Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/707 E. 2021/923 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/707 Esas
KARAR NO : 2021/923

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 27 yıldır devlet memuru olarak çalıştığını, ticaret ile iştigal etmediğini, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir mal alım satımına ilişkin bir alışverişinde gerçekleşmediğini, müvekkilinin kardeşi …’un davalıya bir borcu bulunduğunu bu borç nedeniyle müvekkiline kardeşi hakkında icra takibi yapılarak ödenmemesi halinde de kardeşinin hapse gireceğinin belirtilmesi üzerine annesi … ve kardeşi … un manevi baskıları ve telkinleri ile müvekkilinin iradesi sakatlanarak borca kefil sıfatıyla imza attığını, ancak müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun olmadığını, müvekkilinin kardeşi tarafından hataya düşürülerek davaya konu senetleri baskı altında imzaladığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 30/12/2019 vadeli 100.000,00 TL Bedelli, 28/01/2020 vadeli 100.000,00 TL Bedelli, 28/02/2020 vadeli 100.000,00 TL Bedelli ve 30/03/2020 vadeli 70.000,00 TL bedelli dört adet bonodan dolayı Davacının Davalıya borçlu bulunmadığının ve senetlerin davacı açısından geçersizliğinin tespitine, … 34. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı, … 13. İcra müdürlüğü’nün … E. Sayılı ve … 3.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takiplerinin davacı yönünden iptaline, henüz icra takibine konu edilmeyen 0/03/2020 vadeli 70.000,00 TL. Bedelli senedin icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Davaya cevabında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacının dava konusu senette kefil olması sıfatı ile borcu kişisel olarak üstlenmiş olması sebebi ile müvekkili alacaklı davalıyı tanımamasının son derece doğal olduğunu, dava dışı asıl borçlu … tarafından bir kaç tane icra takiplerinin ödenmemesi asıl borçlu …’ın talebi ile dosya borçlarının ödeneceği ve kefalet verileceğinin taahhüdü ile 17/12/2019 tarihli protokol yapılarak dava konusu senetlerin alındığını, icra dosyalarına ödeme taahhütleri asıl borçlu … tarafından yerine getirilmediğini , dosya borçlarının ödenmediğini, ödenmeyen ve verilen taahhüt yerine getirilmediğinden İcra Ceza mahkemesinde taahhüdü ihlalden ceza çıktığını, davacının 27 sene memurluk yapan bir kişi olduğu iddiası ile kambiyo senedine imza attığı anda evrakın akıbetini bilmediği, kandırıldığı, iddiasının gerçeğe ve hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, abisinin borcunun teminatı olarak senetlere kefil olduğunu, aksi iddiaların kurgudan ibaret olup dava dilekçesi kendi içeriği itibariyle daha çeliştiğini, davacının senetleri bilerek kabul ederek ve borca kefilliğe ikrar ederek, tanık huzurunda imzaladığını, senetleri imzalarken etki altına kalarak imzalanması iddiası hukuken geçerli olmadığını, avukatlık kanunu 35/A uyarınca taraflar arasında protokol ikame edilerek usulüne uygun olarak senetler alındığını, asıl borcun muaccel hale geldiğini, davacının esasa ilişkin tek iddiasının , davacının senetleri imzaladığı anda eşinin muvafakatinin alınmadığı iddiasından ibaret olduğunu, bu hususun Yargıtay içtihatı birleştirme kararları gereğince kıymetli evrak üzerinde yapılan işlemlerde eşin rızası aranmadığını, kambiyo hukukunda kefalet aval hükmünde olup, aval veren senedin şekli geçersizliği dışında defileri hamile karşı ileri süremeyeceğini, aval verilen kişinin sahip olduğu mutlak defiler kural olarak aval veren taraf olarak hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, davada senedin şekline ilişkin ve imzaya ilişkin bir defi ileri sürülmediğini beyan ederek kambiyo senetlerinde içtihatı birleştirme kurul kararı gereği eşin rızası aranmayacağından davacının sübut bulmayan davasının reddine, davacının %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi ile takiplerin devamına karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
… 1. İcra Ceza Mahkemesinin … esas, … esas, … esas sayılı dosyalar, davaya dayanak icra takip dosyaları, taraf açıklamaları, dosyada mevcut protokol ve tüm dosya kapsamı.
Davacı tanığı … beyanında” Ben davacı ile aynı iş yerinde çalışmaktayım, davacının kardeşinin borcu vardı, iş yerinde iken davacının kardeşi … davacıyı aradı, ödemem var kefil olman lazım diye ısrar etti, davacı başta bunu kabul etmedi, kardeşi kefil olmaz isen teyzenin oğlu çek verdiği için ceza evine girecek diye konuşunca davacı kefil olmayı kabul etti, ben kendisine gitme kefil olma eşinle sorunlar yaşarsın dedim beni dinlemedi akabinde ailevi sorunlar yaşamaya başladı, adliyede yaşanan olaylara tanık olmadım ben davalı …’ı tanımam herhangi baskı ve tehdidine şahit olmadım, bilgi ve görgüm bundan ibarettir,” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında” davacı benim teyzemin oğlu olur, davalıyı ise tanımam ben bir borç nedeni ile gözaltına alındım gözaltında iken davacı gelip beni gördü bana bugün için yapacağımız bişey yok gözaltında kalabilirsin ancak yargın savcılığa gidip senin için elimden ne geliyorsa yapacağım dedi, ertesi gün savcılığa sevk edildim akşama doğru serbest bırakıldım sonrada … ve … ın serbest kalmam için senet imzaladıklarını öğrendim, ben davalıyı tanımam bu nedenle de herhangi bir baskı ve tehdidine tanık olmadım, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında ” davacı benim eşim olur tanıklık yapmak istiyorum , senetlerin imzalandığı gün ben eşimin yanında değildim, eşim 30 yıldır devlet memurudur bugüne kadar herhangi bir ticari faaliyeti bulunmamıştır ben bu olaydan icra takibi ile bilgi sahibi oldum , davacı eşime sorduğumda kardeşi ve annesinin ısrarı ile senetleri imzaladığını , senetleri imzalamadığı taktirde kuzeni … ın hapse gireceğini annesinin arayıp kendisine çok ısrarda bulunduğunu ve bu nedenle senetleri imzaladığını söyledi, davalı tarafı tanımıyorum herhangi bir baskı ve tehdidin bulunup bulunmadığı hususunda bilgi sahibi değilim , benim eşimin kefil olmasına rızam ve muvafakatim yoktur , senetler imzalandığında da muvafakatim yoktur belirttiğim gibi olayı sonradan öğrendim, davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; eşime sorduğumda senetleri imzalamaya Adliye ye gittiğini annesi ve kardeşi ile adliyede görüştüklerini … ın hapse girmek üzere olduğunu bu nedenle adliye gittiğini senedi imzala Mustafa hapse giriyor denildiğİnde senedi imzaladığını , annesi ve kardeşi senedi imzala … hapse giriyor diye baskı yaptı bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında ” Ben Av …’ın ofisinde 16 yıldır çalışıyorum, borçlu … sürekli ofisi arayıp uzlaşmak istediğini belirtiyordu şirketin diğer yetkilisi hakkında çek nedeni ile ceza kararı çıktı, sanığa da çek nedeni ile ceza çıktı, aynı zamanda devam eden davaları da vardı, en son yakalama çıkınca borçlu ve akrabaları Adliyeye geldiler adliyede baro odasında protokol düzenlendi davacı borcumuz borç kardeşim … borcu ödemezse de borcu ben ödeyeceğim dedi, davacı piskolojik ve manevi baskı altında bırakılmadı, davacıyı baskı altına alacak veya hataya düşürecek herhangi davranış ve söylemde de bulunulmadı hatta davacıya kefil olacağı için evli olup olmadığını soruldu, evli olmadığını , kaç yıllık devlet memuru olduğunu söyledi, davacının kimliğini evli oluph olmadığı yönünde kontrol etkik yeni kimlik olduğu için medeni hali yazmıyordu, protokol deki imza bana aittir, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında ” Av … benim arkadaşım olur, protokolün düzenlendiği gün ben de adliyedeydim onunla karşılaştım, gördüğümde telaşı vardı bende yanında bekledim bir yandan protokol hazırlıylordu kendisine neden son güne bıraktıklarını sordğumda bana bir kaç haftadır arayıp ödeme yapacaklarını söylüyorlardı ancak ödeme olmayınca ve yakakalama kararı çıkınca protokol düzenleme son güne kaldı dedi, Av … genellikle … ile konuşuyordu … hanım da oradaydı, protokol yazıldıktan sonra davacı … bizde yanlış olmaz, borcu kardeşim ödeyecek borcu kardeşim ödemezse ben öderim dedi, davacının kimliği alındı fotokopisi çekildi davacıya evli olup olmadığı soruldu, boşanmış olduğunu söyledi, yine borcumuz borç bizde yanlış olmaz, dedi, ben davacıya herhangi bir baskı yapıldığına şahit olmadım, hatta daha çok borçlu taraf biran öne hazırlayın gidelim diye baskı yapıyordu, protokoldeki imza bana aittir, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
GEREKÇE;
Dava, irade sakatlığı nedenine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının kardeşi …’ın davalıya borcu bulunduğunu bu borç nedeniyle davacının kardeşi hakkında icra takibi yapıldığını, davalı vekili Av. …’ın da hazır bulunduğu esnada borcun ödenmemesi halinde de kardeşinin hapse gireceğinin belirtilmesi üzerine annesi … ve kardeşi … un manevi baskıları ve telkinleri ile davacının iradesi sakatlanarak, hataya düşürülerek davaya konu senetleri baskı altında imzaladığını, davacının bu nedenle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davacı vekili manevi baskı altında senetlerin davacı tarafından imzalandığını iddia etmiştir. Manevi baskı esnasında davalı vekilin de hazır bulunduğunu belirtmesi nedeniyle manevi baskı ve irade sakatlığı yönünden tarafların tanıkları dinlenmiştir.
… 1. İcra Ceza Mahkemesinin … esas, … esas, … esas sayılı dosyalarında müştekinin dosyamız davalısı …, sanığın ise … olduğu ve …’ ın her üç dosyada da üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırıldığı görülmüştür.
Dinlenen tüm tanık beyanlarından senetlerin ve protokolün imzalanması esnasında davalı vekilinin her hangi bir manevi baskısı ve tehdit eyleminin bulunmadığı sabit görülmüştür. Yine tanık anlatımlarından davacı tarafın dayandığı senetlerin imzalanmaması halinde kardeşinin/akrabasının hapse gireceğine ilişkin baskının davacının annesi ve kardeşi tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Dava dışı kişilerin eylemlerinin irade sakatlığına sebebiyet verecek yoğunlukta bulunmadığı gibi davalı tarafın irade sakatlığına, manevi baskıya ilişkin herhangi bir eylemi bulunmadığından bu iddiası yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili imzalanan senetlerde davacının eşinin muvafakati bulunmadığını bu nedenle kefaletin geçersi olduğunu ileri sürmüştür. Bonoların incelenmesinde zorunlu unsurlarında eksiklik bulunmadığı ve bono üzerinde kefil yazan bölümde davacının ad soyad, T.C. Kimlik Numarası, adresi ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK 701/3). TTK’nın 724/1. maddesi hükmü gereğince “Kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur.” Tüm bu açıklamalar doğrultusunda Türk Ticaret Kanunu’nda özel hükümler bulunması ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 20.04.2018 tarihli ve E.2017/4-K.2018/5 sayılı kararına göre kambiyo senetlerinde Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanamayacaktır. (Aynı şekilde Yargıtay 12. HD 2019/12986 esas, 2019/17365 karar, Yargıtay 19. HD 2017/331 esas, 2018/6078 karar)
İcra takibine konu bonoların zorunlu unsurlarının tam olması, dosyada mevcut ve davacının imzasının bulunduğu protokol, davacının senetteki imzasının aval niteliğinde olması, kambiyo senetlerinde Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanamayacak ve bu kapsamda eş rızasının aranamayacak olması, TTK’nın 724/1. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumlu olacağından davanın reddine hükmedilmiştir. Davacının kötü niyetli olduğu somut deliller ile ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
3-)Davacı tarafından yatırılan 6.406,73TL Peşin harçtan 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 6.347,43.TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-) Davalı vekilli lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 34.710,92 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)