Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/697 E. 2023/685 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/697 Esas
KARAR NO : 2023/685

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 66 yaşında emekli tarih öğretmeni müvekkili … aleyhinde 15/05/2020 tanzim 10/06/2020 vade tarihli 500.000,00 TL tutarındaki kambiyo senedi sebebiyle 09/07/2020 tarihinde … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak takibe konu kambiyo senedinin teminat senedi olduğunu, icra takibine konu kambiyo senedi müvekkili ve davalı … arasında yapılmış bir protokole dayandığını, bu protokole ve kambiyo senedine karşı müvekkili tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Esas ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Esas sayılı dosyalarıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu suç duyurularında da beyan ettiği gibi senedin imzalandığını hatırlamadığını ve kötü niyetle protokolle birlikte araya sıkıştırılıp imzalatılmış olabileceğini, aksi kabul edildiği takdirde dahi ilgili senedin teminat senedi olduğunu ve teminata konu edimlerin davalı … tarafından yerine getirilmediğini, bu protokole göre müvekkilinin edimlerini yerine getirmesi gereken edimler fiili ve hukuki imkansızlıkla sakat olduğunu, müvekkili bir dolandırıcılık çetesinin mağduru olduğunu, davaya konu kambiyo senedine bağlı herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili …, … ile birlikte maliki olduğu … ili … ilçesi … Mahallesi … mevkiine kani tapunun 208 ada 37 parselinde kayıtlı bulunan 394,48 m2 miktarındaki taşınmazın üzerine müteahhit şirket … Şirketi kat karşılığı inşaat yapmak istediklerini ve kendisinden hiçbir para talep etmeyeceklerini ve müvekkiline de iyi oranda pay düşeceğini söylediklerini, bunun üzerine emlak piyasası hakkında bir haberi olmayan, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri hakkında herhangi bir şey bilmeyen müvekkili bu teklifi daire sahibi olma umudu ile kabul ettiğini, bu alanda herhangi bir deneyimi olmayan müvekkilinin deneyimsizliğinden yararlanan müteahhit şirket müvekkili ve … ile … 1. Noterliği’nde … tarih ve … yevmiye no ile “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi”ni yazılı olarak yaptıklarını, daha sonrasında müvekkili ilgili kat karşılığı sözleşmedeki edimlerini yerine getirirken müteahhit şirket olan …Şirketi sözleşmedeki edimlerini zamanında ifa edemediği gibi inşaatı zamanında tamamlayamadığını ve inşaatı tamamlamak kapsamında ekonomik sıkıntı içerisine girdiğini müvekkiline belirttiğini, bunun üzerine başından beri müteahhit şirket ile birlikte çalıştığını ifade eden ve o görüntüyü yaratan davalı …, müvekkiline gelerek sözleşmeyi ilgili müteahhit şirketten devralacağını ve artık sözleşmeye bağlı edimlerin ifasını müvekkilinin davalı …’ya yapması gerektiğini belirttiğini, buna ilişkin olarak davalı … ile müvekkili arasında 15/05/2020 tarihinde bahsi geçen sözleşmeden doğan müvekkilinin aslında müteahhit şirkete ifa etmekle yükümlü olduğunu ancak artık davalı … tarafından inşa işinin ve sözleşmenin yüklenildiği belirtildiğinden davalı …’nın kendine devredilmesini istediği sözleşmeye konu 8 ve 9 no’lu bağımsız bölümlerin devri kapsamında bir protokol imzalandığını, bu protokol ile müvekkili ile hem davalı … hem de 3. Şahıs … arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaatın 7 no’lu bağımsız bölümünün alım-satımına dair şartname ve müvekkili ile davalı … arasında davalının arsa payı karşılığı sözleşmeyi devraldığını belirttiğinden artık davalıya ifa edilecek edimlere dair şartlar düzenlendiğini, 07/04/2020 tarihinde müteahhit … Şirketi müvekkiline karşı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyası ile Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine Dayalı Tapu İptali ve Tescili davası açtığını ve 9 no’lu bağımsız bölümün de dahil olduğu noter huzurunda yapılan sözleşmede edim olarak belirtilen tüm bağımsız bölümlerin hükmen tescilini istediğini ve 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediğini, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasından da görüleceği üzere 8 ve 9 No’lu taşınmaz açısından da ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müteahhit şirket tarafından açılan davada da bu taşınmaz üzerinde 07/04/2020 tarihinde ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan …’ya devri hiçbir şekilde mümkün olmadığını, 15/05/2020 tarihli protokolde de belirtildiği icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu, teminat senedinden doğan bir borcu mevcut olmadığını, davalı … tarafından da bu senedin teminat senedi olarak verildiğini, kendisince kararlaştırılıp bilinmesine karşın 12/06/2020 tarihinde diğer davalı …’e temlik cirosu ile devrettiğini, davalı …, davalı …’nın özel avukatı olduğunu, davalı … ile anlaşarak işbu teminat senedine karşı müvekkilinin teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını içeren def’iyi ileri sürmesini dolandırmak amacıyla anlaştığını ve davalı … davalı …’e senedi temlik cirosu ile devrederek senedin teminat senedi olması sebebiyle takibe konulamayacağı olgusunu kötü niyetli olarak dolanmak istediklerini, haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkili aleyhine işbu teminat senedi ile kambiyo senedine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığını, … 5. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takibi dosyası ile başlandığını, takibe bakıldığında şu anki hamil davalı … takibi sadece müvekkili … ve kefil …’e karşı başlattığını, diğer cironto davalı …’ya karşı takip başlatmadığını, açıklanan nedenlerle … 5. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında yapılan takibin durdurulmasına, durdurulması için teminat olarak dosya kapsamında haciz konulan ve başkaca bir dosya açısından da haczi bulunmayan müvekkili …’ın (12/10/2020 tarihli Bilirkişi Raporu ile sabit icra takibine konu borcun üstünde (%115’in de üstünde bir meblağ olan) 650.000,00 TL olarak kıymet takdiri yapılmış bulunan … ili … ilçesi … Mahallesi İkiçeşmelik Mevkii 4.122,40 m2’lik alanlı arsa üzerine kani Dubleks Taşınmazının üstüne konmuş olan haczin yeterli kabul edilerek teminat olarak kabul edilmesine, tanzim tarihi 15/05/2020 vade tarihi 10/06/2020 olan 500.000,00 TL’lik teminat amacıyla verilmiş kambiyo senedinden dolayı müvekkilin borçlu olmadığının tespitine, … 5. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin iptaline, kötü niyetli davalıların tarafımıza en az %20 oranında icra tazminatı ödemesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından alacaklı sıfatıyla icra takibine konu edilen 15.05.2020 düzenleme tarihli, 10.06.2020 ödeme tarihli 500.000,00 TL miktarlı senedin teminat senedi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, 15.05.2020 düzenleme tarihli, 10.06.2020 ödeme tarihli 500.000,00 YL miktarlı senedin arka ve ön yüzünde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını, davacı tarafın dosyaya delil olarak sunmuş olduğu protokolün müvekkili … yönünden hukuki sonuç doğuracak herhangi bir yönü bulunmadığını, müvekkili tarafından icra takibine konu edilen senedin teminat senedi olduğuna ilişkin davacı tarafından öne sürülen kişisel def’i iyiniyetli hamili müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, dava dışı …, müvekkili …’ten almış olduğu borçlarına karşılık … tarafından imzalanan senedi müvekkiline verdiğini, davacı …, kendisini dolandırdığını iddia ettiği dava dışı …’e müvekkilinin alacaklı olduğu … 5. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibinden kaynaklı borçlarının ödenmesi amacıyla özel vekaletname verdiğini, ileride telafisi güç veya imkansız zararların doğmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlere davanın reddine, kesinleşen icra takibi sonrasında açılan davada davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde mahkeme veznesine yüzde 115 oranında teminat yatırılması şartı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davacı … aleyhine taraflarına ödenmek üzere en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi incelemesi, … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Ceza Dava Dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …CBS Sorusturma Dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…CBS Sorusturma Dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … CBS Sorusturma Dosyası, … Tapu Müdürlüğü yazı cevabı, … Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik Ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu’nun … CBS Sorusturma Dosyası, … 5. İcra Dairesi … sayılı icra dosyası, … Valiliği Kadastro Müdürlüğü yazı cevabı, … Cumhuriyet Başsavcılığı …CBS Sorusturma Dosyası, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik Ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu’nun… CBS Sorusturma Dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı … CBS Sorusturma Dosyası ve tüm dosya kapsamı.
06.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“Uyuşmazlığın, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasından ibaret olduğu; – Protokolün 4 ve 5. maddeleri bir bütün halinde ele alındığında, senedin mevcut durumda devri mümkün olmayan 8-9 no.lu bağımsız bölümlerin ileride tedbirin kaldırılması hâlinde devredilmemesi ihtimaline karşılık verildiği, dolayısıyla senedin teminat amacıyla düzenlendiği; – Devredilecek taşınmazlar üzerinde hâlen ihtiyati tedbir bulunduğu; bu haliyle devirlerinin mümkün olmadığı; Protokoldeki koşulların oluşması ve senetten doğan alacağın takip edilebilmesi için ihtiyati tedbirin kalkmasının beklenmesinin gerektiği; – Alt ilişkiden kaynaklanan bu hususun kişisel bir def’i teşkil ettiği; senedi devralan hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bilerek borçlu zararına hareket etmiş olması gerektiği; – Davalıların beyanları ile de sabit olan arkadaşlık ve vekalet ilişkileri, senedin borç karşılığı devralındığının savunulmasına rağmen, devredene karşı takip başlatılmamış olması, hamil …’in avukat olması karşısında devraldığı senedin akıbetini sorgulamamasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği; bu sebeple hamil …’in bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olabileceği ve bu sebeple de borçlunun/düzenleyenin sahip olduğu kişisel def’ilere muhatap olabileceği;” tespitlerine yer verilmiştir.
25.05.2023 Tarihli bilirkişi ek reporunda;
“Davalıların kök bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazları yukarıda incelenerek tek tek değerlendirilmiş olup kök rapordaki inceleme, tespit ve kanaatlerimizde bir değişiklik olmadığını, dava konusu senedin teminat senedi sayılıp sayılmayacağına, teminat koşullarının oluşup oluşmadığına ve senedi ciro yoluyla devir alan davalı …’in senedi iktisap ederken iyi niyetli olup olmadığı ile bile bile borçlunun zararına hareket etmiş sayılıp sayılmayacağı yönünden yapılan tespitlere itibar edilip edilmeyeceği, nihayet davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı Mahkemenin takdirindedir.” tespitleri yer almıştır.
GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu bononun teminat vasfında olması nedeni ile borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen dava konusu bononun teminat senedi vasfında olup olmadığı, davalı …’in iyi niyetli hamil olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Dava konusu bononun incelenmesinde; keşidecinin … (davacı), lehtarın …, kefilin …, düzenleme tarihinin, 15.05.2020, vade tarihinin 10.06.2020 olduğu, bononun lehtar tarafından …’e devredildiği, bono üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ifade yer almadığı görülmüştür.
Dava konusu bononun teminat senedi vasfında olup olmadığı yönünden;
Davacı vekili bononun 15.05.2020 tarihli protokolün 5. Maddesi kapsamında teminat amacıyla verildiğini iddia etmiştir. Davalılar ise bononun borca karşılık verildiğini savunmuştur.
15.05.2020 tarihli protokol davacı …, davalı … ve dava dışı … arasında akdedilmiştir. Protokolün ilk paragrafında: “İşbu protokol ile taraflar … 7 nolu bağımsız bölümün alım satımı konusunda aşağıdaki şartlarda anlaşmışlardır.” ifadeleri yer almakta protokolün konusu 7 no.lu bağımsız bölümün alım satımıdır.
Protokolün 4. maddesinde “… işbu sözleşmeyle birlikte …’dan 150.000.00- TL sı peşin olarak aldığından gerek … gerekse …’ın … ile olan alacak-borç ilişkileri de sona ermiştir. Tarafların birbirinden para alacağı kalmamıştır. … Kat karşılığı
inşaat sözleşmesinden kaynaklı …’nın daire alacakları devam etmektedir.”
Protokolün 5. maddesinde “İşbu sözleşmeyle birlikte … …’ya 500.000.00- TL lık senet verecektir. Söz konusu senet …’ın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı devretmesi gereken 8-9 nolu bağımsız bölümlerin üzerine tedbir konulup devredilmesi bu aşamada mümkün olmadığından dolayı verilmiştir.”
Protokolün 4. maddesi ile davacı ve davalı … birbirinden para alacaklarının kalmadığını belirtmiştir. 5. Maddesinde ise davacı …’ın, davalı …’ya 500.000 TL’lik senet verdiği ve senedin hangi sebeple verildiği açıkça belirtilmiş olup buna göre davacının davalıya devretmesi gereken 8-9 no.lu bağımsız bölümlerin tedbir nedeniyle bu aşamada devredilemediği ve senedin de bu sebeple verildiği belirtilmiştir.
Protokolün 4 ve 5. maddeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, senedin mevcut durumda devri mümkün olmayan 8-9 no.lu bağımsız bölümlerin ileride tedbirin kaldırılması halinde davalıya devredilmemesi ihtimaline karşılık verildiği anlaşılmaktadır. Özetle dava konusu bono 8-9 no.lu bağımsız bölümlerin devrine ilişkin borcun teminatı olarak verilmiştir.
Davalılar senedin teminat senedi olmadığını borca karşılık verildiğini savunmuştur. Protokolün 4. Maddesinde açıkça taraflar aralarında para alacağı kalmadığını belirtmiştir. Yine 4. Maddede davacı …’ın davalı …’dan 150.000 TL para aldığı ve bunun neticesinde aralarında para alacağı kalamadığı ifade edilmiştir. Bu durumda aynı protokolden kaynaklı 500.000 TL alacaklı olduğunu ileri süren davalı …’nın davacıya aynı protokolde 150.000 TL ödemesi (Ödemeye ilişkin dekont dosyaya sunulmuştur) alacaklı olduğuna kendi beyanı ile çelişkili olduğu gibi, alacaklı olan birinin para borcunu sona erdirmek için borçluya ödeme yapması da hayatın olağan akışına uygun değildir.
Tüm bu açıklamalar ile icra takibine konu düzenleme tarihi 15/05/2020 vade tarihi 10/06/2020 olan 500.000,00 TL bedelli bononun teminat senedi olduğu, bono ile aynı tarihli tarafların imzasını taşıyan 15.05.2020 tarihli protokol ile ispatlanmıştır.
Davalı … in iyi niyetli hamil olup olmadığı yönünden:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 687 uyarınca kişisel def’ilerin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olan hamile karşı ileri sürülmesi mümkündür.
Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’î olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’înin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür. Senedin teminaten verildiğinden bedelsizliğine dair kişisel def’înin sonraki hamillere ileri sürülmesi, ancak TTK’nın 687. maddesi gereğince hamillerin, senedi iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatıyla mümkündür (Bono bakımından TTK’nın 778 maddesi atfıyla m. 687). Borçlu, hamil olan davalılara karşı kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğunu tanık dâhil her türlü delille ispat edebilir. (YHGK 2020/11-698 E, 2022/1545 K,)
Davalıların beyanları ve tanık anlatımları ile sabit olduğu üzere davalıların uzun süren iş ve arkadaşlık geçmişleri bulunmaktadır. Tarafların kabulüne göre davalı … davalı … nın arkadaşlık ilişkisi öncesi vekilidir. Davalı …, diğer davalı …’ dan para alacağına karşılık senedi devraldığını savunmasına rağmen senet lehtarı olan anılan davalıya karşı icra takibi başlatmamıştır. Yine davalı tanık anlatımlarından davalı …’ in inşaatın yapımı ve işleri hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Tanık beyanlarının değerlendirilmesi.
Tanık anlatımları iyi niyetli hamil savunması yönünden değerlendirmeye alınmıştır.
Davalı tanığı … beyanında davacının davalı ofisine gelerek borcunu ödemek istediğini beyan etmiştir. Davacı tanığı … ise davacının borcunun bulunmaması nedeni ile senedin icraya konulmaması için davalı ofisine gittiklerini ifade etmiş, diğer davacı tanığı … tanık … ifadesini destekler mahiyette beyanlarda bulunmuştur. Davalı … 15.05.2020 tarihli protokol ile davacıya 150.000 TL ödeme yaparak hiçbir para alacağı kalmadığını belirtmesi ve davacınında aynı protokol ile davalıya borcu kalmadığını belirtmesine rağmen aynı tarihte bu kez protokolün aksine davalıya borçlu olduğuna dair senet düzenlemesi protokol içeriği ve hayatın olağan akışı ile uyuşmamaktadır. Kaldı ki davacı yargılamaya yansıyan tüm aşamalarda borcu inkar etmiştir. Davacı tanıklarının beyanlarının birbiri ile ve davalı …’in imzalarının bulunduğu protokol içeriğinin örtüşmesi nedeni ile tanık beyanlarının örtüşmediği noktalarda davacı tanık anlatımlarına üstünlük tanınmıştır.
Davacı tanık beyanları ile davalı davalı tanıkların davalılar arasındaki ilişkiye dair tanık anlatımlarından ve …’ ya karşı takip başlatılmamasından davalı … in senedin teminat senedi olduğunu bilebilecek durumda olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; davalı …’in diğer davalının bonoyu inşaat işi nedeni ile elinde bulundurduğu hususunda bilgi sahibi olduğunun davalı tanık anlatımları ile de sabit olması, senedi devreden ile devralan arasındaki ilişkilerin yoğunluğu ve bu kişiler arasındaki irtibat, istinabe yolu ile dinlenen davalı tanık anlatımlarından anlaşılan davalılar arasındaki ilişkiye dair anlatımları ve davacı tanık anlatımlarından davalı … in senedin teminat senedi olduğunu bilebilecek durumda olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 24.01.2022 tarihli dilekçesi ile icra dosyasına kısmi ödeme yapıldığını, yapılan ödeme yönünden davanın istidat davasına dönüştüğünü, yapılan 461.658,96-TL nin ödeme tarihi olan 18.06.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde 18.06.2021 tarihinde 461.658,96-TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında kısmi ödeme yapıldığından yapılan ödeme bakımından dava kısmen istirdat davasına dönüşmekle, 461.658,96-TL nin ödeme tarihi olan 18.06.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte icra takibi başlatan davalı …’ten istirdatına hükmedilmiştir.
Teminat edilen husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik hali mevcuttur. Davalı … bononun teminat senedi olduğunu bilebilecek durumda ise de, icra takibinde, teminat edilen hususun gerçekleşmediğini ve takip başlatmakta açıkça kötü niyetli olduğu hususu sabit görülmediğinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Davalı tarafın hükme esas alınmayan delilleri;
Davalı, davacı …’ ın teminat senedi olduğunu iddia ettiği kambiyo senedine dayalı icra takibi borcunun ödenmesi için …’e özel vekaletname verdiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekili bu iddialara karşılık istirdat talepli dilekçesinde, davalı … ile …’in birlikte hareket ederek davacının iradesinin hileli ve yanıltıcı hareketlerle fesada uğratıldığını, davacının icra tehdidi altında bulunması nedeniyle bu işlemi çözeceğine ve aralarında bir uzlaşma sağlayacağına inanarak icra dosyası için …’e vekaletname verdiğini, davalılar ve …’in davacıyı dolandırdıklarını açıklamıştır.
… 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde;
Davacının müşteki olduğu, … ve …’ nın sanık olduğu iddianamede ” bu olayların akabinde müştekinin sözde yardım edeceğini söyleyen şüpheli … ile tanıştığı, …’ın müştekinin güvenini kazanarak aslında diğer şüpheli ile fikir ve eylem birliği içerisinde olmasına rağmen müştekiyi yardım sözü verdiği, ve protokol hazırlanması için ikna ettiği, tarafların protokol hazırladıkları, bu protokolde müştekinin maddi menfaatlerine aykırı olacak şekilde müştekinin bilgisiz ve tecrübesiliğinden de faydalanılarak evrakları müştekiye imzalattıkları, ancak müştekiye herhangi bir ödemenin yapılmadığı için devir işlemini yapmadığı, şüpheli …’ın müştekiye sen Metin ile muhatap olma satış için vekalet ver ben işini çözeceğim diyerek müştekiden vekalet aldığı, ancak bu vekalete istinaden taşınmazı kızı olan Buse İdin’e sattığı, … tarafından da …’e satış işlemini yaptığı, ayrıca müştekiye başta imzalatılan bono ile ile ilgili olarak İcra Dairesini aracı kılmak suretiyle şüphelilerin maddi menfaat elde ettikleri, bu suretle üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmakla, şüphelilerin atılı suçtan yargılamasının yapılarak eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMALARINA, ” şeklindedir. … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasının içeriği, anılan dosyada elde edilen deliller, 15.05.2020 tarihli protokolde davacı ve davalı …’in aralarında herhangi bir para borcu kalmadığını protokole koydukları imza ile kabul etmeleri, davalının para borcunun protokolden sonraki ticari ilişkiye dayandığına dair bir iddia ve ispatının bulunmayışı, protokol ile borçlu olmadığı sabit olan ve tüm süreç boyunca borcu inkar eden davacının kabul etmediği bir borcu ödenmesi için vekaletname düzenlemesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacının tüm aşamalarda inkar ettiği borcu vermiş olduğu vekaletnamede kabul için somut bir delil bulunmaması ile yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, 04.08.2020 tarihli vekaletname içeriğinin borcu kabul amacıyla verilmediği, davacının vekaletnameyi taraflar arasındaki sorunların çözümü için uzlaşma amacı ile verildiğine ilişkin açıklamalarına itibar edilmiştir.
Davalı, davacının eşi …’ ın … Polis Karakolunda vermiş olduğu ifadesinde eşi …’ın borcuna karşılık …’ya kambiyo senedi verildiğini, iş bu senedi borcuna karşılık imzalandığının farkında olduğunu belirterek, … ‘ın 05.02.2021 tarihli ifade tutanağını ve dilekçesini sunmuştur. Ancak … CBS Soruşturma No :… sayılı dosyada ifadesi alınan … 31.08.2021 tarihli ifadesinde ” … isimli şahısla tanıştık. Bu şahıs … ve … arasında yaşadığımız sorunları çözmek için ara buluculuk üstlendi. … ve … ile konuştuğunu bizim şartlarımızı kabul ettiklerini söyledi. 150.000 TL ve 250.000 TL parayı … dan bize verilmek üzere aldı fakat bu parayı bize ödemedi. …, … ve … , …, … Barosu’ndan … tarafından kurulan planlı bir dolandırıcılık faaliyeti sonucu eşim ve ben kandırılarak mağdur olduk. Şüpheli şahıslar edimlerini yerine getirmedikleri gibi bizden para alarak vaad ettikleri taşınmazı başkalarına sattılar. Şikayetçiyim.’ şeklinde beyanda bulunmuştur.
…CBS tarafından alınan beyanında davalı savunmalarının aksine davacının davalılar tarafından dolandırıldığını ifade ettiğine dair beyanı nedeni ile iyiniyetli hamil yönünden anılan savunma dikkate alınmamıştır.
Davalı … vekili bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde, …’nın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu protokolün alt kısmında el yazısı ile yazılan yazı bulunduğunu, bu yazının davacının el ürünü olduğu, davacı tarafından sunulan protokolde ise el yazılı bölüm bulunmadığını belirtmiştir. Davalı … nın cevap dilekçesi ekinde sunduğu protokolde alt kısımda el yazısı ile yazılı yazıya rastlanmadığı gibi, davalının dilekçesinde görüntüsüne yer verdiği protokolün alt kısmında yer alan yazının altında imzalar bulunmadığı gibi söz konusu yazının uyuşmazlığın esasına da bir etkisi bulunmamaktadır. Ayrıca imza altına alınan ve yukarıda ilgili hükümlerine yer verilen protokolün maddelerinin gerçeği yansıtmadığı, imzanın davalı el ürünü olmadığına dair bir iddiada ileri sürülmemiştir. Bu nedenle anılan itiraz hükme esas edecek nitelikte olmadığından menfi tespit ve istirdat talepleri yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1-… 5. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında icra takibine konu düzenleme tarihi 15/05/2020 vade tarihi 10/06/2020 olan 500.000,00 TL bedelli bono nedeni ile davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine,
2-Yargılama sırasında kısmi ödeme yapıldığından yapılan ödeme bakımından dava kısmen istirdat davasına dönüşmekle, 461.658,96-TL nin ödeme tarihi olan 18.06.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte icra takibi başlatan davalı …’ten istirdatına,
3-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gereken 34.155,00 TL nispi karar harcından peşin+ tamamlama yatırılan 8.616,75‬ TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 25.538,25 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 73.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 10.590,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

Peşin Harç : 8.538,75 TL
Tamamlama Harcı : 78,00 TL
Başvuru Harcı : 54,40 TL
Vekalet Harcı : 11,50 TL
Bilirkişi Ücreti : 1.000,00 TL
Posta Giderleri : 907,80 TL
Toplam : 10.590,45‬ TL