Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645 Esas
KARAR NO : 2022/328

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalının 27/01/2019 tarihli dilekçesi ile asılsız ve gerçeğe aykırı şekilde … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, bu şikayet üzerine yapılan soruşturmada … 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin arama ve el koyma kararı vermesi üzerine müvekkili şirketin adresinde arama işlemlerinin yapıldığını, yapılan arama sonucunda şüpheli firmaya ait herhangi bir ürüne rastlanmadığı yönünde tutanak düzenlenerek imza altına alındığını, davalı şirketin gerçek dışı ve iftira niteliğindeki itham ve isnatları nedeni ile müvekkili şirketin manevi zarara uğradığını, şirketin rutin işlerinde durma noktasına varan yavaşlamaların olduğunu, haksız fiil nedeni ile zedelenen ticari itibarın müvekkili şirketin ekonomik faaliyetlerini kötü şekilde etkilediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız ve hukuka aykırı eylemin gerçekleştiği 27/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
… 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar numaralı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının bir sureti getirtilerek, dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, davalı tarafın … Cumhuriyet Başsavcılığı’na asılsız ve gerçeğe aykırı şekilde şikayette bulunduğunu, bu şikayet üzerine yapılan soruşturmada … 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin arama ve el koyma kararı vermesi üzerine müvekkili şirketin adresinde arama işlemlerinin yapıldığını, yapılan arama sonucunda şüpheli firmaya ait herhangi bir ürüne rastlanmadığı yönünde tutanak düzenlenerek imza altına alındığını, davalı şirketin gerçek dışı ve iftira niteliğindeki itham ve isnatları nedeni ile müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, bu kapsamda talep edilen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından davacının iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirket tarafından davacı şirket hakkında yapılan şikayetin haksız şikayet olup olmadığı, davacının ticari itibarinin zedelenip zedelenmediği, davalıdan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin dosyamız davalısı, şüphelilerden birinin davacımız olduğu, başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle satışa arzetmek veya satmak suçuna ilişkin yapılan soruşturma neticesinde “… Arama El Koyma kararı ile söz konusu adrese gidildiği, bahse konu taklit ürünlere rastlanılmadığı,12/03/2019tarihli alınan bilirkişi raporunda bahse konu ürünlere rastlanılmadığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin dosyamız davacısı, şüphelinin davalımız olduğu, iftira suçuna ilişkin yapılan soruşturma neticesinde “…müşteki kurumun söz konusu eylemi işlemediğinin sabit olmadığı sadece yeterli delil elde edilemediğinin anlaşıldığı…” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, her iki karara karşı ayrı ayrı yapılan itirazların ilgili Sulh Ceza Hakimliğince reddine karar verildiği görülmüştür.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda, soruşturma dosyaları ve bilirkişi raporları ile dosyamız kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davalının şikayetini haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının bulunduğu, davacıyı salt zararlandırmak için bu hakkın kullanıldığı sonucuna ulaşılamayacağı, davalının şikayetini haklı gösterecek olağan kuşkuların bulunduğu böylece davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkının kullanılması şeklinde olduğu anlaşıldığından (Aynı yönde İstanbul BAM 4. HD’nin 2019/1344 Esas ve 2021/1613 Karar sayılı ilamı) davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın reddine,
2-Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.724,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭1.563,43‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)