Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/724 E. 2022/197 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/724 Esas
KARAR NO : 2022/197

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin sigortalısı … ait … plakalı araç tarafından 14.02.2019 günü davacıya ait … plakalı araca çarpıldığını, eksper tarafından hasar onarım bedelinin tespit edildiğini, eksper … tarafından düzenlenen rapora göre hasarın KDV dahil 10.645,04 TL olduğunu, şimdilik 100,00 TL talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalının davacının zararını gidermekle yükümlü olduğunu, ayrıca araçta değer kaybı oluştuğunu, şimdilik 10,00 TL talep ettiklerini, 25.09.2020 tarihli ve … sayılı karar ile Sayın Hakemin başvurunun usulden reddine karar verdiğini, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını, davalıya 30.01.2020 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davalının buna rağmen hasar onarım bedelini ve değer kaybını ödemediğini belirtmiş ve avans faiziyle birlikte 110,00 TLnin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirkete 09.12.2018/2019 vadeli … no.lu ZMSS (Trafik) sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, araç başına teminat limitinin 36.000,00 TL olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere davacının aynı kaza için Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptığı 21.02.2020 tarihli ve 2020.E.19377 ve 24.07.2020 tarihli ve 2020.E.57154 no.lu başvuruların davayı ispat edecek belgelerin sunulmaması nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, dolayısıyla davadan önce bu davanın açıldığını ve kesin hüküm verilen dava ile aynı dava olduğunu, bu nedenle dava hakkında kesin hüküm itirazında bulunmak gerektiğini, bu hususun dava şartı olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, aracın 165.000 Kmden daha yüksek Kmli olması nedeniyle araçta değer kaybı oluşmadığını, değer kaybının belirlenmesi için 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMS Poliçesi Genel Şartları ekinin dikkate alınması gerektiğini, araç hasarı için de hasar dosyası açılarak değerlendirildiğini ve 2.485 Tl hasar bedeli tespit edilerek bu hasarın KDV hariç 1.200,00 TLsinin 28.03.2019 tarihinde tedarik ödemesi olarak … LTD. ŞTİ.ne KDV dahil 1.517,00 TL olarak ödendiğini, bu ödemelerden sonra davacının başka bir sorumluluğunun kalmadığını, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerektiğini, davacı tarafından aracın onarımına ilişkin KDV içeren bir fatura sunulmadığından, davalının KDV ödeme yükümlülüğünün olmadığını, KDV talebinin reddinin gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun gerçek zararla sınırlı olduğunu, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olduğunu, davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, gerçek zararı ödediğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, trafik kayıtları, hasar dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 14/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kazaya karışan araçların kusur durumu, kaza nedeni ile davacının davalıdan hasar onarım bedeli ve değer kaybı tazminatı talep edip edemeyeceği ve miktarı, davalının kesin hüküm itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan 17/02/2020 ve 29/09/2020 tarihli hakem kararlarının usule ilişkin kararlar olması nedeni ile davalının kesin hüküm itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından kazanın meydana gelmesinde kazanın taraflarının kusur durumu ve talep edilebilecek kasar ve değer kaybı bedelleri var ise miktarı yönünden rapor hazırlanmak üzere dosyamız İTÜ Makine Mühendisliği Trafik Kürsüsünde görevli Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 27/09/2021 tarihli raporda özetle;
“Yukarıdaki belirtildiği üzere, davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracıyla dönel kavşağa yaklaşırken hızını azaltması, dönel kavşak içindeki sürücü … yönetimindeki araca ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu kurallara uymamış, kavşaklarda geçiş önceliği kuralını ihlal etmiştir. Bu nedenle sürücü …olayda % 100 oranında tamamen kusurludur.
Davacıya ait aracın sürücüsü … ise olay anında dönel kavşak içinde dönüş yaptığı sırada kavşak dışından süratle gelip aracına çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı alabileceği bir önlem olmadığından olayda sürücüsüne yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut değildir.
HASAR YÖNÜNDEN İNCELEME VE KANAAT:
Davacıya ait araçtaki hasara ilişkin olarak … Oto. Yedek Parça şirketi tarafından düzenlenen 21.02.2019 tarihli faturanın incelenmesinden,…plakalı … marka … tipi 2011 model ve kaza anında araçta değiştirilmesi gereken parçaların ön tampon, sağ ön far, sağ ön tampon braketi ve sağ ön çamurluk davlumbazı olduğu, kaporta ve boya işçiliklerinin yapılması gerektiği belirlenmiştir.
Anılan faturada belirtilen parçalar, dosyadaki hasarlı araç fotoğraflarıyla ve tutanakla uyumludur. Parça ve işçilik bedelleri de piyasa rayiçlerine uygun olup kadri marufundadır.
Anılan hasar bedeli davalı şirketçe dosyada bulunan ödeme belgesi karşılığında aracı tamir eden … şirketine 1.517,00 + 1.200,00 = 2.717,00 TL olarak ödenmiştir. Dosya içinde aracın bu tamirinden sonra tekrar işlem gördüğüne, ilave parça değişimi yapıldığına veya ilave işçilik uygulandığına dair herhangi bir fatura bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının davalı şirketten talep edebileceği bakiye maddi zararı mevcut değildir.
… tarafından yazıldığı belirtilen HESAPLAMA SONUCU başlıklı yazıda belirtilen parça ve işçilik bedelleri piyasa rayiçlerine göre aşırı yüksek olduğundan ve araçtaki gerçek hasarla uyumsuz olduğundan bu yazıdaki hesaplama sonucuna itibar edilememiştir.
DEĞER KAYBI YÖNÜNDEN İNCELEME VE KANAAT:
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
Dava konusu … plakalı … marka … tipi 2011 model ve kaza anında 155.965 Kmdeki araçta başvuru konusu trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi hasara ilişkin olarak dosyada sunulan Ekspertiz raporunun ve hasarlı araç fotoğraflarının incelenmesinden, araçta meydana gelen ve değer kaybına etki edebilecek işlemlerin
Değiştirilen parçalar: yok
Düzeltilen parçalar: sağ ön çamurluk
olduğu tespit edilmiştir.
Aracın TRAMER kaydının incelenmesinden, 05.02.2015 tarihinde yine ön kısımlarından çarpışma şeklinde meydana gelen ve 10.617,00 TLlik hasara neden olan bir kaza daha geçirdiği anlaşılmaktadır.
Aracın kazadan önceki ikinci el rayiç satış değerinin kaza tarihi itibariyle 60.000,00 TLdir.
Aracın kaza anında 255.965 Km kat etmiş olması, çok eski ve yıpranmış olması, 2011 model olması, eski şiddetli hasar nedeniyle hasara uğrayan parçalarının eski kazasında orijinalliğini kaybetmesi nedeniyle kazadan sonraki onarılmış haldeki ikinci el rayiç satış değeri de 60.000,00 TLdir. Dolayısıyla araçta bir değer kaybı oluşmadığı tespit edilmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklandığı üzere;
1.Dava konusu olayda davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …in % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu,
2.Davacının talep edebileceği bakiye hasar bedelinin olmadığı,
3.Davacının talep edebileceği bir değer kaybı zararının olmadığı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda bilirkişi raporu ve dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği, buna göre dava konusu kazada davalı şirkete ZMMS ile sigortalı …plakalı aracın sürücüsü …in % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise davalı taraf araç sürücüsüne karşı alabileceği bir önlem olmadığından yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, ancak sigorta şirketi tarafından kadri maruf nitelikteki hasar bedelinin ödendiği, talep edebilecek bakiye hasar bedelinin kalmadığı ve araçta değer kaybı oluşmadığı tespit edildiğinden davacının talep edebileceği hasar bedeli ile değer kaybı zararının bulunmadığı anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 110,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 04/03/2022

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)