Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/738 E. 2021/154 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/738 Esas
KARAR NO : 2021/154 Karar

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı …Ş. müşterisi olduğunu, 26.08.2020 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında, … IBAN numaralı altın hesabı olarak da anılan kıymetli maden hesabında bulunan 126.000-TL tutarındaki mevduatı, vadesinden önce bozdurulmak suretiyle TL’ye çevirildiğini, internet bankacılığı sistemi kullanılarak kötüniyetli 3. Kişiler tarafından EFT yoluyla davadışı şahıs hesabına aktarıldığını, 26.08.2020 tarihinde, suç faili şahıs ve/veya şahıslar tarafından müvekkilinin altın hesabına erişilerek, ilgili hesabın vadesinden önce bozdurularak TL hesabına çevirildiğini ve her seferinde 42.000-TL olmak üzere 3. Kişi hesabına para aktarımı gerçekleştirildiğini, bu konuda paranın aktarıldığı ilgili hesap sahibi şahıs hakkında taraflarınca suç duyurusunda bulunulduğunu, … Cumhuriyet Başssavcılığınca yürütülen … numaralı dosya ile soruşturmanın devam ettiğini, yasal mevzuat ve taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği objektif özen yükümlülüğü, mevduatı koruma ve talep edildiğinde aynen iade etme yükümlülüğü bulunan davalı bankanın bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, mevduatı kötüniyetli kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediğini, bu önlemleri kullanmayı, müşterileri için zorunlu hale getirmediği anlaşıldığından işbu davayı ikame ederek oluşan zararın davalı banka tarafından tazminini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, öncelikle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin zararı olan 126.000-TL’nin mevduata işleyecek en yüksek oranda faiziyle birlikte davalı bankadan tazmin ve tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından internet bankacılığı yoluyla 126.000-TL değerinde altın hesabının bozdurulduğunu ve 3 seferde 42.000-TL olmak üzere para transferinin üçüncü şahıslar hesabına yapıldığının iddia edildiğini, davacı tarafça hesabına para gönderilen şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkili bankaya karşı dava açılması nedeniyle öncelikle sıfat yokluğundan davanın reddini, davaya konu olan internet üzerinden gerçekleşen işlemlerde davacıya ait TC Kimlik Numarası ve parola girişi yapıldığı gibi davacının müvekkili Banka sisteminde kayıtlı telefonuna SMS İle gelen şifre girişi ve IVN (sesli yanıt) işleminin de gerçekleştirildiğini, bu nedenle davaya konu olayın meydana gelmesinde müvekkili Bankanın kusuru bulunmadığını, müvekkili bankanın internet uygulamasının yüksek güvenirliğe sahip olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve mevzuat hükümlerine göre davaya konu edilen zarara ilişkin davacının münferiden sorumlu olduğunu, davaya konu işlemin yapılmasında müvekkili bankanın kusurunun olmadığını, davacının meydana geldiğini iddia ettiği zararı ispat edemediğini, somut olayda haksız fiil şartlarının oluşmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, zararın varlığı kabul edilse bile bu zarara davacının veya üçüncü kişinin ağır kusurunun sebebiyet verdiğinden müvekkili bankanın sorumluluğunun bulunmadığını, HMK 114/h uyarınca hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, davacı tarafından –bilgisi dışında olduğunu iddia ettiği- transfer işlemini ve diğer tüm işlemleri yapan şahıs veya şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkil bankaya karşı dava açılması nedeniyle öncelikle sıfat yokluğundan davanın usulden reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Sözleşme Örnekleri, Hesap İşlem Dökümü
GEREKÇE;
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Somut olayda davacının davalı bankada Kıymetli Maden Hesabı açtırmış olduğu, bu hesabından 3. Kişilere belli bir miktar para aktarılmış olduğu, rızası hilafına banka hesabından çekildiği iddia edilen paranın sorumluluğunun davalı bankaya ait olduğu talebiyle Mahkememizde alacak davası açmış olduğu, bu hesabın davacının şahsi hesabına ait olduğu, davacının tacir olmadığı, İTO kayıtlarında tacir olduğuna dair kaydın olmadığı, ticari işletmesinin bulunmadığı, hesabın bir tüketicinin tasarruf yapmak için açtırmış olduğu, işlemin ticari işletmesi ile de alakalı bulunmadığından uyuşmazlığın çözüm yerinin taraflardan birinin diğer taraf banka karşısında tüketici sıfatını taşımasından dolayı Tüketici Mahkemeleri olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 22/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır