Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2022/298 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2022/298

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat)Tazminat (Rücuen Tazminat)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketleri nezdinde … no.lu sigorta poliçesi ile sigortalı … in aynı zamanda davalı şirket nezdinde müşterek sigortalı olduğu ve çifte sigortaya davalı şirket tarafından muvafakat edildiği hususunun 06.01.2020 tarihli yazı ile davalı şirkete bildirildiği, sigortalının 08.01.2018 tarihinde apandisit nedeniyle ameliyat olduğunu, tedavi gideri olarak toplam 23.155,19.- TL. bedelin şirketleri tarafından police kapsamında ödendiğini, şirketleri tarafından ödenen 23.155,19.- TL. ödenen tedavi giderinin yarısına tekabül eden 11.577,60.- TL. davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, TTK 1467. Maddesi gereği davalı şirkete rücu haklarının bulunduğunu, davalı şirkete başvurulduğunu ve sonuç alınamadığını beyanla davanın kabulü ile şimdilik 5.000,00.- TL. nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, sigorta kayıtları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı sigortalıya ödenen tedavi giderlerinin yarısının davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı …’in davacı ve davalı sigorta şirketleri nezdinde aynı dönemlerde sigortalı olup olmadığı, bu kapsamda davacının dava dışı sigortalısına ödediği tedavi gideri nedeni ile rücuen tazminat talebinde bulunma şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Mahkememizin 03/08/2021 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere Sigorta Hukukçusu bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 06/10/2021 tarihli raporda özetle;
“1. Dava dışı …ın … Hastanesi nin 16.05.2018 tarihli hasta bilgi formu na göre apandisit sebebiyle 23.05.2018 tarihinde ameliyata alındığı, sigorta şirketinin … Sigorta olarak belirtildiği belirlenmiştir.
Sağlık kuruluşu tarafından düzenlenen faturanın davacı şirket adına düzenlendiği, fatura bedelinin 23.155,19.- TL. olduğu ve fatura bedelinin 30.07.2018 tarihinde davacı tarafından ödendiği belgelenmiştir.
3. Davacı şirket tarafından … A.Ş. Grup Sigortası kapsamında … adına 04.10.2017/2018 vade tarihli ve … no.lu Grup sağlık sigorta poliçesinin düzenlendiği görülmektedir.
4. Davalı şirket tarafından … ın Sağlığım … Sigorta Poliçesi kapsamında 07.06.2017/2018 vade tarihli ve … no.lu bireysel sağlık sigorta poliçesi ile sigorta güvencesine alındığı, poliçede ömür boyu yenileme garantisi verildiği, cerrahi yatarak tedavi giderlerinin limitsiz olarak tamamının sigorta güvencesine alındığı belirlenmiştir.
MÜTALAA VE KANAATİMİZ :
1. Davacı, dava dışı sigortalısı … ı 04.10.2017/2018 vade tarihli ve … no.lu grup sağlık sigorta poliçesi ile sigorta güvencesine almıştır. Yapılan tedavi giderinin % 100 inin sigorta güvencesinde olduğu poliçede kararlaştırılmıştır.
Hastalık Sigorta Genel Şartları 1.md. “ İş bu sigorta, sigortalıların sigorta süresi içinde hastalanmaları ve/veya herhangi bir kaza sonucu yaralanmaları halinde tedavileri için gereken masrafları ile varsa gündelik tazminatları, bu genel şartlarla varsa özel şartlar çerçevesinde, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder.” Hükmünü amirdir.
Mezkur hastalık sebebiyle tedavi gören sigortalıya ait tedavi giderini sigortalısına sorumluluğu olan % 100 oranında tazminatı fatura karşılığı ödemiştir.
Hastalık Sigorta Genel Şartları 1. maddesi kapsamında vuku bulan hastalık sebebiyle oluşan tedavi giderleri sigorta güvencesindedir.
2. Davalı şirket tarafından düzenlenen 07.06.2017/2018 vade tarihli ve … no.lu Bireysel Sağlık Sigorta Poliçesinin sigortalının 23.05.2018 tarihli ameliyatını %100 teminatlı ve limitsiz olarak kapsadığı belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın davacının müşterek sigorta hükümleri kapsamında talep hakkının bulunup bulunmadığı hususundadır.
Davacı T.T.K. nun ve davalı şirketin çifte sigortaya müsaade ettiğini beyan etmektedir. Ancak, dosya içeriğinde davalı şirketin çifte sigortaya muvafakatine ilişkin belgeye rastlanmamıştır. Davacı şirket tarafından poliçe vadesi bitimi olan 07.06.2018 tarihinden çok sonra 06.01.2020 tarihinde yazılı bildiriminin olduğu görülmektedir.
TTK’nın 1467. maddesinde, değerinin tamamı sigortalanan bir menfaatin sonradan aynı kişi tarafından aynı risklere karşı sigortalanamayacağı, diğer bir ifade ile haksız kazanç elde edilmesinin mümkün olamayacağı açıklanmış, ancak bazı şartların gerçekleşmesi halinde bu sözleşmenin de geçerli olacağını belirtmiştir.
a) Önceki ve sonraki sigortacılar muvafakat ederlerse, bu takdirde sözleşmeler aynı anda yapılmış sayılacak ve tazimat bütün sigortacılar tarafından sigorta bedellerine göre kendi verdikleri teminat arasında tazmin edilecektir.
b) Sigorta ettiren kişi önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devretmiş veya o haklardan vazgeçmişse, bu durumun ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir. Yazılmaz ise ikinci poliçe hüküm ifade etmez.
c) Sonraki sigortacının ancak önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumlu tutulacağı şartı getirilmişse, yine durumun ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekmektedir.
Dosya içeriğinden sigorta şirketlerinin muvafakatine ilişkin kayıt yer almadığı gibi diğer hususların varlığı da ispatlanamadığından dava konusu olaya çifte sigorta hükümlerinin uygulama olanağı bulunmadığı değerlendirilmektedir.
Sağlık sigortası genel şartları 12. Maddesinde “müşterek sigorta” hükmü düzenlenmiştir.
“ Tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde, bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır.” Hükmü amirdir.
T.T.K. nun … sigortalarına ilişkin hükümlerinde müşterek sigortaya ilişkin düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak, T.T.K. Hastalık ve sağlık sigortasına uygulanacak diğer hükümler başlıklı 1519/2. Maddesi “ Sigortalının uğradığı hastalık, ilaç ve tedavi giderleri için harcama yapılması gibi gerçek zararların sigortacı tarafından karşılanması öngörülen sağlık sigortalarında ise, genel hükümler dışında, zarar sigortalarına ilişkin hükümler ile 1500 ilâ 1502 nci madde hükümleri sağlık sigortası hakkında da uygulanır.”
Maddesinin yönlendirilmesi ile;
Zarar Sigortaları başlığı altında düzenlenen T.T.K. 1466. Maddesi “Müşterek sigorta” başlıklı hükmünde;
“ (1) Bir menfaat birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsi, ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur. (2) Sözleşmelere göre sigortacılar müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalı, uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her biri yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olur. Bu hâlde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır.”
Müşterek sigortaya ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi için, aynı menfaatin birden çok sigortacı tarafından, aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikoya karşı sigorta ettirilmesi gerekir.
T.T.K. 1466. maddesindeki “aynı zaman” ifadesi “aynı an”ı ifade eder. Dolayısıyla, aynı menfaat, aynı süreler için ve aynı risklere karşı sigorta edilmiş olsa bile bu sözleşmeler farklı günlerde yapılmışsa sorumluluk sigortaları için müşterek sigorta hükümleri uygulanamaz.
Maddede geçen “aynı süre” ifadesi çakışan süreler anlamındadır. Aynı menfaat, aynı anda, aynı riskler için fakat farklı sürelerle sigorta ettirilmişse sorumluluk sigortasında müşterek sigorta uygulaması ancak çakışan sürelerde ortaya çıkan risklerden doğan zararlar için söz konusu olur.
Dava konusu poliçeler incelendiğinde; farklı tarihlerde ve farklı süreler için tanzim olunduğu belirlenmiştir. Poliçenin tanzim tarihi farklı tarihlerdir.
Aynı anda yapılamamakla birlikte, önceki ve sonraki sigortacıların onay vermeleri halinde, sözleşmelerin aynı anda yapıldığı sayılarak müşterek sigorta kurallarının uygulanması kabul edilmiştir. Ancak, dosya içeriğinde sigortacıların onay verdiğine ilişkin kayda rastlanmamıştır.
Dolayısı ile dava konusu poliçelere ilişkin müşterek sigorta hükümleri uygulanamayacağı kanaatine varılmaktadır.
Müşterek sigortaya ilişkin hükümlerin uygulanamadığı durumlarda;
Her bir sigortacı; sigortalı ve zarar görene karşı, diğer sözleşmelerden bağımsız olarak sorumlu olacaktır. Sigortalı, zararını dilediği sigorta şirketinden talep hakkına sahip olacaktır. Sigortacının diğer sigortanın varlığını ileri sürerek tazminat ödeme borcundan kaçınma imkanı bulunmamaktadır.
Davacı sigortacı, kendisine karşı yapılan bir tedavi gideri talebi bulunması sebebiyle sözleşme çerçevesinde zararı karşılamak yükümlüğü altında olup bu yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Hangi poliçeden istifade edeceği, hasarsızlık indirimini hangi poliçeden kullanmak isteyeceği sigortalının takdirindedir.
Dava dışı sigortalının zararı davacı tarafından karşılanmış bulunduğundan davalının, sorumluluğu ortadan kalkmıştır.
Davacının, davalı şirkete talep ve dava hakkının bulunmadığı kanaat olunmaktadır.
SONUÇ : Hukuki takdir ve Tasnifi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere;
Davacının talebinin çifte sigorta ve müşterek sigorta hükümlerine dayandığı ancak, dava konusu talebe konu poliçelerin T.T.K. nda tanımlanan çifte sigorta ve müşterek sigorta hükümleri çerçevesinde düzenlenmiş bulunmaması sebebiyle davalının zarardan sorumlu olmayacağı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Alınan rapora yönelik davacı vekilince itirazlarda bulunulması üzerine Mahkememizin 28/12/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 21/01/2022 tarihli raporda, önceki raporda yapılan tespit ve değerlendirmeler yinelenmiştir.
Alınan raporların ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görüldüğünden davacı vekilinin yeni heyetten rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda yapılan yargılama, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; her ne kadar davacı tarafça çifte sigorta ve müşterek sigorta hükümlerine dayanılarak rücuen tazminat talepli eldeki dava açılmış ise de dava konusu talebe konu poliçelerin TTK’da tanımlanan çifte sigorta ve müşterek sigorta hükümleri çerçevesinde düzenlenmemiş olduğu, dosyamız içerisinde sigortacıların onay verdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgenin de bulunmadığı, bu sebeple dava konusu poliçelere ilişkin müşterek sigorta hükümlerinin uygulanamayacağı ve dava dışı sigortalının zararı nedeniyle davacının davalıdan rücuen tazminat talebinde bulunamayacağı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan ‭198,39‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭117,69‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 12/04/2022

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)