Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/62 E. 2021/408 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2021/408

DAVA : İtirazın İptali (Faturaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İİtirazın İptali (Faturaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, laboratuvar numune tahlil ve denetim yapan firma olduğunu, davalının ithalatçı bir firma olarak müvekkiline analiz yaptırılmak üzere “ …” numunesi getirerek bu numunenin bakanlık şartlarına uygun olup olmadığı konusunda analiz yapılmasını talep ettiğini, müvekkili firmanın analizi yaparak numuneyi kriterler uygun bularak onayladığını, bu hususun bakanlığın gönderdiği analiz formunda açıkça ortaya çıktığını ve analiz bedeli olarak davalı firmaya 5.472,01 TL fatura kesilerek karşı tarafa tebliğ edildiği halde ödeme yapılmadığından aleyhine … 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının süresi içerisinde borca ve tüm ferilere itiraz ederek, takibi durdurduğunu, ancak takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın Tarım Bakanlığı İl Müdürlüğünce görevlendirme neticesinde analizler yaptığını, müvekkilinin davacı tarafından … analiz ve tahlillerinin yapılmasını talep etmediğini, davacı taraftan il müdürlüğünün hangi analizleri istemiş olduğunun müvekkili tarafından davacı şirketten talep edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafından müvekkiline hiçbir bilginin verilmediğini, davacı tarafından iddia olunanın aksine analiz tahlillerine ilişkin olarak müvekkiline fatura gönderilmediğini ve müvekkili şirketin davacıya faturada belirtilen miktar kadar borcu olmadığını beyan ederek davanın reddi ile, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
… 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, analiz tutanağı, muayene analiz raporu, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıya vermiş olduğu analiz hizmeti sonucu faturaya dayalı olarak davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, davalının davacıdan hizmet talep edip etmediği hususlarındadır.
İlgili … 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 17/10/2019 tarihinde faturadan kaynaklanan 5.472,01 TL asıl alacak, 1.311,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.783,49 TL alacağın sıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde özetle; alacaklı görünen firmaya takibe dayanak yapılan faturaya istinaden borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, davalı borçlu icra takibine itirazında, alacaklı görünen firmaya takibe dayanak yapılan faturaya istinaden borcunun bulunmadığını ileri sürmüş, cevap dilekçesinde davacı tarafın Tarım Bakanlığı İl Müdürlüğünce görevlendirme neticesinde analizler yaptığı, müvekkilinin davacı tarafından … analiz ve tahlillerinin yapılmasını talep etmediği, davacı taraftan il müdürlüğünün hangi analizleri istemiş olduğu müvekkili tarafından davacı şirketten talep edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafından müvekkiline hiçbir bilginin verilmediğini ve faturanın tebliğ edilmediğini beyan etmiştir. Davalı borçlu, cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları ispatla yükümlüdür.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi raporu düzenlemesi için dosya mali müşavir …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle, Tarafların ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı kayıtlarına göre davalıdan 5.472,01 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde davalının davacıya herhangi bir borcu kayıtlı olmadığı, davalıya gönderilen faturalar üzerinde davalıya veya çalışanına tebliğ edildiğine dair fatura üzerinde herhangi bir işaret bulunmadığı, davacının takip talebi ile davalıdan 1.311,48 TL takip öncesi işlemiş faiz talep ettiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının faiz talep edebilmesi için davalıyı temerrüde düşürmesi gerektiği, fatura bedelinin ödenmesini içerir bir ihtarname bulunmadığı, bu nedenle davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, takip tarihi ile temerrüt söz konusu olduğundan takip tarihi itibarı ile faize hükmedilmesi gerektiği, … analiz ve tahlillerinin yapılması amacıyla numunelerin davacıya, davalıyı temsil eden gümrük komisyoncusu izni ve talebi ile Tarım Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından, Bitkisel Gıda ve Yem ile Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelerin İthalat Kontrollerine dair Uygulama Talimatı nedeniyle gönderildiği, davacı tarafın analizi yapılan numunelere ait mal/hizmet bedeli faturasını da mevzuat gereği direk olarak gümrük komisyoncusuna tebliğ ettiği ve/veya tebliğ etmesi gerektiği, davalının yetki verdiği gümrük komisyoncusu tarafında da ilgili tahlil örnekleri ve faturada işlem yapılarak Gümrük Giriş Beyannamesi gereği ithal edilen ürünlerin millileştirilmelerinin yapıldığı değerlendirildiğinden davalının faturayı tebliğ almış sayılması gerekeceği beyan edilmiştir.
Davalı vekili, analiz sonrası müvekkili firma her ne kadar faturanın kendisine tebliğ edilmesini davacı firmadan talep etse de davacı firmanın müvekkili firmanın gümrük yetkilisi …’a takip konusu faturayı tebliğ etmediğini, yapılan analiz faturasının müvekkili firmanın bilgisi ve görgüsü kapsamına alınmadığını, müvekkili firmanın birden fazla kez davacı firmadan İstanbul İl Gıda Tarım Müdürlüğünün hangi analizleri istediği ve fatura bilgisini istemişse de ne müvekkili firmaya ne de gümrük yetkilisine bilgi veya fatura verildiğini, gümrük yetkilisi …’ın yalnızca numune alma ve laboratuara gönderme tutanağında imzasının olduğunu belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Dosya aynı bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor düzenlemesi istenmiş, bilirkişi tarafından sunulan davalının itirazlarının incelendiği, kök rapor ile örtüşen, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve açıklayıcı ek rapor hükme esas alınmıştır.
Davacıya analiz yapılması için gönderilen T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İthal Edilen Gıda Maddeleri, Yem Maddeleri ve Gıda İle Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Kontrolü, Numune Alma ve Laboratuvara Gönderme Tutanağı şartlı bir tutanaktır, bu tutanakta tanımlanmış ürünlerin analiz sonucu menfi olduğu takdirde davalı tarafın ithal ettiği ürünü millileştiremeyeceği, analiz sonucunun olumlu gelmesi durumunda ürünün diğer vergileri ödenerek millileştirileceği ve yurt içine girişinin sağlanacağı anlaşılmaktadır. Bitkisel Gıda ve Yem ile Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelerin İthalat Kontrollerine dair Uygulama Talimatı 7.12.meddesine göre: Resmi kontrol sonucu mevzuata uygun bulunan ürünler için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Kontrolüne Tabi Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği) ekinde yer alan Uygunluk Yazısı düzenlenir. Uygunluk yazısının geçerlilik süresi ürünün son tüketim tarihi dikkate alınarak denetçi tarafından belirlenir. 7.14.maddesine göre: Resmi kontrol sonucu uygun bulunmayan ürünlerin ithalatçının bilgisi ve talebi doğrultusunda geri gönderilmesine veya üçüncü ülkeye ihraç edilmesine Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmeliğin 22’nci maddesi hükümleri çerçevesinde izin verilir. Davacı analizlerini yaptığını ve faturayı keserek davalıya tebliğ ettiğini ve bunu ticari defterlerine işlediğini beyan etmekle birlikte faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine dair fatura üzerinde herhangi bir işaret bulunmamaktadır. Ancak davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde ” analiz sonrası davalı her ne kadar faturanın kendisine tebliğ edilmesini davacıdan talep etse de…”, ” davalı birden fazla kez davacıdan İstanbul İl Gıda Tarım Müdürlüğünün hangi analizleri istediği ve fatura bilgisini istemişse de…” ifadelerini kullanarak kendisine davacı tarafından kesilen faturanın varlığından haberdar olduğunu açıkça beyan ve ikrar etmiş, davacının Muayene Analiz Raporunun Gümrük Müdürlüğünde ve/veya T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında işleme alınmış olduğu ve davacının analizleri yaptığı, 15.02.2017 tarihli analiz tutanağı örneğini davacıya gönderdiği, tutanakta …’ın ithalatçı veya temsilci sıfatıyla yer aldığı anlaşılmıştır. Analiz yapılmış olduğuna ve davalının analiz bedelinin fahiş olduğu yönünde itirazı bulunmadığına göre analiz bedelini ödemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı taraf itiraz sebeplerini kanıtlayamamış, davacı defterlerinde kayıtlı asıl alacak miktarı dikkate alınarak davanın kabulü ile, davalı tarafından … 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 5.472,01 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 5.472,01 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 373,79 TL ilam harcından peşin yatırılan 93,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 280,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 93,45 TL peşin harç, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 63,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.110,85 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır