Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/667 E. 2023/705 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/667 Esas
KARAR NO : 2023/705

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/06/2018 günü saat 20:00 sıralarında … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesiyle karşı istikametten gelen … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüse çarparak yaralamalı trafik kazasına sebep olduğunu, sürücünün asli kusuru ile meydana gelen kazada minibüste yolcu olarak bulunan müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralandığını, daimi sakat kaldığını, dava konusu kaza sonrası hemen … Hastanesine kaldırılan müvekkilinin gördüğü tüm tedavilere rağmen tamamen iyileşemeyerek daimi sakat kaldığını, asli kusurla kazaya sebebiyet veren sürücünün kullandığı … plakalı aracın sigortacısı olan davalı şirketin yapılan müracaatının üzerine açılan … numaralı hasar dosyasında taraflarına bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, işbu olayda ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, müzakereler sonunda tarafların anlaşamadığını, müvekkilinin maruz kaldığı dava konusu trafik kazasından dolayı daimi sakat kaldığını, bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklı olarak müvekkilinin maruz kaldığı zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle; tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu ancak arttırılmak üzere şimdilik 6.000,00 TL sürekli iş görememezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 30/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sigortalı …’a ait … plakalı otobüs için müvekkil şirketçe 21/07/2017-21/07/2018 tarihleri arasında … nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, davalı şirketin sorumluluğunu poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşıdığının, davacı tarafın 11/06/2018 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle iş bu davayı ikame ettiğini, dava dilekçesi incelendiğinde davacının maddi tazminat talep ettiğini, sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin sigorta şirketinin sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zararı miktarının araştırılıp ödemesinin esas olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, sigortalı ara sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, tazminat hesabının sigortalının kusur oranınca yapılması gerektiğine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte usulüne uygun şekilde hasar başvurusu yapılması gerektiği, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ATK Raporu, … CBS …soruşturma sayılı dosyası, … İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, … Devlet Hastanesi’nin Engelli Sağlık Kurulu Raporu, Arabuluculuk Tutanağı, taraf beyanları, davacı vekilinin 27/09/2023 tarihli sulh dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
04/03/2021 tarihli ATK raporunda özetle; “Sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Sürücü …’ın kusurusuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 27/09/2023 tarihli duruşma öncesi dilekçesi ile davalı yanla anlaşmış olduklarından davanın konusuz kaldığının beyan edildiği anlaşıldı.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle talep edilen tazminat davasıdır.
Yargılama aşamasında davacı vekilinin 26/09/2023 tarihli sulh beyanında; tarafların mahkeme dışı sulh olduklarını, bu nedenle mahkeme dışı sulh olmaları nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Sulh, 6100 sayılı HMK’nın 313. maddesinde; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Tarafların uyuşmazlık konusu üzerinde karşılıklı sulh oldukları ancak buna ilişkin sulh protokolü sunulmadığından, davanın konusuz kaldığının anlaşılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Tarafların sulh olması nedeni ile konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 215,35 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır