Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/736 E. 2022/365 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/736 Esas
KARAR NO : 2022/365

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … adresinde bulunan dava dışı … Şirketinin Davalı …’ne Toplam 412.000,00 TL değerinde 7 adet çek verdiğini, Çek keşide tarihlerinin, 02.04.2019, 09.04.2019, 16.04.2019, 23.04.2019. 30.04.2019, 07.05.2019, 14.05.2019 olduğu, Dava dışı … A.Ş personeli defalarca verilen çeklerin bedelini elden ödediğini, … A.Ş’nin işlettiği … İşletmesinin 01.01.2017 tarihinde saldırıya uğrayıp tamamen tahrip olması nedeniyle güvenlik elemanına ihtiyaç kalmadığını, … A.Ş’nin tüm personeli dağılmadan önce dava konusu çeklerin bedeli kendisine elden ödenmiş fakat davalı şirket personelinin telaşlı durumundan yararlanarak çekleri iade emedikleri gibi Kötü niyetli olarak çekleri ilamsız icra yoluyla ikinci kez tahsil etme yoluna gittiklerini, davalının bu nedenle müvekkilinin fiziki adresini ve e tebliğat adresini bildiği halde … 31. İcra Dairesi … E. İle yanlış adres göstererek takip yaptırdığını, davalının yanlış adrese ödeme emrini göndermiş adres yanlış olduğu için muhtara bırakılmış, davalı 8 gün sonra 17.07.2020 şirketin bir yetkilisini arayarak ödeme emrini gönderdiğini şifahi olarak söylemiş, bunun üzerine müvekkili şirket 17.07.2020 tarihinde dosya numarasını öğrenip ayni gün itiraz etmiş ancak İcra Dairesi bir gün geç itiraz ettiği gerekçesiyle itirazı reddettiğini, davalı 11.08.2020 tarihinde icra müdürlüğüne bir dilekçe vererek müvekkilinin … adresinde
bulunduğunu belirttiğini, müvekkili açısından hiçbir borcun doğmadığını ve sadece borçlu dava dışı … A.Ş.’ye yapılamayan haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğindeki maddi hatalardan kaynaklandığını, davalı müvekkilinin taşınmazlarına haciz kararı şerh edilmiş ve satılamaz konumuna getirildiğini ve paranın müvekkilinden alınması halinde davanın istirdat davasına dönüşerek devam edilmesini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin ihtiyati tedbir olarak durdurulmasına ve iptaline alacağın tahsil edilmesi durumunda davanın istirdat davasına dönüştürülerek yürütülmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dosya borçlularından … Turizm şirketine uzun yıllar boyunca güvenlik hizmetleri sağlamış, cari hesap alacağından kaynaklanan alacağını tahsil etmek için ilamsız icra takibi yaptığını, borçlunun itirazından sonra, borçlu tarafından hazırlanmış çeklerin davalıya verilmesi hususunda anlaştıklarını, çeklerin süresinde ödenmediğini, şirket sahibi dava dışı …’ın ricası üzerine çekler bankaya ibraz edilmediğinden, çeklere dayalı olarak huzurdaki davaya konu ilamsız takibe geçildiğini, … Turizm şirketinin müvekkiline borçlu olduğu ve borcunu ödemediğini, borçlulardan … Turizm şirketinin mal varlıkları üzerinde sayısız haciz bulunduğunu, dava dışı … Turizm AŞ aleyhine başlatılan takibin kesinleşmesinin ardından çeşitli icra işlemleri yapıldığı ve bazı üçüncü şahıslara haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bu kapsamda, haciz ihbarnameleri gönderilen şahıslardan olan davacının, elektronik tebligat adresi dahil olmak üzere MERSİS’te kayıtlı tüm bilgileri, müvekkilince İcra Müdürlüğüne iletilmiş ve borçlu dava dışı …’in davacı nezdindeki hisse payına ve bu hisselerden kaynaklı pay sahibi sıfatıyla sahip olduğu doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarına haciz konulduğunu bildirimi için davacıya birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, İhbarnameye süresinde cevap verilmemesi üzerine sırasıyla önce ikinci, sonrasında üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilmiş, davacı şirketçe bu ihbarnamelerin hiçbirine cevap verilmemesi nedeniyle İcra İflas Kanunu gereğince borç yeddinde sayılmış ve dosyaya borçlu olarak eklenerek hakkında haciz işlemleri uygulanmış, bu bağlamda adına kayıtlı 3 adet taşınmaza haciz Konulduğunu, … ili … ilçesi … Mah. 225 Ada 3 ve 4 Parseldeki taşınmazların tamamı ile 248 Ada 5 Parseldeki taşınmazın bir kısmı davacı mülkiyetinde iken, borçtan ötürü taşınmazlar üzerine haciz şerhi işlenmiş ve bu keyfiyet tapu müdürlüğüne bildirildiğini, akabinde davacının, 26.11.2020 ve 30.11.2020 tarihlerinde bu taşınmazların tamamını, normal rayicinin çok altında bir fiyata dava dışı …Ltd.’ye satış ve devir işlemini gerçekleştirdiği ve 11.12.2020 tarihinde huzurdaki davayı ikame ettiğini, Bu durumun, davacının mal kaçırma eylemine giriştiğini açıkça ortaya koyduğunu, öncelikle arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddini, aksi halde davanın … AŞ’YE ihbarına, son tahlilde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ile yasal ve HMK m. 329/1 maddesi uyarınca kötü niyetli haksız dava açılması nedeniyle yasal vekalet ücreti kadar ayrıca akdi ücret-i vekaletin de davacı yan üzerine bırakılmasına, ayrıca haksız ve kötü niyetli dava açan davacının HMK m. 329/2 uyarınca 5.000 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, davalının dava dışı takip borçlusu … AŞ’nin müşterisi olduğunu, dava dışı şirket tarafından davalıya toplam 412.000,00 TL değerinde 7 adet çek verdiğini, dava dışı şirketin çek bedellerini elden ödemesine rağmen çeklerin iade edilmediğini, davalının bu çekleri kötüniyetli olarak ikinci kez tahsil etmek amacıyla dava dışı şirket hakkında takip başlattığını, dosya borçlusu dava dışı şirketin dosyada 3.kişi olan müvekkili şirketinin ortak sıfatıyla hisselerine sahip olması nedeniyle müvekkiline …’in hisse payına ve bu hisselerden kaynaklı ortak sıfatıyla doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklara haciz konulması için gönderilen 89 haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz edilmediğini, borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.
Davaya konu … 31.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, dava dışı …A.Ş aleyhine 413.020,00 TL asıl alacak, 84.971,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 497.991,72 TL alacağı için icra takibinde bulunulduğu, 3.kişi konumundaki davacı adına 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan … 7.İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas …karar sayılı dosyasında … AŞ tarafından usulsüz tebliğe ilişkin şikayette bulunulduğu, mahkemece davacının usulsüz tebligatı 17/07/2020 tarihinde öğrenmesine göre şikayetin, şikayet süresi olan 7 günden çok daha sonra yapıldığından süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 26/05/2021 tarihli ara kararı gereğince tarafların ve dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle rapor hazırlanmak üzere dosyamız mali müşavir ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 13/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;

a) Davalının dava dışı borçlu şirketten dava konusu 7 adet 413.020,91 TL bedelli çek nedeniyle alacaklı olduğu, bu alacağın her iki tarafın ticari defterleriyle de teyid edildiği,
b) Borçlu şirketin bir takım ödemeler yaptığı, yapılan ödemeler mahsup edildiğinde, dava dışı borçlu şirketin, davalı şirkete dava konusu çekler nedeniyle 388.020,00 TL çek bedeli, 79.342,67 TL işlemiş faiz olmak üzere 467.362,67 TL borçlu olduğunun tespit edildiği,
c) Davacı ve dava dışı borçlu şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davacı şirketin … adresinde faaliyet gösterdiği, dava dışı borçlu şirketin de, davacı şirketle yakın adreste,
…, adresinde faaliyet gösterdiği, her iki şirketin hakim ortak ve yöneticilerinin …, …, …, … ve …olduğu,
d) Yine dosyadaki kayıtlardan, davacının, elektronik tebligat adresi dahil olmak üzere MERSİS’te kayıtlı tüm bilgilerinin icra müdürlüğüne iletildiği ve iletilen adres bilgilerine tebligat yapıldığı, bütün bu hususlar dikkate alındığında; davacı şirketin dava konusu borcu bildiği, davalıya usulüne uygun olarak tebligat da yapıldığı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Rapora yönelik itirazlarda bulunulması üzerine Mahkememizin 02/12/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız itirazları karşılar ek rapor hazırlanmak üzere yenden bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 04/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“… ayrıntılarıyla arzettiğimiz nedenlerden dolayı bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde 25.000,00 TL çek bedeli yönünden değişiklik olmuş ve dava dışı borçlu şirketin, davalı şirkete dava konusu çekler nedeniyle 413.020,00 TL çek bedeli, 84.607,05 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 497.627,05 TL borçlu olduğu hesap edildiği” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Tüm dosya kapsamı ile bilirkişi raporlarının muhteviyatı nazara alındığında davacı vekilinin rapora yönelik itirazlarının Mahkememizce de değerlendirilebileceği anlaşıldığından davacının yeni bir rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava, dava dilekçesi içeriğine göre İİK’nın 89. Maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, dosya borçlusu dava dışı şirketin dosyada 3.kişi olan müvekkiline …’in hisse payına ve bu hisselerden kaynaklı ortak sıfatıyla doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklara haciz konulması için gönderilen 89 haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz edilmediğini, dava dışı şirkete ve müvekkili şirkete yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını, bu kapsamda borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmektedir.
Dosya kapsamına göre takip dosyasına ilişkin 89 haciz ihbarnamelerinin davacının, elektronik tebligat adresi dahil olmak üzere MERSİS’te kayıtlı tüm bilgilerinin icra müdürlüğüne iletildiği ve iletilen adres bilgilerine tebligat yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı her ne kadar kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı süresi içerisinde itiraz etmemiş ise de açılan menfi tespit davasının İİK’nun 89/5.maddesi doğrultusunda TBK’nın genel hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira üçüncü kişi (davacı) zimmetinde sayılan borcu (parayı) icra dairesine ödemeden önce, borçlu ile kötüniyetli alacaklı (veya sadece kötüniyetli alacaklı) aleyhine, alacaklıya borçlu olmadığının tespiti için genel bir menfi tespit davası da açabilir. Çünkü menfi tespit davası, eda davasının öncüsüdür. Bu aşamada eda davası (İİK m.89/5) açma hakkı olmayan üçüncü kişinin menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu menfi tespit davasının sebebi (dayandığı vakıa), takip alacaklısının üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olmadığını bildiği halde, kötüniyetle onu hataya düşürerek (Haksız fiil) borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasını sağlamış olan kötüniyetli alacaklıya borçlu olmadığı vakıasıdır. Bu dava, dava sebebi bakımından İİK m. 89/III,c.4’deki özel menfi tespit davasından farklı olup, İİK’nın 72. maddesi hükümlerine tabidir ve bu nedenle belli bir süreye bağlı değildir. Borçlu aleyhine açılan davanın hukuki sebebi ise, sebepsiz zenginleşmedir.
Somut olayda davalı tarafça davacıya dava dışı takip borçlusu …’in hisse payına ve bu hisselerden kaynaklı ortak sıfatıyla doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklara haciz konulması için 89 haciz ihbarnamelerini gönderdiğine göre davacı ile borçlu arasındaki borcu doğuran hukuki ilişki açıklanmıştır. Bu kapsamda ispat yükü takip borçlusuna borçlu olmadığı ve davalının kötüniyetli olduğu hususunda davacıya aittir. Dava dilekçesindeki beyanlara göre davacının itirazlarının yalnızca takip borçlusunun davalıya borçlu olmadığı ve tebligatların usulsüzlüğü yönünde olduğu, dava dışı şirket ile aralarındaki hukuki ilişkiye ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, alınan bilirkişi raporu ile takip borçlusu şirketin davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilememiş olduğu nazara alındığında davacıya haciz ihbarnameleri gönderilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık olmadığı, davacının menfi tespit isteminin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan ‭10.445,35‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭10.364,65‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 37.361,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 17/05/2022

Katip … Hakim …
(e-imza) (e-imza)