Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/543 E. 2022/663 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/543 Esas
KARAR NO : 2022/663

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Şirketinin online araç çevirme uygulamasına sahip olup bu uygulamayı … unvanı ile dünya genelinde işlettiğini, uygulamanın yolcu taşımacılığı gerçekleştiren araç sahipleri ile müşterileri konum bazlı olarak çevirimiçi bir araya getirdiğini, taşımacılık ücretinin, yolcu tarafından uygulama üzerinden davalı şirkete ödendiğini ve davalı şirketin de ücreti, taşımacılığı gerçekleştiren araç sahibi ile paylaştığını, davalı … Şirketinin sahip olduğu … uygulaması ile Türkiye pazarına girdiğini ve uygulamayı Türkiye’de yolcuların kullanımına açtığını, … uygulamasının açılmasından sonra müvekkili şirketin de sahip olduğu araçlar ile birlikte … sistemine üye olduğunu, … uygulamasının Türkiye’de kullanımına açılmasından sonra uygulamanın yasal dayanağının olup olmadığının tartışmasının ortaya çıktığını ancak davalı şirketler tarafından uygulamanın yasal olduğunun defalarca kez araç sahiplerine ve kamuoyuna açıklandığını ve araç sahiplerine bu hususta güvence verildiğini, … uygulamasının davalı şirket tarafından Türkiye’de kullanıma kapatılmasına kadar da gerçekten araç sahiplerine verilen tüm idari ve adli para cezaları dahil davalılar tarafından karşılandığını, müvekkili şirketin de davalılara güvenerek yatırımını arttırdığını ve toplam 26 adet aracını uygulamaya kaydettirdiğini, müvekkiline ait araçların tamamıyla … uygulamasının kullanımına özgülenmiş araçlar olduğunu, uzun süre müvekkili şirketin … uygulaması üzerinden yolcu taşımacılığı yaparak gelir elde ettiğini, uygulama üzerinden bir aracın ortalama gelirinin 20.000 TL civarında olduğunu, ancak davalı şirketlerin … sistemini tek taraflı ve bildirimsiz olarak bir gecede kapattıklarını, müvekkili şirketin uygulamaya kaydettiği araçları çalıştıramadığı için gelirden yoksun kaldığını ve maddi zarara uğradığını, davalı şirketlerin uygulamanın yasallığı konusunda araç sahiplerine güvence verip, araç sahiplerini uzun süreli yatırımlar için teşvik ettikten sonra bir gecede uygulamaya erişimi kapatarak mağduriyet oluşturduklarını, müvekkilinin zararını tazminle yükümlü olduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ilk aşamada 50.000 TL maddi tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faizi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’in taşımacılık faaliyeti yapmadığını, sadece teknolojik hizmet sunarak taşımanın taraflarının bir araya gelmesine çevrimiçi (online) olarak aracılık ettiğini, bu anlamda …’in, …, …, … gibi diğer birçok internet sitesi ve mobil uygulamadan bir farkı olmadığını, …’in 2014 yılı itibariyle İstanbul’da hizmet vermeye başladığını ve Türkiye’de iki ana teknoloji hizmeti sunduğunu, bunların … ve … olduklarını, … uygulaması ve … adlı hizmetlerin Türkiye’de diğer davalı …V. şirketi tarafından sunulduğunu, diğer davalı …V.’nin davalılar arasında yer alan …’den tamamen farklı ve ayrı bir şirket olduğunu, davacı ile arasında ticari ilişkisi olan şirketin, diğer davalı …V. Olduğunu, davacının, alacak talebinin dayandığı hukuki ilişkiyi ortaya koyamadığını, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı iddiasının maddi gerçekle örtüşmediğini, taşımacılık faaliyetlerini … platformuna kayıt olarak sürdürmek isteyen kişilerin uygulama üzerinden bir hesap oluşturması gerektiğini, bu hesabın oluşturulabilmesi için yapılması gereken işlemlerden birinin de yine uygulama üzerinden erişilebilir olan ve … uygulamasının kullanım şart ve koşullarını belirleyen sözleşmenin (“Sözleşme”) kabul edilmesi olduğunu, uygulama üzerinden veya taşımacılar için oluşturulmuş internet sitesi (…) üzerinden yüklenen belgelerin kontrol edildiğini ve gerekli yasal kriterleri sağlayan belgelerin onaylandığını, … platformuna kayıt olan taşımacıların sistemi kullanmaları veya hangi sıklıkla kullanacaklarının tamamen kendi isteklerine bağlı olduğunu, … tarafından kendilerine verilen herhangi bir iş taahhüdü bulunmadığını, … ile davacı arasında yazılı bir sözleşme olmadan davacı’nın … sistemine kabulünün söz konusu olmadığını, …’in ise bu sözleşmeye taraf olmadığını, davacının da bu yönde bir iddiası ve kanıtının olmadığını, bu kapsamda dava dilekçesinde yer alan, davacı’ya ait araçların … uygulamasının kullanımına özgülenmiş araçlar olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı’nın tarafı olduğu sözleşme ilişkisinin (sözleşme’nin akdedilmesi ve ifası), … uygulaması üzerinden gerçekleştirilen yolculuklara ilişkin nakit akışı, ödemeler ve faturalandırmalara ilişkin süreçler diğer davalı …V. tarafından yürütüldüğünü, … ile davacı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, …’in, davacı ile … arasındaki yazılı sözleşme’ye taraf olmadığını, …’in davacı’ya … uygulaması üzerinden sağlanan teknoloji hizmetlerini sunan şirket de olmadığını, bu nedenle müvekkili…’e pasif husumet tevcih edilemeyeceğini, davacının söz konusu iddiasına karşılık müteselsil sorumluluğun hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığını ortaya koyamadığını, …R uygulamasına ilişkin tüm teknolojik hizmetler ve nakit akışının … üzerinden gerçekleştiğini, …’in ticari ilişkinin muhatabı olmadığını,
…’in … uygulamasına ilişkin hiçbir para akışının tarafı olmadığını, davacı’ya herhangi bir para transferi yapmadığını, herhangi bir fatura düzenlemediğini, dolayısıyla … ‘in … uygulaması üzerinde pazarlama ve destek hizmeti harici hiçbir kontrolü ve yetkisinin bulunmadığını, belirsiz alacak davasının ancak davacı’nın dava açarken talep sonucunu belirlemesinin imkânsız olduğu veya talep konusunun davacıdan belirlenmesinin beklenemeyecek kadar zor olduğu koşullarda açılabildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı’nın tazminat taleplerinin borcun sona ermesinde hiçbir kusuru olmayan Müvekkili …’ye yöneltilmesinin hukuk mantığına aykırı olduğunu,
…’in Türkiye’deki faaliyetinin kendi kontrolü dışında gelişen hem fiili hem de hukuki imkânsızlık nedeniyle sona erdiğini, davacının …’nin sağladığı pazarlama ve destek hizmetlerinin durması sebebiyle zarara uğradığını ispat edemediğini,
müspet ve menfi zararın birlikte talep edilmesinin mümkün olmadığını, …’in pazarlama ve destek hizmetlerini ifa imkânsızlığı nedeniyle sona erdiğinden müspet zararın tazmininin talep edilemeyeceğini, davacı’nın hem araç satın almak için kullandığı krediyi hem de araçta oluştuğunu iddia ettiği değer kaybını birlikte talep etmesinin sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, davacı’nın talep ettiği zarar kalemlerinin reddi gerektiğini, davacının bu faaliyeti gerçekleştirmek üzere banka kredisiyle araç satın almasının, … platformunu kullanarak ek kazanç elde etmeye karar vermesinin tamamen kendi ticari kararı olduğunu, riskinin de kendisine ait olduğunu,
yirmi altı adet aracın satın alınması için kullanılan kredilere ilişkin taleplerin reddi gerektiğini, araçların değerinde herhangi bir düşüş yaşanmadığını, yoksun kalınan gelirin …’den tahsili talebinin hukuki temelden yoksun olduğunu, davacının iddia ettiği zararların hukuki imkânsızlığın oluştuğu 16.10.2019 tarihinde her halükarda meydana geleceğinden tazminat taleplerinin bu tarihten sonrası için geçerliliğini yitirdiğini, zarar kalemlerinin kabulü anlamına gelmemekle birlikte gerçek zararı aşan tazminat taleplerinin reddi gerektiğini beyan ederek davada müvekkili şirket’e pasif husumet tevcih edilemeyeceğinden davanın usulden reddine, mesnetsiz ve ispatlanamayan davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; …’in taşımacılık faaliyeti yapmadığını, sadece teknolojik hizmet sunarak taşımanın taraflarının bir araya gelmesine çevrimiçi (online) olarak aracılık ettiğini, bu anlamda …’in, …, …, … gibi diğer birçok internet sitesi ve mobil uygulamadan bir farkı olmadığını, …’in 2014 yılı itibariyle İstanbul’da hizmet vermeye başlamış ve Türkiye’de iki ana teknoloji hizmeti sunduğunu, bunların …ve … olduklarını, … uygulamasının 31 Mayıs 2019 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı iddiasının maddi gerçekle örtüşmediğini, taşımacılık faaliyetlerini … platformuna kayıt olarak sürdürmek isteyen kişilerin uygulama üzerinden bir hesap oluşturması gerektiğini, bu hesabın oluşturulabilmesi için yapılması gereken işlemlerden birinin de yine uygulama üzerinden erişilebilir olan ve … uygulamasının kullanım şart ve koşullarını belirleyen sözleşmenin kabul edilmesi olduğunu, … tarafından kendilerine verilen herhangi bir iş taahhüdü bulunmadığını, … ile davacı arasında yazılı bir sözleşme olmadan davacı’nın … sistemine kabulünün söz konusu olmadığını, …’in ise bu sözleşme’ye taraf olmadığını, davacının da bu yönde bir iddiası ve kanıtının olmadığını, bu kapsamda dava dilekçesi’nde yer alan, davacı’ya ait araçların … uygulamasının kullanımına özgülenmiş araçlar olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülen ve Mahkememiz nezdinde görülmekte olan dava ile benzer konulu huzurdaki davanın davacısı gibi araç sahibi olan davacılar tarafından ikame edilen pek çok davada mahkemelerin …’e pasif husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle davaların reddine karar verdiğini, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi tarafından incelendiğini ve …’e pasif husumet yöneltilemeyeceğinden isabetli olduğuna karar verildiğini, dava konusu sözleşme’de tarafların, uyuşmazlığın çözümü için tahkime başvurmayı kararlaştırdıklarını, HMK madde 116 (c), uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazını bir ilk itiraz olarak düzenlediğini, HMK m. 413’ün amir hükmü uyarınca, tahkim anlaşmasının varlığı halinde davanın usulden reddinin gerektiğini, HMK madde 413’ün “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” hükmünü içerdiğini, somut olayda da davanın tahkim şartının varlığı nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, …’in … adlı faaliyetine devam etmesinin … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … E sayılı dosyada verilen karar ile hukuken de imkânsız hale geldiğini, … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … E. sayılı dosyada verilen 16.10.2019 tarihli karar ile … faaliyetinin durdurulmasına ve … uygulamasına Türkiye genelinde erişim engeli getirilmesine karar verildiğini, böylece …’nin … faaliyetine devam etmesinin 16.10.2019 tarihi itibariyle hem davacı hem de … için objektif olarak zaten imkânsız hale geldiğini ve bu imkânsızlık halinin davacının bilgisi dâhilinde olduğunu, davanın esas ve usuli şartları yerine getirmediğini beyan ederek tahkim ilk itirazlarının uyarınca davanın usulden reddine, mesnetsiz ve ispatlanamayan davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sözleşme, İstanbul Ticaret Mahkemeleri kararları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava sözleşmeye dayalı olarak yoksun kaldığını iddia ettiği gelire ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davalı … yönünden, davacı taraf ile davalı … arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme olmadığı, davacı tarafından davalılar ile arasında bulunduğunu iddia ettiği ticari iş görme sözleşmesinin ispatı noktasında dosyaya sunulan yazışmaların …ile yapıldığı, sunulan protokolün ve sigorta poliçesinin … adına olduğu anlaşılmış, davacının davalı … hakkındaki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …V. yönünden ise, davacı ile davalı …V. arasındaki sözleşmenin 15.maddesi ile tarafların, uyuşmazlığın çözümü için tahkime başvurmayı kararlaştırdıkları, HMK madde 413’ün “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” hükmünü içerdiği dikkate alınarak davacının davalı …V. hakkındaki davasının tahkim şartının yerine getirilmemesi nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1- Davacının davalı … hakkındaki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- Davacının davalı …V. hakkındaki davasının tahkim şartının yerine getirilmemesi nedeni ile usulden reddine,
3-Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70 TL ilam harcının peşin yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılmış olan 773,18 TL harcın davacıya iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 4.600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır