Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/557 E. 2021/967 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/557 Esas
KARAR NO : 2021/967

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikte Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikte Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kira kontratına dayalı olarak …Adresinde bulunan işyerini boş olarak kiradığını, ve işyerinde kullanacağı makinaları da …’den … 26. Noteri’nin … tarih … sayılı taşınır mal satış sözleşmesiyle satın aldığını, daha sonra karşı taraf şirkete elektrik abonelik sözleşmesi yapılması için 13.10.2016 tarihinde başvuru yapıldığını, elektrik aboneliği yapılacağı inancıyla, şirket ortaklarının daha önceki iş çevrelerine haberler verildiğini, ön siparişlerin toplanmaya başlandığını, bir taraftan da iş yerinin iç dizaynı için elektrik aboneliği sözleşmesinin imzalanacağı ümidiyle beklemeye başlandığınI ancak 08/05/2014 tarih 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğindeki “Perakende satış sözleşmesi için usulüne uygun şekilde yapılan başvuruları, görevli tedarik şirketi en geç üç iş günü içinde sonuçlandırır” şeklindeki düzenlemeye aykırı bir biçimde karşı tarafın çeşitli bahanelerle müvekkilini oyaladığını, sonunda ise müvekkili şirkete ait olmayan borçlar bulunması nedeniyle sözleşme imzalanamayacağı ancak eski borçları ödemeyi taahhüt ederse elektrik bağlanabileceğini sözlü olarak bildirildiğini, müvekkili kendisinin kullanmadığı tüketim bedelini ödemek istemediğinden, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasından alınan İhtiyati tedbir kararı ile 18/11/2016 tarihinde geçici elektrik bağlantısı yapılmak zorunda kalındığını, davalının bu tutumunun 08/05/2014 tarih 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin sözleşmenin süresi ve sona erme başlıklı 8. maddesinin 4. fıkrasına ve 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun toptan ve perakende satış faaliyetleri başlıklı madde 10.maddesinin 5. fıkrasına aykırı olduğunu, müvekkilinin işyerine elektrik bağlanması için başvurabileceği başka bir şirket bulunmadığını, müvekkilinin makinalarının gaz bağlantısı olduğu halde elektrik bağlanmaması nedeni ile çalışmadığını ileri sürerek bölgesel tekel konumunda bulunan davalı şirketçe hukuka aykırı bir biçimde elektriksiz bırakılması sonucu ticari faaliyetlerini yerine getirememiş olmasından dolayı uğramış olduğu zararlara istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ilk aşamada 15.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum çalışanları tarafından düzenlenen çevre araştırmasında ”Mevcut mahallin uzun yıllardır boyahane yıkama olarak kullanıldığı, mahalde herhangi bir değişimin olmadığı, eski makinaların durduğu, abonelik talep edenin mahalli makinalarla birlikte mal sahibinden devraldığı” nın tespit edildiğini, davacının söz konusu yeri mal sahibinden devraldığını, mahalin hiç boş kalmadığını, dükkanın önceki ve şimdiki faaliyet gösterdiği iş kolunun aynı olduğunu ve dükkandaki demirbaş malzemelerin durduğunu, davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesinde söz konusu iş yerini boş olarak aldıkları iddia edilse de davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu kira sözleşmesinde kiralananla birlikte teslim edilen demirbaşların içinde arıtma tesisi, su deposu ve büro malzemeleri olduğunun belirtildiğini, ortada bir iş yeri devri olduğunun açık olduğunu, muvazaa nedeniyle davacı yanın, borçların tamamından sorumlu olduğunu, EPDK Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 4/b maddesine göre; davacının müvekkilinden elektrik almasının zorunlu olmadığını, istediği perakende şirketinden elektrik satın alabileceğini, bu itibarla tekel yetkisi bulunmayan müvekkilinin sözleşme kurmaya ve devam ettirmeye zorlanamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, elektrik aboneliği talebinin haksız olarak reddedilmesi sebebiyle tazminat davasıdır.
Mahkememizin 2016/1139 Esas – 2018/1189 Karar sayılı dosyasından verilen 12/11/2018 tarihli, ” abonelik sözleşmesi yapmak isteyen davacı ile dava dışı mal sahibi arasında muvazaa olduğu, muvazaa nedeni ile davacının mal sahibinin borçlarından da sorumlu olduğu kabul edilerek davalı elektrik şirketi davacı ile sözleşme imzalamamakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine ” ilişkin kararı, taraflarca istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/903 Esas – 2020/818 Karar tarihli, 15/09/2020 tarihli kararı ile ” Davalı istinafı yönünden yapılan ön incelemeye göre, davalı vekilince davacının istinaf dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde istinaf dilekçesi verilmediğinden HMK 352/1-b maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir. Davacı istinafı yönünden yapılan incelemede, davalı tarafça, davacı ile önceki bu aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğu ileri sürmüş, yargılama esnasında muvazaa iddiasının kanıtı olarak daha önceki abonelere ait borç dokümanlarını mahkemeye sunarak, 2001-2005 yılları arası …, 2005 yılı içerisinde …, 2013-2015 yılları arası … Şirketi, 2015 yılı sonrasında ise … isimli şahsın kurumlarına borçlu olduğunu, kiraya veren …’in aslında bu işyerinin gerçek sahibi olduğunu muvazaalı işlemle işyerini devrederek bu işyerini işlettiğini işlettiğini iddia etmiştir. Muvazaa iddiasının değerlendirilmesiyle, ilgili tesisatta, önceki abonelerle iş kolunun ve iş yerinin aynı olması hususları muvazaa bulunduğunun kabulüne yeterli olmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerin, davacı ile önceki aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğunu ispata yeterli bulunmadığı, bu sebeplerle, mahkemenin muvazaanın isbatlandığına ilişkin tesbit ve gerekçesinin hatalı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından mevzuata göre sözleşme yapılması gerektiği bildirilmiş, maddi tazminat talebi hakkında görüş bildirilmemiştir. Dosyada maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmamış, davacının maddi zararı olup olmadığı tespit edilmemiştir. Dairemizce, muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı değerlendirilmekle, maddi tazminat yönünden bilirkişi kurulu raporu alınması için kararın HMK nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. ” ifadelerine yer verilerek kesin olmak üzere kaldırılmıştır.
BAM 3. HD 2019/903 – 2020/818 sayılı kararı gereğince davalının muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı kabul edilerek mahkememizce maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan rapor ile 34.201.26 TL tazminat belirlenmiş, davalı tarafça maddi tazminat hesaplanmasının ancak bir başka şirketten alınması muhtemel miktar ile aradaki farkın bulunması yoluyla mümkün olabileceği ileri sürülmüş ise de, davacı tarafın talebini davacının ticari faaliyetlerini yerine getirememesinden kaynaklanan sabit giderler ile sınırlı tutup bunun ötesinde bir zarar talebinde bulunmadığı dikkate alınarak denetime elverişli bilirkişi raporu çerçevesinde davanın kabulü ile 15.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 19.201,26 TL’nin ıslah tarihi olan 06/12/2021 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın ve talep arttırım dilekçelerine göre davanın kabulü ile 15.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 19.201,26 TL’nin ıslah tarihi olan 06/12/2021 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.024,65 TL ilam harcından peşin yatırılan 256,17 TL ile 327,91 TL ıslah harçlarının mahsubu ile bakiye 440,57- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç ile 327,91 TL ıslah harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 196,85 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.410,13 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır