak iade etmekle yükümlü olduğunu, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğü yerine getirmediği gibi müşterisini koruma amaçlı gereken önlemleri de almadığını, müşteri tanımlamasını en üst düzeyde sağlanacak elektronik bankacılık sisteminin uygulanmasını sağlayamadığını, internet bankacılığındaki en büyük sorunun güvenilirlik olduğunu, davalı bankanın gerekli tedbirleri almış olsaydı dolandırıcılık eyleminin gerçekleşmeyeceğini, sorumluluğun bankaya ait olduğunu, müvekkilinin kendisine tevdi ettiği mevduatı aynen iade etmekle yükümlü olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; bilişim sistemlerinin kullanımlası sureti ile müvekkili adına kayıtlı hesabından üçüncü kişilerce yapılan hırsızlıktan dolayı davalı bankanın sorumluluğuna binaen 4.800,00 USD ‘nin mevduata uygulanan en yüksek miktarlı reeskont faizi ile beraber tarafına ödetilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 01/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; mülkiyet hakkının bir gereği olarak, banka müşterilerinin hesapları üzerindeki tasarruf hak ve yetkisi kural olarak o hesap sahibine ait olup, müşterinin hesabına aktarılan bir paranın iadesine ilişkin bir talebin muhatabı da ancak ve ancak o hesap sahibi olduğunu, bu hukuki gerçekler çerçevesinde somut olayımıza bakıldığında; dava konusu EFT işlemleri kullanıcı şifresinin ve tek kullanımlık şifrenin doğru olarak girilmesi suretiyle davacının talimatına, iradesine ve bankacılık uygulamalarına uygun olarak gerçekleştirildiğini, esasen davacı dava dilekçesi ile davanın … … ve … …’a yöneltilmesi gerektiğini açıkça vurgulanmış olduğunu, dava dilekçesinde yer alan bazı ifadelerin ise gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın müvekkillerinin bankaya internet bankacılığı kullanma hususunda herhangi bir başvuruda bulunmadığını iddia etmiş olsa da davacı ile müvekkil banka arasında akdedilmiş “bireysel internet/mobil şube ve telefon bankacılığı ilk atama ve şifre yenileme talep formu”nda davacı taraf açıkça “bankanıza ait bireysel internet bankacılığı/telefon bankacılığı kullanmak istiyorum.” dediğini, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyanlarının aksine müvekkil bankadan internet bankacılığı kullanmayı talep ettiğini, eğer davacı tarafından müvekkil bankaya söz konusu işlemlere ilişkin herhangi bir bilgi verilmiş olsaydı müvekkil banka, üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getireceğini, davacının hesaplarını dondurabileceğini, fakat davacı tarafından davalı bankaya herhangi bir bilgi verilmediğinden müvekkili olduğu bankanın herhangi bir önlem alamadığını, dava konusu tutar dava dışı kişiler tarafından çekildiğini, bu aşamadan sonra bankanın yapabileceği bir şeyi kalmadığını, bankanın söz konusu olaya ilişkin haberdar edilmiş olsaydı derhal harekete geçecek ve kuvvele muhtemel dava dışı üçüncü şahısların hesabındaki henüz çekilmemiş para üzerine bloke konulmasını sağlayabileceğini, internet bankacılığından faydalanmayı sağlayan, kendi hâkimiyeti altında ve tasarrufunda bulunan kişisel bilgilerin kullanılmasına ve muhafazasına ilişkin sorumluluğun davacıya ait olduğunu, davacının sorumluluğunda olan bir konuda müvekkil bankanın sorumlu tutulması mümkün olmadığını, müvekkili olduğu bankanın internet bankacılığı sisteminin gerekli güvenlik önlemleri alınmış, uluslararası standartlarda korunan güvenli bir sistem olup; üçüncü kişilerin bu sisteme sızmaları ve müşteri bilgilerini elde etmeleri mümkün olmadığını, açıklanan bu nedenlerle; bankaya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddini, davanın … … ve … …’a ihbar edilmesini, usul ve yasaya açıkça aykırı ve haksız olan davanın tüm talepler yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … … 08/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; yaşanan olayla ilgili 10/06/2019 günü … Merkezi Amirliğinde ifade verdiğini, diğer ihbar olunan kişinin kendi mahallesinde uzaktan tanıdığı birisi olduğunu, 2018 yılı Kasım ayı içerisinde kendisine bir yerden para geleceğini ancak borçlardan dolayı kendi adına gönderilemediğini bu paranın gelmesi için kendisinden hesap numarasını istediğini, kendisinin de iyilik olsun diye … hesabını verdiğini, bir süre sonra gidip parayı çekmeleri gerektiğini söylediğini, davacıyı tanımadığını, paranın kim tarafından nasıl gönderildiğini, ne tür işlemler yapıldığını bilmediğini, kimseyi dolandırmak veya haksız yere kazanç sağlamak gibi bir amacı olmadığını, … CBS 2018/… Esas sayılı soruşturma numarası ile açılan dosya sonucu 08/10/2019 tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, açıklanan bu nedenlerle; beyanlarının kabulü ile yapılacak yargılamanın sonunda kendi hakkında da karar verilmesi durumunda açılan bu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … …’a duruşma gününün ve ihbar dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ancak cevap/beyan dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER: … CBS 2018/… soruşturma sayılı dosyası, davalı bankanın cevabi yazıları, BTK yazı cevabı, bilirkişi kök ve ek raporları, Arabuluculuk Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
29/08/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “Davacının, Davalı banka nezdinde mevcut bulunan hesabı üzerinden bilgisi ve onayı olmadan mobil şube vasıtasıyla 04/11/2018 23:51′ de Davacının hesabı üzerinden dolar bozdurulması ve 05/11/2018 08:08’de İhbar Olunan … …’ın hesabına 26.000 TL EFT gönderilmesi işlemleri gerçekleştirildiği, Davacının Davalı bankaya “… ” numaralı telefon numarası üzerinden internet bankacılığı kullanım talebinin mevcut olduğu anlaşıldığı, Davaya konu işlem mobil “Mobil Şube” üzerinden gerçekleştirildiğinden dolayı bu şekilde kullanım sağlayabilmek için ilk olarak mobil uygulama üzerinde aktivasyon işlemi sağlanması gerektiği, mobil uygulama aktivasyonunun sağlanması için Davacının bilgisi ve kontrolünde bulunan internet bankacılığı şifresi ile işlem sırasında cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS şifresine ihtiyaç bulunduğu, Davacının mobil bankacılık uygulaması üzerinden gerçekleştirilen işlemler, Davacı tarafından bilinen ve kimse ile paylaşılmaması gereken, şifre (internet bankacılığı statik şifresi ve cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS) bilgilerinin girişi ile tamamlandığından dolayı; bu işlemler dolandırıcılar tarafından gerçekleştirilmiş olsa bile, Davacının kendisine ait şifre bilgilerini koruma hususunda üzerine düşen yükümlülüğü gerçekleştirmemesinden kaynaklı güvenlik ihlali sonucu ortaya çıkmış olacağı, Davalı banka tarafından, müşterilerinin kendi bilgilerini paylaşmaması veya cep telefonunun güvenliği hususunda herhangi bir güvenlik önlemi alabilmesinin mümkün olamayacağı, davalı banka tarafından uygulanan güvenlik adımları, BDDK tarafından zorunlu tutulan iki bileşenden oluşan kimlik doğrulama mekanizması şeklinde olduğundan dolayı, Davalı Banka kaynaklı herhangi bir güvenlik açığından bahsetmenin mümkün olamayacağı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
20/03/2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “Dava konusu olaya ilişkin olarak kök raporda ayrıntılı olarak yapılan değerlendirmeye ilişkin olarak tarafların sunmuş olduğu beyan dilekçelerinde bu görüşün değişmesine neden olabilecek yeni bir delilin mevcut olmadığı, sunulan beyanlarda belirtilen hususların ise kök raporda ayrıntılı olarak irdelenmiş olduğu, dolayısıyla da kök raporda açıklanan görüşün aynen geçerli olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait hesaptan yasaya aykırı işlemler ve davalı bankanın ihmali olduğundan bahisle çıkan paranın tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır.
Davacıya ait davalı banka nezdindeki hesapta yer alan 4.800,00 USD’nin internet üzerinden 04/11/2018 tarihinde saat 23:51 sıralarında 24.244,80 TL olarak döviz alış suretiyle hesaba yatırıldığını, 05/11/2018 tarihi saat 08:08 itibari ile tekrar internet üzerinden hesaptan EFT suretiyle dava dışı … … adına 26.000,00 LT olarak havale olunduğunu, anılan paranın EFT sureti ile gönderildikten sonra davalı banka tarafından müvekkile gönderilen SMS ile bilgi paylaşımı yoluna gidildiğini, … CBS 2018/… soruşturma dosya numarası ile başvuru yapıldığını, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğü yerine getirmediğinden sorumlu olduğundan havale yoluyla çıkan paranın iadesinin talep ettikleri görülmektedir.
Davalı banka ise, dava konusu EFT işlemleri kullanıcı şifresinin ve tek kullanımlık şifrenin doğru olarak girilmesi suretiyle davacının talimatına, iradesine ve bankacılık uygulamalarına uygun olarak gerçekleştirildiğini, varsa talebinin işlemi gerçekleştiren dava dışı kişilere yöneltilmesi gerektiği savunmasında bulunduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık kapsamında hazırlanan 29/08/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Bankalardaki Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ, 14.9.2007 tarih ve 26643 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak 1.1.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Tebliğ’in Geçici 1 inci Maddesiyle, bankalara uyum için azami 2 yıl süre verildiğinden, anılan Tebliğ 1.1.2010 tarihinde bütün hükümleriyle yürürlüğe girmiştir. Amılan tebliğ ile internet bankacılığına giriş sırasında iki bileşenden oluşan kimlik doğrulama mekanizması zorunlu hale getirilmiştir. İki bileşenli unsurdan biri banka müşterisinin bildiği statik parola, diğeri ise müşterinin cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık dinamik şifre olarak kullanılmaktadır. Bu aşamaların tamamlanmaması durumunda internet bankacılığı hesabına erişim sağlanması mümkün olmayacaktır.
Davalı Banka tarafından, davaya konu EFT işleminin dekontu dosyaya sunulmuş olup; buna göre işlemin “Mobil Şube” kanalı üzerinden gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Mobil şube, mobil uygulama üzerinden internet bankacılığına erişim olarak tanımlanabilecektir. Davalı banka tarafından bireysel İnternet/Mobil Şube ve Telefon Bankacılığı İlk Atama ve Şifre Yenileme Talep aşağıda görseldeki “öz konusu form üzerinde yer alan bazı bilgiler Arapça olduğundan Formu” nun sunulduğu görülmüştür. heyetimiz tarafından tercüme edilememiş olmakla birlikte Davacı tarafından “…” numaralı telefon numarasının Davalı bankaya bildirildiği ve internet bankacılığı kullanım talebinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Mobil şube kullanımı sağlayabilmek için ilk olarak Davalı Bankaya ait mobil uygulama üzerinde aktivasyon işlemi sağlanmış olması gerekmektedir. Aktivasyon işlemi için mobil cihaz üzerinde kurulumu yapılan uygulamaya İlk olarak ilgili müşterinin Müşteri veya TC Kimlik numarası ile internet bankacılığı şifresinin girilmesi gerekmektedir. Ardından ikinci adımda ise müşterinin bankada kayıtlı cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS şifresi girişi sonrası uygulamanın aktivasyon tamamlanmış olacaktır. Aktivasyon sırasında ayrıca mobil uygulama giriş şifresi de belirlenerek, daha sonraki girişler için bu şifrenin kullanılması imkanı sağlanmaktadır. Mobil uygulama aktivasyonu sırasında bilgilerinin doğru bir şekilde girilmemesi halinde ise, güvenlik adımlarının tamamlanmamış olacağından dolayı aktivasyon sağlanmayacaktır.
Davaya konu işlemler 04/11/2018 23:51′ de Davacının hesabı üzerinden internet bankacılığı vasıtasıyla dolar bozdurulması ve 05/11/2018 08:08′ de İhbar Olunan … …’ ın hesabına 26.000 TL EFT gönderilmesi şeklinde – gerçekleştirilmiştir. Bu — işlemlerin — mobil — şube — vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesi için, öncesinde Davacının mobil bankacılık hesabına ilişkin aktivasyonunun tamamlanmış olması gerekmektedir. Davalı banka tarafından davaya konu işlemlerin gerçekleştirildiği 04/11/2018 ve 05/11/2018 tarihinde, Davacının bankada kayıtlı cep telefonuna gönderilen SMS kayıtlarının dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür. Söz konusu SMS kayıtları içerisinde Davacının mobil aktivasyon kaydına yönelik herhangi bir SMS kaydının mevcut bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla işlemlerin gerçekleştirildiği, Davacıya ait mobil bankacılık uygulamasının aktivasyon işleminin 04/11/2018 tarihinden daha önceki bir tarihte yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Ancak Davacıya ait mobil bankacılık uygulamasının aktivasyon işleminin hangi tarihte gerçekleştirildiğine ilişkin bir bilgi dosya muhteviyatında yer almamaktadır.
SMS şifresine ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu bilgilerini banka üzerinden elde edilebilmesi; uygulanan güvenlik ve şifreleme yöntemleri nedeniyle mümkün gözükmemektedir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere müşteriler tarafından bilgi güvenliği konusunda üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilememesi nedeniyle çok sayıda dolandırıcılık vakası yaşanmaktadır. Dava konusu olayda da davacının mobil bankacılık uygulaması üzerinden gerçekleştirilen işlemler, Davacı tarafından bilinen ve kimse ile paylaşılmaması gereken, şifre (internet bankacılığı statik şifresi ve cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS) bilgilerinin girişi ile tamamlandığından dolayı; bu işlemler dolandırıcılar tarafından gerçekleştirilmiş olsa bile, Davacının kendisine ait şifre bilgilerini koruma hususunda üzerine düşen yükümlülüğü gerçekleştirmemesinden kaynaklı güvenlik ihlali sonucu ortaya çıkmış olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Bir başka ifade ile gerçekleşen işlemler nedeniyle sorumluluk Davacı müşterinin üzerinde olacaktır. Davalı banka tarafından, bankacılık sistemlerinin güvenlik konusunda belirli önlemler uygulanmakta olup; müşterilerinin kendi bilgilerini paylaşmaması veya cep telefonunun güvenliği hususunda herhangi bir güvenlik önlemi alabilmesi mümkün olamamaktadır. Bu duruma ilişkin olarak bankalar müşterilerine yalnızca çeşitli platformlar üzerinden uyarı yaparak bilgilendirme sağlayabilmektedir. Bununla birlikte davalı banka tarafından uygulanan güvenlik adımları, BDDK tarafından zorunlu tutulan iki bileşenden oluşan kimlik doğrulama mekanizması şeklinde olduğundan dolayı, Davalı Banka kaynaklı herhangi bir güvenlik açığından bahsetmek mümkün olamayacaktır.” tespitleri yapılarak davalı bankanın kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
İtiraz üzerine hazırlanan 20/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; inceleme sonrasında, 29/08/2022 tarihli kök rapor hazırlanmıştır. Buna göre davaya konu olayda; Davacının, Davalı Banka nezdinde mevcut hesabı üzerinden bilgisi ve onayı olmadan mobil şube vasıtasıyla 05/11/2018 tarihinde gerçekleştirilen EFT işleminin Davalı bankanın gerekli güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle ortaya çıktığı iddiası mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla kök raporda bu EFT işlemi sırasında tarafların üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirip getirmediği hususu incelenmiştir. Bu yükümlülükler, internet bankacılığı kullanımına ilişkin olarak uygulanan güvenlik adımları olarak BDDK tarafından açıklanmış ve bankalarca uygulanması zorunlu tutulmuştur. Kök raporda açıklandığı üzere dava konusu olayda davacının mobil bankacılık hesabı üzerinden gerçekleştirilen işlemler, Davacı tarafından bilinen ve kimse ile paylaşılmaması gereken, şifre (internet bankacılığı statik şifresi ve cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS) bilgilerinin girişi ile tamamlandığından dolayı; bu işlemler dolandırıcılar tarafından gerçekleştirilmiş olsa bile, Davacının kendisine ait şifre bilgilerini koruma hususunda üzerine düşen yükümlülüğü gerçekleştirmemesinden kaynaklı güvenlik ihlali sonucu ortaya çıkmış olduğu sonucuna ulaşılacağı, bir başka ifade ile gerçekleşen işlemler nedeniyle sorumluluğun Davacı müşterinin üzerinde olacağı, Davalı banka tarafından, bankacılık sistemlerinin güvenlik konusunda – belirli önlemler uygulanmakta olup; Mmüşterilerinin kendi bilgilerini paylaşmaması veya cep telefonunun güvenliği hususunda herhangi bir güvenlik önlemi alabilmesi mümkün olamadığı, bu duruma ilişkin olarak bankalar Müşterilerine yalnızca çeşitli platformlar üzerinden uyarı yaparak bilgilendirme sağlayabildiği, bununla birlikte davalı banka tarafından uygulanan güvenlik adımlarının, BDDK tarafından zorunlu tutulan iki bileşenden oluşan kimlik doğrulama mekanizması şeklinde olduğundan dolayı, Davalı Banka kaynaklı güvenlik açığından bahsetmenin mümkün olamayacağı tespit edilmiştir. Kök raporda açıklanan bu hususlara ilişkin olarak tarafların sunmuş olduğu beyan dilekçelerinde bu görüşün değişmesine neden olabilecek yeni bir delil mevcut olmadığı,” belirtilerek kök rapor ile görüşlerinin aynı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacıya ait banka hesabına bilişim yoluyla ya da başka bir yöntem ile izinsiz erişimin bulunmadığı, işlemin davacının beyan ettiği gsm hattına gönderilen güvenli sms onayı ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Nitekim davacı tarafından yapılan şikayet üzerine … CBS 2018/… soruşturma sayılı dosyasında; dava dilekçesinde bahsedilen dava dışı kişiler hakkında davacının Albarakatürk Bankası nezdinde bulunan hesabından bilgisi ve rızası dışında 4800 TL havale işlemi gerçekleştirildiğini iddia ederek şikayetçi olması üzerine yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüpheliler hakkında soruşturma başlatılmış ise de, şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerine dair haklarında kamu davası açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden üzerine atılı suçlamalar ile ilgili olarak şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu da dikkate alındığında usul ve yasaya uygun, hüküm kurmaya elverişli rapor doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında alacak USD cinsinden talep edilmiş, bu kapsamda reddedilen alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları kapsamında reddedilen toplam tutarının 4.800,00 USD olduğu görülmekle, dava tarihi olan 17/12/2020 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 USD 7.7766 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 37.327,68 TL üzerinden vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir (Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 11/05/2023 tarih, 2022/741 Esas ve 2023/1784 Karar sayılı güncel ilamı ve yerleşik uygulamaları).
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 614,79 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 344,94 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 108,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır